17 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

C H SPOR VOLEYBOL OCAK SALI BAKINCA Ekol Olmak DÜNYA BALTACIOĞLU ani her spor dalında bir ara söylenmiştir mutlaka. Ekol olmuş ülkeler, … ekolünün temsilcileri gibi sözler kullanılmıştır. Nedir bu ekol olmak; neyi ifade eder?Ekol olmanın aslı okuldan gelir. Yani bir bireyin en iyi yetişebileceği yer olan okul. Voleybolda da ekol sözü, bu sporda iddialı olan ülkelerin oynadığı sistemin, çalıştırdığı ya da yetiştirdiği oyuncu ve antrenörlerinin aldıkları eğitim sürecinin tümünü anlatmak amacıyla kullanılır. Rus ekolü, Japon ekolü gibi. Çünkü Dünyada birbirinden farklı birçok ekol vardır. Bu sistemleri o ülkelerin ileri gelen antrenör, sporcu ve voleybol adamları belirlerler. Belirlenen sistem ise federasyon tarafından uygulamaya konur. Her kulüp takımı önce kendi menfaatini, yani kendi başarısını ve kendine uyacak oyun tarzını benimser ve ona göre transfer hazırlıkları yapar. Ya da elindeki imkanları en iyi kullanabileceği teknik kadroyu oluşturmaya çalışır. Böylece kulüplerden başlayan, oyunun nasıl oynanacağına karar verme şekli Milli takımların oluşumuna, hatta düzenine ve yönetimine kadar gider. İşte Ekol olmak da bu dönemde en önemli etkendir. Eğer sizin bir voleybol ekolünüz var, ya da oluşmak üzereyse takımınızı, antrenörünüzü, altyapılarınızı buna göre seçer ve oluşturursunuz. Eğer yoksa o zaman kimi bulursanız onunla çalışır, hangi oyuncuyu bulursanız onu transfer edersiniz, böylece kargaşa içinde ve hep eksik bir takım havası yaratırsınız. İşte altyapıdan başlayan ve Milli takımlara kadar etkisini gösterecek olan bu sistem uyumu, ya da uyumsuzluğu ekol olmak sözüyle çözülür. Şimdi gelelim ülkemize ve uygulamalarına; bizde yerli yabancı birçok antrenör ve sporcu kazanmak, başarılı olmak için çalışmaktadır. Herkes olabildiğince kazanmayı amaçlar, zaten yapılan yatırımlar da kazanmak adına desteklenir. Ama işte burada kimin ne tür bir oyun oynayacağına kim karar verir? Acaba bizim X kulübümüz oynadığı voleybolla göz doldururken Milli takımımıza faydalı oluyor mudur? O başarılı kulübün oyuncuları Milli takımda diğerleriyle bir araya geldiğinde acaba kendi kulüp takımlarındaki düzende oynamazlarsa nasıl bir performans sergilerler. Bakın FIVB uluslararası oyuncu transferlerinde der ki; bir yabancı oyuncu eğer ülkesinin Milli takımına çağırılmışsa, maçtan 15 gün önce ülkesine gönderilmek zorundadır. Bu ne anlama gelir? Demek ki uluslararası kurallarda bile Milli takımlar 15 gün çalışmayla maça çıkabilir! O halde biz de takımlarımızı öyle bir sistemle çalıştırmalıyız ki her takım aşağı yukarı aynı tip antreman sistemini uygulasın ve birbirinden farklı oyun düzenleri uygulanmasın ki, sezon içinde ayrı ayrı idman yapan oyuncular ne zaman bir araya gelseler sadece taktik çalışma yapıp maçlara çıkabilecek hale gelsinler. Peki bu düzeni kim, nasıl sağlayacak? İşte burada iş federasyona düşüyor. Eğitimcileri, antrenörleri, voleybol adamlarını (deneyimli oyuncu ve idareciler) Milli takım sorumlularını ve bir takım faal voleybolcuları bir araya getirip Türk voleybolunun geleceğini belirleyecek oyun ve çalışma sistemlerini belirlemeleri gerekmektedir. Artık Dünya arenasına çıkmış olan Milli takımlarımızın daha ileriye gidebilmesi için benzeri çalışmaları yapmanın vakti gelmiştir. Kulüpler olmadan Milli takımlar; Milli takımlar olmadan da ülke başarıları oluşamaz. Kulüp takımlarıyla Milli takımlar, hatta kulüp antrenörleriyle Milli takım antrenörleri uyum içinde olmalı ve birbirleriyle sürekli iletişim içinde bulunmalı ki başarı da tesadüfen gelmesin. Tabii bu yazdığım fikirleri uygulamak kolay değil, insan egosu her zaman ağır basar, paylaşmak kolay değildir, küçük olsun benim olsun fikrinde çok insan vardır. Ancak Milli takımlarımızın ve kulüplerimizin başarısı birbirlerini desteklemekten geçer. Çalışan her zaman kazanır da nasıl çalışacağımıza da birlikte karar vermek lazım diyorum. L İ S E N İ YEN O R E B İ L NİHAN C U M H U R Ö N D E R A R S L A N G elecek planları yapan A Ulusal Bayan Voleybol Takımı’nın genç yüzü Nihan Yeldan, Filenin Sultanları’nın yeni ve yetenekli oyuncusu olarak dikkat çekiyor. Vakıfbank Güneş Sigorta’da forma giyen Yeldan’la ulusal takımı ve gelecek planlarını konuştuk. Önce ulusal takım diyelim. Almanya’daki son turnuva belki sonuç itibariyle iyi olmadı ama takım olma yolunda önemli şeyler kazandık. Sen Gülden’in yerine liberoda görev yaptın; neler hissettiniz? Almanya’da çok önemli ve de zorlu bir turnuva geçirdik. Evet, sonuç matematiksel olarak iyi bitmese de Türk voleybolunun geldiği noktayı iyi bir şekilde gösterdiğimizi düşünüyorum. Gülden’in yerine oynamama gelince; antrenörün tercihiydi. Bu kadar önemli turnuvada bana görev verdiği için çok mutlu oldum. 4 yıllık milli takım sürecinde sıranın bana da gelmesi beni çok gururlandırdı. İlk maçın ilk sayılarında çok heyecanlandım; benım için büyük bir ilk olduğu için çok heyecanlandım. Gençleşen bir milli takım kadrosu var, bu oluşumu ve Filenin Sultanları’nın geleceğini nasıl değerlendiriyorsunuz? Mayıs ayının başından beri gençleştirilmiş ve genişletilmiş bir kadroyla çalışıyoruz. Bu NİHAN YELDAN’IN oluşumun tamamlanması için önümüzde daha çok aşama olduğunu düşünüyorum. Bu sürecin tamamlanmasıyla birlikte Filenin Sultanları ekolünün daha çok kişi tarafından takip edileceğinden eminim. Beşiktaş’tan Vakıfbank Güneş Sigorta’ya transfer oldun. O süreci biraz anlatabilir misiniz? Vakıfbank Güneş Sigorta altyapısından yetişmiş bir sporcuyum. Yaklaşık 3.5 sezon Beşiktaş’la çalıştım. Orada Cengiz Göllü’yle çalışmanın voleyboluma çok şey kattığına inanıyorum. Sonra yeniden V.Güneş Sigorta’ya gelmek benim için büyük bir mutluluk oldu. İki ekip arasında ne gibi farklılıklar ya da değişik unsurlar gözünüze çarptı? Beşiktaş, Türkiye’nin ilk spor kulübü olduğu için bünyesinde birçok spor branşı bulunmakta. Bunların içinde bazıları şartlar nedeniyle diğerlerinin gerisinde kalıyor. Bu da sporcuların hak ettiği değerleri alamamalarına neden oluyor. Vakıfbank Güneş Sigorta ise Türkiye’nin en büyük voleybol takımlarından birisi ve tek branşta mücadele veriyor. Bizlerin tüm ihtiyaçları da karşılanıyor. Bu da iki takım arasındaki göze batan en büyük özellikti bence. V.Güneş Sigorta’nın bu sezonki hedefleri nedir? Vakıfbank Güneş Sigorta olarak her yıl olduğu gibi bu sezon da şampiyonluğu hedefliyoruz. Ayrıca oynadığımız her kupada başarılı olmak da bu yılki hedeflerimizden... Avrupa ve dünyanın tanıdığı sporcularla aynı takımda oynamak nasıl bir duygu? Elbette ki çok güzel bir duygu. Antrenmanlara gittiğinizde takımınızda size bir şeyler verebilecek birilerinin olması her sporcu gibi beni de çok mutlu ediyor. Voleybol sizin için ne ifade ediyor? Bu sporu yapmasaydın şu an sizi hangi kulvarda görürdük? Voleybol artık benim için bir hayat tarzı. Hiçbir zaman amatör ruhumu kaybetmediğim için voleybola sadece mesleğim gözüyle bakmadım. Benim için her zaman kendimi geliştirebileceğim ve hayattan zevk alabileceğim bir alan olmuştur. Bu sporu yapmasaydım çocuklarla aram iyi olduğu için pedagog olmak isterdim. Türkiye’de voleybolun HEDEFİ ŞAMPİYONLUK gelişimini nasıl değerlendiriyorsunuz; bu spora gereken önem veriliyor mu? 2003’te kazanılan Avrupa ikinciliğinden sonra Türk voleybolu gözle görülür bir şekilde çıkış yakaladı. Avrupa’da değil de Türkiye’de voleybola gereken önemin verilmediğini düşünüyorum. Futbolda kazanılan çok küçük bir kupanın bile tam sayfa haber olduğu değil de bütün branşlara eşit yer verilen bir habercilik anlayışı istiyorum. Buradan da anlaşıldığı gibi voleybolun gözardı edildiği büyük bir gerçek. Ama bunun da zamanla aşılamayacak bir sey olmadığını düşünüyorum. Eminim ki özellikle milli takım bazında gelecek başarılar bunun değişiminde büyük rol oynayacaktır. 11
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear