26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

8 ALİ TOSUN T;crubelı muhalelct, yerel seçinıler sonunda ANAP'ın yaldızının kaybolacağını Seçim rüzgarları dindikten sonra bir genel umarken, seçmen o yaldızın üzerine bır dc cila çekiveıdi. Muhalefetın tahminlcri alışılageldiği gibi yaıılı^ çıklı. Yeıel seçımlere uç yenı partinın girmesine rağmen ANAP'ın destek kaybı fazla olmadı. Bunu kayda değer bir başarı olarak gormek gerek, çunkü bu olgu benzer şartlarda yapılacak yeni bir seçimde silinecek olan partılerın oylarından büyuk bir kısmının ANAP'a gideceğini gosieriyor. Seçimlerden onee toplu bir hesap vermesi beklenen ANAP aradan sıyrıldı. Hesaplar arlık ıç sayfalarda SODEPHP veya DYP MDP arasında parça parça yapılınakta. Arlık manşetler ANAP'ın meşruluğunu sorgulamak yeıine ıcraatını değerlendiriyor. Butun bu olaylar biı taralın başarısı veya diğer tarafın yenılgısi olarak değerlendirilemez. Bu arada Türk polıtik hayatında yeni bır çığır da açılmadı. Ote yandan politik hayatta yeni bir gruplaşma, yeni bir yonlenme mev7iıbahis. Bu nedenle içinde bulunulan durumu kavıayabilmek için polıtik yapmın bugunku gorunumünü gerçekçi bir şekilde ele almak gerekıyor. Önce, son zamanlaıda sözu çok edilen birkaç noktayı ele alalım: ANAP oylarının kaynagı nedir? Hn çok sözü edilen kaynak 1970'lerde AP ve CHP'nın kontrolündcn çıkan ve kiınyası şımdıye kadar hıssıyat karıştırılmadan değeılendinlememiş MHP ve MSP oylandıı. ANAP bu kaynağın % 60'dan fazlasını lopaılaınayı başaıdı. Buna ilaveien daha 6nce AP'ye gıden oyların takriben yarısından tazlası ile, CHP'ye giden oyların % 30 kadarını da çekebildi. Bu aıada ANAP'ın aldığı oylaıın aslında ba>ka bir paıtiye aıt olduğunu iddıa elmek, duıunnı açıklamaktan kaçmak anlamına gelir. Böyle bır yaklaşımın polıtik amacı onenılı olabılır. Ancak, buradakı amaç durumu açıklamak olduğundan, once toplumsal ve polıtik nedenlerı iıdelemek gerekir. Eğer bu yaklaşım bır sonuç vermiyorsa, o ?aman top Bilinçli taban ©y] CHP'den kaçması; diğer oyların da CHP'de toplanmasınm sebebi ise benzer nedenlerden AP'nin bu oyları kaçırmış olması ıdi. Yukarıda dokunulan noktalar çerçevesinde bugünkü durumu değerlendirmek için ana partilerin bırbirleri ile ilişkisi ve seçınenlere karşı konunuınu ele almak gerekmektedir. ANAP vc laban oylar. ANAP, AP ve CHP'nin yukarıda sözü edilen "ayrıcalıksız" taban oylarının çok buyük bir çoğunluğunu toparlamasını bildi. Bunlara SODEP'le DYP'nin ANAP'a karşı politikaları "mecburen" birbirine benzeyecek. Muhalefetin bugünkü politikası sağlam ve planlı bir temele dayanmıyor. ılaveten 1970'lerde sosyal hareketliliğin hızlandığı dönemde ortaya çıkan ve MHP tarafından kontrol edilen oyları da çckebıldı. 1970'lerın MHP oylarını AP ve CHP'nın daha önce kaçırmış olduğu oylar olarak da görmek mümkündur. MHP'ııin hızlı oluşumunun, ust duzeydeki ideolojik yapısından kaynaklanmadığını gun geçtikçe daha açık bır şekilde gormekteyiz. MHP'nın başarısı AP vc CHP'nın ulaşamadığı yenı ve harekeıli bır kcsıme erışebılme.sıydı. Bu kesımı, hızlı dönıışüm sürecı ıçınde toplumun belli başlı kurunılaıının dışında kalmıv, çevresi tarafından tanımlanamamış, teknik terimı ile bır "yığın" olarak tarif etmek mumkundur. MHP'nın ıdeolojisi oyları çekmekte biı aıaç değıl, toplanan oyların birliğinin bir işateiıydı. MHP oylaıının kaynağı uzerinde bu kadar durmanın nedcnı, o zamanki ana paıtilerın kaybettığı oylar ile şımdı SODbP ve DYP'nin "gcrı alamadığı" oyların taban nıteliklerindeki benzerliktir. Amaç, ideolojik duzeydeki farklılık yerine sınıfsal düzeydeki benzerliği vurgulamaktır. Son durumun DYP ve SODEP ü/erindeki elkisi. Tabandaki oyların ANAP'ta kalnıası sonunda her ikı parti de iç "çelışkilcrını" kaybettı. DYP yerleşik ve büyük sermayeyı, SODfcP de bürokrası ve sendikaları temsıl eden, AP ve CHP'ye nazaran ıç tutarlılıkları yüksek yapılar olarak belirlendi. Buna ilaveten, ANAP'ın bu iki partiyi yepyeni bir boyutta kaışısıııa alınası, yani AP ve CHP'nin ortak yanı olan devlet kurumlarının bcllı maksatlarla kullanılma şekıllerine karşı çıkması SODEP ve DYP'nin bcnzerlıklerını ortaya çıkarttı. Bugun her ıkı parti de eski düzeni savunan, yerleşmiş ve tekelleşmiş yapılan koruyan "muhafazakâr" kurumlar olarak gözukmektedir. AP'nin CHP'den farkı. Bu iki parti ara sındaki iktıdarmuhalefet ilişkisi partıleıın üst duzeylerı arasındakı çekişmeyı yansıtmaktaydı. Çekişmenın temelı ıse ıkı tarafın gelir dağılımı ve hak tahsis etme politikalarıydı. AP tekelleşmiş bırıkimleri devlet müdahale.sınden koruyor ve bunların taaliyetini devlet gücu ile destekliyordu. CHP ise tekelleşmiş bürokratik kurumların gelir dağılımındaki yerıni muhafazaya çalışıyordu. Mesele neyin kinıin hakkı olduğunu tespit etmekti. Her iki taraf da kendı nufuzları altındaki kurumları koruyor, AP özel tckellcrı devlet kurumları yolu ile ödüllendırirken, CHP dev SODEP de DYP de.eski düzeni savunan, yerleşmiş ve tekelleşmiş yapılan koruyan "muhafazakâr" kurumlar olarak görünüyor. lum vc politıka dışı değışkcnlcrc ağırlık vcrmek uygun olur. DYP ve SODFP'in hak iddia edip de ANAP'tan "geri alamadıkları" oyların or(ak nileliği nedir? Bu konu uzerinde yaygın göruş bu oyların AP ve CHP'ye gitmekte olan oyların tabanından geldığidır. AP'nın seçmen yapısını oluşturan, üsttekı büyük sermaye ve yerleşmiş tüccar ile alttaki köylü, küçük üreticinin ve esnafın birbiri ile uyumsuz bir görununıu vaıdı. Aynı şekilde CHP'nin de yapısında burokrat ve sendikalı işçi 'le kuçuk uretıci, esııaf ve köylu arasında bır uyumsuzluk görünmekteydı. Her ıkı partinın de ust kadcmclcrı ile tabanı arasında "tekelleşmiş" yapılar ve buna uyum sağlayamayan dağınık ve kuçuk birimlcr ikilemi bulunmaktaydı AP ve CHP'nın polıtıkaları usl du/ey çıkarları içın yapılmakta, /amanında alt düzey menfaatleıı ile çelişkiye duşmekteydi. Her iki partide de taban oyların birbirinden neıedeyse faıklı olmadığı bu durumda sozu geçen oylaıın bir turaftan dığcrıne kayarak tek taralia toplanmasını engelleyen partılerın iç yapılan değıldi. Dcngcyi sağlayan politik yapının tılmü idi. Birtakım taban oyların AP'de toplannıasının sebebi bu oyların birtakım yöresel veya özel sebeplerden I ANAP oylarını dış görünüşü ve diğer partilerin yapısı sayesinde almıştır. Fakat bunun sonunda ortaya gayet tutarlı bir durum çıkmıştır. Üç ana partiye oy verenler ilk defa "homojen" gruplar oluşturmuştur. let kurumlarını diğer kesimlerin menfaatine kullanıyordu. Her iki parti de devlet kurumlarının kullanılış bıçımınde bırleşiyor, kimin için kullanılacağında aynlıyordu. ANAP, tekelleşmiş kurumlara karşı çıkma pohtıkasıyla DYP ve SODEP'in benzerlığını gosterırken, farklılıklarının yaklaşımda değil maddi çıkarlar bağlamında olduğunu vurguladı. 1970'lerde gundemde olan tekelci işverensendikalı ışçi çatışması, bugıln, iç pazar için uretimi canlandırmak ve dolaylı olarak istihdamı arttırmak üzere bir birleşmeye yönelmekte. Aynı şekilde beş sene öncesinin Ueretler ve kârlar üzerindeki pazarlıkları, bugün, gelirlerı yükseltici ve dolayısıyla iç pazarı canlandırıcı bir dayanışma olarak ortaya çıkabilir. Olayların bu şekilde gelişebilmesi için muhalefetin somut seçenekler sunması gerekiyor. Bu arada DYP ve SODEP'in ANAP'a karşı polıtıkaları mecburen birbirine benzeyecektir, zira her iki muhalefet partisi de destek buldukları ke.simler çıkarına politika geliştirdikleri zamaıı, DYP endüstriyel kapasite kullanımının yukseltılmcsini, SODEP ise işsizlığın azaltılmasını savunacaktır. Bu amaçlara hızlı bır şekilde ulaşılması ancak iç talebin desteklenmesi yoluyla gerçekleşebilir. Aynı zamanda her iki mak.sat için de gerckli olan ekonomik politika, ücret ve maaşların milli gelirdeki paylarının yukseltilmesidir. Muhalefetin iki kanadı ideolojik nedenlerle maddi temelde birleşemezlerse, o zaman muhalefet, ortak yönlerini etkin bir biçimde kullanamamaktan dolayı, olabıleceğinden çok daha zayıf düşmek durumunda kalacaktır. SODRP'in muhafazakfirhgı. SODEP'in yapısı bir Batı toplumunda değerlendiıildiğinde diğer partilere göre sosyal demokrat bir görunum arzedcbilır. ö t e yandan SODEP'h aydının I ürkiye'deki yeri tepeden ınme, toplumun ıçinden çıkmamış, aynı zamanda da "geleneksel" bir yerdir. "Batılı" aydın Tanzımat'tan beri toplumun yapısına zıt duşer, fakat idareci olduğu için "mutena mevkiler" işgal edcr. Aydının kendisini "toplumun temsilcisi" olarak görmesi ise pek gerilere gitmez Üstlenilen bu temsilcilik, devletin dışında kalma surecının sonunda çıkmıştır. Bu aydın, gücunü geçmişteki bırikimlerinden değil, gelecek için verdiğı vaatlerden alır. Geleceğı, kendısinin toplumdakı "mustak
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear