26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

10 SİYASET 84 Kaddafi: Halkımız zalim bir diktatörlük u ygulıı yor ~W~ ibya güvenlik kuvvctleri, 8 Mayıs m 1984 gıinu Albay Kaddafi'nin muM J huliflerinden ulıışun onbeş kişilik bir komando grubunun sıtıkast gihşimını bastırdı. Silahlı koınandolar o sabah Libya liderinin genellikle oıurdug'u kışlaya saldırdılar. Saldırıntn sonımlulugunu Libya'nın Kuıtuluşu İçin Ulusal Cephe adlı hiı örgüt yuklcndi. Aynı gun öğleden sonra L e Monde'un itnlu Ortadoğııyorumcusu Eric Rouleau Albay Kaddafi ile bir görilşme yaptı. Rouleau 'nun yazısını sunuyoruz. lbay Kaddafi, ön koluığunda bir maA başkente on kilometrezırhlı otomobikincli tüfek bulunan lini, uzaklıktaki yagrup subay, kendisini "Mııammar! Mııamınar'." tezahüratıyla karşıladı. Halkının düşmanlanna karşı kazandığı başarıdan dolayı tebrik edilen Kaddafi, yumruğu havada atına binip hızla uzaklaşırken, genç askerler "kahrolsıın faşizm!" diye bağırıyorlardı. 8 mayıs salı gunü, akşam üstü 18.30 sularındavdı. Yarış pisiinin kenarında, yanımda duran Kaddafi'nin özel doktoru transistörlü radyodan yayınlanan haberleri duyunca, kahkahalarla gulmeye başladı. Yabancı bir istasyondan yayın yapan spiker, ciddi bir sesle, çeşitli kaynaklardan alınan haberlere göre, Libya ordusunun isyan ctıtüıııı sr Iıabltı. sokaklaıııula >..ııpiMiı.ıl.ii niı'Mİaııa uddığıııı so\lu\oıdıı 1 | s p M M I İ l l OIIUIKİC p.ll k Cltl C Oskülll İMI Le Monde'un Ortadoğu yorumcusu Eric Rouleau'nun kaleminden: Libya'da ne oldu? Libya lideri, '' Yurı dışındaki ınuhaliflehmizin ortadan kaldınlnıası için enıir vermiyorum, " diyor. "Tersine, ınuhaliflerimi komnabilmeleri için Libya ya davet ediyorum. " Kaddafi, beni yıizlerce kitapla dolu çalışma odasında kabul etti. Gazete ve kâğıtlarla kaplı masasının ardından bana anlattıkları, yakın ealışına arkadaşlaıının anlattıklarından farklı değildi: "1 il>>u polisi. 6 mauslıı lıınııs sınırındj kuşkulandıgı üç kişiyi durdurmuşlu. Kuşkulu kişiler, Ingiliz vc Amerikan vizeli Sııdan diplumatik pasuporlları laşıyorlardı. Filislin asıllı olduklarını söylemelerine raftmen, Arapça'yı kusursuz Libya lehçesiyle konuşuyorlardı. Tutuklanacaklarını anlayınca, kaçma leşebbüsünde bulundular vc bu arada bir polisi öldürdüler. Vç adamdan biri ölu, diger ikisi yaralı olarak ele geçirildi. Çantalarında, Libya'daki suc ortaklarının isimleri, adres ve telefon numaraları ile yapmakla gürevlendirildikleri saldırı ve cinayellere ilişkin ayrınlılı talimallar bıılundu. Örgütün Irablus'daki başkanının tuluklanır tutuklanmaz, kentte bir daire kiralayan diger on arkadaşını (başka bir kaynağa göre 13) ele vermesi, polisi bir hayli jaşırltı. Pazarlesi akşamı Libya televizyoıtu Tunus sınırındu yakalanan üç "teröı ist le" ilgili haberi ayrınlılarıyla yayınladı ve böylelikle bir giin sonra güvenlik kuvvellerinin, bulundukları binaya düzenlediği saldırı sonunda ölecek olanları uyarma riskiııi (lc "(i/ı aldı". Albay Kaddafi'ye