23 Kasım 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

CUMHURİYETDERGİ den Güler'in bürosuna gelip "Adamakıllı bir resmimi çek, ulan" denıişti: "Elindebulunsun. Geberip gideceğiz..." Peki,hiçfotoğrafını çekemedikleri olmadı mı? "Orhan'ın pek az resminı çekebildim. Nerede bir Orhan Veli fotoğrafı bulsam röprodüksiyonunu yapıyorum... Sait Faik ile Orhan Veli, Şişli'denTünel'e kadar tüm fotoğrafçı dükkânlarına girip poz poz fotoğraflar çektirmişler. Bir gün, onlarda gün ışığınaçıkardiye umalım." Dost olduklannı en acılı, en yalnız zamanlannda görüntülenıek... lşte anılarda kalan, Bedri Rahmi Eyuboğluizleri: "lşte Bedri. Gri gri duvarlann arasında Bedri lliçsevmedimbu havayı .Geniş bir pencere var sağda, arkası balkon Çıktık oraya konuştuk, TRT'ciler film çektiler, konuşmayaptılar Bır ara, 'Şiiryazıyormusun'diyesordum. 'Tabii' dediveuzuncabirşiırokudu. Burada, hastanede yazmış. Bu şiirbirazdindarbirhavataşıyordu. 'T'anrıya şükür' gibi bir şeyler diyordu mesajında. Anıeliyatolupkurtulduğunu sanıp şükrediyordu. Bu şiir yayımlandı mı, nerededir, kimin eline geçtı bılmiyorum ama her lıalde son şiiriydi. Ayrılıyorduk..." Halikarnas Balıkçısı'yla yaptığı uzun sohbetleri de bir başka hikâyeydi: "Bana hep bir şeyler anlatmak isterdi Her nedense beni kendine yakın bulurdu. Onu evinden alıp kıyıya götürdüğüm günün gecesinde yemekte rakımızı yudumlarken, bunu son kcz hissettim. O gece yanımızda başka bın vardı ve herşeye burnunu sokuyor, karışıyordu. Zaman zaman Balıkçı ona sinirleniyordu adam oralı olmuyor, işipişkinliğe vuruyordu. Derken Balıkçı yoruldu. F.ve gitmesi gerekıyordu. Sanki şöyle düşünüyordu: BenAraGüler'ediyeceğimi dıyemedim ama, o bugün kıy ıda benim fotoğraflarımı çekerken benden bir şeyler aldı. Ben ona sözle bir şey demedim ama, çektıği fotoğraflarlao benim ıçimdekıni buldu. Boş ver, bu da böyle olsun " Bugün de "adamakıllı" fotoportreleriyle Ara Güler edebiyat dünyasının unutulmayan yaratıcılarının "yüz"lerini tarihe bırakırken Nezihe Menç sergıye daır şunlanyazıyordu: "Resımlerebakıyorum Anılar, sesler, konuşmalar, yaşanan zanıandan akılda kalan bin bır çeşıt görüntü, görünüp kayboluyor, gelip geçip hayal oluyor. Cahıt Irgat yakışıklılığından öy le emın ki, hafifçe gülümsüyor, ama belki kendinin bıle farkında olmadığı o kasınık bakışlarını AraGülerbulup çıkarır. PınarKür'ün, Attılâ tlhan'ın Parisli Esintileri, Melih Cevdet Anday 'ın tartışmaya başlamadan öncekı bakışı, Oktay Akbal' ın, Selimlleri'nin'romantik'.duygulannı açık vermeyen dingin bakışla f Ara Güler ve portreler... SELEN BAYCAN "Kım ve ne olduğumun anlafilması ne güç bir insanmışım! Ben kendimi nasıl görebilirim ? " (Mevlâna) Yaşadığı devri tüm yalınlığıyla belgeleme kaygısını, "Her şeyın görselleştiği bu dönemde elimdeki bu malzemenin herkesın malı olması beni mutlıı edecektir" diye açıklayan fotoğrafıa büyük ustası Ara Güler, Türk edebıyatının hafızalarda ycr etmiş 100 isnıini bir araya getırıyor. Güler'ın objektıfinden yansıyan Türk edebıyatının usta kalemlerı, Yapı Kredı Kültür Merkezı tarafından 28 K.asım28 Aralık tarihleri arasında düzenlenen "100 Yüz"adlı sergide buluşuyor. Sergi, okurla yazarı yüz yüze getırerek hem yaratıcılann hem de eserlerinin zamana yenik düşmesine ve ıınutulmasına ızın vermıyor. Ara Güler için objektifine değen her portre "dünyasını kuran dostlar"danbiri; Sait Faik, NâzınıHikmet, Ahmed Arıf, Oğuz Atay, linıs Batur, Asaf Hâlet Çelebi, Ferit Edgü, Yaşar Kemal, Abdülhak Şınası Hisar, llalıkarnas Balıkçısı, Mîna Urgan, Can Yücel... Bu yüzden Ara Güler'in 1950'liyıllardabaş" 100 Yüz" sergisi yazarlarla Ara Güler arasındaki "merhaba"nın bu layan edebiyat dünyasına ilgisi, New York Herald Tribune gazetegünetaşınması... Nezihe Meriç'in sergi için yazdı siyle ortaklaşa düzenlenen Dünya ğı önsözde Güler için, "0nun geniş Hikâye Müsabakası sırasında önce bir çevresi vardır. Şıı yeryüzünde tanışıklıklara, sonra sıkı dostluklaadı bılınen pek çok kişiyı, pek çok ra dönüştü. Ancak Ara G üler bu yasanatçıy ı tanır" diyor. "Onların sa zın adamlannın farklı yönlenni dece resimlerini çekmemiş, onlan gördü ve görüntüledi. Onları, yazar görmüştur. O bakış, o görüş, bir çe kimliklerinındışındakigerçekkişişit büyücülük gıbi bir şeydir. Res liklenyle yansıttı. Çünkü onun için mını çektıği insanın, ne olduğu bi "Yazarların yapıtları dışındaki yaşamlan daha ön plandagelir." Böylinmeyen ruhunu görnıek!" lece hep yarattıklan kahramanlar ya da eserleriy le tanıdığımız bu yazın insanlan hayal olmaktan çıkar, gerçek hayatın bir parçası oluverirdi. Dostluklar da bu yüzden kuruluyordu. Ara Güler şöyle açıklıyordu: "Onunla çıkmam, gezmem, kahvelerde oturmanı, yaşantısının bir parçası olmam gerekıyordu. Ben bugün fotoğrafın böyle olması gerektiğini düşünüyorum " Yıne Bir Devir Böyle Geçti Kalanlara Sclâın Olsun kitabında "Kim ve ne olduğumuzu görcceğiz sonunda. Çok şey değişebilir bütün bu fotoğraflaryüzünden..." diyordu Abidin Dino, Güler'in fotoportreleri hakkında. Güler ise sankı Dino'yu yanıtlarmış gibi şöyle diyordu: "Fotoğraf ısmarlama olmuyor, bir görev gibi çekilemiyor. Çünkü benim anladığım anlamda fotoğraf çektiğim kişinin dünyasını belirtmelidir. Bakınca fotoğraf o adamı da dünyasını bulmalıdır.." Kimi zaman zordu görüntüle%ıek, çünkü yazarlar bo kadar göz önünde olmak istemiyorlardı. Kını^si de yazdüdanndan başka suretleri (le kaisın'ifpydrdu, tıpkı Orhan ^ ' Kernal.birgünerken Halide Edip, Orhan Kemal, Oğuz Atay, Mîna Urgan, Sait Faik, Çetin Altan, Can Yücel... Ara Güler'in objektifine bakarken hem yazdıklan hem de hayatları ile varlar. Güler'in "100 Yüz" sergisi Yapı Kredi'de...
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear