Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
StYASET 85 Bll İIAFTA llk kez bir pazar günü birlikteyiz. Cumhurlyet'in haftalık Siyasat ekinin pazarları yayımlanması, sanınz pek çok okurumuzun da isteğiydi. SlyaMt 85, böylelikle, yerini aldığı Slyas«t • 84 gibi, otobüste, dolmuşta, işe yetişme telaşıyia, akşam iş yorgunluğuyîa mücadele etmek zorunda olmayacak. Sadece, giderek insanların işte çalışmadığı ve uyumadığı zamanların hepsine el atan, gözü doymaz TV ve video ile rekabete girişecek. Siyaset 85'in ilk sayısmda Fransız edeblyatçı Victor Hugo'nun kişlliği, hayata bakışı, slyasete yaklaşımı üzerinde durulmasının nedeni, 1985'in Hugo'nun ölümünün 100. yılı oluşu. Başta Fransa olmak üzere birçok ülkede bu vesileyle yapılacak faaliyetler planlanıyor. Fransız Akademisi üyesi Alain Decaux'nun Hugo üzerine yazıstnı okurken, Hugo çapında da olsa bir tek insanın yaşantısını asan, çok daha genel bir çerçevedeki sorunların aklınızdan geçeceğini sanıyoruz. Slyasette ve toplumsal hayatta "ilkeler", "değerler" ile karşımıza çıkan bir somut gerçekliğe göre alınacak tavırların çelişkisi üzerine düşünme fırsatının doğacağını umuyoruz. "Sefiller"in yazarının, sevecenlikle yaktaştıgı insanlar ayakianıp sokağı ele geçirlnce buna tavtr alması, Napolyon lll'ü önce benimseyip ardında ona karşı ayaklanma çağrıları yapması tutarsızlık mı? Ya da sadece tytarsızlık mı? Siyaset konuşulurken, genellikle bireyler "birim" alınmaz. Gerçekien de, toplum hayatının bir kesitini donüşturen olaylar, gelışmeler ele alındığında "özne'Merin bireyler olmaması, sınıflar, zümreler, kitleler, en azından gruplar olması doğal. Ama buradan doğan ve hiç de doğal olmayan bir yanılsama, blreylerin bütün davranışlarını da aynı genel zeminden hareket ederek açıklamak. Böyle bir bakış, tek tek Insanların sahip olduğu değeıieri, onların bireysel tutku, alışKanlık, özlem ve hedeflerini bütünüyie gözardı etmeyi getiriyor. Aynı şekilde, Insanın kendi davranışlanna yön verirken de hep kendi dışında bellrlenmiş kriterlere kendinl uydurmaya çalışmasına yol açıyor. " Sefiller"ln durumunu kışkırtıcı tasvlrlerle gözler önüne seren bir Hugo "halkçı", 1848 ayaklanmasına karşı çıkan Hugo "tutucu", Napolyon lll'ü onaylamış Hugo "Bonapartlst , ona karşı direnlş çağrısı yapan Hugo "anarşist", Parls Ko» münü için "lyi bir şey" derken "devrimcl", Komünün bu "iyl şeyl kötü yaptğım" soylerken "saf demokrateleştirel", Komunun dağıtılışını onaylarken "gerici", hükümettn baskıcı tutumuna karşı çakarken "ılımlı" mı? Bir tek kişinin hayata karşı tavırlarında böyleslne birbirlerine karışarak biraraya geleblldiklerine göre belki de bu kavramlar o kadar net tanımlara sahip degll. Genel tanımlar dünyayı anlamamız için önemll, ama herhangi bir konunun ele alınış tarzı somut hayata, Insanlara, bize ne kadar yakınlaşıyorsa ilgi ve dikkatlmlz o kadar fazla uyanlabillyor. Gündettk hayattan, toplum hayatının çeşitli alanlarından kesitler sunan bir "1985 Başında Ingiltere" yazısını 1011. sayfalarda bulacaksınız. uözlemlere dayanan, Türklye ile karşılastırmalara yer veren, bu nedenle sadece "ingiltere yazısı" olmakla sınıriı kalmayan bu izlenlmler dizisinln iklnci bölümünü gelecek hafta yayımlayaca HP'de deklarasyonlar birbirini izliyor Yoksa başkanı istemeyen ıııi var? fet, gerekse Meclisin üstünlüğü konusunda Ustüne düşeni yapamadığı, bir özeleştiri ile açıklanıyordu. Parti yönetimi isim verilmeden de olsa ağır biçimde eleştiriliyordu. Ertesi günü bekleyemeyen demokratik sol gruptan eski genel sekreter Aydın Güven Gürkan, bazı gazctelerin akşam baskılarının satıldığı tren garından gazeteleri alarak, merakını gideriyordu. Basıııın toplantıya büyük önem verdiğini göz önüne alarak, demokratik sol gruptan parlamenterler, Genel Başkan Necdet Calp'in "artık bu dıınımda" istıfa edeceğini, kısa sürede genişletilmiş kurucular kurulunu toplamak durumunda kalacağını ileri sürüyorlardı. Uçüncü Dünyacüarhn yöneüme de demokratik sol gruba da çatarak, herkesi itidale davet eden sağduyu odağı izlenimi uyandırma atağı başansızhkla sonuçlandu Gerek demokratik sol grup gerekse Üçüncü Dünyacıların beklentileri gerçekleşmedi. ÜçüncU Dünyacıların metnindcn yaymlanmadan önce haberdar olan Calp'e demokıatik sol grubun metni iki saat sonra ulaştı'. Alelacele metni okuyan HP Genel Başkanı, "HP'de genel başkan sorunu değil, genel başkansızlık sorunu vardır" cümlesini beklenmedik biçimde yorumlayarak, istifasını bekleyenleri hayal kırıklığına uğratacaktı. Çünkü HP Genel Başkanı, daha önce de söylediği şu sözleri tekrar edecekti: "İki metinde de benden hiç soz edilmiyor. Yani seni islemiyoruz demiyorlar. Bu partide beni bir kişi genel başkan olarak İstemesin, ertesi güoii istifa ederim." Calp'in bu sözleri, demokratik sol grupta önce şaşkınlık, sonra da bir kahkaha tufanının doğmasına yol açtı. HP'de sayıları 72'yi bulan iki grup parlamenterle, halen yönetimde olduğu halde Calp'e karşı çtkan 10 parlamenter olmak Uzere 115 kişiden 82'si aylardır sürekli olarak HP Genel Başkanına karşı çıkıyorlar, Calp ile beraberindeki 9 parlamenterin partiyi pasifize ettiğini, muhalefet yapılmasını engellediğini, partinin görüntüsünü bozduklannı söylüyorlardı. Deklarasyonlarda cümlc aralarındaki ince karşı çıkışları, hatta alayı anlamazlıktan gclip "Beni islemeyen yok ki", diyen Calp'in bu sözlerini demokratik sol grup parlamenterler, bu kez şöyle yorumladılar: "Aslında Sayın Cenel Başkan yerel seçimler oncesinde 'SODEP bizden bir oy fazla alsın, istifa ederim' demişti, ama etmedi. Bu konuda da blı açık açık seni istemiyorıız desek de ki, zaten dedik bu sözlerini inkflr eder." Demokratik sol grubun tahmini doğru çıkmıştı. Üç gün sonra, bütün partiler yeni yıl mesajı verirken, HP yönetiminden bir deklarasyon yayımlandı. Deklarasyon demokratik sol gruba çatıyor, parti içindeki demokratik sol hareketi "partlden ceza alan birkaç milletvekillnin oyununa gelmekle" suçluyordu. örgüi ile bağları kopuk, tabanı hızla eriyen üç gruplu HP yeni yıla böyle giriyordu. HASAN UYSAL yılın son ayı içinde HP'nin üç ayn arA NKARAGeçtiğimizgrubu birbiridekdına deklarasyonlar yayımladılar. tlk larasyon partinin, "orta yolculan" olarak bilinen ÜçUncü Dünyacılar grubundan geliyordu. Bu grubun başını çekenlerden DM kökenli Paşa Sarıoftlu, Ayhan Fırat, Sururi Baykal, Feridun Şakir Ögiinç ve Onursal Şeref Bozkurt, hazırladıkları deklarasyonu bir basın toplantısı ile duyurmaktan son anda vazgeçip bir kısım imzalar karalanmış bir metni TBMM'de basın mensuplarına dağıtılmak Uzere bankonun Uzerine bırakıp, gideceklerdi. Daha önce metne imzalannı atanların bir bölümünün imzalarını sonradan karaladıklan görülmüştü. ^Z ÜMİT KIVANÇ Metnin sonunda yer alan imzalann karşılığındaki sayıya bakılırsa metni 47 kişi imzalamıştı. Oysa imza sayısı 46 idi. Bunlardan 7'sinin üzeri karalanmıştı. 7 kişi de demokratik sol gruptan idi. Ertesi gUn 9 demokratik sol grup parlamenterinin de imzalarının silinmesini istedikleri, ancak metni hazırlayanların bunları silmeden basına dağıttıkları ortaya çıkacaktı. Metin aslında basına değil, Genel Başkan Necdet Calp'e verilecekti. Metni hazırlayan Üçüncü Dunyacılar, demokratik sol grup parlamentcrlere gidip, "hazırlayacağımız metinde Genel Başkan Calp'in ve yönetimin değişmesini isleyecegiz" demişler ve de mokratik sol ekipten parlamenterler de imza vermişlerdi. Oysa metin bu içerikte hazırlanmamış, partide birlik bütünlük isteyen, yuvarlak sözlerle doldurulmuştu. Bunu duyan 16 parlamenter, imzalannı geri çekmişlerdi. Amaçlan hem parti yönetimi ne hem de demokratik sol gruba çatıp, çatışmadan bıkan parlamenterlerle bir grup demokratik sol parlamenteri yanlanna çekmek, doğan boşluktan yararlanmaktı. Çoğunlukla baştan beri Calp'ten yana oldukları halde son zamanlarda partinin hızla eridiğini görüp, Calp'e ve onun yönetimine karşı çıkarak bir grup oluşturmaya çahşan Üçüncü Dünyacıların etkinlik kazanmaya yOnelik ilk atağı geri tepmiş sayılabilirdi. lkinci deklarasyon, demokratik sol grup olarak bilinen ve çoğunluğunu genç parlamenterlerin oluşturduğu gruptan geldi. Uçüncü Dünyaaların deklarasyonunun hemen ertesi günü demokratik sol grup deklarasyonu bir basın toplantısıyla açıklandı. Deklarasyon bir hafta boyunca imza atan 38 parlamenterin görüşlcri alınarak Mustafa Kemal Palaoğlu tarafından yazılmıştı. Metni deklarasyonu kaleme alan Palaoğlu okudu. Basın toplantısına partiyi ilk kuran ve veto edilen kurucular da gelrnişti. Metinde ilk kez demokratik sol grubun demokratik sol düşünceyi açıkladığı, demokrasi, TBMM'nin etkinliği ve sol birlik konularında geniş pasajlara yer verildiğı görülüyordu. HP'nin gerek muhale