bu anlaıtıklannda çok açık bazı tutarsızlıklar bulunduğunu söyledim. Tunus sınırında durdurulan üç adamın (HartumTrablus ilişkilerinin kesik olduğu bir sırada) Sııdan diplomatik pasa portu taşımak ve Kaddafi'nin Arafat'la bozuşnıasından bu yana Libya'da kuşku uyandırmasına rağmen Filistinli oldukla nııı söylemek gibi hatalar işleyebileceklerine inanılabilir miydi? Tehlikeli bir görev yüklenmiş oldukları düşünüldüğünde, örgüt üyelerinin listesıni üzerlerinde taşıyaeak kadar tedbirsiz olabilir miydiler? Kaddafi, bu ve benzeri itirazlanmı reddetti: "Bu tip insanlann ne kadar budala olabileceklerini bilmiyorsun. Suç ortaklan gibi hepsinin Miislüman Kardeşler örgütii'ne üye olduklarına dair elimizde kanıtlar var. Sudan'ın askeri üssü VValiSjdna'da Amerikalı danışmanların göze(iminde Sudanlı ve Mısırlı uzmanlar tarafından egitildiler. Orada başka gruplar da egitim görüyor. Yakaladıklanmıza Libya'ya donmeden önce lngiltere ve Amerika'da silah ve (alimat verildi." Sudan vc diger Arap ülkelerinin de aklil yardımıyla silahlandırdıkları ve suça teşvik eltikleri leröristlere dcstek oluyorlar. Libyalıların kendilerini savunmak ve lerörisllerle onları her buldukları yerde ve poli.sin Kızıl Tugayları gördüğü ycrde lcmizledigi şekilde miicadele etmek haklarıdır. Kalilleri silahlandıran Ulkcler dc suvlarınııı ce/asını agır bir şekilde ödeyecekler. Arap olsun olmasın, Libya'ya terorizm ihraç cden ülkelere, karşılığında devrim ihraç edeceğiz." Kaddafi, öncelikle ABD, lngiltere ve Su dan'ı tehdit ediyordu, ama "diger Arap ülkelerf'nin hangileri olduğuna değinınekten kaçındı. Ancak bu ulkelerin Mısır, Tunus ve hatta bazı çevreleree tslamcı akıınları mali bakımdan desteklenıekle suçlanan Suudi Arubistan olduğu sanılıyor. Koruması için Kaddafi'ye ülke dışındaki muhaliflerinin temizlenmesini emredcrek ilk taşı kendisinin atıp atmadığını sordum. Şöyle dedi: "Bu, emperyalisl basının uydıırduftıı bir yalandır. Muhalcfel gerçek ınuhalefelLibya'dadır. Mensııplurı halk kurultaylannda fikirlerini özgürce dilc getirebilir. Geri kalanlar leroristler ülke dışındaki Libyalılar larafından derhal lasfiye cdilmektedir. Ben onlara hiçbir zaman bu yöndc emir vermedim. Aksine, muhaliflerimi korunabilmeleri için daima Libya'ya dönmeye davel etlim." lslamcı muhalefete mensup iki öğrenci 16 nisanda Trablus Universitesi avlusunda idam edilmemiş miydi? Bu idamları kendisi onaylamamış mıydı? "Bu konuda söyleyecegim bir şey yok. İki karşıdc» riım'i kendi ıırkıııluşbrı tar.ıfından idam cezasına çarptınldılar ve asıldılar, v'ünkü ders saloıılannı ateşe vererek neredcyse yıizlerce ögrcncinin ölümünc neden olacaklardı. Bildiginiz gibi, resmi bir mukaın işgal clmiyorum. Her şey halk örgütlerince kararlaştırılıyor. Halk tarafından uygulanan diklalörlüğün oldukça zalim oldugunu kabule hazırım, ama 1789 Fransız Devrimi sırasında da durum böyle degil miydi? Tüm aşırılıklarına ragmen, Fransız Devrimi (üın duııyada burjuva cumhııriyellerinin doguşuna yol açlı. Bizim dovrimimi/ de Cemahiriye (halk devletleri) cagını başlatıyor." Kaddafi, yakınlarda Libya ordusunun gciK'ila vc kaısımiK'ileıle tlolıı oldu gıınu iddia etmişti. Kendisinc, Albay Kaddafi'nin yerini bir General Bonaparte'ın alıp alamayacağını sordum. "Hayır, bu tamamen olanaksız. Burada ordu, devrimcilerin denelimindedir. Hazırlamış otdugumuz bütün halkı silahlandırma planı, düzenli ordudan tcmelli kurtulmayı amaclıyor. Şimdiden bizde nc devlel, ne hükümet, ne de sömürucüler kaldı. Varııı, halk ve >ulnı/ıa halk iklidara tam olarak sahip olacak." Bu arada, Kaddafi'nin "Islam düşmanı" politikalanna özellikle kadınlarm statüsü ile ilgili politikalanna karşı çıkan tslamcı muhalefeti etkisiz kılma planları ilerlemekte. Hukümete yakın kaynaklara gore, aralarında subayların, devlet memurlarının, öğretmen ve öğrencilerin de bulunduğu 200 kadar muhalif son birkac gün içinde tutuklandı. (Çeviren: Ipek îlkkaracan) Bu haberlerde bir zerre gerçek payı vaı dı. Aynı günün sabahı 9.30'da Trablus halkı gittikçe yükselen top ve makineli tüfek seslerini duyunca havli şaşırmıştı. Ünifor malı vc sivil giyimli, silahlı milisler sokaklar.a dökülcrek tüm tasn araçlarını durdurdular. liaşkentin stratejik bolgelerini tratiğe kapâiıp, resıni daireleri isgal ettiler ve sokaktaki insanları kibarca evlerine dönıncyc çağudılar. Akşamüstüne tloğru Trablus, bir lıayalet şehır haline geldi. Sokaklar bombos.tu. Dükkânlar kepenkleıini iııdirmişlcrdi. Insanlar evlerine sığınıp, bundan sonra nc olacagını kendi kendilerine sorarken, bütiın sehıi buyıık bir sessi/lik kaplamıştı. Dcıkcn, oğleden sonra 16.30 sıralarında sirenler derin sessizliğı bozdıı. Otomo biller ana caddclerı doldurdu; içindekilcr kornaları çalarak, sloyanlar haykırarak giclip gclmeye basladı. üenç kadın ve erkekler yumrııklannı, makineli lüfekleri ya da Kaddaf^'nin portrelenni sallayarak, "Sürekli devrirae evet! Faşizme hayır!" diye hağııaıak gosterilerJe bulunuyordu. on cesedin bir çeyıek saat kadar sergiletı Jiği alana uktstı. "Valan hainleri temi/lendi!" haykırısları duyuluyordu. Albay Kad dafi, güııü zaferle kapamıstı ve tabii ki atına binerek biraz dınlenmeyi hak ettiğini ılıisiı;ııı\ U K I I I . öfkesini güçlükle kontrol edebilen Kaddafi, sö7İerine şöyie devanı ctti: "Şimdi durum son derece acık. ABD ve tngilterc iddia ellikleri gibi siyasi muhaliflere degil, Karşılıklı ihracat < I I K I H i t i l e ı iıı biKO'jıı. sokakıa vaıaı Fakat gerçekte ne olmuştu? Kaddafi'ye o sabah ölümden kurtulup kurtulmadığını sorduğumda bana, "Bu akşam beni ziyarele gelmez misin? O zaınan her şeyi anlatırım," dedi. O gece geç vakit Babcl Aziziya kışlasını ziyarcı ettiğimde, o sabah orada bir silahlı çatışma olduğuna ilişkin herhangi bir belirti bulunmadığını gözlerimle gördum. Kışlayı koruyan kırmızı bercli muhalızların sayısında bir artış olmarnışti. KADDAIİ Iranstz Ihıiluli gibi...
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear