26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

23MART2003.SAYI887 öğrencilerin tercih ettiği bir üniversite. Örneğin Yemenli öğrencilerin Yemen Arap Sosyalist Baas Partisi'nin Bağdat'taki şubesi olan bir sendikası var. Öğrencilerin ortak tavrı Saddam Hüseyin'i kendi liderleri olarak görmeleri. Birçok kişide, özellilcle Irak dışından gelenlerde şu tavrı da gördüm: ABD Saddam Hüseyin'i istemiyor çünkü Ortadoğu'da ABD'ye hayır diyen, başkaJdıran tek insan o. Insan hakları ihlalleri, ya da Batı medyası tarafından bize sunulan o "bebek kanıyla beslenen korkunç diktatör" resmi dışında başka bir resim daha var. O da Ortadoğu halkları için, özellikle son yıllarda büyüyen bir liderlik vasfmın olması. Bu ne kadar, nereye kadar etkili ve güçlü bilemiyorum. Ama bu savaş olduğunda Bağdat sokaklarında Amerikan askerlerini karşılayan Iraklılar görürseniz, bu, sizleri yanıltmasın. Çünkü Almanlar Paris'e girdiğinde Fransızlar bir yandan onları kovmak için yeraltında örgütlenirlerken, bazıları da bayrak sallıyordu. Sizler ve Iraklılar, nasıl bir buluşma yaşandı ? Bizim orada bulunmamızın çok önemli bir özelliği vardı. Kendi ülkelerinde ciddi marjinal veya radikalgörülen insanlar, eylemciler Bağdat'ın sokaklanndaydılar ve bu görüntü degaripti. Dövmeli, saçları farklı, piercingli insanlar ve bunun yanında tamamıyla hiç bir politik görüşü, ideolojisi olmayan, tertemiz barış özlemiyle gelmiş, meditasyon yapıp, çocukları gördüğünde ağlayan 60 yaşında insanlar, belli politik görüşlerle gelmiş olan insanlar... Bağdat sokaklarında pankart asmaktan, ölümü simgeleyen yere yatm a gösterilerine kadar çeşitli eylemler... Dicle üzerindeki köprüye pankart asanlar ki orada fotoğraf çekmek yasak yasakların delindiği, herkesin fotoğraf çektiği, sokaklarda mitinglerin yapıldığı bir ortam. Bir süre sonra Iraklılarla beraber kaynaşarak davullar, darbukalar çekerek sokaklarda halaylarınçekildiği, Tahrir Meydanı'nın ortasında futbol oynandığı bir ortam oldu. Bu Iraklılar için de çok ilginç bir görüntüydü. Ama benim için asıl önemli olan, sürekli olarak Batı tarafından hakikaten baskı ve zulüm altında tutulduğuna inanan bir toplumun, Batılıları, Londra, Berlın, Istanbul sokaklarında savaşa hayır diyen o Batılıları, televizyonlarda değil, bir anda kendi sokaklarında görmesi, kon uşma şansı bulması, anlama şansı bulması oldu. Bence Irak toplumuyla yabancıların kaynaşması anlamında çok çok güzel bir tecrübeydi. Saddam'ın başka resminden bahsederken,Ortadoğu'daAmerika'yakarşı duran lider derken, Saddam'ın Amerika ile daha önceki ilişkileri hakkında ne diişünüyorlar? Saddam Hüseyin'in Iran ileçarpıştırılmasının arkasında Amerika'nın ve Amerikan çıkarlarının olduğunu, Saddam'ın geçmişte bazı hatalar yapmış olabileceğini söylüyorlar ama bunların da genellikle CIA manipülasyonları olduğunun farkındalar. Kuveyt savaşında da aynı şeyin olduğunu düşünüyorlar. Kürt lafı orada pek fazla telaffuz edilen bir şey değil. Halepçe'yi pek fazla konuşamadık, ama Rumsfeld'in Irak'a verdiği silah desteğinin asünda ABD çıkarları olduğunun farkındalar. O yüzden kendilerini yıllarca ABD tarafından kullanılmış olarak görüyorlar. Ve şu anda Amerika'nın menfaatlarına karşı çıktıkları için artık sonlarının geldiğini düşünüyorlar. Çok net ifade etmeseler de rejimin değişmesi gerektiğini düşünen bir kesim de olduğuna eminim. Bazıları o taksi şöförü gibi Amerika'nın demokrasi getireceğini düşünüyorolabilir. Irak'ta neler yapıldı barış için? Demokrasi, her neyse o, neredeyse bütün kurumlarıyla işletilmeye çalışıldı. Herkesin söyleyecek aptalca da olsa, söyleme özgürlüğünün olduğu ve söylediği, toplantıların her gün 3.54 saat sürdüğü bir ortam. Tabii bu eylemliliği mizi epey aksatıyordu. Biz birkaç arkadaş eylemliliklerin artması konusunda çaba sarf ettik. Yürüyüşler, pankart asmalar, BMbinasıönündeyaptığımızeylem.CNNInternationaPı basmamız gibi eylemler bence iyiydi. Yüze yakın eylemciyi beş değişik alana yerleştirdik. Veen önemlisi, bize karşı yapılmış saldırılar olsa bile, dünya kamuoyunun dikkatini Bağdat'a çektik. Soğuk ekranların arkasında seyrettikleri, bombalanmayı bekleyen kentin ötesinde bir yer olduğu, orada gerçekten canlı bir hayat olduğu mesajını verdik. Çok açık söyleyeyim. Dünyanın en büyük çevre örgütünde yıllarca çalışmış bir insanım. Beyaz Saray'ın Greenpeace'in adını son on yılda kaç kez andığını hatırlamıyorum. Ama son üç haftadır canlı kalkanları ağızlarından düşürmediler. Suçlamalarda bulundular. Amerikalıların geri döndüklerinde savaş suçlusu olarak yargılanacaklarını söylediler. Bunun üzerine bir basın toplantısı yaptık. George Bush'a bir mektup yazdık. Kimlerin nerelerde kaldığını gösteren bir liste yaptık. Siz eğer buraları bombalayacak olursanız, masum Iraklılarla birlikte kendi vatandaşlarınızı ve diğer ülkelerin barış eylemcilerini öldüreceksiniz dik. Basın Merkezine koşuştuk, Ankara'yı aradık. Sokaklarda şenlik devam ediyorduk, ama Iraklılar hep ikinci tezkerenin gelip gelmeyeceğini soruyorlardı, bazı yabancı gazeteciler de ordunun darbe yapıp yapmayacağını. Çok şaşırdım. Böyle bir şey olamaz ki, gündemde böyle bir konu yok.dedim. Dünyadaki savaş karşıtları Irak halkıyla dayanışmak için bir şeyler yapmaya çalışıyorlar. Onlar bu dayanışmayı hissediyorlar mı ? Evet. Iraktelevizyonları süreklıyurtdışındakieylemleri veriyor, ropörtajlaryapıyorlardı. Milyonlarca insanın bu savaşa karşı olduğunu biliyorlar, ama söyledikleri, ABD, ne olursaolsun, Birleşmiş Milletler'e rağmen, dünya halklarına rağmen saldıracak. Çünkü petrolümüzü istiyor, çünkü Saddam Hüseyin onlara boyun eğmiyor, çünkü ondan kurtulmak istiyorlar. Özellikle John Ross gibi ciddi Amerikalı muhaliflerin orada olması önemli izler bıraktı. Bir örnek vereyim. Judith isimli bir Amerikalı barış eylemcisi, 60 yaşında çok güzel bir insan, petrol rafinerisindeki okulu ziyaret ettiğinde, öğrenciler"AmericaDown,Down"diyebağırdılar. Öğ üLjf* ve Cenevre Konvansiyonu'na göre de sizler savaş suçluları sayılacaksınız dedik. Kısa bir süre içindeoldukça önemli işler yaptığımızı düşünüyorum. Nerelere yerleştiniz ? Sonunda Bağdat'ın içindeki petrol rafinerisine, iki enerji üretim tesisine, su arıtma tesisine ve gida deposuna yerleştik. Bunların hepsi BM tarafından sivil alan olarak kabul edilmiş ve sivillerin ihtiyaçlannı karşılamaya yönelik altyapı tesisleriydi. Hepsinde işçiler ve aileleri ya tesis içinde ya da çevresinde yaşıyorlardı ve zaten hepsi de Bağdat'ın içindeydi, yani etraflarında yerleşim alanları vardı. Türkiye'nin tezkereyi reddetmesinin etkisi ne oldu? Konuştuğum bütün Iraklılar üzerinde çokolumlu biretki yapmıştı. Çünkü ilk gittiğimizde, sizin meclisiniz, sizin hükümetiniz deyip üçnoktayla bırakıyorlardı, çünkü Türkiye'nin paraylasatın alınabileceğineinanmışlardı.Meclis'ten öyle bir karar çıkması gerçekten birçok insanı etkiledi. Açıkçası bizim için de çok rahatlatıcı bir şeydi. Herne kadar kendi hükümetinizin yaptıklarını reddetseniz de, Meclisinizin savaş yanlıları arasında yer almaması size de bir rahatlık veriyor. O geceyi unutamıyorum. Çok sevin retmenleri onlan durdurdu ve, "Hayırbütün Amerikalılar değil, Amerikan yönetimi" dedi. "Bu Amerikalı bizimle birlikte". Eğer Amerikalı barış eylemcileri olmasaydı, Bağdat'ta "AmericaDown" sloganısonunakadargidecekbir slogandı. Ama onların varlığı öğretmene bu hatırlatmayı yapma, bu ayrımı gösterme imkanı verdi. Neden döndünüz Türkiye'ye? Geride kalanlar ne yapıyorlar? Dr. El Haşimi yaklaşık bir hafta önce bir toplantı yaptı ve bize verdikleri özgürlükleri kullanmamıza hiç bir itirazla rı olmadığını ancak, kimlerin nerelere yerleşeceği konusunda bizim kendi oluşturduğumuz bir komitenin karar veremeyeceğini, bunun tamamıyla kendi kontrolleri altında olduğunu söyledi. Bu büyük rahatsızlık yarattı ve yaklaşık25 kişilik bir grup Irak'ıterkederek Amman'ageçti. Bu da medyaya ciddi sıkıntılar yaratacak bir şekilde yansıdı Korktular, kaçıyorlar dendi. Bunun yarattığı bir gerilim ol du. Benhiçbirkomitedeyeralmamıştım. Sürekli Irakhükümetinin aslında pek çok bakımdan haklı olduğunu söylüyordum. Ama bir yandan da Haşimi'ye Batı medyasında Saddam'ın piyonları olarak Devamı arka sayfada
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear