Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
12EKÎM2003.SAYI916 KAPAK 11 işareti" vardı. Benimkinde bir "ünlem işareti" var. Yani hedefi gerçeldeştirmek. Hedef insanların ldasik müziği biraz benimsemesi. Mozart, Beethoven ya da Bach şu ana kadar Türkiye'dezenginlerindinlediği bir müzikti. "Devletin lüksü, bir orkestra var 300 kişi gidiyor o lüksü takip ediyor" gibi anlaşılıyordu. Halbuki Mozart, Beethoven, Bach hayatımızda yeri olması gerekcn müzisyenler. En azından çoluk çocuğun hayatında bir kez de olsa Mozart'ın müziği ile tanışması, hangi manaya geldiğini bilmesi lazım. Hedef bu. Yani boşa kürek sallamamak. Pekitepkilernasıl? Tepkiler çok iyi. Mesela Gaziantep bir orkestra kurmak is tiyor. Kültür BakanlığVna müracaat etmişler. Erzurum bir piyano almak istiyor. Piyano almak, konser hayatını başlatmak demek. O zaman müzisyenler gidip orada çalacak. Şu anda biz kendi piyanomuzu Istanbul'dan, Ankara'dan götürüyoruz. Bilkent Universitesi veriyor sağ olsun. Piyano taşım ak bile çok New York, Paris, Bursa'da da iyi çalmak diretiyor. iyi çalmanın dışında manevi olarak baktığımda, Anadolu'daki gençlerle yaptığım söyleşüer ruh sağhğımda çok güzel bir yer edinmiş. Çok severek yaptığım bir şey bu. Konser hayatı.ciddifestivaller, klasik müzik dünyası ise profesyonelliğe dahil bir şey. Onu da çok severek yapıyorum. Insan kendi seyircisini yaratmak zorıında. Dinleyiciye yeni özcl bir şey sunmak lazım. O paylaşımın, o gecenin unııtulmayacak bir anı olarak kalması lazım. Tabii biz bir şey yaparsak insanlara iletebi liriz. Bizim yaptığımız duygu alışverişi, müzik vasıtasıyla insanlara bir şey verecektir. iyi çalmaktan kastım bu. Müzikle uğraşmasaydınız neleryapmak isterdiniz? Bu kendime hiç sormadığım bir soru. Kendimi müziksiz düşünemiyorum. Piyano, artık kolumdan falan daha önemli bir organım gibi. Ama benim hobilerim de var: Futbolu çok severim, tiyatro, edebiyat, sinema severim. Yeni yeni dansa merak başladı.Nevv York'ta koreograf arkadaşım var mod e rn dan s topAnadolu'daki konserlerin analizleri var. BoğaziçiÜniversitesi'ndengençarkadaşlaroradaanket yaptılar. "Konserinasıl buldunuz, bir daha gelir misiniz? " gibi sorular vardı. Yüzde 80'in üzerinde pozitif cevaplar var. Çok önemli bir rakam bu. Eskiden klasik müzikle ilgili bir deyim vardı. "Gaziantep, Gaziantep olalı böyle bir zulüm görmedi" derlerdi. Şimdi Gaziantepliler bir daha konsere geleceğim diyorsa, burada bir değişim var demektir. Türkiye değişiyor, mantık da değişiyor. Anadolu konserleriyle ilgüi analizleri, Metin Altıok ve Nâ zım Hikmet Oratoryosu üzerine yazılanları toparlayıp bir derleme kitabı yapmak istiyorum. Biraz da çocukluğunuzdan konuşalım. Beş yaşında piyanoya başladınız, oynamak varken piyano çalışmak zor olmuyor muydu? Ben çok oynamışımdır. 17 yaşına kadar müthişgüzelfutboloynardım.Konservatuar döneminde de çok oynardım. Tabii 1011 yaşından itibaren çok ciddi çalışmaya başladım. Günde 67 saat. Çocukluğumuyaşayamadımdiyebirduygumyok. Piyano benim için bir yük değildi, bir sevgiydi. Bir de çocuğunuz var. Bu kadar yoğunluğun içinde ona istediğiniz kadar zaman ayırabiliyor musunuz ? Istediğimden daha az. Şu anda yılda 120 konser var. Daha birkaç yıl sürecek, konserlerimi yılda otuz kırka indireceğim. Mesela beş altı yıldır uzun romanlar falan da okuyamıyorum. Zaman yok çünkü. Kızımı daha iyi büyütmek, daha iyi bir baba olmak için zamana ihtiyacım var. Insanlar çocuk nın çocukluk hayalleri var. Çocukluk dediğin zaten sadecehayal. însanlarhayallerinin peşinde, en azından yan yarıya gerçekleştirmekiçin ilerliyor. New York Filarmoni'de Kurt Masur gibi ünlü orkestra şefleriyle çalmak ulaşılabilecek en iist noktalardan biri. Bu anlamda hayallerinizi gerçekleştirdiğinizi söyleyebilirmisiniz? Genç bir müzisyen için kariyerinin ilerlemesinde çok önemli noktaJar bunlar. New York'ta, Tokyo'da Paris'te, Almanya'da Beethovcn festivalinde çalmak bütün bunlar genç bir müzisyeninulaşabileceği en iyi şeyler. Müzik dünyasının içine adım atmış oluyorsıınuz. Ondan sonrası hakkını vermekte. Bizim yapmamız gcreken o ilişkileri devam ettirmek. New York Filarmoni ile ben üç kez daha çaldım. Önemli olan kalıcı bir müzisyen olmak. New York Filarmoni ile bir kez çalayım, ona bir kez ulaşayım o her şey demek değil. tnsan her sabah uyandığında kendisine yeni hedef koymalı. Çıtayı hergün biraz daha yükseltmeli bence. Bir yandan New York Filarmoni gibi müzik dünyasının doruklarında dolaşıyor, diğer yandan Anadolu'da Erzurum, Niğde, Sıvas gibi şehirlerde konser veriyorsunuz.... Anadolu'daki şehirlerin çoğunda klasik müzik hayatında çok büyük eksiklikler var. Bu nedenle her ay bir şehrimize gidip bir konser veriyorum. Erzurum, Niğde, Kayseri, Gaziantep, Sıvas, Samsun, Edirne, Antalya, Mersin gibi birçok şehre gittim. Bu şehirlerde öğrencilerleWorkshopniteliğinde, onlann sorularını da cevaplayarak Say: Mozart, Beethoven, Bach gîbi bestecilerin müziğiyle, çocuğun mutlaka tanışması lazım. konuşuyoruz. Bazı şehirlerde müzik okulları, konservatuarlar da var. Müzik öğrencileri, öğretmenleri ile bUgi alışverişi yapıyoruz. Akşamları da aynı şehirde halka resitaller veriyorum. İnsanların ihtiyacı var, Anadolu çok es geçilmiş. Bu, bir başlangıç. Bir konser bunu yaratmak için yeterli değil. Birçok sanatçının benzeri faaliyetlerde bıdunması lazım. Tabii imkânlar olması lazım. Benim arkamda Doğuş Otomotiv var, onlar benim değil halkın sponsoru oldu. Bu anlamda kendinizi bir misyoner gibi hissettiğinizi söyleyebilirmiyiz? Daha önce de böyle şeyler yapıldı. Borusan orkestrası, Sunay Akın, Idil Biret de gittiler. Bu ilk değil ama bu bütün halka ıılaşan bir şey. Biz Niğde'de konser verirken o akşam tüm halk benim konser vereceğimi biliyordu. Şehrin heryerinde reklamlaryapılıyor. Böylesiilkkezoluyor. Belki daha öncckilerin "Gidelim bir konser verclim bakalım neolacak?" gibi bir "soru zor bir iş. Yılda 120 konser veriyorsunuz. Farklı birçok ülkede bu kadar konser verip, bu kadar değişik projeyle ilgilenince insan yalnızlığı özlemiyor mu? Evct de, ben hemen hemen hep yalnızım. Eşim ve çocuğum Istanbul'dalar şu an. Yılın yedi sekiz ayı turnedeyim. Konserden sonra binlerce kişiyle olan kontağım sıfıra iniyor, akşam yalnız oluyorum. Pozitif veya negatif gün aşırı değişen bir şey. Bu hayatı ben seçtim. Dünyanın her ülkesindekonserlervermekisteyenbendim. Şimdi veriyorum, niye şikâyet edeyim. Giizel güzel çalıyoruz işte. İnsan her an dahiyane olamaz, her an en iyisini veremez. Öyle olmadığı zaman biraz mutsuzluldar doğııyor. Daha çok hangi ülkelerde dinleyiciyle iletişim kurup, yoğun duygularyakalıyorsunuz? Her verde tlcğişiyoı. Diyaıbakıt cl.ı da, luluğııyla birlikte Strawinsky'yi bale yaptı. Temmuzda üç gösteri yaptık, çok güzeldi. Bu tür şeyleri devam ettirmek istiyorum. Her yıl yüzün üzerinde uçak yolculuğu yapıyorsunuz. Bu yolculuklann sıkıcılığından kurtulmak için kitap yazmaya başlamışsınız. Tek sebep bu olmasa gerek? Insanın söylemek isteyip de söyleyemediği birçok şey var. Böyle bir yaşamda insan birçok şeyi içine atıyor, kendisiyle çok fazla tartışıyor. O içine attıklarını bir şekilde açığa çıkarmak zorunda. Gazetecilerle yaptığımız röportajlarda bunu ortaya çıkaramıyoruz. Gazeteciler ya yeni çıkan bir CD ile ilgili, ya da yaptığınız bir proje ile Ugili soruyorlar. Türkiye'deki gibi havadan sudan da soranlaroluyor. Hiçbir zaman bizim konuşmak istediğimiz içimize attığımız konuşulnıuyor. Onlar da işte kitaba yığıhyor. "Uçak Notları" sizin ilk kitabınız, yazmaya devam edecek misiniz? larını her akşam görüyor. Turne hayatımızda 8 gün yokuz, 3 gün evdeyiz. O zaman da ilgilenmem gereken başka konular projeler var. Türkiye'de çocuklan dinleyip yetenekli olanları destekliyorsunuz, durum nasıl? 70 milyonluk ülke, her on milyondan biri klasik müzikte dâhi olsa yedi tane dâhi olur. Nüfusunçokluğuvedinamizmdolayısıyla durum çok iyi, sadece değerlendirme eksikliklerimiz var. ünları kapatmak lazım. AKPartiiktidarı biraz klasik müziğe karşı anladığım kadanyla. Inşallah fazla engel olmazlar. Biraz mücadele etmek bile gerekebilir. Bundan sonra ne tür projeler var? Almanya'daki konserler devam edecek. Ekim ayında Bonn'da Beethoven Festivali, Kasımda yine Almanya turnesi var. AJmanya'daki konserlerimde çok Türk vatandaşı görcmiyorum. Türk dosrlarımızı