Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SİY ASET 85 Raşka bir üniversitede propaganda yapan, hildiri broşür dagıtan birçok öğretim iiyesi içinde siyaset bölümiinde daha önemli faaliyctlcri ulan biri de vardı. Bu ögretim iiyesi Muhafa/akâr Parti'nin bir aklif elemanı olarak milletvekillerini her hafla üniversiteye çagmyor ve çeşitli konuları ilgili ögretim üyeleri ve ögrencilerle birliktc (artışma orlamı yaratıyordu. Bir iki ay boyıınca ise hep Işçi Partili milletvekilleri davetliydi ve tartışılan konu İngiltere'nin, Avrupa'nın ve geneldc yörenin savunmasıydı. Bu tartışmalardan birinde üzerinde önemle durulan konu ise ogrctim uyeleri, yazarlar ve politikacılar arasında daha kuvvetli bagların oluşlurulınasına ilişkindi. En larafsız ve en saglıklı kararların böylc bir işbirligi ile alınacagına hem Muhafazakârlar ve hem de tşci Partililer yürekten inanıyorlardı. İngiliz universilclcrini ornek alan Sayın Dogramacı, bu canlı ve yapıcı tartışma ortamının da ozlemini çeker mi acaba? Yoksa parlicilik utanılacak bir >ey ınidir, özellikle "okumuş" lakım arasında? Bir ihtimal daha var, ynksa her örnek aldıgımız şeyde oldugu gibi Ingiltere üniversilelerinin de sadece "olıımlu yanlan"nı mı almışız? lar kapanıyor ve herkes evinin yolunu lııtuyor. Durham da boyle. Her seye ragmen dar yokuşlar ve agaçlıklı sokaklar arasında eski İstanbııl evlerini andıran bazı taş ya da belon binalarıyla Durham simdiye kadar gördügümüz tekdüzeligi unutturan bir kent... sulluktan bahsediyor, çalısmadan para kazananlar ise "çahşmak istemeyen iş bulama7" gibi katı yorumlarda bulunuyorlar. Şu veya bu nedenle işsiz sayısının 4 milyonu aştıgı bir gercek. 1984 yılı rakamlarına gnre üniversite mezunları arasında bile issi/lik oranı °'a 10'un iizerinde. Hükümel is olanaklarını genisletmek bir yana dursun sürekli kısmak zorunda kalıyor, hastanelerde, madenlerde olup bitenler zaten bu dıırumun en büyük kanıtı ama tabii başka alanlarda tek tük de olsa iş olanakları yaratılmıyor degil. Işte Thatcher hükümeti gazeteler ve televizyon kanalıyla bıınıı aşılamaya çalısırken diger yandan kapanmak zorunda bırakılan işyerleri birçok kisiyi daha işsizler ordusuna ekliyor. Gene 1984'te Ingiliz halkını huzursuzluga sevkeden baska bir olay daha vardı: Cruise füzelerinin yerleslirilmesi... Mcclis 11 Sanayi devriminin ilk ortaya çıktıgı, bir yüzyılı aşkın bir süre boyunca "Dünyanın En Zengin Ülkesi", "Dünyanın En Büyük Imparatorluğu", 'Üzerinde Gııneş Batnıayan Buyuk Britanya" diye adlandmlınış Ingillere. Ama bugün rakamlara ve yaşam düzeyine bakacak olursak bu ülke Avrupa'nın en yoksul ülkesi haline gelme yolunda. Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Birleşik Krallıgında kişi başına düşen milli gelirin İtalya düzeyinde oldugunu ögrenmek son derece şaşırtıcı. İngillere'nin bugün artık ikinci derece bir sanayi ülkesi durumunda oldugu söyleniyor. Aşagı yııkarı tiıın alanlarda leknolojik ustıınlııgıınü yiıirıniş olınası da buna ekleniyor. Buguıı İn^iKcrc ilıraç ettiginden daha l'azla miktarda sanayi ıırunıı dışalımı yapmak durumunda. Bundan >irmi yıl önce İnt<iltere'nin kişi haşına ıııilli |>eliri FransıTııınkine csilti. Buguıı ise Iransa'nınki tngiltere'ninkinden yüzde kırk oranından fazla... I.ondra'dan Paris'e ya da Frankfurt'a gidince de, en çarpıcı gelcn >i'\ bu kentlerin goreli rel'ah du/e>i.. Ancak l.ondra'nın, üstünlügü larlısmasız sürdürdügü ve İngiltere'ye çok kıymetli dövizler kazandırdıgı bir alan var: CtTY. Dünyanın en bu>ük banka, sigorta, borsa ve diger mali kıırııluşlarının yogıınlastıgı, takriben dort kiloınelrekarelik bu alan, hâlâ "dunya ticurctinin yönctildıği yer" olarak nilelendirilebiliyor. Yani C'ıty'nin bir anlamda İngiltere'nin ekonomik "serefini" kurtardıgı söylencbilir. arti konferanslarından maden işçileri grevine tngiltere'de yine parti konferansları toplandı. Bu sefer Muhafa/akâr Parti liderleri büyük bir tehlike atlattılar. Brighton olayı, olıi ve yaralılar Thatcher hükümetine yöneltilen eleştirileri ne degişlirdi ne de azalttı. Baslıca sorunlar birkaç noktada loplanıyordu. P urham: Üniversite ve Hapishane Durham LondraEdinburgh dcmiryolu üzerinde İskoçya'ya yakın çok eski ve ufak bir şehir. 25 bın ııüfııslıı bu şehrin yarısına yakınını üniversite öğrenci ve personeli ve onların aileleri, üçte birini, hapishane "sakinleri" ve personeli, kalanını da şehirdeki hizmetler ve tek tük maden işçisi oluşturuyor. Üniversitede ögrenci sâyısı 5 binin iizerinde. Hapishane ise tngiltere'nin en büyük hapishaneşi, 23 bin kadar mahkurn var. Şehrin eski yapılarının bultındıığu kısımda kosknca bir bahçesi de bulunan oldukça büyük bir bina. İngiltere'de siyasi (utuklu diye bir kavram olmadıgından siyasi amaçla işlenen suçlar da adi suç olarak degerlendiriliyor. Kısacası "mahushanede çurümek' diye hirşey yok. Çürümeye gönüllü olanlar zalen dışarda da eroin ve benzeri uyuşturucularla çürüyorlar. İşsizligin de katkısı çok bu "çurüme" olayına. Durham Üniversitesi de Cambridge ve Oxford gibi. yani kolejlerden oluşuyor. Bir başka özelligi ana binalarının nehrin iki kolu arasında hir adacık iizerinde bıılunması... 12 kolejden olıışan bu üniversite 1832 yılında kurulmuş. IJIkenin bir anlamda üçüncü seçkin iiniversilesi. Bir de Tiirk Dili ve Tarihi kısmı var. Burada Türk dili üzerine çalışan ve Türkiye'nin loplııınsal. iktisadi tarihi konularında da dcrsler veren ögretim üyeleri hulunuyor. 56 da ögrencisi olan bu hölümıın Oriental Studies binasında iki üç genis odadan olıısan seçkin bir kütüphanesi de hulunuyor. Dıırham'ın katedrali çok ıneşhıır, iç savaş doncmindc Püritenlcr, İskoçları bu katedralde h»pscf mişlcr. Bir de kalesi var, 19. yıizyılın ortalarına kadar dini ve toplumsal nüfuzu olan papazların barınagı olmuş. 1070 yılında yapılan bu kale aslında daha önceki bir Sakson kilisesiymiş. Uzun bir süredir üniversite tarafından kullanılıyor. Bazı kolejlerin üyeleri bu kalede kalıyorlar. Durham'ın en çarpıcı özelligi dc dümdü/ bir şehir olmaması. Bu ayrıcalıgın önemini anlamak için l.ondra, kuzey demlryolu hattında bir kere yolculuk yapmak yeier. Bu diimdüz ülkedc Durham bir kuzey mcisi gibi, daglık tepelik yamaçlarla kaplı jirin bir kuzey kenti. Minıarisınde de di>er şehirlere oranla zengin denebilecek bir ,'eşitlilik var. Ama saat 5.30 oldu mu bütiin dükkfln D Mezuniyet töreninden sonra Katedral'deyapılan geleneksel ayinegiden Durham Ontversitesl öğretlm üyeleri. Ulusal Saghk Hizmeti (National Health Servise) alanına ozel sektörü sokııiü kararı yaygın bir biçimde elestiriliyor. Ülkeniıı en büyük hizmetlerinden biri olarak görülen National Healıh Servise'in Thatcher dönemiııde hançerlendigi soyleniyor. 1984 yılı boyunca birçok haslane kapandı, cünkü gerekli mali yardım verilemiyordu. Eleşliri konularından bir digeri Thalcher'in egilim politikası... İlk ve orla dereceli okullarda ögretmenler, aldıkları yetersiz ücrcttcn yakınıyor ve bahar aylarında greve gidiyorlardı. Bir yıl içinde üniversite hütçelerinde ikinci kez kısıntı yapılıyor, bazı iiniversileler eski olanaklarını, kilap, dergi, gazete, arastırma fonları ve hatta (çok dıısuk oranda olmakla beraber) ögretim elemanlarından ha/ılarını kaybediyorlardı. İilke sıralamasında ııçiincü dördüncü sırayı alan ünivcrsileler en büyük darbeyi yiyorlardı. (icne de bıınlar ülkemizdeki iiniversileleri andırmaktan hir hayli uzaktılar. Atanan rcktorlerin ıınivcrsilelcrin idari ve akademik sorunları uzerinde hiç mi hiç elkinligi olmadıgını da gördük. Bütün işler scçilcn rektör yardımcısı (her Üniversite için bir tane) tarafından yapılıyordu. Ayrıca Thatcher'in egitim politikası sosyal bilimlerle pozitif bilimler arasına çiz(;i çekiyor. 