26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

C SPOR FUTBOL AĞUSTOS SALI SPOR POLİTİKASI LAKABIN MODASI GEÇTI ? Şeytan lakabını sevmiyorsunuz ama sizden sonra bitti. Şimdi kimseye takılmıyor. Günümüz futbolu mu yoksa bunu hak edecek oyuncu mu yok? Enteresan bir soru. Mesala Tuncay önemli bir oyuncu ama lakap takılmadı. Bilmiyorum, yetenekten dolayı mı yoksa modası mı geçti? Biz geldik, yetenekli oyuncu gelmeyecek diye bir şey yok. Gençlere ne önerirsiniz? Şanslılar, 1213 yaşında bizim elimizden tutan yoktu. Ama şimdi 13 yaşında yetenekli bir oyuncuyu mutlaka yakalıyorlar. Federasyon yakalıyor, altyapı hocaları yakalıyor. Mesala ben Buca’da bir oyuncu görmüştüm. F.Bahçe hemen aldı ve İstanbul’a getirdi. Yetenekli oyuncu bu devirde kaybolmaz. Hangi takımı çalıştırmak isterdiniz? Benim Karşıyaka’ya sempatim var. İyi bir F.Bahçeliyim. Ama Van’da da Adana’da da mutluydum. Benim için lig de kent de fark etmez. Ama en az 34 yıllık uzun vadeli sözleşme yapmam lazım. Neden Real Madrid üzerinden hep örnekler veriyorsunuz? Real Madrid hayranlığı mı var? Yok, belki çok biliniyor, kolay diye ama ben Barcelona hayranıyım. Özellikle Capello varken Real Madrid maçlarını izlemiyordum. Beckham hayranlığı sürüyor mu? Ben oyunculuğuna hayranım. Ona artist diyorlar ama iyi oyuncu değilsen M.United’da, İngiltere Milli Takımı’nda, Real Madrid’de oynayamazsınız. En beğendiğiniz oyuncu sıralamasını öğrensek… Şu anda oynayan oyuncular içinde 1. Kaka, 2. Messi, 3. Ronaldinho. Ancak Maradona’dan başkasını tanımam. Türkiye’den kimi beğeniyorsunuz? Benden sonra mı? Türk futboluna en büyük hizmeti Hakan Şükür yapmıştır. Onun dışında Emre gibi Tuncay gibi Fatih Tekke gibi oyuncuları beğeniyorum. Antrenörlere gelelim... Ben antrenörlerle ilgili konuşmayı pek sevmiyorum ama Zico’nun belirli bir tarzı var. Türkiye Kupası’nda F.Bahçe’ye final oynatmıştır, şampiyon olmuştur. Avrupa’da da iyi gitmiştir ama herkes kötü diyor. Ertuğrul Sağlam iyi başladı ama zaman lazım yorum için. Kalli de iyi başlamıştır, fizik olarak iyi hazırlamıştır G.Saray’ı. Genç antrenörlerin başarılı olmasını istiyorum. Tolunay Kafkas’ın, Bülent Korkmaz’ın başarılı olmasını istiyorum. Milli takım hakkında düşünceleriniz… Ben milli takımın 2008 Avrupa Şampiyonası finallerine gideceğini, orada da bir aksilik olmazsa yarı finale dek çıkacağını düşünüyorum. Ay Yıldızlılarda kulüp takımı havasını görüyorum. Avrupa’ya gitmediğiniz için üzgün müsünüz? Bizim zamanımızda Avrupa maçları azdı. Yılda en çok 34 kez Avrupa’ya gidebiliyorduk. Milli maçların sayısı en fazla 45’ti. Bizim görünme şansımız yoktu. Ama ben dünyaya 10 kez gelsem yine de F.Bahçe’de oynamak isterdim. O tadı aldım bir kere. Benim için Avrupa’nın en büyüğü F.Bahçe... Futbol sizin için bir meslek mi hobi mi? Benim hobim aslında. Bazı meslekler var, garsonluk ya da banka memurluğu... Hobimiz bizim mesleğimiz, bu yüzden şanslıyım. Hem hobimizi yapıyoruz hem de para kazanıyoruz. 46 yaşındayım, her gün top oynamak istiyorum. Bir Kıyı Kasabasında HİKMET ÇETİNKAYA Havada bir esinti var... Bu haftaki yazımı Akdeniz’in bir köşesinden yazıyorum... Darmağın olmuş düşler içindeyim... Gazetelerin spor sayfasında gezintiye çıktım... Deniz kıyısında bir kahve... Deniz ayaklarımın ucunda. Garson çayımı getirdi, masamın üzerine koydu... Dedi ki: “Ağabey Fenerbahçe Avrupa’da ne yapar bu sezon?” Gülümsedim: “Sence ne yapar?” Garson: “Bence hiçbir şey yapamaz...” Doğru söylüyordu... Ligin üçüncü haftasına girdik... Durum ne? Fenerbahçe ilk hafta kaybetti. İkinci hafta kazandı. Beşiktaş ve Galatasaray, iki hafta kazandı. Fenerbahçe sahasında Anderlecht’i yendi... İlhami Şarkan, “Üç büyükler haftası” başlıklı bir yazı yazdı Spor Dergi’de... Yazısıyla ilgili bazı notlar almıştım, aktarmada yarar gördüm. Şöyle diyordu: “İlk haftanın kaybedeni son şampiyon Fenerbahçe, sürpriz bir onbirle çıktığı G.Antep karşılaşmasını 15 dakikada bulduğu 2 golle kazanırken devre bitimine yakın yediği golle de taraftarlarına maç sonuna kadar sıkıntı yaşattı. Ama bütün hafta konuşulacak soruları da getirdi maçın ardından. Acaba takımdaki tüm oyunculara kötü oynayanı, formsuz olanı oynatmam mı demek istedi? Belçika’daki maçı düşünerek mi böyle bir uygulamaya gitti? Bu uygulama kendi kararı mıydı ve neden bunu önceden basına duyurma gereği duydu? Bu sorular bir hayli kafaları meşgul edecek gibi gözüküyor. Lider Bursa’da neredeyse yabancısız oynayacaktı. Bir tek Song vardı sahada. Kötü başladı ilk yarı. Pozisyonu bile yoktu ancak mücadele etti ve mücadeleyi tecrübesiyle kazanmasını bildi. Başkanından hocasına kadar çok şeyi değiştiren Bursa özellikle ikinci yarı maçı kazanabilecek kadar pozisyon yakaladı. Her şeye rağmen haftanın en erken saatteki maçını aşırı sıcakta oynayan iki takımı da kutlamak gerekir. Bir sürpriz de haftanın son maçından çıkıyordu az daha. Kapanan, ileri mümkün olduğunca az adamla çıkan, tek derdi bir puan olan rakibi karşısında öldü öldü dirildi Beşiktaş. İkinci yarı maçı kazanırken daha istekli ve gol için her şeyi deneyen bir Beşiktaş vardı sahada. Ancak şunu bilmeliler ki gol için hücum prensiplerinin yanına yaratıcılıklarını ve gönüllerini koymak zorundalar.” ??? Havada bir esinti var... Çocuklar futbol oynuyor biraz ileride boş alanda... Formları sarılacivert, siyahbeyaz... Hepsinin düşleri var gelecek için!.. Futbol bir tutku dünyanın her yerinde... Futbol bir gösteri!.. Ya Türkiye’de nasıl? Bildiğiniz gibi... 5
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear