Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Komünizmiıı Avrupa'sı daha bebekken oksijen çadıraıa girdi MEHMET ALTAN nist partiler topluluğunda da dikkat çekici tavır değişikliklerine sebep oldu. 1970'li yılların başlarında başlayan krizin hâlâ devam etmesi, ekonoınik krize karşı ciddi çareler öneremeyen Avrupa solunu gene tartışmalara ve seçenekleri gözden geçirmeye itti. 1975 yılları ile 1978 yılları arasında sol siyaset sahnesinde önemli bir rol oynamaya soyunan "Avrupa komiinizmi" kavratnı, bugiln yeniden tartışılan kavramlar arasında yer alıyor. Nitekim, Fransa'nın 130 bin tirajlı ciddi gazetesi Le Monde Diplomatigue, konuya mayıs sayısında geniş yer verdi. Avrupa komünizmini. Batılı komünist partilerin, klasik komünizmdcn farklı, yeni politikalar arama çabası olarak tanımlayabiliriz. Bu, klasik komünizmdcn farklı yeni politikalar, uluslararası devrimci güçlerin evrensel düzeyde örgütlenip dayanışma içinde hareket etmelerine yardımcı olan Enternasyonalci geleneğe karşı mesafeli durmayı, Leninist kavramları tamamen vcya büyük bir kısmıyla reddetmeyi, Sovyetler Birliği ile koşulsuz dayanışma kuralını dışlamayı içeriyordu. Eurokomünizm, Eurosol veya AvrokomUnizm olarak da anılan Avrupa komiinizmi, 1977 yılında, söz konusu hareketin başını çeken ttalyan, tspanyol ve Fransız Komünist Parti genel sekreterlerinin Madrid'te bir araya gelmesiyle "kuvveden fıile" çıkıyordu. Madrit zirvesinde yaptıkları basın toplantısında, liderlerden FKP Genel Sekreti George Marchais, Avrupa komıınizmini "sosyalisl demokrasi" ttalyan Komünist Partisi Genel Sekreteri Enrlco Berlinguer, "Demokrasi ile sosyalizmin bîr noktada bulıışınası", tspanyol Komünist Partisi Genel Sekreteri Santirugo Carillo, "Kişisel ve toplumsal özgurlukleri ve insan haklarını yücelten, geliştiren sosyalist bir topluma dogru yöneliş" olarak tanımlıyordu. Leninist metodların reddi, başka bir deyişle "sosyalizme demokratik yoldan varma", çoğulcu sistemi butun kurumlarıyla kabullenme, her komünist partinin özerkhğine çıkı sıkıya sahip çıkması, Sovyetler Birliğiyıe mesafeyle yaklaşma, gerektiğinde, sosyaliy blok üyesi örgütleri eleştirme biçimindeki politikalann, Batılı komünist partilerin itildikleri yanlızlıktan kurtulmalarına ve iktidara doğru daha hızlı yol almalarına büyük oranda yardımcı olacağı hesaplanıyordu. 1975 yılından sonra ortaya çıkan Avrupa komünizmi kavramına tarihsel bir geçmiş arayanlar, kimi zaman "dönek Kautsky"ye, kimi zaman 1956 yılındaki Macaristan olaylarına yollama yapıyorlardı. Avrupa komürlizmi, Batıda dünyaya gelip, birkaç yıl yaşadıktan sonra, Fransız Komünist Partisi'nin Afganistan olaylarında yüzde yüz Sovyetler Birliğiyle dayanışma içine girmesi, lspanyol Komünist Partisi'nin zaman içinde büyük oranda oy kaybedip parçalanması.ltalyan Komünist Partisinin teorinin can damarını oluşturan "tarihi uzlaşraa" girişiminin tam bir başarısızlıkla sonuçlanması sonunda, oksijen tüpüne kondu. Bugün yeniden bu kavramdan sağda solda bahsedilmesine önem vermiyorsanız, buna "öldü" de diyebilirsiniz. AVRUPA AMELİYAT MASASINDA / 1 B kriz, sadece kapitalist toplumlarda öncmli çalkantılara değil, Avrupa komü atı'da 19731974 yıllarında başgösteren İtalyan, İspanyol ve Fransız komünist partilerinin başını çektiği "Avrupa Komünizmi" akımı, birçok ülkedeki komünist partilerin bölünmesine, üye, oy ve saygınlık kaybına yol açtı, ama hiçbir partiye iktidar yolunu açmadı. Avrupa komünizmi kavramı, bütün Batılı komünist partileri büyük çalkantılara itti. Kavram yüzünden, tspanya, tsveç ve Finlandiya komünist partileri ikiye bölündü. tngiliz Komünist Partisi ikiye bölünecek kadar bile gücü olmadığından, görüş ayrılıklarını bünyesinde taşımaya devam ediyor. Belçika ve tsviçre komünist partileri, Avrupa komünizmi ile Ortodoks görüşler arasında ince manevralarla birliğini sağlamaya çabahyorlar. Avrupa komünizmini hâlâ yaşatmaya çalışan ve Batının en güçlü komünist partisi olan ttalyan Komünist Partisi'nde izlenen çizgiye karşı senatör Armando Cossutte liderliğinde önemli bir muhalcfet var. Parti yönetimi klasik komünizm yanlılarının gücü karşısında, eski katı tavrında değişiklik yapmak zorunda kaldı. nedeni var. Bunlardan biri, dünya ekonomisini etkileyen, Üçüncü DUnya ülkelerindeki ulusal kurtuluş ve bağımsızlık hareketleridir. Birçok Marksist iktisatçının, ABD çıkarlarına hizmet etmek için arttırıldığını iddia ettiği dünya petrol fiyatlarındaki yükselmeyi, İKP "büyük bir antiemperyalist mücadele" olarak nitelemektedir. ıtalya'daki krizin ikinci temel nedeni ülkedeki üretimin iç talebi karşılayacak bir biçimde arttınlmayışıdır. Partiye göre, ücretlilerin ve işçi sınıfının gerçek aüm güçlerini korumak ve arttırmak için giriştikleri çaba sonucu elde ettikleri kazanımlar, iç talebi azdırıyor. Sermaye ise, arttırdığı ücretleri, mallara zam yaparak karşılama yoluna gidiyor. Bu da bildiğimiz kısır döngüye sebep oluyor: Fiyatlar ve ithalat artıyor, ulusal para birimi olan liret değer bütçesinin, para basılarak dengeye getirilmesine son vermek. Bu açıklan, bir vergi reformu ve kamu sektöründeki sübvansiyon politikasına son verip, gerçekçi fiyat politikası uygulayarak kapatmak. Parti, sendikaların da desteğiyle, işçi sınıfını, kişisel çıkarlarından ziyade Ulke çıkarlarını düşünmeye ve kemerlerini sıkmaya çağırıyor. Yukarda kısaca özetlemeye çalıştığımız politikalann, bir komünist partinin damgasını taşıdığına inanmak oldukça zor. Bu politikalann, "kapitalizmin krizine omuz vermek", "revlzyonizm" gibi suçlamalarla eleştirildiğini eklemek gerek. Kendine Özgü tahliller sonucu oluşturulan "tarihi uzlaşma" formülü, ancak 1976'dan 1979'a kadar sürdürülebildi. 1979 şubatında tKP dışardan desteğini verdiği hükümete katılmayı talep etti. Bu isteği Hıristiyan demokratlarca reddedilince, iki parti arasındaki uzlaşma da sona erdi. 1979 yılındaki genel seçimlerde, tKP, tarihsel uzlaşma dönemi boyunca, "ne iktidar olup toplumu dönüştürmede önemli karar aldığı, ne de zorlu bir muhalefet yapıp emekçilerin hakkını gerektlgi gibi koruyabildigi" için önemli oranda oy kaybetti. Tarihi uzlaşma formülünün yaşatılmasını, bazı karanlık güçlerin de hiç istemediğini söylemeliyiz. Hıristiyan demokrat parti içinde tarihi uzlaşma formülünün en etkili destekçisi olan Aldo Moro'nun kaçırılıp öldürülmesi, bunun "en iyi" örneğidir. İKP'nin oy kaybı, 1983 haziran genel seçimleriyle kasım 1983 yerel seçimlerinde de kendini belli etti. Gene de İKP bugün yüzde 30 gibi çok büyük bir oy oranına sahip. 1983 seçimlerinde Hıristiyan demokratlar da 2. Dünya Savaşından bu vana görülmedik oranda oy kaybedince, ltalya ilk kez bir sosyalistin başkanlığında, 5 partili bir koalisyonla yönetilmeye başladı. Bu koalisyonun yıkılmasından medet uman İKP, hükümet kuruluşunda, "devlet yönetebilir parti imajını" bozmamak için sert muhalefete yönelmedi. Ancak, Sosyalist Parti Başkanı ve Başbakan Craxi'nin, tarihi uzlaşmaya temel olan İKP çözümlerini kendi malı gibi uygulaması komünist partiyi tedirgin ediyor. Nitekim, hükümetin çalışanların ücretlerinde enflasyonla baş edebilmek için kısıntı yapma önerisi, uzun yıllardır ilk kez İKP denetimindeki CGİL Sendikasının önderliğinde çok sert bir muhalefete çattı. Ülke geneldcki ağırlığını kaybetmemek için, işçi sınıfı yanında orta sınıfların da partisi olmak için sosyal demokratlaşma eğilimleri gösteren İKP'nin bugün oynamak istediği role sosyalist parti sahip çıkıyor. . Tarihi uzlaşma formülünün başarısızlıkla sona ermiş olması, İKP'nin hayallerini suya düşürdü. Böylece, Avrupa komünizmine yatkın uygulamalar da büyük yara aldı. İKP, işçi sınıfı partisi mi olacak, yoksa orta sınıflar ıığruna iyice sosyal demokratlaşacak mı, bunu bugünkü koalisyonun başarısı ve sosyalist partinin durumu belirleyecek. İtalyan Komünist Partisi: Tarihi uzlaşmamn sonu İtalyan Komünist Partisi teorik temellerini, Marks, Engels Lenin yanıda. Gramsci'nin görüşlerinden ve Togliatti'nin pragmatik yaklaşımlarından alıyor. Gramsci'ye gore, "Kapitalist sislcm her iilkede somutlaştıgı biçimde ele alınıp, sislemdeki çelişkiler zorlanak, sermayenin krizi şiddetlendirilmelidir." İtalyan teorisycnc göre, böylece "Burjuva toplumıınun politik ideolojik tutarlılığı, bütiinlügii sosyalisl hareket lehine zayıftalılacak, diger yandan da halk kesimlerinin geniş deslegi saglanacaktır." Ttalyan Komünist Partisi, tarihinden gelen miras yanında, Şili'de Salvador Allende'nin bir askeri darbe sonucu iktidarı ve canını yitirmesinin verdiği tedirginlikle. "tarihi uzlaşma" olarak nitelenen formü lü ortaya attı. Tarihi uzlaşma formülü, toplumu sosyalist hedeflere doğru dönüştürmek amacıyla, sadece diğer sosyalist güçlerle değil, ttalya'nın inkâr edilemeyen bir politik ve toplumsal gücü olan Hıristiyan demokratlarla da işbirliği yapmayı içeriyordu. Mayts 1972 seçimlerinde oyların yüzde 27.2'sini alan İKP, Haziran 1976 seçimlerinden daha da güçlenerek ve oyların 34.5'ini almış olarak çıkıyordu. Ülkenin ikinci partisi durumundaki İKP, Hıristiyan demokratları 11 ağustos 1976'daki güvenoylamasında, çekimser kalarak dolaylı yoldan destekledi. Böylece, "resmen muhalefetle ve iktidarda olmadıklan" yeni bir döneme girnıiş oluyorlardı. Amaç, Hıristiyan demokratları uzlaşmaya mecbur kılarak, "demokratikleşmeyi her alana ntümkün oldugunca yaymak" ve "toplumu dönüştürmek"ti. Hıristiyan demokratlarla anlaşmayı içeren "tarihi uzlaşma"nın temelinde, İKP'nin geleneksel sol görüşlerle uyuşmayan ekonomik tahlilleri yatıyordu. Partinin tarihi uzlaşmaya temel olan ekonomik tahlil ve çözumlcrini, kısaca şu şekilde özetleyebiliriz: İKP'ye göre, Italya'da hüküm süren ekonomik krizin iki temel BERLINGUER Tarihle uzlaştı, 'tarihi uzlaşma"yı gerçekleştiremedl. kaybediyor. Ücretler fıyatları takip ediyor. Maliyetler artıyor ve özetle enflasyonun önü ahnamıyor. Görüldüğü üzere, tKP tahlillerinde çağdaş Marksist ekonomi politikten çok uzaklarda seyrediyor. Ne "aşın sermaye birikiminden" ne de "kflr oranının yapısal a/alışı"ndan bahsediyor. IKP'ye göre krizin sebebi Kapitalizmin dugal çıkmazlan" değil. Sadece "İtalya'daki işleyiş biçimi." Bu tahlillerden hareketle de. İKP krizin üstesinden gelmek üzere, "kemer sıkma" politikaları öneriyor. Bunları da, bu kısa yazının elverdiği oranda kabaca şöyle belirtmek olası: 1) Gereksiz harcama ve israfı kısmak, 2) Gelir ve gider dengesini, fiyatları arttırarak değil, harcamalan kısarak yeniden kurmak, 3) Açık veren devlet