Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
C Ç E T İ N SPOR ALTERNATİF EKİM SALI ORYANTİRİNG KOŞARKEN SATRANÇ OYNAMAK S U S A N “Koşarken satranç oynamak...” Fiilen olanaklı olmasa da, böyle adlandırılan bir spor dalı var: Oryantiring... Her türlü arazide (tercihen ormanlık) yapılabilen, yarışmacıların, hedefleri harita ve pusula yardımıyla en kısa zamanda bulmaya çalıştıkları bir doğa sporu... Dünyada olduğu gibi ülkemizde de yaygın olarak uygulanan türü, koşarak ya da yürüyerek yapılanı... Ayrıca bisiklet veya mukavemet kayağıyla da yapılıyor bazı ülkelerde. Hatta tekerlekli sandalyenin yol alabileceği uygun parkurlarda, engelliler için de yarışlar düzenleniyor. Türkiye Oryantiring Federasyonu verilerine göre, çoğu üniversite ve belediyelere ait 50’yi aşkın kulübümüz faaliyette. Lisanslı sporcu sayısı ise binin üzerinde. Federasyon Şubat ayından başlayarak, her ay başka bir ilde, 67 resmi “kademe yarışması” düzenliyor. Ayrıca iki de uluslararası yarışmamız var ki, bunlardan İstanbul’da gerçekleşenini, Uluslararası Oryantiring Federasyonu (IOF) geçen yıldan itibaren, dünya sıralamasına puan veren yarışmalar (WRE) kapsamına aldı. Bu yılki “ist5days”, yine İstanbul Orienteering Spor Kulübü (İOG) tarafından, 4.kez düzenleniyor. Dünyada 2 kıtada birden yapılan tek yarışma olan “İstanbul 5 Oryantiring Günleri”, yarın 28 Ekim Pazar günü sona erecek. Geçen yıl 5 kıta 24 ülkeden 430 sporcunun mücadele ettiği yarışta bu kez 800’e yakın katılımın olması bekleniyor. 10 ilâ 75 yaş ve üstü, bayanlar ve erkeklerin 30 değişik kategoride yarışacakları organizasyonda, ölçüm hatasına yer bırakmayan dijital hafızalı özel yüzükler takılacak. Bu kadar çok kategorinin olma nedeni ise, yaş ve cinsiyetten kaynaklanan fiziki farklılıkların yol açabileceği adaletsizliğin önüne geçebilmek. Ayrıca oryantiringle ilk kez tanışacaklar için de bir özel parkur hazırlanmış, dileyen herkes “Open” adı altındaki bu kategoride kendini deneyebilecek. 1918’de İsveç’te doğduğu kabul edilen ve adını da İsveçre’den alan bu spor dalı, İskandinav ülkelerinden tüm dünyaya yayılmış. 1961’de kurulan Uluslararası Oryantiring Federasyonu’na bugün 60’dan fazla ülke üye. Türkiye Oryantiring Federasyonu’nun, Eylül ayında İstanbul’da düzenlediği 10.Balkan Şampiyonası’nın ardından gerçekleşecek İstanbul 5 Oryantiring Günleri, hem bu sporun doğası gereği hem de organizasyonuyla, Türkiye ve İstanbul’un tanıtımı için önemli bir fırsat sunuyor. Kulüp yetkilileri de, bu fırsatın iyi değerlendirilebilmesi için gösterdikleri özverili çabalarına, medyadan ve halktan katkı bekliyorlar. Oryantiringi, doğayla iç içe yapılan zevkli, eğlenceli bir uğraş olarak nitelendirmek mümkün. Bedensel ve düşünsel aktiviteyi bir arada gerçekleştiren bu sporla gelişen kimi bireysel özelliklerin, kişinin günlük yaşamına da olumlu katkıları olabiliyor. İstanbullu oryantiringçiler, her Pazar herkese açık antrenman yapıyorlar ve aralarına yeni katılanlara da eğitim veriyorlar. Bu konuda bilgi edinmek için: “www.iog.org.tr”yi, yarın başlayacak organizasyon için “www.ist5days.com”u ve Federasyon’un resmi sitesi olan “www.oryantiring.org”u ziyaret edebilirsiniz. R A L L İ D Ü N YA S I / Ş E V K İ G Ö K E R M A N S onbaharın hüzünlü yüzünün sararttığı ve ayaklar altına serdiği yaprakların gözünüzü tırmaladığı bir ortamda Avrupa Şampiyonası’nın son ayağı diyorlar Antibes Rallisi için; ama bakıyorsunuz ayrıntılara, neredeyse Dünya Şampiyonası’na girecek düzeyde... 3 gün sürüyor, toplam 310 kilometre asfalt özel etabı var dağlarda, git git bitmez; üstüne üstlük bir çok yeri de yılın ilk ayında karlı koşullarda yapılan Monte Carlo Rallisi’nde kullanılan yollar.… Karşılaştırma yapabilmek için belirtelim; Fransızların iki hafta önce yaptıkları WRC Korsika Rallisi’nde 359 kilometreydi bu uzunluk. 200’lü kilometrelere alışmış sürücüler için epey riskli ve uzun bir yarış; kimi alışık böyle koşullara kimi değil… Sürücüler arasında “eşit mücadele ortamı” var mı, “evet” Şans ve Hüzün demek zor… Şampiyonayı oluşturan rallilerin 7’si asfalt, 2’si toprak, 1’i yarı asfalt, yarı toprak parkurda. Bu görünümde ortaya çıkan “asfalttoprak dengesizliği”ni algılayabilmek için uzman olmak gerekmiyor. “Gelin geldiğiniz evde kaynana davranışlarına göğüs germek” zorundasınız yaşamak için… “Kopacak dana kuyruğu”nu görmek amacındaydı Volkan – Kaan ikilisi… Şampiyonluktaki rakipleri Fransız Simon Jean Joseph, 2004 yılında, İtalyan Renato Travaglia ise 2002 ve 2005 yıllarında mutlu sona ulaşmış sürücülerdi. Bunların yanı sıra bir de her an sürpriz yapabilecek Bulgar Michal Solowow vardı. Zordu işi Volkan’ın kurtlar sofrasında… Şampiyonluk olasılığının çok uzak olmasına karşın Travaglia fırtına gibi başladı; deyim yerindeyse uçuyordu asfalt yollarda. Kimse yakalayamadı ilk gün İtalyan’ı… Tempo ikinci gün de aynıydı, aradaki fark giderek açılıyordu. Bu kompozisyon içinde herkes kaderine razı olarak gitti üçüncü gün; Travaglia – Jean Joseph – Volkan sıralamasında geldiler finişe ve bu geliş yeni bir Avrupa Şampiyonluğu getiriyordu Simon Jean Joseph’e… “Bizim de bir Avrupa Şampiyonumuz var” diyecektik; diyemedik “dananın kuyruğu koptuğunda”… Hüzünlü bir sonbahar haftasında karabulutlar arasından “ceee” diyen güneşin aydınlığı fazla sürmedi… Şans hüzünü yenemedi; umut gelecek yıla kaldı… 15