26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

BIÇAKCI: Nitelikli bir eğitimi amaçlıyoruz Ülkemizdeki iletişim fakültelerini yeterli buluyor musunuz? Bu program iletişim fakültelerinin eksiklerini kapatabilecek mi? L.B.: Ülkemizde onlarca iletişim fakültesi var. Ama bunların hepsi iletişimin genel prensiplerini ortaya koyuyor, uzmanlık alanlarına özgü yapılandırmaya gitmiyor. Oysa spor iletişimi pek çok sosyal bilimin kesişme noktasında yer alıyor. Hukuk da, sosyoloji de, psikoloji de, halkla ilişkiler ve üst düzey yöneticilik de spor iletişimin konusu olabiliyor. Kulüplerle yaşanan iletişimsizlikler, asparagas haberler, spekülasyonlar… Spor dünyasının iç huzurunu bozan bu tip haberlerin doğru kaynaklar ve yaklaşımlarla belirli bir sistematiğe kavuşması için spor iletişiminin temel kurallarını bilmek gerekiyor. SHAUM açısından bu sertifika programının amacı, spor kültürüne akademik olarak katkı vermek ve yetişmiş eleman açığına nitelikli adaylar yetiştirmek. Amaç hem piyasanın ihtiyacını karşılayabilecek hem de Türk sporuna kalite katkısı sağlayacak nitelikli elemanlar yaratmak. Amacımız spor iletişim dünyasına yeni yüzler kazandırmak. Türk sporundaki şiddetin suçlusu olarak genelde taraftarlar ve yöneticiler gösteriliyor. Spor medyasının da bu şiddetin körüklenmesinde katkısı var mı? L.B.: Genel olarak spor yöneticileri bahsettiğiniz şiddetin körükleyicisidirler ancak basının konuyu taraftara, kamuoyuna aktarış biçimi ve de yönlendirişi son derece önemli. Size basit bir örnek vereyim. Kulüpler maçlara çıkacakları formayı sezon başında UEFA’ya tescil ettirirler ve sonradan bunları değiştiremezler. Geçen hafta oynanan InterFenerbahçe maçının ertesinde gazetelerde Inter takımının forması için çeşitli görüşler ortaya attı. Haçlı seferlerinden bile bahsedildi. Eğitimli, konuya hakim basının söylemleri bu tarzda olmamalı ve kamuoyu yanlış yönlendirilmemeli. Gereksiz bir gerginliğe neden olmamalı diye düşünüyoruz. Programda birçok önemli isim ders verecek. Bu isimleri nasıl ikna ettiniz? L.B.: Programın koordinatörleri sevgili Yiğiter Uluğ ve Bağış Erten ile bu projeyi anlattığımız herkesten çok destek aldık. Programda ders verecek isimlerin hepsi gönüllü katılmayı kabul ettiler. Hiç kimseyi ikna etme çabasına girmedik. Eğitime verdikleri bu destekten ötürü her birine teker teker teşekkürü bir borç biliyoruz. İlerleyen günlerde yeni projeleriniz olacak mı? L.B.: Elbette olacak. Spor İletişimi Sertifika Programı, KHÜ SHAUM’un çalışmalarından sadece bir tanesi. İsterseniz önce SHAUM’u biraz anlatayım size. Her zaman ilkleri hedefleyen üniversitemiz Temmuz 2005 tarihinde Kadir Has Üniversitesi Spor Hukuku Araştırma ve Uygulama Merkezi’ni (S.H.A.U.M) kurdu. SHAUM Türkiye’deki YÖK tarafından tanınan ilk ve tek spor araştırma merkezidir. Ulusal ve uluslararası spor mevzuatını, kuruluşlarla yargı organlarının uygulamalarını incelemek SHAUM’un en önemli amacıdır. SHAUM, 150 katılımcıyla Spor Hukuku Sertifika Programını, Uluslararası Spor Hukuku Sempozyumunu, 37 katılımcıyla ise yine Spor Yöneticiliği Sertifika programını gerçekleştirmiştir. Bunların yanı sıra talepleriyle karşılıklı olarak tespit ettiğimiz ihtiyaçları doğrultusunda özel hazırlanmış ders programlarından faydalanan bir Turkcell Süper Lig takımının bulunduğunu keyifle açıklamak isterim. Spor İletişimi Sertifika Programının hemen ardından “Spor Pazarlaması”, “Türk Sporunun Yeni Yüzü” gibi yeni çalışmalarımız mevcut. Bahsettiğiniz Süper Lig takımı hangisidir? L.B.: Bu takımın ismini ne yazık ki prensip nedeniyle açıklayamam. C SPOR FUTBOL ARALIK SALI SPOR POLİTİKASI AKP’nin Amacı Ulusoy’u ve Ekibini Harcamak HİKMET ÇETİNKAYA F.Bahçe Inter’i yenebilir miydi? Yenmese bile eşitlik sağlayabilirdi sahada... Zico, inatçı bir teknik adam... Sahaya ilk 11’i sürerken, Inter’in nasıl bir futbol oynayacağını biliyor mu? Brezilyalı teknik adamın bunu bilmemesi olanaksız... Maçın başında Mustafa Denizli, F.Bahçe ilk 11’i için önemli değerlendirmeler yaptı... Dediği şuydu Denizli’nin: “F.Bahçe’nin bu kadroyla maçı alması çok zor.” Maçın ilk yarısında çok top yitiren F.Bahçe iyi mücadele etti. İkinci bölümde ise kendini salıverdi. Maçı izlerken benim gözlerim Gökhan’daydı. Başarılı futbolcuya arkadaşları pas vermemekte sanki söz birliği etmişlerdi. O nedenle Gökhan bir varlık gösteremedi. Sonuçta F.Bahçe 30 kaybetti. Gruptan lider çıkma fırsatını yitirdi. Ne olursa olsun F.Bahçe, CSKA maçını alacak ve üst gruba çıkacaktır. G.Saray ve Beşiktaş’ı da kutluyorum... İyi mücadele ettiler ve kazandılar... Şimdi gelelim asıl konuya... AKP iktidarı “tarikatların şemsiyesi” altında kadrolaşmasını kamu kurum ve kuruluşlarında sürdürüyor... Yargıda, eğitimde, sağlıkta, polis örgütünde yeniden bir yapılanma var... Tarikatlar mı yönetiyor Türkiye’yi, AKP mi? İkisi birden!.. Futbol Federasyonu Yasası yeniden düzenleniyor... Tayyip Bey’in yakın arkadaşı Hasan Doğan’ın düzenlediği Futbol Federasyonu Genel Kurul listesi AKP’nin parti meclisi listesi gibi... Doğan’ın gerekçesi ilginç: “Yeni düzenlemeyle kulüpleri etkin hale getiriyoruz.” Delege listelerinde AKP’li belediyelerin desteklediği takımlar öne çıkıyor... Yeni yasayla genel kurul delegelerinin yüzde 88’i Birinci, İkinci, Üçüncü Lig kulüplerinin temsilcilerinden oluşacak. Bugün Türkiye’de 156 profesyonel kulübün yüzde 60’ını belediyeler destekliyor. Belediyelerin hemen hemen tümü AKP’li. Bu da ne demek oluyor? Tayyip Bey’in işaret ettiği kişi Futbol Federasyonu Başkanı seçilecek... Yeni yasayla Futbol Hakemleri ve Gözlemcileri Derneği’yle öteki demokratik kitle örgütleri dışlanıyor... Türkiye Futbol Antrenörleri Derneği’nin etkinliği ortadan kaldırılıyor... Özgürlükçü demokrasinin simgesi AKP, tarikatlara yol açıyor bu arada. Levent Bıçakcı, Özkan Olcay gibi isimler seçimde oy kullanamayacak. Kemal Ulusu, Erdenay Oflaz, Cemil Saltık, Faik Gökay, Halim Çorbalı genel kurula katılamayacak... Şu belediye kulüplerini iyi irdelemek gerekir... Örneğin Ankaraspor, İstanbul Büyükşehir, Kasımpaşa gibi... Paranın kaynağı nereden geliyor?.. Futbol Federasyonu’nun genel kurulunda belediyenin maaşlı memurları olacak ve onlar başkan seçecek... Türk futbolunun yazgısını onlar belirleyecek... Acı ama gerçek bu!.. Oyunun ismi Haluk Ulusoy ve ekibini tasfiye etmek!.. Yazımı Ali Abalı’nın “FIFA’nın İstediği Oldu mu” başlıklı yazısından alıntıyla noktalıyorum: “Komisyonda yapılan görüşmelerde spordan sorumlu Devlet Bakanı Murat Başesgioğlu, sanki bir emrivakiyi yerine getirir havasındaydı. Sunuş konuşmasında Futbol Federasyonu’nun yapısının son UEFA ve FIFA mektuplarından sonra değişmesi gerektiğini savundu. Ve federasyonun futbol camiası tarafından yönetilmesini benimsediklerini, dolayısıyla kulüplerin üye sayısının arttırıldığını anlattı. Bakan Başesgioğlu, devletin gözetim ve denetiminden ve Başbakanlık Teftiş Kurulu’nca hesapların incelenmesinden vazgeçildiğini, federasyonun kulüplerce yönetilmesini öngördüklerini ifade etti.” 5
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear