Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Days
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
B İ R İ N C E L E M E K İ T A B I Osmanlı perdesini aralama çabası Değerli araştırmacı Taner Timur'un da saptadığı üzere Batılılaşma ne Osmanlı yöneticileri, ne de Osmanlı halkı tarafından bir kültür küresinden, başka birine geçmefc ofarak algtlanmıştır. Osmanlı yönetiminin Battlaşma macerasının kökünde, elinden kaçmakta olan merkezi iktidart yenlden pekiştirmek üzere, Batı alet kutusundan yararlanma kurnaztığı yatmaktadır. MEHMET ALİ KlLIÇBAY OSMANLI ÇAUŞMALARI / Taner Timur / V Yaymlan / Kod No: 125.086 teokralik laleplerin ilgi odaklarının Osmanlı mitosunıı canlı tuimalarına yol açmı$(ır. Nihayeı. I960'lı yıllitrdan ilibarcn loplumsal vc ckunomik larihc olan ilginin canlanmanıyla, Osmanlınm lıamaset ve din dıjındaki ö/ellikleri dc tam>ılır ve arajtırılır oltnu>ıur. Ancak, Han'dangeri kaldıgı kontısunda hiçbtr kuşkusu uliııayan Türk aydını, bunu basit bir mcsafc sorunu olarak görmckre ısrarlı olmuv nitelik farkları olabiteceğini, ba/ı nadir isii«nalar dışında kabul cımenıiiiır. Bu lavrıtı yansıması, Batı tarihindc var otdugu ilcri sürülcn aşamaların, Osmanlı tarihinde de aynen yer aldıgı kavrayıjı olnıujtur. Bu aydırı tavrmın karşı.sında isc "bi7 bizc benzerİ7"ci red cephesi, hem Bau'dan, Itenı de diğer kullüılcrdun farklı, yegârıt biı Osmanlı lipolojisini, ugra>makla birlikıc gcli$tircmemi$lcr, ama hir takıııı ınııhuyyct usiünlükler alltııiklcıi, luıntuncn fiktiT bir Osınanlıyt yüccltıp durnıu$lardır. Adcta bu iki tavrın mücadck iilaııı lıaliııı. irıdirgcnen Türk tarih yazını scrinkanlılığını bir ttlrlü kazanamadıgı gibi, iyi şcylcr yapmaya (,alışanların çabalarının su usittne çıkmaiina da uin vtfrınoıni>tir. Taner Timur Osmanlı tosyal f«rmasyonıına iliskin incelerncsinde bu yıpraiıcı tarlısnuılura bir nokta koyma ihliyacı iv'indc, Osmanlı sisıeminin ckonoınik olarak Batı fcodaliicsiııdcrı l'arklı ulduğunu, bu siMcmhı bclkı dc Baiı icodalitosinin olu^um aşamasında donmu$ bir model oluşrıirabilecı'gini Miylfrkeıı. Osmanlı merkezi siyasiil sisteınitıin de, 16. yüzyıl dan ilibarcn Batı Avrupa'da geli^meye baylayan merkezi devleı model inden fark lı olduğunu vurgulaıuakladır. Insanlık larihinc, hcr toplumun kendine A7g(l hir model olııştıırdugn avısındıın bakmak, evıcrtsel tarihin una ukımlannı ve hı/lı dvğİH'ne na/aruıı yavaj deği^cn kanırlılıklan ıskalamak i<;in birebirdir. 11ırihiıi kannnları yokıur, ama eğilimleri vatdıı. Ote yaııdaıı, tarihin tek bir modele göa bclirlcndtğini düştkrtmck de aym derccedc sakatlır. Çunkiı bu l'i^ik biliınlcr de bile olımıyaıı kesinligi. tarih gibi son derecc kaypak bir alana taşımak olduğu kadar, insant larihirı O/nesi degil de, nesııesi olarak kabul ederek, antihünıanist vc anıidcmokraıik bir tavır almak dcmckıir. Aslında, Osmanlı (arihine impuralorluk fonııasyonJarıııa yünclik genel sisieınlc$tirmc çabaları acısından bakmak daha uygun olacaklır. Bu bakış acısı, tiım dünyayı Avrupa gelecek prograınında ICNmcdilen bir gelişme seyri olarak görenler le, Osmanlıyı hayali vc kcndine özgiioldugu sanılan ihlişamı içindc yücelıcnlere tcrs gelccektir, ama bu eger yapılabiHrsc Ronia, Iraıı, Çin, huıia Azıek Inıparatorlugu gibi form&syonlann /aman ve mekân hnyııdartnı a^an bir şekilde. belli bir ayniyet icinde oldukları g(Uükceekıir. Bu durumduOsmanlımn mutlak ?aman dilimini payiaşııftı Orıaçag Avrupası iyi bir kar<,ıla>lırıııu nesnesi utmuktan çıkrnakta vc Osmanlı Oreıim tar/ının leodal olııp olmadığı tarıışması gündemden düimektedtr. Osmanlı »istemi dünyaya gcv gclmi> ve Avrupa larihi at'ismdan da anakronik bir imparatorlııktıır. Veya başka bir ifade ile, Avrupa'nın Roma'yı v'oktan a^iıgı bir sırada üvüııcü Roma olmu$tur. Bu avtdarı Osmanlı ha^meii edehiyatı yapanlar, aslmda de\ıi geçmis ve tarihe iyi uyunı sağlayamamış antik bir formasyonun mcthiyetini yapuklarını fark edememektedirler. Böyleec, Timur'un Osmanlıyı, ııpkı Roma'nın du oldugu gibi, protoleodal olarak niıe'emesi yerinde bir teşhi.s olmakıadır. Değerli aru^iırınaLi Taner Timur'un ycniçcrilcrc ili$kin makalcsi dikkatle okıınmayı ve U/erinde derinlemesinedusUnUlıtıeyi lıak ttmektedir. ülkemizdc, nc yazık ki çok yanlış anla$ılan tarihscl olpıılardan biri dc Ratıhlaşmadır vc bu konuda da, ııpkı Osınanlt kimliği konusunda olduğu gibi u/laşma/ kabul ve red cepheleri bulunmaktaUır. Oysa Balıtılasma, Tiiııer Timur'un du supliiılığı ü/crc, nc Osmanlı yuncıicikri, ne dc Osmanlı halkı tarafından bir killııır kılrevinden ba>ka bırinegcvmek olartık ulgılunmıştır. Osnıanlı yOncliıninin Baıılılaşrna maccıastıun koktlndc elinden kaçmakta olan merke^i iktidarı yenideu peki$ıirmek u/ere, Batı alct kutusundan yaıurlunmuk kurna/lıgı yatmaktadır Halkın gO/ündc ise. "eski koye yeni âdet getirilmesi"nden ibarettîr. Bu baglatnda, rcsını larihin Baıılılasnıa silrcci iv'inde lıayırh bir olay (vakai hayriyc> olarak alktşladığı, yeniçeri cicagının kanlı bir$ekildeoriadan kaldırılrnüsı hadisvsi ycnidcn yorunılanınaya muhıav'iır. Ycniçeri ocagı Osmanlı merke/inin kendini ayrılıkvı ve parliküluıisl güek'rc kuı>t gUvcnceye ulmak Uzcrc, tamamen kökstiz vc bu nedcnlc dc nıerkf/c korü koıılne sadık ıınsurlardan olu^iurduğu elit bir uskeri birliktir, ama esas görcvı askeri dcğil, loplumsal ve siyasidir. Bu birlik Osmanlı mcthiyccilerinin vc resmi tahhcilerin savunageldikleri gibi ne Osnıunlı dchasının vok ö/.gün bir bulu$udur, nc dc Osmanlı filluhatının çckirdck unsurudur. Tamamen merkcze baglı hassa hirlikleri tiırn arkaik impaıaiorluklarda var olan ve reel poliıika tararıııdaıı dayaulan bir unsurdur. Ycniverilerin Osmanlı savaşlarında kahramanlık gostermeleri de efsancdir, v'ünkü buıılann varlık nedcni sava$ ka/anmak degil, padijalıı diger ımsıırlara kaı>i konımakiır. Kısaca söytemek gerekirsc, sava> padi$ahın cadırına kadar yaklaşmazsa ycniçeri de savaşnıa^. Osmanlı fıılııhaıı 16. yıizyılda duruııea, diğcr tüm kölıne impuraıorluklar gibi bir talan organizasyonu olan Osmanlı devleti geri (ekilmcyi ve kendini finanse etmek üzere iv talanı yoğunlaştırmış, hassa ordusu olan yeniveri de bu ralandan payını aimıstır. Âncak. 16. yti/yıldan iiibaren icine girilcn ve a^ılnıası için hiv'bir tedbir alınmayan kronik cnl'lasyon sllrcci içindc, ycniçeri ocağt bir yandan uercı aşınnıası nedcniylc esıuıf Ualiııe dOnüşürken digcr yandan du hir lysı/lik sigortası halinc pelerek, ^allarının aşırı boytııl.irda genislemesiııe lanık ofmu^tur. I826'da Suhan 11. Mahmud'un kanlı bir jekilde yok ettiJJİ ycniçeri ocafı Baiılılaşmn kaı fisında değil de, ınerke^i iklidarın mutlak lıgı karşısında bir hak muhalefeti odagı haünc gclmişıir. Isıc iyi kavranılması gereken nokta budur. Osmanlı Balılılav ınosı. Haiılılasma filan degildir. Ycniçcriler de mılrreci veya perici değillerdir. Sultan Mahınud bu oeaklu birlikte kaiılımcı bir hatk harckciinin olabihrlıgini yok etmislir. Ocağın sancakı şerif alıında loplanan ve tekbir gelirerek ilerleycn kiıııseier tarafından yok cdildigi gO/ardı cdilmcmeli ve bu kitlenin en halisinden Batıcılardan olu^ııp olusmadığı sorulmalıdır. Tarihimiz karanlıklar içindc, resmi tavır buyurganlı|ını, cgcmenüğini ve gllndem bclirleyici lavrını snrdiirmektedir. Tarihin akıöılerinc takılan sıfailar, hcp merkezi iklidarın gudülcme izlcrini taşımakıa. Buntarı aşnıanın yolıı ise var. ToptaiKı avıklamalaıdan kusku duyaıı ve kısmiliklcrin crdemınc inanan dcmokratik anlayı^ın yerlesik hatc jîdmesi, geçmisi oldııgıı kadaı giınuımı/ıı dv daha iyi atılayabileceğinıi/ oıtıtıınn olıı>ınasındu yegâne cıkili lakıörc beıı/cmckicdır. Taner Timur'un bu makalr derlemesi demokrat v'i^gide saf tuianlara ve luınıak isıcycnlcrc önemli dU$(mcc mal/cmeteri sağlamaktadır. Perdeııin arkasında ne oldugunu görmenin tek yolıı perdeyi arulumaktır. t J Nısan 1889 U lkemir styasal ve loplumsal cervcvesini bir lürlü oturtamadıgından. adcıa periyodik hale gelen askeıi mudahaleler /.inde vc uyclırı güçlcri büyük çapıa Navuruyor. Bu savrulmalardan na.sibini alaıı ve simdtlerde Fransa'du yasayan Tancr Timur Itulâ ülkesiyle ilgitcnıncyi surdurilyor. Türkiyc'dcykcn çahsmalarını o/clliklc yakın tarih alanırı da yoğunlastınnış olan Timur, bu ilgi ulaıımııı yunı sıra, Osmanlı arastırmalanııa ba*ladığı sıralarda yuridısına giımek rouıikla kaldı. Yakın laıihc ulun ilgisini ka>hctmcmİ!)Otmakla biiliV.ii1, ülkc dışında daha kolay ııUıv,;<hiUliği yabanu kaynakkııı lamyuıuk, lanılurak vc lurayamk Osmanlı tarihınin daha u/ak kcsimlcrine dc isık tıırmaya çaltşıyor. Taner Timur. çogunu dulıa önee Tnrih ve Toplum dcrgisinde yayımladiğı makalelerinden bir kısmını bu kitapta bir araya geürirken, iki tane çok önemli vc daİıa orıce yayırnlanmamış katkıyı da bu derlemeyecklerntsıir. Rıtnlardan birinci s\ XV.XV|ll. yıi/yıllitı itıasmda "Dcvlel uynılı vı ürclim ili$kilerf"ne (ahsıs ettijidir. Ikincisi ise, "(«t'lciH'kscl OMIIUIIII diizcninin (öküyü: Veniçcri kurumu" adını ta^ıyamdır. taner rimııı'ıınılahaonceyayınıiadı£ı makalvkr ügiiH'likterinden ve üğreticiliklcr iııdcn lıiv'biı $cy kaybctmiş dcğillurdir, ancak bunlar ycıcri kadar tarıışılmı$oldııklarından, b«n yalnı/ca bu iki ycni katkı u/Lıindc duracağım. Cumliuriyct rejitninin kurulrnasıyla birliktc Osmanlı geçmişini karalamaya yönclikresmibir tavtr içinegirilnıişiir. Yeni rejimin kcrıdi varlığım dojrulamak igin, Osmanlı ile kendisi arasında bir nirclik farkı oldıığıınu vıırfnulamak urerc ivinc kîitdigi bu tavıı, rmni taıilı te/k'iinin ana ıcnuiüim olu$ıurmamn yunı sıra, okul kııaplarma kadar girccek resnıi bir ideolüjinin de vtıvcvesiııi ^benıi$tir. Ök* yunduıı ulusal, bağınısı/, ama lakir Türkiyc Cumhuriycıi'nin (t/ellikie ekononıik alandu >rtekuatakük*r bu^trılaı cklv fdcıiKmcsi. lıclc hclı* bir dc azgel^ıni^ bir ülkc olundugunıın bilinç ddxc>'inc gkması, gcnt> kitlenin Osmanlıya karjı nostaljik bir ııuılıabbci bcslcıııesinf yol avnıulır. Burıa ek.olarak, laisizmin de yüzcysel ve bir devleı fanıezisi olarak kalması. 14 ÇIRÇEVE