17 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

C SPOR FUTBOL EYLÜL SALI EVDEKİ YABANCI TUĞBA HACIBAYRAMOĞLU SPORIUM Aurelio Olayı ve 6 Delikli Masa! LEVENT DONDURAN avanda su dövmeyi; üretmektense üreteni çomaklamayı, öğrenmektense bilmeden konuşmayı maharet sayan bir toplumuz... Neredeyse bir aydır, dilimize Aurelio’yu pelesenk ettik? Yetmedi, O’na Ulusal formayı giydiren Fatih Terim’e çevirdik namlularımızı... Elimizi tetikten hiç çekmeden saydırıyoruz... Neymiş, bir Brezilyalı, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı oldu ve şartları uydu diye AyYıldızlı formayı giymiş... VatanmilletSakarya. Utanmasak linç edeceğiz! Bu, futbolumuzda bir ilk ya, ondan... Kurnazların tutunduğu dal, pilav üstü az kuru kıvamında bilimsellik ve entelektüel izler taşısa da; sporseverin yaklaşımı, Aurelio’ya ve Fatih Terim’e yapıştırılmış kulüp renklerine göre bukalemun tarzında... Kabaca; kimi bu tavrı, yerli sporcuların önünü kesecek sığlığındaki bir mantaliteyle hatalı bulurken; halktan yükselen ses, Aurelio’nun taşıdığı “kan”ın kaç ayar olduğunu sorguluyor. Yani ikisinde de kendi ölçeklerinde bir popülizm saklı. Ama gerçeği sorgulayan yok. Şimdi soruyorum size... Yabancı sporcu Türk gencinin ÖNÜNÜ MÜ KESER, yoksa UFKUNU MU AÇAR?.. Sizin yanıtınızı şu an duymuyorum. Ama ben, kişinin elindeki ışık ne kadar güçlü ve parlaksa, o kadar daha uzağı göreceğine inananlardanım. Türkiye’ye gelen bir Hagi Türk gençliğine ışık, gelecek, istikbal ve iyi örnek olmuştur. O yüzdendir ki, Türk futbolcusuna Avrupa yolunun açılışı Hagi ile başlar. Onun öğretileriyle pişen bir nesil, İnter’e, Barcelona’ya ve futbolun beşiği İngiltere’den Uzak Doğu’ya kadar önünde bir dünya pazarı bulabilmiş, oralarda (eğer arzu edilen buysa) Türk’ün adını duyurmuşlardır. Ama merak etmeyin. Hagi de TC vatandaşı olsa ve şartları uyup Ulusal Takım’a katılsa, vaveylada bir değişiklik olmayacaktı. Çünkü sözde sorgulanan şey, Aurelio’nun kapasitesi değil, bir “değişim”e, bir “ilk”e başkaldırıdır. Bu yaklaşım, Türk tarihinde en sık rastlanan toplumsal devinim şeklidir: Yeniliklere ve ilklere karşı durma... ??? Ve gelelim bir çarpıcı gerçeğe... Bir spor dalı var: SNOOKER!.. Adını kaçınız duydu bilmiyorum? Hani kabaca, devasa ve 6 delikli bir bilardo masasında rengarenk topların deliklere sokulması, alınan puanların toplanması esasına dayalı bir spor. Kendi içinde taktik varyasyonlar barındırıyor, zeka, üretkenlik, kararlılık ve üstün vuruş teknikleri gerektiriyor. Ve Avrupa ve dünya şampiyonalarının yapıldığı bu spor dalında, Türkiye’de yarışma bile yapılamıyor. Çünkü bu sporu üst düzeyde yapan ikinci bir sporcu yok. Varolan tek sporcumuz da Türkiye’yi uluslararası platformda, göğsünde AyYıldızla temsil ediyor. Ve sıkı durun! Bu sporcu bir Aurelio... Hayır adı Aurelio değil. Kaderi Aurelio... O’nun adıysa, MUHAMMET LEYSİ... Ama, TC kimliğini sonradan kazanmış, Mısır asıllı bir vatandaşımız. Ve biz ona şükran borçluyuz. Biz, onunla yer aldığımız, bayrağımızı yarışmacılar arasına onun sayesinde soktuğumuz için onunla gurur duyuyor, mutlanıyoruz. Ama O’na Aurelio’ya ve Aurelio olayına saldıran gibi saldırana rastlamadım. Ya da hakkında övgüler düzene... Çünkü O’nu tanıyan; bırakın tanımayı varlığını bilen spor eleştirmeni sayısı ya 2’dir, ya 3... Demem odur ki, eleştiri güzel, yorumculuk güzel. Herkes fikrini söyleyecek elbet. Ama, 90x120 heybetindeki futbol sahasında çalım atıp şut çekmek yetmiyor. 6 delikli masaya da buyrun!.. Ö nceleri Yugoslav oyuncu modası vardı... ‘‘Viç’’ soyadlarından geçilmeyen yeşil sahaları bir anda Afrikalı siyahi futbolcular işgal etti. Şimdi de moda Brezilyalı olmak!.. Ve tabii en yeni moda da Brezilyalı olup aynı zamanda Türk vatandaşı olmak!!! 3+1, 5+1 tartışmalarıyla yıllardır aşılamayan yabancı sorunu, bu sezon farklı bir kimliğe büründü. Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım bastırdı, ‘‘Yabancı sayısı artsın’’ istedi; Futol Federasyonu ‘‘Olmaz’’ yanıtı verdi. Yıldırım ısrar etti. O’nunla sürtüşme yaşayan Kulüpler Birliği ve Futbol Federasyonu diretti.. Sen haklı, ben haklı tartışmaların sonucunda adı ‘‘Marcio’’ olan yabancı ayakların isimleri ‘‘Mehmet’’ oldu, ‘‘Mert’’ oldu!.. Kulüpler de işi kılıfına uydurup Türkleşme modasını başlattı.. Sahalarımızda artık bol artılı yabancılara alışmaya başlayacağız. Fenerbahçe 5 yıldır Türkiye’de oynayan Aurelio’yu ‘‘Mehmet’’ yapınca Beşiktaş yönetimi durur mu? Onlar da Nobre’yi ‘‘Mert’’ yaptı. Üstelik Nobre 5 yıldır Türkiye’de oynamıyordu. Ama onun için de yasada açık kapı bulunabilirdi... Ne de olsa Nobre, Ulusal Takım’da oynayabilecek kapasitede bir oyuncuydu! Türkleştirme yasasına hemen bu madde ekleniverdi. Nobre de beş yılını doldurmadan ‘Milli takımda oynayabilecek oyuncu’ sıfatıyla yeni ulusalımız oluverdi. Ne de olsa bu kararı Bakanlar Kurulu verdi. Emir demiri keser! İşte size Türkleşecek sıradaki oyuncu ismi....Mondragon. Üstelik isminin değişmesine de gerek yok. Ne olsa O bizden biri; adı Ferid!!! Bu yasayaya nasıl bir sınır getirecekler anlamış değilim. Fenerbahçe’nin, Beşiktaş’ın oyuncusunu Türk stastüsünde oynat, diğerlerini ‘Ulusal olacak kapasitede değil’ diyerek geri çevir. Oyuncuların ‘ulusallık’ düzeyine kim karar verecek? Fatih Terim mi, Futbol Federasyonu mu, Tahkim Kurulu mu. Yoksa Bakanlar Kurulu mu? Kılıfını uyduran istediğini yapıyor. Ne de olsa yasalarda açık kapı çok! NOBRE NE DEDİLER? Karışıklık yaşanıyor AZİZ YILDIRIM (Fenerbahçe Kulübü Başkanı): Mehmet Aurelio’nun Türk vatandaşlığı diğer yabancılarla bir değil. Bir kere Marco beş yıl Türkiye’de oturdu ve kanundaki şartları yerine getirdi. Diğerlerinin Türk vatandaşlığına geçişinde problem varsa bunu Futbol Federasyonu çözecek. Vaktiyle bizim dediğimiz gibi yabancı futbolcu transferi serbest bırakılsaydı durum bu noktaya gelmezdi. Her kulübün 3 tane yabancı oyuncuyu Türk yapma olasılığı var. İsteyen kulüpler istediği 3 oyuncuyu Türk yapabilir. YILDIRIM DEMİRÖREN (Beşiktaş Kulübü Başkanı): Yabancı oyuncu konusunda şu an mevcut düzenleme neyse biz o hakkımızı kullandık. Aslında kısıtlanması konusuna da pek sıcak bakmıyoruz. Ancak bize verilen hakkımıza bakarak Nobre’yi Türk vatandaşı yaptık.İsteyen istediğini düşünebilir. REFİK ARKAN (Galatasaray Kulübü Asbaşkanı): Yabancı sınırlaması gereksiz. Ama şimdi diğer takımlar yabancıları Türkleştirerek böylece sınırları aşıyorlar. Böylelikle herkes istediğini yapmış oluyor. Bu konu da kulüp olarak bizi rahatsız etmiyor. Rakiplerimizde var, biz de yok sorun değil. Biz de eğer Mondragon isterse onu Türk yapacağız. FATİİH TERİM (Ulusal Takımlar Teknik Direktörü): Federasyon yönetimi bu konuya gelip bana sordu. Ben de, ‘Serbest bırakın’ dedim. 6+1 ya da 6+2 diye bir şey artık FIFA’da UEFA’da yok. Avrupa’da yok. Değişimin önüne geçemezsiniz. Yabancı sayısı serbest kalınca Türk oyuncuların önünü keseceksiniz diye bir şey yok. Renkler net olsun istiyorum. Böyle kısıtlama koyup sonra Türkleştirme yaparak oyunlara girmeye gerek yok. Ben Milan’ı çalıştırırken 20 yabancı vardı yine de İtalyanlar oynuyordu. Türk oyuncusu iyiyse yabancı onun yerini almaz. Biz bu Türk oyuncularla Dünya 3. olmayı başardıysak diğerlerini de başarırız. Öbür türlü bir gün bunun önüne geçemeyiz ve bazı insanları başka şeylere zorlarız. ŞENOL GÜNEŞ (Ulusal Takımlar Eski Teknik Direktörü): Yabancı oyuncuya kesinlikle kısıtlama getirilmeli ve bu sayı 3’te kalmalı. Renk olsun diye bir sürü kalitesiz yabancı geliyor bu da Milli Takım’a zarar veriyor. Ülke döviz kaybına uğruyor. Milli Takım’da yabancıların oynamasına da kesinlikle karşıyım. Adı üstünde ‘Milli Takım.’ Bu takımda ülkenin çocukları oynamalı.” AFFAN KEÇECİ (Futbol Federasyonu Başkanı Vekili): Bu yasa yanlış anlaşıldı. Biz Milli Takım’da oynayabilecek düzeyde bir oyuncunun Türk statüsünde oynamasına izin veriyoruz. Yoksa her 5 yılı geçen yabancı oyuncu bu hakkı alamayacak. Fenerbahçe istedi diye böyle bir şey yapmadık. ATA AKSU (Futbol Federasyonu Eski Başkan Vekili): Bu konuda tam bir komedi yaşanıyor. Şartları kafalarına göre değiştiriyorlar. Aurelio tamam 5 yıl geçti Türk oldu ancak Nobre için (Milli Takım’da oynayabilir düzeyde oyuncu) şeklinde bir madde ekleyerek 5 yıl geçmeden Türk yaptılar. Büyük takımların gönlünü yapmaktan başka bir şey değil. Bu oyuncuların Türkleşmesi için Meclis koridolarlarında milletvekillerinin peşlerinden koşulduğu duyumlarını aldım. Bunlar Türk futbolu için yanlış şeyler. H AURELIO rulu kmü 26/d Bakanlar Ku Federasyonun ilgili hü uriyeti vatandaşlığına geçen için kararı ile Türkiye Cumh ların, vatandaşlığa kabul yabancı uyruklu futbolcu t tarihinden itibaren, aa yapmış olduğu ilk mürac rine, sıfatıyla oynayabilmele rk Tü nra so yıl ş be ancak esi sür ık yıll risinde beş sezonun bir yarısının içe daki transfer ve tescil şın ba ının yar o ın, dolanlar n Türk statüsünde dönemi başından itibare l Takımımızda oynama sayılmasına, A Milli Futbolcuların, bu hükmün dışında bo uygunluğu kazanan fut ... na ası tutulm nda Birden fazla federasyo FIFA’nın ilgili hükmü bu , lcu bo fut bir un forma giyebilmeye uyg larından sadece birini, o ım federasyonların milli tak dışında aşağıdaki ak olm şı da an vat ülkenin yerine getirmesi şartıyla ini bir i ng koşullardan herha ğmuş syonun topraklarında do tercih edebilir. O federa o ın sın veya baba olması, Biyolojik annesi a doğmuş olması, ınd lar rak top n nu syo n federa babasının o federasyonu Büyükanne veya büyük ası, O federasyonun olm topraklarında doğmuş ış isiz olarak iki yıl yaşam sınırları içerisinde kesint olması. rı dde 6: Aşağıdaki şartla Vatandaşlık Kanunu Ma lar Kurulu kararıyla Türk taşıyan yabancılar Bakan Müracaat tarihinden er. vatandaşlığına alınabilirl ş yıl ikamet etmiş be de ye’ rki Tü ğru do geriye olmalıdır. 6’ncı maddenin b ve c Madde 7: İlgili hallerde r, istekleri aranmaksızın yabancıla r tla bentlerindeki şar lar kan Ba ve lifi tek ’nın üzerine, İçişleri Bakanlığı daşlığına alınabilirler. an Kurulu kararıyla Türk vat ca zaruri görülenler. rul ku sı ma alın a şlığ da Vatan R? YÖNETMELİK NE DİYO TITA 12 13
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear