17 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

C ‘GÜL’en libero SPOR VOLEYBOL OCAK SALI GÖRÜŞ Voleybolda Ekol Olmak DÜNYA BALTACIOĞLU G Ü L D E N K A Y A L A R CUMHUR ÖNDER ARSLAN O savunmada çıkardığı bir topla takımı hücuma kaldıran, yani işin mutfağında olan bir isim... Bilindiği gibi liberolar fazla gösterişli oynamazlar, ancak kilit görevleri vardır. Dünyanın en iyi yıldızlarının smaçlarını karşılamanın büyük bir güç gerektirdiği de yadsınamaz. Ama o, konsantrasyonu ve direncine sempatik tavırlarını da ekleyerek Japonya’daki Dünya Şampiyonası’nda en iyi ikinci savunmacı seçilmeyi başardı. Evet, bu isim Eczacıbaşı’nın liberosu Gülden Kayalar... “Oyun içinde çıkardığım bir topla daha da motive oluyorum” diyerek söze başlıyor Gülden: “Bunu takım arkadaşlarım da söylüyor. Maç esnasında çok iyi bir top çıkardığım zaman öyle büyük bir haz duyuyorum ki insanların bana bakışlarıyla daha da motive oluyorum. Yaptığım işi, yani defans yapmayı çok seviyorum.” SORUMLULUK ARTTI Başarılı sporcu Japonya’da aldığı unvanla sorumluluğunun bir kat daha arttığını düşünüyor ve ekliyor, “Her turnuvada bir şeyler yapmak için uğraşıyorum. Böyle bir turnuvayı bu derece ile bitirmek benim için çok sevindirici. Voleybolu bilenler liberonun önemini bilir. Böyle dereceler alınca sorumluluğum artıyor.” Genç libero Dünya Şam piyonası’nda unvanın yanında büyük tecrübeler kazandığının da altını çiziyor: “Ulusal takımda 2003’ten bu yana oynuyorum. Her gittiğim turnuva bana bir şeyler katıyor. Çünkü dünyanın en iyi takımlarıyla uzun bir periyotta karşılaşıyorsunuz. Yoğunluk ve tecrübe açısından oralarda oynamak çok büyük bir şans. En iyilerin bulunduğu yer. Sen de oradaysan büyük başarı. Kendini gösterirsen tüm dünya seni tanıyor.” Aldığımız onunculuk aslında onu pek de memnun etmemiş: “İlk defa katıldığımız Dünya Şampiyonası’nda elbette onunculuk başarı. Ama ilk 3’e giren takımlara bakıldığı zaman daha iyi yerlere gelebilirdik diye düşünüyorum.” S KORKULAN EKİBİZ ülden Kayalar dünyada artık korkulan bir ekip olduklarını üstüne basa basa söylüyor: “Artık desteklenen ve beğenilen bir ekibiz. Çünkü daha önce adımız listede bile yokken artık hazırlık turnuvalarına dahi bizi davet ediyorlar. Bu bir noktadan diğerine geçtiğimizi gösteriyor. Daha önce ‘Aaa Türkiye’ deyip geçenler, artık analiz yapmak ve bizi takip etmek zorunda. Biz de her takımın canını yakabiliyoruz. Yeter ki kendi oyunumuzu sergileyelim. Bu açıdan korkulan bir takımız.” Libero Gülden’in bundan sonrasının reçetesinde ise şunlar yer alıyor: “Daha da üst sıralara çıkmamız gerekiyor. Belli bir standartın altına düşmemeliyiz. O yüzden de çok çalışmak lazım. Geriye düşmemeliyiz.” Geçen sezon Eczacıbaşı forması ile şampiyon tamamladıkları Türkiye Ligi’nde bu yıl da başarıdan umutlu konuşan Gülden, “İlk yarıyı lider olarak tamamladık. Ligde iyi ve kötü takımlar var. Bu yıl özellikle playoff yine zorlu olacak. F.Bahçe çok iyi bir takım oluşturdu, Vakıfbank Güneş Sigorta ve Beşiktaş her zaman güçlü rakipler olmuştur. Ancak biz de iyi bir takımız. Dünya Şampiyonası nedeniyle biz ve yabancı oyuncularımız G takıma geç katılmıştı. Uyum süremiz biraz uzadı. Ama bunu yavaş yavaş aşıyoruz” diyor. Eczacıbaşı’nın Avrupa geleneği artık klasikleşmiştir. Gülden bu kulvarda da iddialı: “Şampiyonlar Ligi zorlu bir arena. Gruptan yüzde 90 çıktık diyebilirim. Bu da bizim için avantaj. Kuralarda çok iyi bir rakip çıkmazsa üst turla ilgili şansımız var tabii ki. Bizim hedefimiz iyi oynayıp gidebildiğimiz yere kadar yükselmek.” 40. yılını kutlayan Eczacıbaşı Spor Kulübü’nün çatısı altında olmak Gülden için buyuk bir mutluluk kaynağı. Kulüpte profesyonel bir yapının olduğunu vurgulayan başarılı libero, “Eczacıbaşı çok büyük bir camia. Burada olmaktan çok mutluyum. Böyle organizasyonlarda olduğum için kendimi çok şanslı hissediyorum. Burada maneviyata çok önem veriliyor. Her şey profesyonelce yapılıyor” görüşünde. Son dönemde Avrupa’ya transfer olan voleybolcular kervanına bir gün mutlaka o da katılmak istiyor ve şunları söylüyor: “Şu an Eczacıbaşı’ndayım. Ama ileride ne olur bilemiyorum. Ancak kariyemi noktalamadan önce mutlaka yurtdışında oynamak istiyorum. Teklifler geliyor ama şu an Eczacıbaşı’nda kalmakta yarar var diye düşünüyorum.” evgili okurlar, bu haftaki yazımda sizlerle Türk voleybolunun ne şekilde oynanacağının, nasıl planlanacağının sürecini ve kendi fikirlerimi paylaşmak istedim.Yıllarca ülkemizde yerli antrenörlerin yanı sıra bir çok yabancı da bulundu, halen de bulunmakta.Bu antrenörlerin hemen hepsi de ayrı ülkelerden gelme, yani başka başka ülkelerin voleybol anlayışıyla yetişmiş antrenörler. Hepsi de bir ya da birkaç dönem takımlarımızı çalıştırıp kulüplerimize ve sporcularımıza katkıda bulundular.Yıllar boyu gerçekten çok değerli hocalar ülkemizde hem kulüp takımlarımızda hem de ulusal takımlarımızda görev yaptılar. Herrera, Gayic, Faik Karayev gibi dünyaca ünlü antrenörleri de ülkemizde misafir ettik. Şu anda Birinci ligde görev alan Brezilyalı, Rus, İspanyol, Macar, Kübalı ve bir dönem çalışıp ayrılan Bulgar antrenörler gibi. Şimdi böyle bir ortamda elbette ki oldukça renkli ve değişik ekollerden gelen antrenörlerin birbirine temelde benzeyen ama farklılıklar gösteren antrenman ve müsabaka yöntemleri olacağı aşikardır. Aslında bir avantaj olarak takımların karşısına çıkan bu değişik sistemlerden gelen antrenörlerin çalıştırma şekilleri ve oyun disiplinleri bir süre sonra, sıra ulusal takımların çalışmalarına geldiğinde ciddi bir dezavantaj olarak karşımıza çıkmaktadır. Öyle ya, sezon boyunca farklı farklı sistemlerde çalışan sporcular bir araya gelip ulusal takımları teşkil ettiklerinde kimin alıştığı sistem daha iyi ya da hangi oyuncuların bir araya gelmesiyle oynanacak oyunun ne şekilde olacağına nasıl karar verilecektir? Voleybol diğer sporlardan daha karmaşık bir sistem oluşturduğu için hazırlık süresi de daha uzun olur. Böyle bir durumda oyuncuların alışkanlıklarını değiştirmek oldukça zor olacağından acaba doğru sistem nedir? Bir de işin diğer yanına bakalım; yerli antrenörlerimizin oyun anlayışı ve ulusal takımlarımızın oyun düzenleri. Acaba hangi sistemin bizim için daha uygun olduğuna kim karar verecek? Başarı beklediğimiz ulusal takımlarımızın hocaları mı, yoksa ulusal takımlara oyuncuları hazırlayan ve ciddi yatırımlar yapan kulüp takımlarımızın antrenörleri mi? İşte vurgulamaya çalıştığım sorunun yanıtını verecek bir yetkili makam şu anda bulunmamakta. Yani takımlarımızın nasıl oynayacağına, ne sistemle çalışacağına karar verebilecek bir kurum mevcut değil, kulüpler haklı olarak ellerindeki imkânlarla en iyisine sahip olmaya çalışıyorlar. Ancak bu en iyi,kulüpten kulübe değiştiği için burada da bir kargaşa yaşanmakta.Bu kargaşa karşımıza ciddi boyutlarda dikilmediği için pek fazla dikkat edilmiyor ancak bir iki sayıyla verilen bir milli maçta acaba bu bahsettiğimiz hazırlık farklılıkları ne kadar etkin olmakta?Kısaca şu soruyu sorabilir miyiz kendimize? Acaba Türk voleybol ekolü var mıdır? Ya da bizim ekolümüz hangisidir? Ya da hangi tarz voleybol sistemi bize daha uygundur? Bence başarı beklediğimiz ulusal takımlarımızın bütün oyuncularının birbirine yakın sistemlerde hazırlanması, kulüp takımlarındaki fizik kondisyon antrenmanlarının süresine kadar birbirine uyumlu ve kontrol edilebilecek kadar da şeffaf bir şekilde çalışmaları gerekmektedir.Yukarıda bahsettiğim bir çok etken voleybolumuzu birkaç parmak ileriye götürebilecek olumlu yada olumsuz nedenlerin bazılarını tetiklemektedirler. Bugün görüyoruz ki artık dünya voleybolundaki yerimiz başa oynayan takımlarla sadece birkaç sayılık farklara inmiştir, yani kaybettiğimiz iki, üç sayıyı eğer biz alabiliyorsak rakiplerimizin bir kademe daha üzerinde yer almaktayız. Hani bir maçı ucundan kaçırdık demek yerine ucundan kazandık demek arasındaki küçücük fark gibi. İşte bu yüzden Türk voleybol ekolünü artık yaratmak ve bütün takımlarımızda altyapılar dahil olmak üzere uygulamak ve geliştirmek zorundayız. Bakalım bu görevi kim ne zaman ve nasıl üstlenecek? 16
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear