Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
StYASET »1 13 Meksika'nın "Abdi Ipekçi" olaymda hâlâ her yer karanlık eksika'nın en tamnmış gazetecilerinden Manuel Buendia'nın 30 Mayıs 1984'te Mexico City'nin göbeğinde öldürülmcsi, ülkcde hâlâ yankılarını sürdürüyor. Buendia, günlük L'Excelsior gazetesindeki sütununda ülkesindcki çürümeyi, siyasi düzeydeki yozlaşmayı acımasızca eleştiriyordu. Hatta son yazılarından birine, "Hasta Toplum" başlığını atmıştı. Buendia'nın ölümünden bir buçuk ay sonra cinayetle ilgili araştırma cıkmaza girrnis durumda. Yapılabilecek tek şey, tahmin yürütmek. Bir gazctecinin ölUmü birçok şeyi gizleyebilir ya da ortaya screbilir. 30 Mayıs 1984, sabahın 06.30'unda Mexico City'nin ünlü ve gürültülü merkezi Zona Rosa'da neon işıklan yanmaya başlıyordu. Londra sokagının Cenevre, Hamburg, Nis ve Roma sokaklarıyla kesiştiği bu bölgedeki birçok otel, yorgun turistlerle doluydu. Paseo de la Reforma ve Insurgentes bulvarlanna açılan dar yollarda trafik sıkışıyordu. Yakınlardaki bir park yerinde, bir adam bürosunun yanında bulunan arabasına doğru ilerledi. Başka bir adam, ona arkadan yaklaşarak yağmurluğunu yakaladı. Silah sesleri duyuldu ve birinci adam yere yığıldı. öteki fazla acele etmeden hızh adımlarla uzaklaştı. Biraz ileride, bir motosiklet, büyük bir hızla yola çıkarak sokakların içinde kayboldu. Olay o denli çabuk gelişti ki, tanıklar tepki gösterecek zaman bulamadılar bile. llk bakışta, büyük şehirlerde sıkça raslanan olağan cinayetlerden biri gibi gözUküyordu. Iki adam kozlannı mı paylaşmışlardı? Ancak alarmlar çalınıp, ilkyardım ekibi ve polisler olay yerine ulaşınca, haber bomba gibi patladı ve orman yangını benzeri yayıhverdi: Manuel Buendia suikasta uğramıştı. Bu olay, bir gazeteciye yönelen ilk cinayet girişimi değildi elbette. Eyaletlerde, iğneli yorumlarıyla, yöneticileri ya da yerel egemenleri rahatsız edenlere karşı arada sırada böyle eylemler düzenleniyordu. Üstelik olayın ertesi günü, başka bir gazeteci, Javier Jaurez Vasquez, beş kurşunla öldürulüyordu. Vasquez, Petrol tşçileri Sendikası'ndaki rüşvet ve yolsuzluk olaylannı ortaya scren haftalık bir gazetenin yöneticisiydi. Ancak bu kez olay, en başından itibaren profesyonellerin ellerinden çıkmış izlenimini veriyordu. Bir ay zarfında, soruşturmalarda çok az ilerleme kaydedilebildi. Bu durum karşısında gazetecilerin hem olayın derinine inmek, hem de daha iyi korunabilmek içjn oluşturduğu komitenin üyesi Jorge Aymami şöyle diyor: "Şu andaki durumumuıla, cinayctten birkaç dakika sonraki durum arasında hiçbir fark yok. Olay hakkında hiçbir şey bilmiyoruz." Bııendia'yı hatırlayalım sık taşa tutuyordu. Jorge Aymami şöyle açıklıyor: "Kilise ve devleti ayırma egiliminin bulundugu bu iilkede, kilise ne zaman pulitikaya kanşmışsa, olaylar hep kan dökülmesiyle sonuçlanmıştır." Şimdi Roma'da oturan eski Başkan Lopez Portillo'nun muhteşem bir zenginlik içinde yaşayan ailesi de şüpheliler arasında. "El Negro" oiarak tanınan Arturo Cruzo da diğer bir şüpheli. El Negro, devletin fonlarını çalmaktan, narkotik traf'iğine, yanlış tahsisattan, otoriteyi kötüye kullanmaya kadar bir dizi suçtan aranıyor. Kendisi 29 haziranda Puerto Rico'nun San Juan kentinde tutuklanmıştı. Petrol lşçüeri Sendikası, Guadalajara Üniversitesi'nde terör yaratan "Los Tecos" adlı aşırı sağcı yarı askcri grup, hükümet ajanları ve elbette CIA kuşkulular listesinde yerlerini alıyor. Buendia geçen kasımda, "Mekslka'da CIA" adlı bir kitap yayınlamamış mıydı? Popüler sanatçılardan Juan Gabriel de Buendia'nın kendisi hakkında yazdığı bir yazıdan pek hoşnut kalmamış ve gazeteciyi telefonla tehdit ettiği ima edilmişti. Araştırmacılar bu konuda sessiz kalırken, söylentiler de o oranda ayyuka çıkıyor. Buendia, ocak 1983'ten mart 1984'e dek Diaz Serrano'ya yirmi kez gitmiş, aynı sayıda yazısını da Katolik kilisesi ve onun temsilcilerine ayırmıştı. Başkan Reagan 18, Dil Çnstitüsü 15, Jose Lopez Portillo 10, CIA 9 kez onun suçlamalarına hedcf olmuşlardı. Meksika'da herkes, her zam t n bir şeyleri eşeleyen bu adamın çok kişiyl mutsuz ettiğinin, aldığı tavırların ona yalnız arkadaş kazandırmadığının ve çok krşide onu öldürme isteği yaratan yeterince neden oldugunun bilincindeydi. Ancak kim bunu bir dilekten öteye geçirir ve Meksika'da bile, fnsanın tüylerini ürpertecek bfçlmde büylc bir cüıayeli dUzenler ve gerçekleştirebilirdi? Cinayeti araştıran gazetecilerin komisyonundan yazar Fernando Benitez, olayı "mukeramel bir suç eylemi" oiarak nitelendiriyor. Meksika'nın en önemli ve en fazla okunan yazarlanndan birini öldürmekteki amaç ne olabilirdi? Olay ilk oiarak basına açık bir uyarı oiarak görülmeli. Bir Ulkede skandallar çıkabilir, çürüme zehirli köklerini devlet hizmetlerinin en uzak noktalanna dek uzatabilir, hırsızlık devletin en yüksek katlarına tırmanabilir, ancak aşılmaması gereken kimi sınırlar var4ır. Buendia blı sınırları dürüstlük ve görev vicdanı adına gözardı etmişti. Sık sık bu Ulkede sesi olmayanların sesi olmak istediğini söylemez miydi? Çok çekici ve aynı zamanda rahatsız edici tarafları olan Meksika'da, hiçbir konuda söz sahibi olmayan çok kişi var çünku. Meksikalı gazeteciler Damokles'in kılıcının başlarının üzerinde olduğunu biliyorlar. Kimileri cinayetin basını korkutmak ve dengesini bozmak amacıyla islendiğini söylüyorlar. Ordunun olaya katılması, devlet güvenliğinin tehlikede olduğu izlenimini veriyor. Buendia'nın bazı gazeteci arkadaşları gazetedeki köşesinde yazdığı yazıların ya da daha da sansasyonel bir açıklamaya hazırlanıyor olmasının cinayet nedeni olabileceğinden kuşkulanıyorlar. Geriye de 30 mayıstaki cinayetin suçlularının bulunmasını beklemek kalıyor. Şu anda hiçbir şey belli değil. Ancak bir Meksikalının söylediği gibi; "Bu bir şeylerin başlangıcı. Sanki bundan sonra Manuel Buendia'nın ölümünden önce ve sonraki Meksika diye bir ayrım yapılabilecek." M Buendia'mn L'Excelsior'da çıkan bir karikatürü. Cinayet gibi biızat olayın kahramanı da ne kadar benziyor değil mi? zeteci, kendi kurduğu Meksika lstihbarat Ajansı aracılığıyla sütununu 200'ün Ustünde yerel gazetede kurumlaştırmıştı. 24 Mayıs 1926'da Zitacuaro'da doğan Buendia, erken yaşta gazeteciliğe başladı. 15 yaşındayken, bir yandan öğrenci dergisinde yazıyor, diğer yandan öğretmen okulundaki dersleri izliyordu. Okul öğretmenliğine kırsal kesimlerde başladı, daha sonra siyasete merak sardı ve La Naclon gazetesinde tecrübesini perçinledi. 1948'de La Prensa'nın muhabiri oldu, polisten dayak yedi ve Başkanın, tçişleri ve Dışişleri Bakanlarının etkinliklerini izleyerek, resmi politikayla ilk bağlantılarını kurdu. Bu, onun "özel Şebeke"sinin de başlangıcı oluyordu. 1960'tan 1963'e dek La Prensa'yı yönettikten sonra, Buendia El Dia'ya katıldı ve haftalık Cnızero'yu kurdu. Sonra buradan ayrılarak El Sol ve El Universal için yazdı, kendi bürosunu kurdu ve L'Excelsior'a katıldı. Bu da, Buendia'nın basının işleyişini ve Ulkenin egemen çevrelerini iyi tanıdığını gösteriyor. Her yönüyle bir Meksikalı olan Buendia, birçok vatandaşı gibi ülkesiyle ilgili konularda çok hassastı ve ülkesinin şeref ve egemenligini büyük duyarlıkla korurdu. Ateşli silah da toplayan gazeteci, birinci sınıf atıcıydı. Hatta atış talimlerinde Başkan Jose Lopez Portillo'yu da ardında bırakmış olmakla ünlüydü. Tehdit edildiğini bildiğinden gülümseyerek, "Bu da işin riskli tarafı" derdi, "Kendisini arkadan vurmaları gerektiğini" söylerdi. Postunu ucuza kaptırmayacaktı. Nitekim bazıları, onun bu öğüdünü kaçırmadılar... Hiçbir Meksikalı yaşamı boyunca böyle bir olay görmemişti. Başkan de la Madrid'in kendisi tabutun etrafında yerini almıştı. Binlerce kişi cenazeye katıldı ve "sonışturma derinleşsin" çağrısında bulundu. Polislerden, gazetecilerden ve askerlerden oluşan üç komisyon oluşturuldu. Ordu bir likleri, 1982 yılında Fidel Castro'yla yaptığı bir görüşme sırasında Buendia'yı öldürme tehdidinde bulunan "Alfa 66" adlı Castro karşıtı grup hakkında bilgi toplamak üzere Miami'ye gönderildiler. Ancak gazeteciden öçlerini almaya yemin etmis başkaları da vardı. Böyle olaylarda, her zaman olduğu gibi, ilk önce cinayetin kimin işine yarayacağı araştınldı. Kimilerinin aklına fonları kötüye kullanmaktan hapiste bulunan eski senatör ve Ulusal Petrol Şirketi Pemex'in Müdürü Jorge Dlaz Serrano geldi. Bazıları ise Katolik kilisesine yakın çevreleri ve antropolojik araştırmalar maskesi altında CIA adına çalıştığından kuşkulanılan Yazlık Dil EnstitUsü'nü suçladı. Buendia, bu kuruluşları, Meksika'nın içişlerine giderek daha fazla karıştıklarından dolayı sık Bu kanşıklığın içinden çıkmak kolay değil. llk başta önemli gözüken birçok ipucu da öyle çok çıkar hesabını gözönüne seriyor ve o kadar çok soru işareti uyandınyor ki, hepsi uçuşan kum taneleri arasında kayboluyor. Hem kurbanın kişiliği hem de Meksika basınındaki belirgin rolü birçok tahminlere yol açıyor. Meksika'nın en büyük günlük gazetelerinden L'Excelsior'da 1978'den beri, "özel Şebeke" adında bir sütuna sahip olan Manuel Buendia, Ulkenin önde gelen yorumcularındandı. Gazetesindeki köşesinde, modern toplumun hastalıkları ve yetersizlikleri konusunda şiddetli suçlamalar yönelten Buendia, saldırılarını belgelerle de destekliyordu. Aynı zamanda gazetesinden bir oranda bağımsız kalmayı yeğleyen ga