26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Bıırıık bir yaşgünü MKHMET ALTAN aris Fransa'nın ve P cumhurbaşkanı olan Beşinci Cumhuriyet'in doğrudan oyla seçilen ilk sosyalist François Milterrand'ın, seçim zaferinin üçüncü yıldönümü. Gene aynı yıl haziran ayında yapılan genel seçimlerde, Sosyalist Partinin parlamentoda çoğunluğu tek başına elde ettiği hatırlanırsa, Fransız sosyalistleri asrın en uzun sureli iktidarı olma şansını elde ettiler. Ne 1936 yılında Leon Blum başkanlığındaki Halk Cephesi, ne de 1956 yılında Guy Mollel başkanlığındaki Sosyalist Radikal koalisyonu, Fransız sosyalistlerinin bugünkü şans vc olanaklarına sahipti.. Bu nedenle, Uçüncü yılını geride bırakan François Mitterrand dönemi, Fransız sosyalistlerinin ilk defa elde ettikleri en uzun süreli iktidar dönemi. Bu dönemin bir başka özelliği, sosyalistlerin, toplumsal sorunlara önerdikleri çöziimlcri, yürütme ve yasama organlarındaki tam hâkimiyetleri nedeniyle, "dörl başı mamıır" olarak uygulayabilme şansına sahip olmaları. ra geçeceğini söylüyorsa da, bu görüş diğer gözlemciler tarafından iyimser bir tahmin olarak yorumlanıyor. Mitterrahd yönetimi, yaklaşık bir yıl süren Keynes yaklaşımlı politikasına 1982 yazındaki gclirleri ve fiyatları dondurma kararıyla son verdi. Bu tarihten sonra da, uygulanan tcmcl iktisat politikalarında sadece bir parantez olacağı iddia edilen "kemer sıkma" dönemine geçildi. Temel ilkeleri, 3. Pierre Mauroy hükümetinde olağanüstü yetkilerie donatılan Jacques Delors tarafından 25 mart 1983 tarihinde açıklanan teknik bir "kemer sıkma" uygulaması olarak kalacak. François Mitterand'ın uyguladığı gerek ekonomik gerek dış politikaların basta kendi partisinin sol kanadı olmak üzere, bu kadar eleştirilmesinin sebebi, iktidar öncesi söyledikleriyle ilgisiz uygulamalar olmasından ileri geliyor. Sosyalist Parti programlarında, "kapitalizme son verme", "silah satışlarını anında durdurma" gibi vaatler bulunurken, bugünkü uygulamalar 5. Cumhuriyet'in en ABD yanlısı, en "emperyalist amaçh" dış politikası olarak SİYASET 84 16 önemli olduğu söylcncbilir. François Mitterrand'ın bu kadar tııtucu politikalar takip etmesinin nedenlerinden biri, uzun süreli iktidar olmasında aranmalı. Bundan önceki deneylerde, kriz dönemlerinde sol kısa süreli olarak iktidara gelmiş, ilkelerine fazla ters düşmeden, önemli reformlar yapmış, sonra da muhalefetteki "tabii" yerini almıştı. Mitterrand ise, uzun dönemli iktidar kalabilmek için, Fransa'nın kapitalist bir ülke olduğunu hiç unutmuyor. Kapitalist bir ülkede, en önemli unsurun "patronlann Mitterrand'ın gülünün dikeni, şimdi işçilere de batıyor Ama şimdiye kadarki gelişmeler, sosyalistlerin bu tarihi şansliiıını pek olumlu olarak kullanamadıklannı gösteriyor. 1980'li yılların başlangıcı, Batı ülkelerinde uzun suredir devam eden ekonomik krize, birbirine taban tabana zıt çözümler öııeren iki ayrı yonteınin iktidara gelmesine olanak sağladı. Bunlaıdan birincİM, 4 kasını 1980 yılında başkanlık seçimini kazanan Ronald Reagan, ikincisi dc François Mitlerrand'dı ABD Başkanı Milton Fricdman'ın tcorilerini, Fıansa Cumhurbaşkanı da sol Keyncs politikaları krize çare olarak görüyordu. lnandıkları teorilerın uygulanması için, ellerindeki en önemli araçlardan biri, yıllık bütçelerdi. Çok kabaca, Reagan için denk bütçc, François Mitterrand için de "topluınun refahı açısından denk bütçeden /iyade, gelir ve fiyal genel seviyesindeki islikran saglayan bütçe" öncmliydi. Gene de sosyalist iktidar, bütçe açığının ulusal gelirin yuzde üçünu geçmemesini kararlaştırdı. İlk ağızda, iş imkânı ve toplam talebi arttıncı kamu harcamalarına hız verildi. Çalışanların alım gücünü ve iç talebi arttırmak için ücretlere zam yapıldı. Ancak transfer harcamalarını arttırmayı hedefleyen bu sol Keynes politika uygulaması çok kısa sürdü. Sosyalistler, Fransız ekonomisinin sandıklarından fazla dışa bağımlı olduğunu gördüler. Taleple birlikte, ithalaı da büyümüş, işçi ücretlerindeki artışlar ise, zaten istenilcn düzeyde olmayan Fransı/ mallarının rekabetini azaltmıştı. Bu da ihracatı azaltıp, dış ödemeler açığını iyice büyütmüştü. Ayrıca Sosyalist Parti örgütü, devamlı devalüasyonlara scbep olacak bu politikaları savunacak kadar disiplinli ve geniş bir örgüte sahip değildi. Fransa'da geleneksel sol politikaların önemli bir ilkesi olan "millileştirmeler" dc (devletleştirme değil) umulan yararları sağlamayıp, psikolojik bir etken olarak kaldı. Mitterrand hâlâ zarar eden millileştirilmiş kuruluşların, 1985 yılından itibaren kâ ETXS UB*E .VDUSNL MC A CEST PMJVOIB CHfflSİ*', CHoıyc "kemer sıkma' politikaları hâlâ sürüyor ve resmi açıklamalara göre sürecek de. Delors programının amacı, dış ticaret ve bütçe açığını kapatınak, enflasyonu geriletmek. Politikanın en önemli noktası ise, alım gücünün azaltılmasına dayanıyor. Nitekim, son iki yıldır Fransız çalışanlannın alım gücü fiyat artışlarının gerisinde kaldı. Delors programı, dış ticaret açığını, geçtiğimiz yıl içinde, 90 milyar franktan 43 milyar franka, enflasyon oranını da yüzde 14'ten yüzde 9'a geriletti. Ancak bu başarılar, ulkenin borçlanma hızını arttırdı. Fransa geçen yıl dünyanın en hızlı borçlanan ülkcleri arasına girdi. Talebin kısılması issizliği de kanıçıladı. Her ne kadar 1983 yılında suni önlemlerle işsiz sayısı 2 milyon civarında kaldıysa da, içinde bulunduğumuz yıl işsiz sayısında önemli artışlar gözlendi. * 1984 yılındaki ilk dört aylık rakamlar ise, enflasyon oranının öngörüldüğü gibi yüzde 6'ya, dış ticaret açığının 25 milyar franka indirilemeyeceğini şimdiden göstermiş bulunuyor. Işsizlik ise tam bir sosyal yara olma yolunda hızla ilerliyor. Problemin tek çözüınü çalışma saatlerini 35'e indirmek olarak görülüyor. Buna da patronlann ne kadar yanaşacağı belli dcğil. Hele işsizliği daha da hızlandıran "sanayiyi yenileştirme" uygulaması, sermayeyi rahatlatıp, ürctimi arttıramazsa, Mitterrand'ın sosyalist ekonomi politikası, sadece ortaya çıkıyor. 1983 yılının ocak ayında, Alman Parlamcntosunda Mitterrand'ın Pershing2 füzelerinin Avrupa'ya yerleştirilmesini savunması, aynı yılın haziran ayında, 16 yıldır ilk kez NATO Konseyi'nin Paris'te toplanması, bu politikanın önemli göstergeleri. Fransa'nın emperyalist amaçlarla giriştiği, Lübnan ve Çad maceraları da Fransçois Milterrand'ın dış politikasının bir diğer parçasını oluşturuyor. Ayrıca Sovyetler Birliği'nin, geçen yıl 13 mayıs akşamı Fransız Millet Meclisi'nde kabul edilen "askeri harcamalarla ilgili" yasanın birinci maddesinde "Fransa'nın rcsmen diişmam" olarak kabul edilmesi de, Mitterrand dönemine denk geldi. François Mitterrand'ın dış politikası, başta kendisinin çok eskilerden bcri gelen Amerikan hayranlığı yanında, Fransız topluımında orta sınıfın ağırlığımn çok fazla olmasına ve burjuva ihtilali yapan bir ülkenin.her şeye rağmen işçi sınıfı ihtilali yapan bir ulkeye çok fazla hoşgorü tanımamasına bağlanabilir. Hükümet sosyalist dış politikanın temel noktalarından birinin "tnsan haklanna saygıya" dayandığını söyleyip duruyor. Ancak Fransa'nın Afrika devletleriyle ilişkileri bu ilkeye ters düşüyor. Ayrıca ülkenin 1982 yılında 42 milyarlık silah satışı yaparak rekor kırdığı da hatırlanırsa, Mitterrand usulü Sosyalist dış politikada, silah satışının, "insan haklanna saygı" kadar kân" olduğunu söyleyip duruyor. Bir ikinci neden ise, kriz döneminde, kapitalist ülkelerde sosyal demokrasinin yapacak fazla bir şeyi olmaması. Bunlara rağmen bu dönemin, daha önceleri gibi, topluma kalacak en önemli uygulamaları, sosyal alanda oldu. Fransız halkının çoğunluğunun isteğinc karşın, idam cezası kaldırıldı. Hapishane ve ceza sisteminde, Adalet Bakanı Robert Badınter'in girişimiyle, insani yenilikler gerçekleştirildi. "Auroux Yasası'yla, çalışanların, zorunlu olarak işyerlerinin yönetiminde söz sahibi olmaları yolunda önemli adımlar atıldı. Ulke yönetiminde, bölgelerin otonomi kazanmasını sağlayacak "desanlralizasyon yasası" çıkarıldı, emekli olma yaşı, erkekler için 65'ten 60'a, kadınlar için 60'tan 55'e, haftalık çalışma süresi ise, bir saat kısaltılarak 39'a indirildi. Ucretli izin bir hafta daha arttınlarak 5 haftaya çıkarıldı. avantajlı olduğu sosyal reformlar ekonomik başarılarla desteklenemediği için önemli yankı bulmadı. Her ne kadar François Mitterrand, kemer sıkma politikaları sonunda, yeniden büyüme dönemine geçileceğini ve gerçek sol uygulamalar yapılacağını tekrarlayıp dursa da, daha şimdiden kendisinin bir daha aday olmasını istemeyenlerin oranı yüzde 55'e ulaşmış bulunuyor. Ancak her şeye rağmen, "sol"un en
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear