Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
C G Ö R K E M SPOR FUTBOL ŞUBAT SALI FENERBAHÇE 10’LA GÜLDÜ Ç Ö T E L İ O Ğ L U üzerine basa basa vurguladığı bir gerçeği hatırlatmak gerekiyor; Aziz Yıldırım yönetimi göreve geldiğinde koskoca Fenerbahçe Kulübü’nün tek bir tapulu malı bile yoktu. Ancak dönemin yeni başkanı Yıldırım, eldekiyle yetinerek ileri gidilemeyeceğini çok iyi biliyordu. Tesisleşmeyi misyonunun önemli bir parçası olarak belirledi. Faruk Ilgaz, Samandıra, Dereağzı Metin Aşık, altyapı, Fikirtepe, Kayışdağı ve Todori tesisleri kulübün önemli üsleri haline geldi. Kuşkusuz en büyük eseri de Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı oldu. Kulübün kuruluşundan kısa süre sonra hizmete açılan, ancak Aziz Yıldırım’ın göreve geldiği 1998’e kadar sadece 2 kez yenilenen Şükrü Saracoğlu Stadı, kulübün eski başkanının ismini almadan önce Silahtar Ağa Sahası, Papazın Çayırı, Union Club Sahası, İttihat Spor Sahası ve Fenerbahçe Stadı olarak anılıyordu. 1982’deki yenileme inşaatı bittiğinde 21 bin 500 kapasiteli hale getirilen stat, Yıldırım’ın Fenerbahçe için belirlediği büyük hedeflere oranla fazla küçüktü. 50 bin 530 oturma kapasiteli Şükrü Saracoğlu Stadı, 2000’de başlanan 6 yıllık bir çalışmanın ürünü. Önce iki açık tribün genişletilerek şimdiki Migros ve Telsim tribünlerinin tamamlanmasıyla toplam kapasite 42 bine yükseldi. Sıra Maraton’daydı; yıkılan tribün 16 Şubat 2002’deki Galatasaray derbisine yetiştirildi. Sonuçta dev maçı 52 bine yakın taraftar izlemişti. Bu inşaat sonrası stat, sinir YOLUDA DEVAM EDİYOR bozucu sütunlarından da arındırıldı ve çelikten bir çatıyla tribünlerin üzeri kapatılmaya başlandı. Kale arkalarının da kapalı hale getirilmesinin ardından numaralı tribün yenilendi. İç bölümü de baştan aşağı değiştirilerek modern ve lüks bir çehreye büründürülen stada son olarak ısıtma sistemi eklendi. Sonuçta ortaya 2009 UEFA Kupası finaline ev sahipliği yapacak 5 yıldızlı bir futbol mabedi çıktı. Fenerbahçe yönetimi şu anda bir yandan kulübe fazladan kaynak yaratıp diğer yandan da Sarı Lacivertli renklere gönül veren taraftarlarına en iyi hizmeti verebilecek yeni projeler üzerinde çalışılıyor. Kulüp, dev bir şirketin yapması gerektiği gibi profesyonel planlamalarla tesisleşme sürecine ara vermeden devam ediyor. DEV EKONOMİ Y ıldırım’ın Fenerbahçe’yi dünya kulübü yapma hedefine ulaşması için öncelikli şart kulübün ekonomisine ivme kazandırmaktı. Bu sayede kartopu çığa dönüşecek ve diğer şartların yerine getirilmesi için gerekli olanaklar sağlanacaktı. Bugün gelinen noktada tam 1 milyar YTL’lik piyasa değerine sahip olan Fenerbahçe, reel sektörde yıllarca faaliyet gösteren ve binlerce kişiyi istihdam eden dev şirketleri geride bırakmayı başardı. Borsadaki diğer futbol kulüplerinin piyasa değerleri de Fenerbahçe’nin oldukça gerisinde. 28 Ocak 2008’in verilerine göre Galatararay Sportif’in piyasa değeri 207.5 milyon YTL, Beşiktaş Futbol Yatırımları’nınki ise 68 milyon YTL seviyesinde. Yıldırım, bu ekonomik büyümeyi 3 büyük silahla; Fenerium, sponsorluklar ve halka arzla gerçekleştirdi. Fenerbahçe’yi bütçesinde açık vermeyen bir kulüp şirket yapmak için harekete geçen yönetim, yeni milenyumda Fenerium markasını yarattı. Maddi kaynak oluşturma amacıyla kurulan Fenerium, geçen yılın ortasında toplam 6 bin 306 metrekarelik bir mağazalar zinciri oldu. 18 ayrı kentteki 56 mağaza, 1 tır ve 2 internet şubesiyle Fenerium, bir kulübün kendi ürünlerini nasıl satacağına dair ülkemizdeki en başarılı örneği teşkil ediyor. Sporun olmazsa olmazı sponsorlara baktığımızda da Fenerbahçe’nin dev şirketlerle birlikte yürüdüğünü görüyoruz. Ana sponsorları Avea ve Fenerium olan Sarı Lacivertlilerin Cola Turka, Adidas, Acıbadem, Alpet, Aras Kargo, Arçelik, Koç Holding, Audi, Doğuş Holding, Denizbank, Efes Pilsen, Siemens ve Vakıfbank’la resmi sponsorluk anlaşmaları bulunuyor. Tüm bu kuruluşların kulübe yaptığı büyük katkı, Fenerbahçe yönetiminin belirlediği iktisadi stratejilerin verimliliğini ortaya koyuyor. Gelelim halka arza... Sarı Lacivertlilerin borsaya attığı adım da büyük oldu. 1213 ve 16 Şubat 2004 tarihlerinde, DenizYatırım liderliğinde 24 aracı kuruluştan oluşan konsorsiyum tarafından Türkiye çapında yaklaşık 3 bin başvuru noktasında gerçekleştirilen halka arzda, toplam 35 bin 133 tasarruf sahibi talepte bulundu. Fenerbahçe’den 2 yıl önce halka arzları gerçekleşen Galatasaray’ın 3 bin 767, Beşiktaş’ın da 7 bin 884 talep gördüğünü ve Sarı Lacivertlilerin 198 milyon dolarlık halka arz piyasa değerine karşılık Sarı Kırmızılıların 128, Siyah Beyazlılarınsa 90 milyon dolarla borsaya girdiğini gözönüne aldığımızda fark ortaya çıkıyor. Ayrıca Fenerbahçe’nin halka arz edilen 3 milyon 750 bin lot hisse senedine karşılık yatırımcılardan toplam 14 milyon 855 bin 326 lot talep gelmesi; diğer bir deyişle toplam talebin ancak yüzde 25’inin karşılanabilmesi de henüz yolun başında oluşan uçurumu gözler önüne seriyor. T ahsin Kaya, Metin Aşık, Güven Sazak, Hasan Özaydın ve Ali Şen; Fenerbahçe Spor Kulübü’nün 5 eski başkanı. Hepsi 1988 ile 1998 arasında görev yapmış; Aziz Yıldırım’dan önceki 10 yıl içerisinde... Yıldırım, Sarı Lacivertli camianın başkanlık koltuğuna 15 Şubat 1998’de yapılan ve sadece 1 oy farkla Vefa Küçük’ü geride bıraktığı seçim sonrasında oturdu. O günden beri tahtını muhafaza ediyor. Göreve geldiğinde bu büyük sorumluluk için genç, tecrübesiz ve belki de fazlasıyla heyecanlı olduğunu kendisi de gizlemeyen Fenerbahçe Başkanı, kulübüyle birlikte büyüyüp gelişti. Hem rakipsiz, hatta muhalefetsiz bir yönetim oluşturdu hem de Sarı Lacivertli aileye verdiği emeklerle kulübü 10 yıl önce hayal dahi edilemeyecek bir noktaya taşıdı. Fenerbahçe’nin sadece profesyonel futbolda değil, amatör branşlarda da büyük ilerleme kaydetmesine imkân sağladı. Özel hayatından, sağlığından, işinden feragat etti. Sarı Lacivert renklere bağlılığı yüzünden kitleleri karşısına aldı, başı çok ağrıdı, kulübüyle alâkalı bütün olaylara birinci elden müdahale etti, yeri geldi medyaya ‘savaş’ açtı... Ama hiçbir zaman doğrularından ödün vermedi. Fenerbahçe, 100. yılına onun önderliğinde adım attı; görkemli kutlamalar, kazanılan şampiyonluk ve kupalar bir asırlık tarihi taçlandırdı. ‘Dünya kulübü’ ve ‘Fenerbahçe Cumhuriyeti’ kavramlarını futbolumuzun literatürüne sokan Aziz Yıldırım için şimdi de bir belgesel hazırlanıyor. Böylece Fenerbahçe Başkanı, henüz görevdeyken onurlandırılıyor. Bize göre bu, kulübün efsane isimleri Şükrü F.BAHÇE DEVLER LİGİ’NDE Saracoğlu ve Faruk Ilgaz’dan sonra en uzun süre başkanlık yapan Aziz Yıldırım’a geç olmadan ödenen bir vefa borcudur. Cumhuriyet Spor Dergi olarak biz de gazetemizin ‘Spor’da 2007’nin Yıldızları Ödülleri’ kapsamında ‘Cumhuriyet Özel Ödülü’ne layık gördüğümüz Aziz Yıldırım’ın, Fenerbahçe Başkanlığı’nı yaptığı 10 yılda Sarı Lacivertli kulübe yaptığı hizmetler ve sağladığı katkıları içeren bir yazı hazırladık. YILDIZ AVCISI 1 0 yıllık zaman zarfında tesisleşme ve ekonomi alanında kaydedilen gelişmeler, kovana yabancı arıları çekmeye başladı. Yıldırım’ın ilk yüksek bonservis bedelli transferi Elvir Baliç oldu. Bosnalı futbolcu Bursaspor’dan 9.5 milyon Dolar’a alınırken, Ali Şen döneminin yıldızı Nijeryalı Jay Jay Okacha 11 milyon Dolar karşılığında Fransa’nın PSG Kulübü’nün yolunu tuttu. 199899 sezonunda Baliç’in yanı sıra Moldovan’ı da kadrosuna katan Fenerbahçe, 199900’deyse Beşiktaş’tan ulusal futbolcu Alpay’ı 4.5 milyon Dolar’a alıp Baliç’i 23 milyon Dolar karşılığında Real Madrid’e satarak büyük ses getirdi. Yabancı yıldızların Sarı Lacivertlilere akınıysa yeni bin yılla birlikte başladı. F.Bahçe 200001 sezonuna çok önemli transferlerle girdi. Celta Vigo’dan 6.6 milyon Dolar’a alınan İsrailli Haim Revivo, Karlsruhe’den bedelsiz gelen Serhat Akın, Perugia’dan 6 milyon Dolar’a transfer edilen Hırvat Milan Rapaic, Bologna’dan 6 milyon Dolar bonservisle alınan İsveçli Kenneth Anderson ve şimdiki kaptan Semih Şentürk’ün dışında müthiş yetenek Sergen Yalçın da kiralık olarak o dönemde kadroya katıldı. 200102 sezonundaki ‘kesat’ transfer dönemlerinin ardından Yıldırım ilk büyük transfer bombasını patlattı; 6.5 milyon Dolar ödenerek River Plate’ten alınan dünyaca ünlü Arjantinli yıldız Ariel Ortega artık Fenerbahçe forması giyecekti. Hikâye kötü noktalansa da Aziz Yıldırım asıl yatırımını doğru yapmıştı. Ortega’nın gümbürtüsünde sadece 500 bin Dolar’a Sakaryaspor’dan genç Tuncay Şanlı’yı ANELKA da almıştı Fenerbahçe... Ortega’yla başlayan ‘Her sezon 1 yıldız kampanyası’ 200304’te Pierre van Hooijdonk’la devam etti. Hollandalı golcüyü bir sonraki sezon başında Cruzeiro’dan 3.7 milyon Avro’ya transfer edilen Alex de Souza izledi. Ancak henüz Brezilyalı solağın neler yapabileceğini tam olarak kestiremeyen Fenerbahçe taraftarlarını ara transfer döneminde kocaman bir sürpriz bekliyordu: Nicolas Anelka... Fenerbahçe, Fransız yıldız için Manchester City’ye tam 10 milyon Avro ödedi. Anelka’nın İstanbul uçağındaki görüntüleri Sarı Lacivertli futbolseverler için bir rüyanın gerçekleşmesi anlamını taşıyordu. Ertesi yıl Ganalı Stephen Appiah’ın Juventus’tan 8 milyon Avro’ya transfer edilmesiyle çıta daha da yükseldi. Fenerbahçeliler 200607 sezonunda da hayal kırıklığına uğramadı. Atletico Madrid’den 7 milyon Avro’ya gelen Mateja Kezman’ın yanı sıra Güney Amerika’nın 2 kaliteli savunmacısı Diego Lugano ve Edu Dracena ile Deivid de Souza da kadroya katıldı. Diğer yandaysa Anelka’yla yollar ayrıldı. Fransız yıldız, 12 milyon Avro’ya Bolton Wanderers’a satıldı. Artık iyice yükselen seviye bu sezonun başında tavan yaptı. İspanyol devi Real Madrid’le yollarını ayıran Roberto Carlos, başarılarla dolu kariyerine Fenerbahçe’de devam etme kararı aldı. Aranan solbek bulundu, büyük bir yıldızın transferi gerçekleştirildi. Son olaraksa ara transfer döneminde Claudio Maldonado kadroya katıldı. Santos’tan alınan Şililinin takıma sağlayacağı katkıyı zaman gösterecek. Ancak bu transferle Sarı Lacivertlilerin iyiden iyiye Güney Amerika menşeli bir takım haline geldiğini de CHELSEA’DE OYNUYOR belirtmekte fayda var. TESİSLEŞME ATILIMI Aziz Yıldırım’ın Fenerbahçe’ye yaptığı hizmetlerin gözle görülür kanıtları inşaa edilen tesisler oldu. Sayısı 12’yi bulan ve yeni projelerle daha da çoğalacak tesisler Sarı Lacivertlilerin 10 yılda aldığı yolu adeta anıtlaştırıyor. Bu noktada Fenerbahçe Başkan Vekili Nihat Özdemir’in 8 9