Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
26OCAK2003. SAYI879 Kuyumculan"ydı. Yaşar Kemal kitapları başka dillere çevrilirken Türkçe'den yapılanlar başarısız olunca, Thilda Kemal'den izin alınarak, onun tngilizcesi temel alınmıştı. Yazar Mehmet Uzun, Thilda Kemal'in Yaşar Kemal'in romanlarının çevirisi için şöyleyazıyordu: "... Yaşamlannı yazar eşlerininbaşarısına vakfetmiş başka kadınlar da vardı elbette. EşiylebirlikteintiharedenZweig'ınhanımı, Mann'ın,Mandelstam'ın,Nabakov'uneşleri ilk aklıma gelenler. Ancak Thilda Kemal ' in tüm bunlardan bır farkı vardı, o, geri kalmış bir Müslüman ülkenin diliyle yazılmış,hiçbilinmeyenbıredebiyatıdünyayataşıyordu. l lem de olağanüstü güçlü bir dil ile. Avrupah yazar dostlardan, Yaşar Kemal'in yayıncılarından ve öteki çevirmenlerinden hep şöyle duymuşumdur; Yaşar Kemal'in Ingilizce çevirilerı olağanüstü güzel. Bir Shakespeare tadında." ,ll»f Thilda, Yaşar Kemal ve Rnsit Gogçeli , bir arada... erhaba Sevgili Thilda KfttnaJ V« Zülfü Uvaneli... Raşit Göğçeli, annesinin çevirisinin Ingiltere'de ödüllendirildiğini anımsatıyordu: " Prensipleri olan bir kadındı. Entelektüel birkişiliği vardı. özellikle tngilizce ve Fransızcayı iyibilirdi. tsveç'tekaldığısüreiçinde bu dili bile öğrenmişti" Thilda Kemal, 1971 'de tutuklanrmştı. O günü arkadaşı, Sabahattin Eyüboğlu'nun eşi Magdi Rufer şöyle aktanyor: "Yaşar cezaevindeydi. Sabahattin, Tilda' ya her öğlen bizde yemek y iyeceksin demişti. O da her gün gelip gidiyordu. O gün Yaşar' ı bırakmışlar, biz de birlikte kutlama yapmıştık. Akşam evlerimize dağıldık. Gece geldiler. Poliste çok gülmüştük, bir polis memurunun hareketlerini, ziyaretine gelen yeğeniyle konuşmasını dinlerken gülmemiz görülmesin diye başımızı masanın altına sokuyorduk. Sabahattin'i taşlann üzerinde gördüğümüzde ise Thilda en az benim kadar üzülmüştü." Cezaevi anılan uzundu. Örneğin hep aynı stil giyinen, parasal sorunlar bittiğinde de stilinideğiştirmeyen Thilda Kemal'incezaevigiysilerinidikenTerzi Suat'tı. Işçi Partili Suat I lanım, Thilda içın biri kahverengi, diğeri mor iki kimono dikmişti. Sonraki y ıllarda da sabah kalkar kalkmaz uzun bir elbise giyecek, bir takı y a da eşarbı ıhmal etmeyecekti... Maltepe Askeri Cezaevi'nin Kadınlar Koğuşu'nda Thilda Kemal çeviri yapıyor, Azra Erhatanılarını yazıyor, Magdi Rufer ise kendisine ayrılan odada dostlarının getirdiği gramofonda müzik dinliyordu. Koğuşa •" ZÜLFÜ LİVANELİ Thilda Serrero. Thilda Gökçeli. Thilda Kemal. Mathilda. Tilda hâlâ, Tilda Teyze, Tilda Yenge. Kısacası Tilda. Herkesin dilinde farklı hitaplara kavuşan ve sadece ön adının söylenmesi bile kurum etkisi yaratan kültür insanı. Kemal gibi dev bir soyadının altında bile ezilmeyen bir kişilik. Âşık Veysel'in, Yaşar Kemal için "Aldı Tilda'yıFethetti dünyayı" demesine neden olan bir eş. ölümünün ikinci yılında Sevgili Thilda'yı nasıl anlatayım bilemiyorum doğrusu. Çünkü prizmaya benzeyen insanlar çok kolay anlatılamaz. Prizmanın her yüzüne ayn ışık düşer ve bunlann tümünü birden kavramak zordur. Niye ölüm yıldönümünde yazı yazıyorum? Belki de o benim hiçbir doğum günümü unutmadığı ve dünyanın neresinde olursam olayım küçük hediyelerle hatırladığını belirttiği için. Ama bu bir bahane. Doğum günlerimi hatırlamasa da onun için yazacaktım, çünkü tanıdığım günden beri beni en çok etkileyen insanlardan biriydı Thilda. 12 Mart darbesinin en ağır günlerinden birisi. Ben hapisten yeni çıkmışım, ortalıkta korku kol geziyor. Basınköy'deki evde, yeni tanıdığım Yaşar Kemal'e türkülerimi çalıyorum. O da Çukurova köftesi yapıyor. Kitaplarla kaplı salonun öteki ucunda bize pek de yüz vermeyen bir kadın, masaya oturmuş daktilosunu tıkırdatıyor. Ama bır süre sonra sazın akorları durduruyor onu: Gözlüklerinin üstünden bakıyor ve "Çok ilginç bir accompaniment" diyor. Hah işte. Yapmaya çalıştığım işi en iyi anlayan kişi bu. Çünkü bağlamayı akor basarak çalıyor ve sese arpejle eşlik ediyorum. Bence yaptığım müziğin ilginç yönü bu. Ve gözlüklerinin üstünden bakan zarif hanım, bir iki tını duyduktan sonra işin kalbine gidiyor. Bu işaret fişeğinin başlattığı uzun sonraki dostluk yıllan bana Thilda'nın ne kadar derin bir kültüre sahip olduğunu gösterecek. tngiliz kültürünün amiral gemiliğinde Batı uygarlığıyla bütünleşen Thilda Kemal, Anadolu halk birikimine de en çok saygı gösteren insanlardan birisi. Bizleri hep Anadolu'ya yönlendiriyor, belki de yaptığımız işleri doğruluyor. Peki bir kültür kargaşası mı bu, bir yol yitirme mi? Değil. Ladino dilini, tngiliz klasiklerini, Fransızca'yı yerli kültürle harmanlayan ve bunda hiç gariplik görmeyen üst düzeyde bir kültür anlayışı. Shelley'in ezbere okuduğu şiirinden Pir Sultan Abdal'a geçebilen ve bu şairler arasında örülmüş önyargı surlannı hiç mı hiç takmayan bir Istanbullu. Bu tstanbullu sözüne mim koymak gerekiyor. Thilda Kemal kimdir ve nedir diye soranlara derim ki "O Istanbullu bir Osmanlı aydınıydı" Dedesi Abdülhamid'in sertabibi Jak Paşa olduğu için söylemiyorum bunu. Dünya kavrayışı açısından belirtiyorum. Çünkü böylesine enternasyonal bir kültüre sahip olmakla, Istanbul'u ve Anadolu'yu, sanki aralarında yüzyıllann biriktirdiği hiçbir çelişki yokmuşçasına bir araya getirebilmek kolay değil. Üstelik bunu hiçbir zorlamaya yer vermeden, dünyanın en doğal davranışıymış gibi yapmak ancak "cihanşümul" bir kültür kökeniyle mümkün. Yani taşralılığın tam tersi olan bir dünya görüşüyle. Sanki bu yazıyı bitirdikten sonra telefona sanlacağım, hayatımda en çok aradığım, yıllar boyu her gün birkaç kez çevirdiğim numarayı yani 540 54 74'ü çevireceğim ve sevgili Thilda'ya "Samsat'h Lukianos hangi yüzyılda yaşamış?" diye soracağım; o cevap verecek, teşekkür edeceğim. Biraz sonra yine arayıp "Kusura bakma Thilda diyeceğim hani sen bana bir şiir okumuştun: ArthurO'Shaugnessy'nin 'We are the musicians' şiiri. Bana onu yazdırabilir misin?" O yine cevap verecek. Çünkü bizim gibi "düş kuranlara" yardıma adamış kendisini. Ama telefonu açıp, bütün bir lahanayı nası! dolduracagınızı ve üstüne nasıl karanfil koyacağınızı sorduğunuz zaman da cevabı hazır. (Biraz gülerek de olsa) Çünkü bu yemekleri çok güzel yapıyor. Hadi bakalım; yazı bitti. Şimdi telefonu çevirip iki yıldır aklımda biriken sorulan bu unutulmaz dosta sorma zamanı. Merhaba Sevgili Thilda! ^