26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Ralli kan mı kaybediyor? SERCAN ÇALBAK C SPOR MOTOR SPORLARI OCAK SALI S on zamanlarda Türkiye’de ralliye olan ilginin giderek azaldığı konuşuluyor. Böyle düşünenler tezlerini bazı fabrika takımlarının çekilmesi, genç sporcu yetişmemesi, seyirci azlığı, değişen kurallar gibi gerekçelere dayandırıyor. Kulislerde bütün fabrika takımlarının Türkiye Ralli Şampiyonası’ndan çekileceği dedikoduları dolaşıyor. Gerçekten pek çok kişinin konuştuğu gibi bütün fabrika takımları ralliden çekiliyor mu yoksa bunlar sadece söylenti mi? Konuyla ilgili en yetkili isimlere çekilmeye dair fikirlerini ve Türkiye’de rallinin kan kaybettiği iddiaları hakkındaki görüşlerini sorduk. SERDAR BOSTANCI (FORD RALLİ SPORT TÜRKİYE DİREKTÖRÜ) Biz Ford Ralli Sport Türkiye olarak marka lisansımızla ve 3 Focus WRC otomobilimizle Türkiye Ralli Şampiyonası 2007’de de yarışacağız. Geçen yıl Ford Rallye Sport Türkiye organizasyonu olarak amatörler için düzenlediğimiz Castrol Fiesta Rallye Cup’ı bu yıl daha da geliştireceğiz. Bizimle ilgili olarak çekileceğimiz ancak pilotlara otomobil kiralayacağımız konusu ise yanlış aktarılıyor. Önümüzdeki yıldan itibaren kendi takımımızın dışında, geçen yıl Fiesta Cup’ta yaptığımıza benzer bir şekilde Ford ralli otomobillerini bağımsız pilotlara kiralama olanağını da başlatacağız. Ralli dünyasının 2008’de FIA’nın koyduğu yeni kurallarla yeniden hareketlenme yaşayacağını düşünüyorum. Global anlamda Ford 2006’da dünya ralli şampiyonluğuna ulaşınca ralliyi daha fazla sahiplendi. Önümüzdeki yıl ralliye yatırımlarını daha da arttırmayı planlıyor. Bizim de Ford Rallye Sport Türkiye olarak 2007 sonrası için buna paralel yurt içi ve yurt dışı planlarımız var. ENİS ALPSOY (OPEL MOTORSPORT TAKIM DİREKTÖRÜ ) Ralli şampiyonasından çekileceğimize dair henüz resmi bir açıklamamız olmadı. Bizim için otomobil sporları sadece ralli tabanlı değil. Bunu şunun için söylüyorum ralliden çekilme kararı alırsak bu bizim otomobil sporlarında olmadığımız anlamına gelmez çünkü hem pist hem ralli branşlarında yarışıyoruz. Takımımızın 2007 bütçesi doğrultusunda en iyi nasıl sonuç alırız bunu ocak ayı içinde yönetim kurulumuzla birlikte belirleyeceğiz. Ancak benim bireysel fikrim önümüzdeki sezon sadece bir branşta yarışmak ve geleceğe dönük yatırımlar yapmak. Ralli bugün için dünyada geri gidebilir ancak bu otomobil sporlarının geri gittiği anlamına gelmez. Çünkü bu spor sadece ralliden oluşmamaktadır. Türkiye’deki fabrika takımları da dünyadaki gelişmelerin dışında kalamayacak ve pist yarışlarına yönelecektir. ÇINAR NOYAN (SUBARU MARKA MÜDÜRÜ) Subaru genlerinde yarışmayı bulunduran bir marka. 2006 ‘da elde ettiğimiz başarılardan sonra 2007’yi biraz dinlenme ve nefes alma yılı olarak değerlendirme kararı aldık. 2007 Subaru için sonraki yıllarda daha güçlü dönecek şekilde bir geçiş yılı olacak. Subaru’nun Türkiye Ralli Şampiyonası’ndan tamamen uzaklaş masını düşünmüyoruz. Belki organizasyondaki eksikler veya geçici ilgi azalması olabilir. ERCAN KAZAZ (2006 TÜRKİYE RALLİ ŞAMPİYONU ATÖLYE KAZAZ) Bence ralli değil, tüm otomobil sporları kan kaybetmekte... Bunun asıl nedeni Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu’nun Avrupa Şampiyonası’na ve Avrupa’daki diğer ülkelerde 2002’de başlayan araç parkı değişimine ayak uydurmamasından kaynaklanıyor. Bu nedenle Türkiye’de 2004’te Citroen’le başlayan otomobil sporlarından markaların çekilme sürecine 2005 sonunda Renault, 2006 sonunda ise Ford, Subaru ve Fiat eklendiler. Buna yayın kaosu, sermayesi kıt organizatörlerin sadece bir işi yapmış olmak için rallileri zar zor düzenleyişleri, bu nedenle yarış müdavimlerinlerinin organizasyonlardan haber alamayışları da eklenince Türkiye Ralli Şampiyonası da diğer branşlar gibi zor günler yaşıyor. Ancak önümüzde bir de fırsat belirdi. Bu da FIA’nın yarattığı yeni Süper 2000 formülü. Bu sayede Avrupa Şampiyonası’nda yarışan marka sayısı önümüzdeki günlerde hızla artacak ve bunun etkilerini umarım 2007’de Türkiye’de de göreceğiz. Rallide durum böyleyken pistte veya diğer branşlarda farklı mı? Tabii ki değil... Aynı şartlar ve bulunamayan formüller bu branşları rallilerden daha gerilerde tutmaya devam ediyor. Spor camiası olarak birlik ve beraberlik içindeki bu kısır döngüden en kısa zamanda çıkacağımıza inanıyorum. METİN ÇEKER (TOSFED SPOR KOMİTESİ BAŞKANI) Yarış yapan organizatör kulüplerin yarışları düzenleyememeleri veya katılımcı sayının azalmasına bakılarak rallinin kan kaybettiği yargısına varılabilir. Ancak Türkiye’de 20002007 yılları arasında istikrarlı bir şekilde 50 pilotun üstünde katılımla gerçekleşmiştir. 2007’de de benzer şekilde olacağına inanıyorum. Bu takımların rallilerden çekilmesini gerektiren özel bir durum olmadığı için önümüzdeki yıl da devam edeceklerini sanıyorum ancak markalarda durum farklı. 2006’de Renault ile başlayan ve uluslararası arenada Türkiye’yi temsil etme isteği bence olması gereken bir durum. Fiat ve Ford’un bu konudaki girişimlerinin geç bile kalmış olduğuna inanıyorum. Bunlar rallinin kan kaybı olarak değil gelişiminin göstergeleridir. Ayrıca klasik otomobillerin 2007’de rallilerde yer alacak olması da rallilere ayrı bir renk ve kalite getirecektir. R A L L İ D Ü N Y A S I / Ş E V K İ G Ö K E R M A N B ir zamanlar, özerk federasyonlar öncesinde GSGM yönetmeliklerinde bir ayırım vardı, ‘bireysel sporlar’ ve ‘Takım Sporları’ başlıkları altında. Otomobil’i ‘Bireysel Spor’ olarak görürdü büyüklerimiz. Takım Sporları kavramı içinde illaki bir ‘spor kulübü’ bulunması gerekir fikri ağır basan bir düşünce yapısıydı bu. Oysa sürücü, yardımcı sürücü, teknik ekip ve diğer destek personeliyle birlikte gerek hazırlanma gerekse yarışma aşamalarında bireyselliğin çok dışında uğraş gerektirir bir dal otomobil… Nasıl bakarsanız bakın, ‘takım çalışması’ gerektiren bir spor dalından söz ediyoruz. Al en iyi arabayı, otur koltuğuna, ‘Bas gaza, git Burgaz’a’ mantığıyla yapılacak bir iş değil… Peki bizdeki uygulamada kulüpler sporun neresinde?.. Kulüplerimiz Türkiye’de 1968’de başlayan otomobil sporlarında başrol, 90’lı yıllara dek aynı zamanda ulusal spor otoritesi de olan, TTOKTürkiye Turing ve Otomobil Kurumu’nundu. 1972’de BOSSEKBursa Otomobil Sporları Kulübü kuruldu. Bu arada Günaydın gazetesini de unutmamak gerek klâsikleşmiş Türkiye rallileriyle. İstanbul’da kökleri TTOK dönemine dayanan İSOKİstanbul Otomobil Kulübü ile federasyon kurulmasıyla birlikte devreye giren İMKİstanbul Motor Sporları Kulübü faaliyet gösteriyor. Ankara’nın ANOKAnkara Otomobil Sporları Kulübü var; İzmir’in katkısı EOSKEge ve İOKİzmir otomobil sporları kulüpleri aracılığı ile sağlanıyor; İz mit’in KOSDERKocaeli Otomobil Sporları Kulübü etkin bir kuruluş. Offroad yarışları da aynı ismi taşıyan kulüplerce yapılıyor. Sayısal verilere baktığınızda 36 kulüp görülüyor ama aktif olanlar iki elin parmaklarını geçmiyor… Biraz çarpık bir tablo değil mi?.. Üzülerek görüyoruz ki kulüplerimizin yaptığı temel iş yarışma düzenlemek… İSOK’un ‘Renç Koçibey Eğitim Semineri’, İMK’nin ‘Volkan Işık’la Ralliye İlk Adım’ı dışında, eğitim konusunda da dişe dokunur bir çalışma göze çarpmıyor. Sponsorlardan zorluklarla sağlanan kaynak, Türkiye şampiyonalarına yarışma düzenlemek için harcanıyor. Bir kulüp desteğinde yarışan, tüm giderleri bir kulüp tarafından sağlanan bir ekip yok… Şimdi bir kez daha düşünelim, biz neden bahsediyoruz?... Takım sporu mu, bireysel spor mu?.. 23
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear