02 Ağustos 2025 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Ç OC U K K 1 T A P L A R I Selahattin Bey köprüden nasıl geçti? FATİH ERDOĞAN İNATÇI KAHRAMAN AĞA I Jules Verne / Çeviren: M.Doğan özbay /iyigün Yayınevl, 1963. "Köprüyü geçeceğim" dedi Selahattin Bey. Sesini alçallmıjtı şimdi. Halia, şeytaııi bir gulüııısenıe var gibiydi bakişlarında. "KöprüyU geveceftim ve bu parayı vermeyeceğimr Selahatıin Bey'in para vcrmeden köprüyü nasıl geçmeyi dll$Undüği), hunu uygulayıp uygulamadtğj kotıuMinda hiçbir yazılı belge yok elimizdc. Kim bilir, belki de Selahattin Bey'inki o anlık bir öfkeydi yalnızca. Ama köprü saıılrahnda çalı$an gflrevli uzun yıllar hcr sabah Selahattin adlı birinin telefon edip, "GUnaydm! Ben Selahattin. Bu sabah köprUnüzden geçtinı. Be> lira bile venneden üstelik" dedigindcn, her akşaın da "lyi ak$anılar! Ben Selahattin, eve drtndilın dc bir habcr vcnyinı dcdiın. Köprüıuudcn gectim yine ruhunuz duynıadı..." diyerek çilgıııca kahkahalarla telefonu kapadığından yakinıp durmujtu. Köprü gcrvcktcn dc olaganilstU guventik ftnlemleriyle korunuyordu. Degil Selahattin Bey ve otomobilinin, küçuk bir serçe kuşunun bile gâzculerin gözunden kaçarak köprüyü geçmesi mümkün olama/dı. Selahattin Bey köprüdcn nasıl geçiyordu? Büyük tran tmparatoru Dara MÖ 312 yılında Anadolu yakasından Trakya'ya geçebilınek iv'in şiındiki kÖprUniln çok yakinlarına yü/cr bir köprü yaptırmı$, bu köprüden tam 700 bin askeri karşıya gcçirmi$(i. Dara bir imparatordıı. Selahattin Bcy isc bir sadc vataııda^. Dulayı&ıyla Dara'nın kcndi köprüsünü kctıdi yapurak karşıya Rcçmcsi mUmkün, ama dojrusu Selahattin Bey'in işi zor. Gelclim Kahraman Aga'ya... 1800'lu yıllann ikinci yansında Istanbul'da yajayan bir tttttln tUccart Kahraman Aga. tri kıytnı, gür sesli. biraz suyuna gidilmesi gerekcn lürdcn dcli öfkcsi uyandınlmaya gelmez, ama son dcrccc durüst, sözüne sadık, eli açık bir ağa. Kahraman Aga Julcs Vcnıc'in yarattı^ı biı rmnan kahramanı. lran imparaloru Uara'dan Selahattin Bey'e uzanan Boğaz'ı geçmc serüveninin bir halkası da bu, adı inatçıya çıkmış olan Kahnunan Ağa. Evi, daha dogru.su konağı, ÜskOdar'da, dUkkânı ise Tophane'de olan Kahraman Ağa bir ak$am işinden «vine donmek için kayıkçisını beklerkcn Boga/'ı gecenlerden yeni bir vergi ahnacafını Ogrenir: "Bugürtden itiharen, isttr kayıkla olsun, ister yelkenli veya buharlı leknelerie olsun, tstanbul yönünden Üsküdar'a. Üsküdar yönünden htanbul'a geçmek için Bogaz'ı kateden herkes on para 0deyecekıir. Bu emrv uymayanlar para ve hapis cezasma çarptırılacaklardır." On para o tarihte "yarım fincan kahve parası"dır. (Zavallı Selahattin Bey'in tepesini attıran zam ise 500 TL. BugUn bir kahve de herhalde 500 liradan başlıyor, ama on paralık vergiyi duydugunda tepkisini "yarım Tıncan kahvc parası" diye dik* geüreıı vaıanda^ın biraz abanmış oiabileccfiini dc hesabu kutarsak Kahraman Ağa ile Selahaltin Bcy'i öfkelendiren rakamın birbirine yakın oldugu ortaya çıkar.) Kahraman Ağa on parabk vergiye tepki gösterir: "Bu haksı/. bir vergldlr! Boyun eftmcmeh U/ıın. Yenivrrik>r zuınaııında boyle ıılrna/dı. kıı> ıklardnn vtrjfi almnk kimsoniıı uklına gelnifzdi!.. YbllarİR İİKİIcnmezler, bu uduııılnr verjji •Imaktan başka hlçblr işe yanııııuzlar!" Anlaşılacağ'ı gibi çctin bir adamdır Kahraman Ağa. "O gerçek bir Osmanlıdır... Fakal v«k Inalçı bir insandır... Bir defa blk prensiplerinden aynldı|ını görmcdlm. Büıiin kusuru yenillklerc alışamayışıdır. Roiterdam'a gellrken trene blnecegine arahaya hinıniş. Bu yu/.den, se* ki/ Kün ycrine bir ayda llolianda'ya ulayabilmlf... (80 GUnde Devrifllem'in yazarının ölümündcn az önce dünva turu rekoru 54 güne inıniştî!) Çıkarılaıı ya»al*ra raRmen, muvi cekelle kırmuı fts eiymemek(e Inal edi>ur. Buşındıın knrıtman sanftını, «ırtından Urçın rengi kaftanını çıkarmtyor." Hollandalı Jan Van Mitten, ıışağı Bruno'ya cski dostu vc i$ arkada^ı Kahraman Ağa'yı işte böyle anlalıyor. Julcs Verne1 in TUrkçe tnatv't Kahraman Ağa adıyla çcvrilen romanı şıı sntırlarla ba$tiyor: "Sent 18*0... Agustuıtıın 16'M... Akşamüslii saal ald. lstanbul'un en gUrulIüIii ve en hareketll bir yerl olan Tophane Meydanı... Beyoglu'nu bu meydana b»Rlayan merdivenli yokuşla hı/lı adımlnrİB yüriiyen birkaç yabancı... Kotikoca meydan sfssi/ ve is.su... Ince, narin minareleıi. yalvanın bircr kol gibi ıcökyttzttnc uzanan Sultun Mulımul Cuınii, Tophanr^ ye bir masal ı^ehri manzanuıı vcriyor... Meydanın elrafına sıralanan dilkklnlar, kepenklerini ytnya lndlrmk|ler... Rıblıma baglı kayıkkrda kayıkcüar uyukluyorlar... Kurgubiliınin babası Jules Verne ogun Ibphanc Meydaııı'ndaki insaııları da $öyle anlatıyor: "Aslragm kalpaklı Iranlılar, fbtanlı Yunanlılar, »skeri kıyafotli Çerkesier, yıllarca onvekl giyiınleri halu lerk etmeyen Gürcüler, Ijfkmeli elbistell Arnavullar ve bu »ehrin asıl sahiplcri oluı Tttrkler..." Yazar bu belki de en ilginı; romanında Istanbul'u, dönemin siyasi atmosferini, Batılılaşma harckellcrini ve lıalk üzerindeki etkilerini yerli yerine koyarak hcm tutarlı hcm de heyecan dolu bir scrüveni dile getirnıif. Inatçı Kahraman Aga'nın Boğaz'ı geçiş yöntemi gervektcn çok iiginç. Cîörevli ilc on paralık vergiyi vcrip vcrmeyccegi ü/erine takiştığı o gun Üsküdar'a geçıniyor. Hemen arabasını tıazırlayıp Karadcniz kıyıstııa yöndiyor ve inanılması gflç bîr iş yapıyor: Üsküdar'a koskoca Karadeniz'i dotaşarak geçiyor! Üstclik yegcni Ahmcl'i evUndinnek için belli bir gündc Istanbul'da olması gcrck. Güzel gelin adayı Amisia'nın kaçırılma$ını da içercıı olaylur /inciriniıı sunuııda Lam o belli guıufc Istanbul'da olmayı baiaran Kahraman Ağa'yı bir siirpriz beklemektedir. Yeğeıı Alınıet ve Aıuisia o gün nıulluku fvlfiınifk /orundudırlar, çünku kı/.a bırakılmı$ olan yil/ bin alltnlık miras kı? on yedisine basmadan, yani o gün, cvlenirsc vcrilecekıir. Fakal bu cvliligin yapılabilmcsi için Kahraman Ağa'nın bu ke7 de yine karşıya, l.sianbııl tarat'ına gcçnıesi gerekmektedir. Çünkü resrni evrak dükkândadır. Yeğen Alımet. Amisia vc otekiler Kahraman Aga yı on para vergiyi vermeyi kabullenerek kayığa binmeye zorlarlar. Kabul elmw Kahraman Aga, ne para vermeyi ne de kendîsi için para verilmesini. Ama Kalıranıan Ağa bir yoluıuı bulııp o gün kar^ıyii gcçcr. Nasıl mı? Selahuttin Bey'inki kadar çcırel'illi bir soru bu da. Kahraman Aga gerçckıen de vergiyi verıneden karşıya gcçıncyi başarır. Hcm de hcrkesin gö/ü öııUndc Vc Kahraman Ağa Ö7.el bir kararla o günden sonra o vergiden nıuar luiulur. İnalçı Kahraman Aga Jules Vcrne'in en ilginç romanlarından biri. Fakal Selahaltin Bey'in karşıya nasıl geçtiğini anlatan bir çocuk romanımız yok galiba henüz... T ralığın henüz yoğunlaşrnadiğı akşamın erken saatlerinden biriydi. Islanbullular yavaş yavaş işlerindcn çıkıp sokaklara dökülüyor, dolmuşları, vapur vc otobusleri dolduruyorlardı. Otobuslcr homurtulu dumanlar savurarak ara caddelerden ana caddclere, üradan da köprü ye yOııcliyorlardi. Boğaz Köprüsü'nün tralıgi tıkanıııanuştı henüz. Selahaltin Bey otobiısc binmek zonında değildi. Çok cski ama "tyi kölü ayağım yerden kesen" Anadnl'uyla yan yoldan çcvre yoluna urınandı. usutca köprü kalabalığına kanştı. Ceketinin Ust un cebindc köprü parası her zaman önccdcn hazırlanmı$ olurdu Selahattin Bey'in. Bu kcı de üç tane be$ ydz lirayı cebine düzgünce yerleştirmeyi unutmamıştı, Hayatı boyunca henü/ hiçbir scçimde iktidara oy vernıenıişıi Selahattin Bey. Daha doğrıısu ontın oy vcrdiği hiçbir parti iktidar olanıaıuıştı bir tlirlu. Kim bilir, politikayı ve poliıikacıları sevmerncsi belki de bu yüzdcndi Sdahaııin Bey'in. Gişelere doğru yaklajirken elini cebinc sokup parasını çikardı. "2000 TL" yazılı ışıklı panoyu parasını verdikten sonra gördü. Zam mı gclmijti? Evei. Gişe memuru "500 lira daha!" diyordu. Köprüden gcvi» 2000 TL olmuftu. Gije memuru bir sürc eiî havada bekledi. Selahattin Bey'de hiç dc para çtkarımaya yeltenir gibi bîr harekct olmadığııu fark edincc başını kaldınp, "500 bin lira daha vcreceksiniz" dcdi. Scsi nazikti. Hahaltlc cluytnadı. ıliyc dü>ünmüştü. Selahatıin Bey'in yilzü kıpkırmızjydı jiıııüi. Sanki soluk bile almıyor gibi lıarckeuiz kalakalmıştı. Gişe. mcmurunun ııe olup biııiğini anlamasına fırsuı kalıııadan Selahattin Bey paıladı:, "Vermiyorum!.." Oijc ıırcmuru gulunuemryi denedi. Ola ki $aka yapıyordur, diye ıııi dü$unmu*ıu? Selahattin Bey, arslanlar gibi kükredi: "Yeıti ariık! Vermiyoruml" ] Gi$e memuru az ilerdeki polise i$arel' etıi. Polis hemen yakla$tı. "Ne oluyor?" "Beyefendi $00 lira daha verecek.." Selahattin Bey bir an durulur gibi oldu. Elinde bir 500 TL vardı ve gi$e memuruna uzaunı$tı. "Sorun yok" dedi polis memuru. "Sorun var!" diyc haykırdı Selahattin Bey. "Sorun var. Bu parayı benden son alıjını/ ol.sun" "SLz bilirsiııi/ beyim" dedi gişe memuru. "Köprüden geçmeuiniz, parayı da verraezsiniz." a 0cak1989 ÇIRÇEVE 27
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear