Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
C SPOR ALTERNATİF S A M İ G Ü R E L ARALIK SALI KALECİ BABANIN G BİNİCİ KIZI alatasaray ve ulusal takımın efsane kalecilerinden ve şimdilerde ulusal takım antrenörlüğü yapan Eser Özaltındere’nin kızı Simge de babası gibi tam bir spor tutkunu. Neredeyse okul dışındaki tüm vaktini atı Stevi’yle geçiriyor. Çok sevdiği binicilik sporunda büyük başarılar yakalayan Simge ekim ayı içerisinde yapılan Atlı Dayanıklılık (Endurance) Türkiye Şampiyonası’nda 40 km’de erkek rakiplerini geride bırakarak şampiyonluğa ulaştı. Binicilik sporunun kendisi için bir tutku olduğunu belirten Simge babası Eser Özaltındere’yi en büyük destekçisi gösteriyor Biniciliğe ne zaman ve nasıl başladınız? SİMGE ÖZALTINDERE: 11 yaşımda biniciliğe adım attım. Babam G.Saray’da çalışırken bir broşür getirmişti. Arkadaşım da aynı kulübe gidiyormuş. Bir gün onlarla birlikte gittim ve böylece başlamış oldum. Önce düşük seviyelerde çalıştım, sonraları büyük keyif almaya başladım ve hâlâ bu sporu yapıyorum. Zaten hayvanları çok severdim, atlara karşı her zaman sempatim vardı. Atların yanında kendimi çok mutlu hissediyorum. Okulla biniciliği nasıl yürütüyorsunuz? S.Ö.: Şu anda üniversitede okuyorum ve yurtta kalıyorum. O yüzden hafta içi antrenman yapmam mümkün olmuyor. Ancak haftasonları uğruyorum. Yarışlar olduğu zaman hafta içi de gelmek zorundayım çalışmak için. Sınav zamanı yarışlara katılmıyorum. Okul öncelikli çünkü... Kendi atınıza biniyorsunuz… S.Ö.: Bu benim için çok güzel. Atım Stevi ile aramdaki bağ çok güçlü. Elimde olsa Stevi dışında hiçbir ata binmem ve onu da hayatım boyunca satmam. Ancak ilerlemem için bir gün mutlaka onu satmam gerekecek. İnsanın kendi atına binmesi gerçekten çok önemli. Bazı yarışlarda farklı atlara binmem gerekiyor. Açıkcası bu pek hoşuma gitmiyor. Babanızın sporcu olması sizi nasıl etkiledi? S.Ö.: Bana en çok destek olanlardan biri babamdır. Diğeri de annem. Sporcu aileden geldiğim için bazı özelliklere sahibim. Babam ESER ÖZALTINDERE yarış öncesi ve sonrasında beni motive eder, heyecanımı alır. Ailede sporcu birinin olması çok güzel. Babam yarışlarıma beni heyecanlandırmamak için gelmiyor. Hangi yarışlara katıldınız? S.Ö.: 15 yaşımdayken dresajda ulusal takıma girdim. Bulgaristan’da Balkan Şampiyonası’nda yarıştım. Yeni olduğum için derece yapamadım. Sonra Hindistan’da yarıştım. Ancak kendi atımla yarışamadığım için benim için çok zorlu geçti. Romanya’da Endurance yarışına girdik, takım olarak 2. olduk. Ferdi sıralamada 22 kişi arasında altıncılığı elde ettim. İstanbul’daki Endurance’de de Türkiye Şampiyonu oldum. Türkiye Şampiyonası’nda erkekleri geride bırakarak şampiyonluğa ulaştınız. Yarışı bize anlatabilir misiniz? S.Ö.: Yarışa rakiplerimin 7 dakika gerisinde başladım. Yarışanların hepsi erkekti. Üstelik aralarında asker olanlar da vardı. Türkiye’deki en iyi endurance atına sahip olan asker, benim 7 dakika önümde birinci çıktı. Ancak sahilde yarıştığımız için atı çıkmak istemedi. 3 dakikayı oradan kazandım. Ben çıktığımda hocam bana “Her şeyini ver ve arayı kapat” dedi. Ben de hiç dört nal kesmeden, durmadan ona yetiştim. Ve onu sahilde geçtim. Yolu bilmiyordum. Parkuru tahmin edemediğim yerlerde onun geçmesine izin verdim. Yarışın sonunda onun 7 dakika ilerisinde yarışı bitirdim ve Türkiye şampiyonu oldum. Birinci olduğumda çok büyük bir keyif aldım. Özellikle erkek rakiplerimin arasında kazanmak çok güzeldi. 13