23 Kasım 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

17 ŞUBAT2002. SAY1 830 13 zarına gitmışiz. Dönüşte, yaşlı bir adamın önüne gevip, "Bu bir silahlı soygundur" demışım. Adanı bir hayli sert çıkışnuş, ne biçim çocuk yetıştirmişsinız, diye. Ayşe, benı savunmak için adaıııla tartışmış... Darbe öncesı Tembıhlıydim,tanımadığımbırınsan bana "Nerede oturuyorsun çocuğum" diye sorsa, kesınlikle cevap vermezdim... Deniz: Ayşe anlatırdı, Taksim'den dönüyormuşuz, kar varmış, ikimiz öne oturmuşuz, o zamanlar o kadar çok dolmuş da yok, bir çift dalıa binnıiş, ama yer tek kişilik... Ayşe'den benı kucağınaalmasını istemişler, ben kesinlikle izin vermemişim, "Biz parasını ödedık" demişim. Ayşe de müdahale etınemiş, "çocuk böyle istiyor" demiş. Sinan: Sen bireysin, ben bireyım, ılişkimizın mantığı buydu. Anne demememız de bu mantığın üriinüydü. Deniz: Aılenındığer bireyleri çok zorladı, ama biz hiç anne demedi k. Sinan: Kendı doğallığı içindeydi, biz Ragıp'ın Ayşe dedığını duymuştuk," Annenden şunu iste", Ayşe de "Babana söyle de..." diye başlayan cümle kurmuyordu. Biz de bu insan Ayşe, bu insan da Ragıp diye tanıdık. Sinan: Onlarda bunu değıştırmek ıçın bir çabaharcamadılar, bu, ıkisinin de tercih ettiklerıbırşeydı... Sinan: Ayşe her cezaevine girdığinde, ben Ankara'da diye biliyordum. Deniz: Biryere kadar ben de öyle biliyordum, ama sonra anlıyordum ki Ayşe cezaevınde... Sinan: Her şeyi birlikteyapardık,bunun adıbulaşıkyıkamakolurdu.ortalığıtoparlamakyadaalışveriş... Deniz: Yalan söylemeyey inı, ben pek paylaşmıyordum... Ara ara bulaşık falan y ıkardımda... Sinan: Ayşe 'denson öğrendığını.buğulaıııa balık pişirmek, önce balık, sonra soğan, sonra limon... Deniz: Ayşe aranıyordu, 1999 şubatında, polis evi bastı, o kendisi için geldiğini sanıyordu, meğer hakkımızda bır ıhbar varmış, bizi almaya gelmişler... Deniz: Aıleler çocukları gözaltına alınıncapanikliyor, bu Ayşe ve Ragıp'ın yapmayacağı bır şey... Ben üç dört kez alındım, ıkisi de gelmediler, nedeni üzerimizde eksrra baskı olmasına yol açmamaktı. Sinan: Birimizin doğum günüydü, evde para da yok, şu masa kadar fil almıştık. Ayşe, cebinde para olduğunda, hiçbir zaman " Yarın şu alınacak, şu pışirilecek, para ayırmak gerek" diye düşünmezdi, "Güzel bir şeyler olsun, ondan sonrası Allah kenm" derdı... Deniz: Bağdat Caddesi'nde dolaşıyorduk, kızılderilı çadın beğendım, fiyatı Ayşe'nin cebindeki para kadardı, onu alsak eve dönecekparanıızkalmayacaktı.amabizçadırıaldık. Sinan: Elımizdeçadır.trenyoluboyunca y ürüyüp eve döndük... Sinan: Müzikte önüınü açanoydu, istediğımenstürmanlar alınmıştı. Sinan: Başka arkadaşların evinc gıttiğimızde sudan çıkmış balığa dönerdık, kap'ıyı sessizce, anne açardı, çocuğun korıdorun sonundaki odasına geçerken, salonda belırli belirsiz, gazeteokuyanbabasıluetıgörülürdü. O izolasyonun içinden geçıp, arkadaşımızın odasına gırıp kapıyı kapattığımızda bambaşka bir dünya başlardı. Bizdeıseoda, ev, sokak, mahalle, hepsı paylaşılırdı. Deniz: Ayşe arkadaşlarımızla konuşur, tartışırdı, bunun en güzel göstergesı, arkadaşlarımın benden bağımsız onu hastanede ziyaret etmelenydı. Aradan ben çekilsem bi Ayşe Zarakolu'nu politik ve yayıncı kimliği ile tanıdık. Yaşamının en uzun dilimlerini eşi Ragıp, oğulları Deniz ve Sinan ile geçirmişti. Oğulları her şeyi Ayşe'den öğrenmişlerdi, Lenin Gaga'yı, lkinci Dünya Savaşı'nı, hesaplı para harcamanın anlamsızlığını... Hiç "anne" dememişlerdi, çünkü... Can yoldaşımız Ayşe BERAT GÜNÇIKAN V apur harckct cttıgi halde yerine oturnıuyordu... Bakışlan kontrolünüyitırdığıni.bedenıyleaklının başka başka yerlerde olduğuııu gösteriyordu. Anlattı: Bırgeceönceevlerı basılmış, iki oğl u ve bir arkadaşları gözaltına alınmıştı. I layatakacaktıyınede, AyşeZarakolu yayıncvine gidecek, hakkında soruşturmalar açılacak, gözaltına alınacak, dağttımı kontrol edcccktı. Çocuklan içın kaygılanacaktı elbette, anıa koruy uculuk adına da olsa duvarlarörmeyecektı. Durundemeyecektı, yapmay ın demeyecekti, susıın demeyeccktı. Oğlu, Denız,30Ocak'taAyşeZarakolu toprağaverilirken.mezarınınbaşındayaptığı konuşnıada, "Ben ona anne demedim" demışti"ObenımSevgılı Ayşe'm,yoldaşımdı "demiştı .. Denız ve Sınan, Ayşe'yı anlattılar: Dcniz:Hiçbırzarnan,bıı despotgibı"değerlerınız şu olacak, bu olacak" deınedi. Devrimcilığı hayattankopukdeğıldı .. Sinan: Şuankiboyumunyarısıkadarken C'emmay'daydık,bızımdeelınıızebırşeyler tukışturuluyor, işeortakedıliyorduk. Sinan: Uıze her akşanı kıtap okurdu. Deniz: Beş yaşmda bana I kinci Dünya Savaşı ansiklopedılerını okurdu. Yedi yaşımda, bütünbırsavaşıbılırdım. Lenın'ı,Lenın(iaga olarak tammıştım. Sinan: Denız, lkinci Dünya Savaşı merakını bana dabulaştırmaeğılımındeydi. Ayşe anlattı, bır giin dolnıuşta, bana durmaksızın soru sormuij, "lkinci Dünya Savaşı ne zanıan başladı", "Şu ne uçağıydı"... Deniz: Ben de abartmışımama, Ayşe'nin anlattığı, "Hitler'in babasının adı nedır, doğum tarihı kaçtır" diye de surınuşum... Sinan: Sonundaşoförısyanetmış: "Kım bu çocukların ailesi" ? Sonra da Ayşe ve Ragıp'latartışmış .. Sinan: Şöylebirsahneanımsıyorum.dıvanın üzerıne oturmuşuz, ortada Ayşe, ansiklopedidcn yanıtarıyoruz. Deniz: Birçok kez cezaevine girdi, ama bızc hıçbırzaman eksıklığını, "Bızımle ılgılenenyok"düşüncesinihissettırmedı. Anneaııııenı hastaydı, 50 toplantının arasında onazamanayırırdı. Sinan: Biz, en kötü zanıanlardabile, her cumartesıyı berahergecırırdık. Önce Kadıköy'de ınantı, sonra sinenıa... Deniz: Anaokıılunda aıeizm propagandasıyapıyonnuşum... Sinan: Danvin... Deniz: ()nu, babaannem de dahıl herkese yapıyormuşum da, anaokulundaateızmı anlatıyormuşum. Çocuklardan biri, hocaya "Denız Allah yok dıyor"demiş, hoca da kıvırmaya kalkmış, "Bunlar sizi aşar", ben de "Sizansıklopedılerdenokuyunda.öğrenin" demişim... Deniz: llkokulu bitirdiğinıde anadolu ve özelokulsınavlarınagırmekistemedim. Ayşe ise din dersi problemi yaşamamam için özel okula gıtmemden yanaydı, ama bana "hayır" demedi, "Tamam, düşün, zamanı geldiğinde, istemiyorsan girmezsin" dedı... Sonra ben sınavlara gırme kararı aldım... Deniz: lkinci sınıfta hoca yazımalafsöy leyince, ben de ona bılmesı gereknıeyen sorular sormaya başlamışım, "lkinci Dünya Savaşı saat kacta başlamıştır" gıbı... I loca da cevap veremeyınce Ayşe'yı çağırmış, "Dısıplını bozuyor, öğrenciler evlerine gidip, bizım hoca da hıçbır şey bılmıyor dıyorlar" dıyeyakınmış... Sinan: Ayşe'nin öyle veli toplantısı gibi mcrakları yoktu, "Derslcrnasıl gidiyor, derslerınıze ıyı çalışın çocuklar" gibi soruları da yoktu... Bizkendimızyapardık... Deniz: Benıınsilahlaramerakımvarmış, darbenın hemen öncesı, başımda mavi bere, elimde oyuncak tabancamla K.üçükyalı pa | Ayşe ve Ragıp Zaraholu kitap toplalma ve davalar arasında bir soluklanmu aııında.. Deniz (saffda) ve Siruın /arakolıı için Ay$e ile konuşamamak can sıkıcı...
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear