Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
C SPOR ALTERNATİF ŞUBAT SALI Kazancı İnsan Sevgisi Oldu B MISIR KLASİĞİ “Ve Afrika Uluslar Kupası Mısır’a gidiyor.” Oscar törenlerinde duymaya alışık olduğumuz replik, pazar gecesi Gana’da ses buldu. Final maçında Galatasaraylı Song’u 10 yenen Mısır, üst üste ikinci kez bu kupayı müzesine götürerek büyük bir başarı kazandı. Organizasyon boyunca büyük bir gösteriye sahne olan mücadeleler finalde doruk noktasındaydı. Kamerun da Mısır da kupayı kaldırmak istiyordu. Bu nedenle maç boyunca temkinli futbollarını sürdürdüler. Ancak bu durum bile finalin zevkine gölge düşüremedi. Nitekim karşılaşmanın kırılma anı 77. dakikaydı. Yani mücadele 90 dakika boyunca hiç eksik olmadı. Deyim yerindeyse adına yakışır bir final oldu. ir kez dünya şampiyonu, olimpiyat üçüncülüğü, iki kez Avrupa üçüncülüğü sığdırdı güreş yaşamına… Bu yetmedi Muharrem Candaş’a… O şimdi adına yaptırdığı okula destek veriyor. İçinde gizil kalan dostları hariç… Karşıyaka Bostanlı Atakent’teki Efes5 bloklarının yedinci katına sevgili arkadaşım Hüsnü Tükel’le birlikte çıktığım anda karşımda eski gücünü yitirmemiş her şeye karşın yiğit bir kimlikle karşılaşacağımı biliyordum… “Yaşımı asla yazmayacaksın” dediğinde, arkadaşım ve ben nasıl güldük bilemezsiniz. Ya O! Karşımda spor bilinci edinmiş, o saygınlıkta bir insan duruyordu. O bir devdi. Zamanının başarılı öğrencisi, sonranın hayat öğreticisi… 1935’teki ortaokul yıllarında Nuri Baytarun’dan öğrenmişti güreşi. Başlangıç sonrasında yaşamının da belirleyicisi olacaktı. 1946’da Mısır’da Kral Faruk, aynı yıl İran Şahı’nın davetlisi olarak katıldıkları turnuvalarda takımla birincilik elde ettiler. Celal Atik, Yaşar Doğu o takımdaki isimlerdi. 1950 yılında Türkiye’ye ilk Dünya Şampiyonluğu’nu elde eden isim Muharrem Candaş’tır. 1950’de 87 kiloda grekoromen dünya şampiyonluğu; 1948 Londra Olimpiyatları serbest üçüncülüğü; yine grekoromende ve serbestte elde ettiği Avrupa üçüncülükleri unutulur mu? Celal Atik, Yaşar Doğu, Nasuh Akar, Çoban Mehmet, Mersinli Ahmet gibi Türk güreşinin simgesi olmuş insanlarla yaşamış bir tarih duruyordu karşımda. Nasuh Akar’ın kıvraklığını, çabukluğunu sormadım ona; Gazanfer Bilge’yi ve Mustafa Dağıstanlı’yı da… Ahmet Ayık’ı kendi söyledi, “O ayrı bir yerde” diye. Çünkü Türk Güreş Vakfı’nı birlikte kurmuşlardı. Vakfın kuruluş amacının başında gelen düşünce, “Bizden sonrakiler çektiklerimizi çekmesinler”di. Günümüzde güreş eski çekiciliğini yitirdi. Dünyanın sırtını mindere dayayan Türk yiğitleri belki yokolmadı ama umutları kalmadı. Bir Nüvit Dünya Şampiyonu, Olimpiyat TOKDEMİR üçüncüsü Muharrem Candaş şimdi ne diyor derseniz, söz onundur: “Bugün en önemli şey insanın spordan ne kazandığını bilmesidir. Ben önce insanlık kazandım. Sokağa çıkıyorum, beni tanıyan bir insan ağlayarak kucaklaşıyor. Bundan büyük ne olabilir?” Peki Türk güreşinin bugününe baktığımızda eski bir dünya şampiyonu ne söyleyecek derseniz, orada çok dertli: “Güreş bugün cazibesini kaybetti. Bir milli his yok. Her şey dejenere olmuş durumda. Uluslar arası federasyon da buna çanak tuttu. Yeni kurallarla güreş farklı bir noktaya geldi. Düşünseniz ya, bizim zamanımızda güreş 15 dakikaydı ve biz merdiveni zor bulurduk. Şimdikiler 6 dakikalık güreşi çıkaracak güçte olmadıkları gibi, süre dolsun yazıturayı bekleyelim, yani nasıl avantaya konarız diye bekliyor. Fantazı yapıyorlar. Ben zaten onları eğitecek hoca göremiyorum.” O 1935 yılında Nuri Baytarun’un teşvikiyle Karşıyaka Kulübü adına güreşerek başlamıştı güreş yaşamına ve öyle de sürdürdü. En büyük yardımı hocalarından lisede okurken sporcu kişiliği nedeniyle gördü. O yardımı hiçbir zaman karşılıksız bırakmadı. Güreşe yüzünü dönmeyen insanın dünya sevgisi, insan sevgisiyle bütünleşince o kendine ayrı bir duyarlılık yaratıp “Naldöken Muharrem Candaş İlköğretim Okulu”nu yaptırarak adını kalıcı kılıyor. O şimdilerde kah Yamanlar’daki malikaneden bakıyor İzmir’in güzelliklerine, kah Karşıyaka Atakent’ten. Tüm spor başarılarını ve kimliğini İzmir Kemt Tarihi Müzesi’ne bağışlamış Muharrem Candaş’tan spor sevgisi bu kadar… SONG’DAN HATA Finalde yakından tanıdığımız isimler damgasını vurdu dersek yanılmış olmayız. Bir tarafta eski Beşiktaşlı Ahmed Hassan, diğer tarafta ise Galatasaray savunmasının belkemiği Song ve eski G.Birliği futbolcusu Geremi... Maçın kader anında başrolde de Song vardı. Deneyimli oyuncunun 77. dakikada topu Zidan’a kaptırmasıyla Kamerun kalesinde golü gördü. Turnuva boyunca mükemmele yakın bir performans sergileyen Song bu hatasından sonra yıkıldı. Sonuçta da Mısır, üst üste 2. kez olmak üzere bu kupayı 5. kez müzesine götürmeyi başardı ve Afrika’nın en iyisi olduğunu bir kez daha katıladı. Muharrem Candaş, sayısız şampiyonluğuyla tarihe geçen bir güreşçi. 15