Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURİYHTDERGİ Harlem'den Tünel'e bir resim serüveni... Sanatı tutku halinde bir yaşam biçimine dönüştürerek yapıyorsanız o zaman Amerika'da pek tanınmazdı. lngıltere'de de iyi fiyatlasatamadı. Zaten erkek sanatçı lar daha yüksek fiyatlarla satarlardı. O korkunç farklılık dünyamn hiç bir yerinde yoktur. Neyse o sıralarda Amerika'daki hala çocuklarından da durmadan davet gelfyordu oraya gitmem için. Sonunda karar verdim ve 1994'e gittim. Amerika'ya gittiğimde önceleri menajerimvardı. Sponsoriımda oldu. Çocuklanma söz vermiştim: Sadece resim yapacaktım. Gerçi lngiltere'de de 11 saat devamh resim yaptığım olmuştu. Amerika'da dört yıl boyunca resim yaptım. Yedi sergi açtım. Burada bir konuya dokunmadan geçemiyeceğim: Sponsorlar, dökülen paralar, açılan sergiler karşısındaki Türk Hükümeti temsilcilerinin tutumlan işkence boyutlarındadır. Beni o kadar etkilemiyordu çünkü Londra'dan aşinayım bu duruma. Bir de yalnız başınayapmayaalışkınım. Hâlâaynı biçimde sürmekte bu durum. Bilmem nasıl düzeltilir. ğini yaparak atölyeye çevirdim. Harlem'dc yaşam nasıldı sizin için? Harlem denincc, hep korku sahneleri gelir gözümüzün önüne. Dar sokaklar, içerisi görünmeyen kocaman arabalar, soygunlar, dev gibi zenciler, sokak kadınları... Benim ıçın çok değişik bir tabloyla karşılaştım. Oradaki ressamlarlatanıştım.Onlarla Amerikan resim sanatı üzerine konuşmayabaşladım. tlginçtir,birçoksanatçınınMusevi asıllı olduğunu gördüm.Evet, çok değişikti.Düşününelliyaşınızagelmişsiniz.işin mutfağını bilmiyorsunuz. Kulislere girmem, sanat tarihi hıç okumam. Onları da öğrenmem gerektiğini gördüm. Hocalık yapmamaya karar veripatölyeyigaleriye çevirdim. Ben de içinde olmak üzere, dokuzkişiyi bir arayagetirdik. 98 ocağıydı. AramızdaÇınli, îsveçli, Amerikalı, Fransız ve biz iki Türk galeriyi açtık. Büyük olay oldu. Yüz kişi beklemezken, çok büyük bir kalabal ık geldi. Malcom X' in sokağındaydık. Bundan esinlenerek galerinin adını "X" koydum. Bazıları: "Beyazlar siyahların ismine sahip çıkamaz" diyerek, karşı çıktılar. Bazıları da Müslümanpropagandasıyapmaklasuçladı. Ama galerimizbeş yıl faaliyetini sürdürdü.Kapatılıyorartık. Türkiye'ye dönmeye nasıl ve ne zaman karar verdiniz? lkizKulelerolayındanönceydi.oğlumla şimdiki bu yeri almaya karar vermiş ve almıştık. Hem oğlum, hem de ben sıkılmıştık. Oğlum lngiltere'de iç mimardır. Benim dön Erbil ve Galeri X AYFER COŞKUN R essam Gülsün Erbü'leyeniaçtığı, Tünel'in hemen altındaki Galeri X'in duvarlan resim dolu salonundagörüştük. Uzun yıllardır yurtdışındaydınız. Hemen hemen yirmi yıl. Döndünüz ve bu galeriyi açtınız. Sanat yaşamınızı ve yurtdışındaki çalışmalarınızı biraz anlatır mısınız? 1971'de D.G.S. Akademisi'nden mezun oldum. O zamanlar Mimar Sinan değildi adı. O y 11larda biz ressamlar Akademi' ye Osman Hamdi adımn verilmesi için mücadele verdik, olmadı. Asistan olmak istemiştim ama bazı oyunlarlaengellendi. Ben de kendi atölyemi açtım. Onyıl boyunca, daha çok kadınlara ve çoc uklara hocalık ettim. 1980 yılında eşim Devrim Erbil'den ayrıldım ve iki çocuğunıla yurtdışına gitme karan aldım. Aslında Akademi'den mezun olduğum yıllarda öğrenci olarak sınava girmemi önermişlerdi ama o zamanlar eşler buna engel olurlardı. 1983 'de burslu olarak Londra'ya gittim.Burs restorasyon üzerineydi ve üç yıllıktı. Çocukları düşünerek bir yıllık seranıik kursuna çevirdimbunu. Mastıryaptım. Benkendikendıni yetiştirmiş seramikçilerdeninı. 15 yıldan Amerika'da yalnızca resim varsınız" diyor yapmadınız, bir de buradakiyle aynı adı taşıyan bir galeri açGülsün Erbil. tınız. Bunun da öyküsiinü anlatır mısınız? Demin söylediğim gibi yedi sergi açmıştım. Sokaklarda filan açtıklanmla birlikte 11 'i bulmuştu. Orada bunlara ilgi de vardı. Bizim işimiz "yarışmalı" diye tanımlayabileceğimizişlerden. (Burada da öy le ama tamamen kıskançlıklar ve birbirini kötüleme üzerine kurulu.) Orada öğrenme, sevme ve esinlenme üzerine kurulmuş daha çok. Bu hareketler önem kazanmaya başlay ınca, bir galeri açmaya karar verdim. Harlem'de yaşayan sanatçı arkadaşım Gülşen Çahk, beni devamlı davet ediyordu. Ben de, Londberi seramik yapıyordum. Füreya Hanım'dan ra'daişçimahallelerinde Harlem'ebenzeyen öğrenmiştim. Bir de Göksu'da Hasan usta yerlerde yaşadığımı, siyahlan iyi tanıdığımı vardı. Pano yapmanın temelini ki, gizli bir ama buraların değişmeyeceğini anladıgımı sistemdi ve bana kalırsa Füreya Hanım'dan söylüyordum. Aynca Türkiye'ye dönme kabaşkası da bilmiyordu, ondan öğrenmiştim. ran almıştım. Sonunda ısrarlaruıa dayanamaIngiltere'ye de ben götürdüm. Güzel pano ça yıp gittim. Yanmışbirbinaydı. Sıfırdanişçililışmalarım oldu orada. Londra'nın işçi mahallesine konmuş oldukça biiyük bir panonuz var. Bunu o sıralardamıyaptınız? 8384 yıllannda mastırımı yaptıktan sonra çizdimopanoyu. 87'demonte ettim. Olngiltere'nin en büyük dış cepheli mozaik panosuydu. Pek yapılmıyordu o yıllarda. Bilen yoktu ve mozaikçokprestijliydi. Benim pano 100 metrekaredir. Panonun sonunda bir siyah bir de beyaz el işçiliği temsil ediyor. Eller siyahbeyaz panonun tuşlannı birlikte çalıyorlar. Ne yazık ki sonradan karşısına bina yapıldığını öğrendim. lngiltere'den Amerika'ya gittiniz sonra. Bu nasıl geldi gündeme ve niçin gittiniz? Gold Smits 'de bir mastır daha yapmıştım. Oradan bir şey öğrenmediğimi söylerim hep fakat orada ciddiyeti, prezantasyonu ve bitirmeyi öğretiyorlar. Yani işi profesyonelce bitirmeyi... Benoradaykenaynjokuldançıkmış Bridget Riley'in konferansı oldu. O zamanlar 54 yaşındaydı ve bizleronu, bu kadartanırken memi istiyordu. Burayı aldıktan sonra Amerika'daki son sergimi açtım. 1999 yılının 9 Eylülü'ydü.O gün hem babamın hem de yeğenimin ölüm yıldönümleriydi. Galen X 'deki ikinci sergımdi bu ve onlara ithaf etmiştim. Hemen hemen tüm sanat yaşamımdan birkesiti içeriyordu. Ama 11 Eylül oldu ve bir daha kimse ziyaret edemedi sergiyi. ArtıkTürkiyc'desiniz. İstanbul'dasınız ve geçen aylarda bu galerinin açılışını yaptınız. Rcssamların sözleşmişçesinc yerleştikleri Tünel'in hemen yakınındasınız. Ne gibi projeleriniz var? Aynı sistemde devam etmek istiyorum. Galeri X için bir "kavram" denıyor. Konsept yani. Sanatçı lannın dürüst sanat, orijinal sanat yapanlardan oluşmasını hedefledik. Bir arkadaş buna, "Turfanda" diyor. Avangard sözcüğü, Almanya'da başka, Amerika'da başka sözcüklere dönüşmüştü. Bizde de turfanda mıolsun? Türkiye'do resim sanatının yerinidurumunu değerlendirir misiniz? Geldiği yeri... Geçen yıl arkadaşlar, "Bize bir sergi yap burada. Bir mekân bulahm" dediler. O zaman üç haftalığına geliyordum. tnanır mısınız, mekân bulamadık. Sonunda Mimar Sinan'da Osman Hamdi Salonu için başvurduk, o da olmadı. Düşünülen sergiyi 29 Ekım adı altında bu galeriyle birlikte açabildım. Türk resmine ben hiç bir zaman kötü demedim.Ben Ingiltere'yegittiğimde,"Yirmi yıl ilerisiniz" demişlerdi. Resim sanatımız iyi ama resmi yetkililerimiz tanıtımına yardımcı olmuyor. Birbakıyorsunuz.Çiller'm resmini yapan bir kör ressam çıkarılıyor ortaya. Bütün bu engellere karşın, yetenekli sa