1 hatcher'a göre ulkenin sosyal bilimciden çok mühendise teknisyene fizikçiye ihtiyacı var. Ama i>sizlik en büyük sorun olarak ortada duruyor ve tabii teknisyenlerin gayretleriyle de pek çözülecege benzemiyor. lssi/lik iılkede neredeyse her mahallcyi sarmış. İşsizler sürekli işsizlikten ve yoktartışmaları kamuoyuna da yayıldı. Kıta Avrupası'nı saran barış hareketi İngiltere'de de kendini göstermeye başladı. Nııkleer savaşı lanetleyen yayınlar, belgeseller lekrar gundııne )>eldi. Savaş aleyhtan bazı kadınlar çocuklarıyla, anncleri ve anneanneleriyle biriikte ABD tıi/elerinin yerleslirilmesi planlanan yere birikmiş aylarca protestolannı çeşitli biçimlerde surdürüyorlardı. Thatcher'in savıınma politikası elestiriliyor, diger partiler ise bu konuda nel bir görtış oluştııramıyorlardı. Mart ayında bazı maden ocaklarının da kapatılması tehdidi üzerine maden işçileri grevi başladı. İşsizlik korkusu ve geçim sıkıntısı diger sorıınlarla biriikte maden işçilerinde somut ifadesini bulmuştu. llükıimet sendikalarla işçiler arasına girıneklen, daha dogrıısu kendi politikasıyla yüzleşmekten çekiniyordu. Bu sırada doların hızla yukselisi, sterlinin sürekli deger kaybeimesi, grevin sekiz aydır sürmesi, AET'de ortaya çıkan sorunlar, Thalcher hiikiimeIfni daha da zor durumda bırakmıştı. Özellikle kuzey illerinde gözledigimiz yoksullıık Anglo Sakson ırkından "yeni bir Hindistan"ın oluştugu izlenimini veriyordu. 4i beşiği' K apitalizmin Son iki yıl içerisinde ingiltere'de kendi alanında satış rekorları kıran kilaplardan birinin başlıgı "Iktisadi Gerilemenin Ekonomi Politiği". Söz konusu ülke İngiltere tabii. İHkemi/dc DoguBatı ayrıını, İtalya'da GüneyKıızey ayrıını gibidir. Yani dogıılu Türk ile guneyli İtalyan yoksuldur. İngiltere'de ise bu ayrım kuzeygüney şeklinde; kıızeyde yoksulluk, güneyde goreli hir refah var. Kuzeyde ve İskoçya'da işsizlik oranı ülke orlalamasının (yaklaşık <Vol5) çok daha yüksek; % 2030'u buldugu yerler de oluyor. Bu yörelerde suç oranı da oldukça yükscliyor. Sincmalar, tiyatrolar ve lokantalar hcmen hemen hoş gibi. Pahalı oldugu için iyi gazetelerden salııı almadıgını soyleyen ögrencilere de rasllanıyor. Sosyal sigorta aylıklarıyla yaşayanlar ve işsizler için yapılmış bazı ev tipleri var. Bunlar lam bir "Laz inşaatı". Rüzgfir, iklim koşullarının da yardımıyla cvleıin içinde dolaşıyor. Birçok yörelerde de bir zamanlar çok geniş ve güzel olan eski İngiliz cvlerinin saçma sapan bölmelerle işsizlere ögrencilere kiralanmış oldugunu görüyorsunuz. Tabii bunlar da bol rüzgârlı. Küzgâr ya da cereyan unnılmaüık koselerini dolaşıyor evlerin, sokakla da bazen agaçları deviriyor, otobüsleri sallıyor. Karla yagınıırla da birleşcn sogıık kış günlerinde birçok kadınlann çorapsız, birçok çocugun paltosuz ve lastik ayakkabılı, birçok gencin de blucin takımlarla dolaştıgını gördük. Klleri ve yüzleri soguktan kıpkırmızı olan sarışın insanların da besinsizlikten, bakımsızlıktan "kavruk" olabildlgini gözledik. Kt oranı °/o 10'un altında olan o cıvık cıvık sosislerle ve domuz böbreginden yapılmış böreklerle beslenmeye çalışan insanlar bunlar. Ne yazık ki zengin ingilizler için bireycilik (individualism) ve özel hayatı kayırma olan bu lckbaşınalık yoksul İngilizler için amansız bir yalnızlık ve düşkunlük anlamı taşıyor. Artık iş özel hayatın gizli tu<ulması degil suçların ve çarpıklıkların gizli tutulması haline dönuşüyor. Esrarengiz yaralamalar, cinayetler ve türlü türlü acaiplikler kuzey Ulkelerinde rastlanan tipik hir durum. tngiltere'de bu tur suçların nedenini eskiden kolayca bulan Sharlock Holmes ve Dr. Watson bu durumda açıkça çaresiz kalırlardı. Y eni Hintliler