Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
11MAYIS 2003. SAYI 894 Hurrem sinema için buradan film seçer gönderirdi. Ben de ona birlikte film çekelim dedim. O, "ben bu işten anlamam" diyerek uzun zaman direndi. Sonunda ortak olarak Erman Kardeşler'i kurduk. Ilk filmimiz Damga büyük ilgi toplayan ilk Türk filmioldu. İlk kez birTürk filmi4 hafta üst üste oynadı. Damga'yı Seyfi Havaeri yönetti ama son bir iki sahnesini bıraktı.O sırada Lütfi (Akad) bizim muhasebecimiz ve dostumuzdu. Filmi o tamamladı. Lütfi benim Hurrem'e onu önermemle yönetmenliğe başladı. Ben onun kültür birikimine bakarak ondaki cevheri gördüm. 'Vurun Kahpeye' filmini yapmayı çok istiyordum. Hurrem "Kimyönetecek?" dedi. "Akad", dedim. "Vurun Kahpeye", Türk sinemasının o güne kadar yaptığı hem nitelik olarak hem de gişe hasılatı olarak en iyi film oldu. O zamana kadar Türk sineması sanayileşmemişti. Damga ve Vurun Kahpeye ilesanayileşti. Erman Film'deeserleri, oyunculan ben seçer, ekibi ben kurardım. Atıf Yılmaz'ı asistan olarak ben aldım. Memduh Ün'ü de oyuncu olmaya /.orladım. Once tereddüt etti ama sonra geldi, geliş o geliş. Film'den ayrıldıktan sonra Duru Film'le çalıştım, prodüktörlük yaptım ve kendi film şirketimi kurdum. Ama Kıbns filmi biziiflasettirdi. Attilâ tlhan ve Atıf Yılmaz'ın senaryosunu yazdığı ve Metin Erksan'ın çektiği Şoför Nebahat'teki tiplemeniz de farklı ve yeni bir kadın kahramanın sinemamıza girmesine neden oldu. Evet, o kadın hayat mücadelesi içinde 'şoför' rolünü üstlenen bir kadındı. Ben onun yerinde olsaydım, ne yapardım, diye oynadım o rolü. Bazılarının söylediği gibi 'erkeksi' bir kadın değildi. Mecburen babasının kasketini, meşin ceketini giydi, babasının taksisini çalıştırdı. Sonra herkes bu rolü oynadı. Abartarak oynadı. Benim şikâyetim bu. Bir film yapılıyor. Sonra bir sürü benzeri yapılıyor. Bizde klişe merakı var. Oysa ben hiçbir rolümde kendimi tekrar etmek istemedim. Her rolümde farklı şeyler yapmaya çalıştım. Bazı oyuncular bir maske ediniyorlar ve hep o maskeyi tekrar ediyorlar. Ben hiçbir zaman bunuyapmadım Rolümün hakkını verdim Sinemaya kendinizi bu kadar vermişken iki sene içinde on bir teklif geldi bana, tekraroynamam için. Dönmeyi çok istediğim halde kabul etmedim. Çünkü o projelerin içinde kendimi görc. ledim. O ışığı iç' ide hissetmedim. Olsun diye giremezdim. lhanet etmişolacaktım. Gerçekten inandığım birprojeolursaoynamakistiyorum. Ayrıca üç projemiz var, sponsor bulursak yapaca nızı düşünüyorsunuz? Hepsiyle uyumlu çahştık. Ama Lütfi Omer Akad'ın yeri başkadır. O benim için hem "«'a bir yönetmen hem çok iyi bir dost,kardeşim,babam,arkadaşımdır. Türk sinemasının bugiinünü nasıl buluyorsunuz? Bazı güzel filmler yapılıyor. Ama artık oizim kurduğumuz sinema endüstrisinden eseryok. Bizden sonra bir seks furyası başladı. Kalite düştü. Sinemayı kadettiler. Zaten yapımcılar hiç para yatırmadı, hepsi sinemadan kazandıklan paraları aldılar, götürdüler köşkler, yatlar aldılar. Parayı kendi istikballerine yatırdılar. Hiçbiri sinemaya emek vermedi. Şimdi de çoğunlukla düzeysiz diziler çekiliyor. Dizi olmasın mı, olsun amakaliteli dizi olsun. Sinemaya da para yatırsınlar. Sinemayı bıraktıktan neler yaphnız ? Sinemayı bıraktıktan sonra tiyatro yaptım. İkinci eşim Üner llsever'le tiyatro kurduk. Sonra ben Sezer Sezin Tiyatrosu olarak devam ettim. Çok iyi bir kadromuz vardı. Perran Kutman, Erol Günaydın bizde oynuyordu. Televizyondan sonra tiyatro Hurrem filmekarışmazdı. Ben deişletmeye karışmazdım. Sonra ben beş kuruş almadan şirketten ayrıldım. Ne zaman ayrıldınız ? Bağdat'tan sonra. TahirileZühreveArzu üe Kanber'i Bağdat'ta çekmiştik. Birlikte oynadığımız Kenan Artun'la evlenmeye karar verdik. Bu nedenle şirketten ayrıldım. O sırada Hıçkırık filminin yönetmenliğini ben yapacaktım. Hurrem, "Filmi yap, sonra ayrîl" dedi. Filmi çekseydim, ayrılamayacağımıbiliyordu. Kabuletmedim. Filmi senaryo üzerinde birlikte çalıştığımız ve filmde asistanlığımı yapacak olan Atıf Yılmaz'ın çekmesiniönerdim. Buşekilde Türk sinemasına iyi bir yönetmen daha kazandırdım. Peki, pişman mısınız filmi yönetmediğinize? Çokpişmanım O filmi yönetmiş olsaydım, bugün çok önde gelen bir yönetmendim. Ben kameranın arkasında duran bir insandım. Pek çok sahne için Lütfi Akad'a önerilerde bulunurdum. Onun çapında bir adam bile önerilerimi kabul ederdi. Çok dikkatliydim. İyi görürdüm. Erman ğız. Bizim memleketin günahı bu. Hollywood'da Katherine Hepburn, Bette Davis gibi oyuncular en iyi rollerini geçkin yaşlarda üstlendikleri halde bizde bu tür roller hep sıradan bir biçimde yazılıyor. Ben bir yaşlı kadın klişesinde görünmek istemiyorum. JessicaTandy'nin Miss Daisy'nin Şoförü'ndeki rolü gibi gerçek bir karakteri canlandırmak istiyorum. Ben oyunculuğumdahiçbirzamandişiliğiminticaretini yapmadım. Dudak titretmedim, göz süzmedim Ama fahişeyi oynasam da ben fahişe olsaydım nasıl olurdu mu oynardım. Ben sinemayı bıraktığım için kendimi hiç affetmeden gideceğim. Ama beyin olarak her zaman kendimi sinemada hissetmeye devam ettim. Ruhen hiç ayrılmadım ondan. film çekmeyi 1967'de birdenbire neden bıraktınız? O benim en büyük günahım. Onıın ıstırabını çok çektim, hâlâ da çekiyorum. Çok pişmanım. O sırada Üner llsever'le ikinci evliliğimi yapmıştım. İkinci kızım doğmuştu. Çocuğuma kendim bakmak istedim. Sinemayı bırakmam benim hatamdı. Şu son Rol arkadaşlannız arasında sizin için en unutulmazı kimdi? Ayhan Işık. Çok iyi dostumdu. Bana "Kralarkadaşım" derdi. Nur içinde yatsın. Çok iyi bir insandı. Prensipliydi. İyi bir oyuncuydu. Birlikte Meçhul Kahramanlar'da.Üç Tekerlekli Bisiklet'teoynadık. Hangi yönetmenle en uyumlu çalıştığı krize girince tiyatromu 1975'te kapattım. Tiyatroda çok severek oynuyordum. Daha sonra da boş durmadım, dekoratörlük yaptım. Üç yıl Adalar Kültür Sanat Şenliği'nin başkanlığmı yaptım. Ama aklım, yüreğim hep sinemada kaldı. Sezer Sezin, 20 yıldan fazla Türk sinemasına emek verdi. Üç Tekerlekli Bisiklet, Vurun Kahpeye, Dağları Bekleyen Kız, Meçhul Kahramanlar, Şoför Nebahat gibi sinema tarihine geçmiş pek çok filmde başrol oynadı. 1955'teKaçakfilmindekioyunculuğuylaTürk Film Dostları Sanat Armağanı'nı.lzmirFuarı Film Şenliği'nde (1965) Üç Tekerlekli Bisiklet'le En iyi Kadın Oyuncu ödülünü aldı, Antalya'dan Istanbul'a pek çok festivalde Onur Ödülü ile ödüllendirildi. Bugün üniversitelerinTürk sineması derslerinde üzerine araştırmalar yapılıyor. Ama gene de belleği zayıf olan Türk seyircisi onu yeterince hatırlamıyor. Festivali izleyen binlerce sinemasever Türk sinema tarihininiz bırakanportrelerini tanımıyor Yüreğini sinemaya koymuş bir Sezer Sezin vardı. O hâlâ sinema için aynı coşkuyu hissediyor.0