Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
BIR ZAMANLAR NÜVİT TOKDEMİR ‘Futbol Nankör Meslektir’ Diyen Bir Altınordulu: Hikmet Orhunbilge Geçmişin profesyonelleri kendi dönemlerini değerlendirirken mütevazılığı önde tutar. Çünkü onlar için o dönem bir başkadır. Amatör ruhla ama profesyonel sözleşmeyle oynamalarına karşın takım aşkı, arkadaşlık ve dostluklar, yönetim ve taraftarlarla ilişkiler bir başkadır onlar için. Sevgi ve saygı hep önde olmuştur. Bağlılıkları da bu yüzdendir takımlarına. Para sürekli ikinci derecede önemli olmuştur. Akıllarında yarınlara dönük yatırım düşüncesi yer almamıştır. Sigortalı olup olmamayı da yöneticilerin taktirine bırakmışlardır. Futbol onlar için bir zevk, eğlence olarak yerini almıştır. Güncel giderlerini karşılayacak küçük bir geliri yeterli bulmuşlardır çoğu kez. O nedenledir ki büyük paraların peşinde koşmamışlardır. Çoğu sonradan ödedikleri sigortalılıklarıyla emekli olabilmişlerdir. Ve şimdilerde de o güzel günlerin anılarıyla yaşarlar. Sevdikleriyle, dostlarıyla paylaşırlar güzellikleri ve anıları... ALTINORDU’NUN SEVİLEN İKİLİSİ İzmir’in futbol tarihini, takımların simge olmuş adlarını irdelediğimizde birçok isimle karşılaşıyoruz. Bunlardan bir örnek de Altınordu’nun bir döneme ismini yazdırmış Hikmet İsmet Orhunbilge kardeşler... 1943’te İzmir Tepecik’te doğan Hikmet Orhunbilge, futbola da semtinin takımı olan Hilalspor’da 195758 sezonunda başlıyor. 1 yıl sonra ise Altınordu seçmelerine gidiyor ve rahmetli hocası Ruhi Karaduman’ın ısrarıyla oynadığı seçme maçında 2 gol atıyor. O günü anlatırken, “Gariban bir aileydik. Babam Hisar Camii’nin önünde seyyar satıcılık yapardı. Ruhi hocam ‘600 lira maaş vereceğiz, seçildin’ dediğinde haberi aileme büyük bir sevinçle anlattım. Görseniz evde ne büyük coşku oldu” sözleriyle birlikte bugün hâlâ gözleri ışıldıyor. 15 yıllık Altınordu serüveninin başlangıcı oluyor bu tarih. Bu süre içinde Bülent Esel, Arif, Selim, kaleci Erdoğan, Kürt Muzaffer, Altan, Yılmaz gibi isimlerle birlikte oynuyor. Altınordu’nun Türkiye 1. Ligi’nde yer aldığı dönemde Mümin Nehir, Muzaffer, İsmet, Sedat, Melih, Hikmet, Zadel, Hikmet Turgay İsmet Gode Cengiz, Erkan, Syasky’den oluşan kadroda bulunmak da büyük onur oluyor Hikmet Orhunbilge için... Macar Todor, Molnar, Erdoğan Gürhan, Beytullah Balic, Ostoja Simic, Altan Tetik gibi teknik adamlarla çalışıyorlar. 196768 sezonunda Türkiye Kupası’nda G.Saray’ı İzmir’de 21 yeniyor Altınordu. İstanbul’daki rövanş maçında inanılmaz bir soğuk havada sahaya çıkıyorlar. Orhunbilge, “Ayakta duramıyoruz, top yapamıyoruz. Saha çamur ve inanılmaz bir kar yağıyor. Metin ağabey 2 gol attı ve işi bitirdi, elendik. Sanki ayaklarımız yok, kulaklarımız düştü. Duşa girdik, herkes hüngür hüngür ağlıyor acıdan. Bu maçı unutamam” diye anlatıyor o günü. Bir de yine İstanbul’daki bir F.Bahçe maçında ayağını kaybettiği anısı var ki “Ayak gitti sandım. Meğer çukura girmiş, zor çıkardım” diye anlatırken hâlâ kahkahalarla gülüyor. Candoğan Sakaoğlu, Doğan Kantırcıoğlu ve Rasih Öztürk gibi takımın unutulmaz başkanlarıyla çalıştıklarını, büyük bir uyum içinde hiçbir sorun çıkarmadıklarını, salt futbollarını oynamaya çalıştıklarını da anlatıyor Hikmet Orhunbilge... TOKYO 2016 yolunda iddialı V O L K A N A Ğ I R vrupa Olimpiyat Komitesi’nin 37. Genel Kurul’u, TMOK’un 100. yılını kutlaması nedeniyle geçen hafta İstanbul’da toplandı. Perşembe akşamı 100. yıl gala yemeğiyle başlayan etkinlikler, cuma günü yapılan genel kurulla devam etti. Cuma günkü oturumda 2016 Olimpiyat Oyunları’na aday olan kentler (Chicago/ABD, Tokyo/Japonya, Rio de Jenairo/Brezilya, Madrid/İspanya) 2 Ekim 2009’da yapılacak seçim öncesi sunumlarını yaptı. Sunumlardan sonra Tokyo ekibinin başkanı ve CEO’su Ichiro Kono sorularımızı yanıtladı. 2016 Olimpiyat Oyunları’nı Tokyo’ya getirme şansınızı nasıl görüyorsunuz? Ichiro Kono: 2016 Oyunları için yapılacak oylamayı kazanma konusunda kendimize güvenimiz tam. Çok iyi hazırlandık ve kazanmak için aday olduk. Şu anda yaşanan ekonomik krizin 2016 için yaptığınız çalışmaları hiçbir şekilde etkilemeyeceğini söylediniz. Bu konudaki dayanağınız nedir? I.K: Finansman açısından çok güvenilir kaynaklarımız var. Sunumumuzda da belirttiğimiz gibi çalışmalar için şimdiden 4 milyar doları ayırdık ve bu parayı hiçbir şekilde başka bir konu için harcamayacağız. Bunlar gözönüne alındığında ekonomik krizden etkileneceğimizi söylemek mümkün değil. Madrid ekibi sunumunda İspanya halkının yüzde 92.6’sının oyunların yapılmasını desteklediğini söyledi. Ancak Japon halkının yüzde 70’inin oyunların yapılmasını desteklediğini belirttiniz. Bu yüzde 30’luk kaybı neye bağlıyorsunuz? I.K: Tokyoluların ve Japon halkının oyunlara vereceği desteğin artarak devam edeceği düşüncesindeyiz. Japon halkının Pekin’deki oyunlarda da çok ciddi bir katılımı vardı. Çok yüksek sayıda Japon hem TV’den hem de oyunların yapıldığı yerden oyunu takip etti. Bu örnekler halkımızın bu oyunlara destek verdiğinin sadece bir göstergesi. Pekin2008’de Çin’in genelinde yaşanan politik olaylar nedeniyle yüksek derecede güvenlik önlemleri alınmıştı. Acaba Japonya’da da böyle bir durum mevcut mu? I.K: Hayır, bizde böyle bir durum söz konusu değil. Daha önce yaptığımız uluslararası organizasyonlarda da hep yapıcı olarak hareket ettik. Ayrıca halk olarak da sporcular ve resmi makamlar olarak da Pekin Oyunları’nı büyük bir zevkle izledik. Oyunlar Tokyo’da düzenlenirse Pekin’deki gibi bir durum yaşanmayacaktır. << A YÜKSEKÇİYKEN FUTBOLCU OLDU Hikmet Orhunbilge’nin ilginç anıları arasında kuşkusuz kardeşi rahmetli İsmet Orhunbilge’nin futbola başlaması ayrıcalıklı bir yer tutuyor. 1963’te Ankara’da asker olduğu dönemde takımını gazetelerden izliyor. Bir de bakıyor Altınordu kadrosunda İsmet var. İzmir’’en gelen arkadaşlarına soruyor “Kim bu İsmet” diye... “Kardeşin İsmet” yanıtını alınca da şaşırıyor. “Nasıl olur? İsmet Karantina Kulübü’nde atletizm yapıyor. Yüksek atlamacı o” diyor. Aile dostları sıkı Altınordulu rahmetli Adnan Kıraklı bir gün İsmet’i alıp götürüyor ve hava toplarına hakimiyeti nedeniyle İsmet de takıma giriyor. Üstelik İsmet o günlerde 1.77 atlayarak yıldızlar Türkiye rekoru kırmış başarılı bir atlettir. Sonrasını yine Hikmet Orhunbilge’den dinleyelim: “İsmet, genç amatör ümit milli oldu. Ümit millide takıma giremedi. Sakatlanınca yerine Özer seçildi. Sevilen bir takım olan Altınordu’da birlikte uzun yıllar oynadık. Kendimizi de sevdirdik. Birlikte de ayrıldık. Sonra 1 yıl Tire’de oynadık. Futbolu bıraktıktan sonra Tepecik takımı olan Ülküspor’u yükselme maçlarında yalnız bırakamadık ve onu 3. Lig’e çıkardık. Dünyanın en nankör mesleğidir futbol. Biz işimizi yaptık. Bıktım ve antrenörlüğe özenmedim. Sadece yedik içtik. Başka bir şey kazanmadık. O günün yöneticileri sigortamı yatırmış. Ben sürdürdüm ve emekli oldum. Kardeşim İsmet’i de zamansız kaybettik...” Hikmet Orhunbilge, geçmişle günümüz futbolu arasındaki değişimi vurgularken de “O günün teknik futbolcuları artık yok. Çünkü şimdi güce ve kondisyona dayalı bir oyun var. Haftada 2 antrenman yapılırken şimdi günde 2 kez yapılıyor” diyor... Üzerinde sportmenliğin izleriyle yerinde duramıyor. Hâlâ dinamik; çok sevdiği Altınordu’ya bağlı. Tek söz söylenmesine bile dayanamıyor. Oğlu Barış Orhunbilge’yi Kırmızı Lacivertli kulübe yönetici olarak kazandırmış olmanın sevincini yüreğinde taşıyan bir baba olarak geleceğe güvenle bakılmasını isterken, gençlere destek verilmesinin zorunlu olduğunu vurguluyor... ICHİRO KONO 14