Catalog

ClJMIIURlYFTnF.R(;1 "O aslında magazinel bir programın şov çocuğuydu... Ama işin seyri değişti... Edi artık sosyolojik bir araştırma konusu... Edi şaşkın biz şaşkın..." Bu sözler, TürkçeErmenice haftalık Agos gazetesinden Karin Karakaşlı'ya ait. BBG programının yıldızı Edi'nin her kesimden televizyon izleyicisi tarafından birinci seçilmesinin ardındaki nedenleri sorgulayan Karakaşlı'nın yazısını Agos'tan aktanyoruz... nntezlennı güçlendıriyordu Kuşkusuz butün bu soruların cevabını en doğru şekliyle ancak Edi'den alabilirdik. Herkesın "Edı buraya, Edi buraya" dıye coşkulu sloganlarattığı bir süreçte bir cılızgirişimde de biz bulunduk. Kendisiyle görüşme isteğimizı candan kabul ettı, babası ve kız arkadaşı Serpil ilebirlikte AGOS'ageldi. Cemaatini tanımayan ama tanımaya hazır ve hevesli, alabildiğine de samımi bir Edi bulduk karşımızda. 100 günlük tecritten sonra dışanda gördüğü aşırı ilgiden şaşkın ve biraz datedırgındı. "Sınemaya, Mc Donalds'agıtmek istiyorum. Daharestoranagitmişdeğilim. Daha demiıı buraya gelmek için Teşvikiye'de taksiye bınerken' Edi, Edi' diye çığlıklaryükseldi arkamdan, koşmayabaşladılar arabaya, hemen kaçtık. Benalışıkdeğilim" olduilksözleri. 'Oerçeğlmlzsln' Edi'yi yalnızca gördüğü genel ılgi değil şimdiye kadar uzağında kaldığı ccmaatin desteğideşaşırtnıış."Yarışmadançıktıktan sonra, desteğın boyutunu daha iyi görebıldim" diye anlatıyor heyecanla, "BBO'nin, CapitolAlışverişMerkezi'ndekicamevine gıttiğımde cemaatın de çok yoğun desteğı olduğunugördüm. 60007000 ki^iyleCapitul tamamen dolmuştu. Madağlarda bana destek vermeleri için cemaate çağn yapılmış. BBG'deykendetaksimebinipMaraldansınadavetetmişlerdi.Bundan sonra, cemaatten gelen tüm davetlere katılacağım. lstanburdaiyibirl'lrmenıcemaatıolduğunubıliyordum gerçi ama koşullarıın gereği fazla içinde değildim. BBG evındeyken canlı yayından babamla konuşuyordum ve çaktırmadan 'Haylarhiçbiıuniyortaksime' diyordum. Sonra yanıldığımı anladım. 'Gerçeğımızsin' diye yollarda bana pankartaçtılar. () zaman anladım desteklerini." Konu cemaatle ilışkisıne geldığinde yüzünde küçük bir çocuk beliriyor lidi'nın: "Ben hep utandını bugüne kadar, bunu y azmanızustıyorum. Meselababaannem'bana yayademeağzınayakış,mıyor'der. Ermenice bihııiyorum ya, yarım anlıyonun, konuşamıyorum, utanıyordum açıkçası. Bir de san şın olduğum için kendimı Ermeni'ye pek benzetemiyordum." Sonra hevesle, coşkuyla eklıyor, "Şımdi ben de artık daha yakın bir ilişki istiyorum cemaatimle." Edi'nin kopmayan ödü... Merak ettiğimiz konulann ardı arkası kesilmiyor. Gazetelere yansıyan "Hıristiyan Edi'nin süreklı ıstavroz çıkarmasına rağmen her hafla birinci olınası manidar" şcklindcki RTÜK şıkâyetlerıne ve aşırı mıllıyetçı kesimlerden alınan tehditlerc ilişkin patlatılan haberlerin iç yüzünü sorduğumuzda " Yarışmadaykenarabadan sılahgösterdiler.' 1 laçı bıraköldüreceğizseni' diyebağırdılar. Bunlann hepsı yanşma heyecanı içinde yaşandı Sonuçta benı sevenler de vardı sevmeyenler de" diyor samimiyetle. Ama gazetelerde iddıaedıldığı gıbı de korkmuyor. Fenerbahçeliliği ne denli su götürmezse dınıınancıdaodenlı sağlamveköklü Kılıseyle ajuları askerlik dönemine kadar uzanıyor: "lskenderun'da askerliğim boyunca kılıseye gittım ben. Benı doğuya gidecekler arasından elediler orada, genelkurmaydan emırgelmiş.' Burada ınşaattaçalışamayacağım, gerçek askerlik yapmak istiyorum' dedım. BeniönciibırlikleyolladılarŞırnak'a. 20 kişiy lc gittim. Arkadan bızim tabur geldı. Gittim canavar gıbı gönüllü dılekçemı yaz Cemaat, Edi'yi gözetledi Y KARİN KARAKAŞLI arışmanın ortalarındayken bir gün bir şey oldu ve o gün olan şey sadece AGOS gazetcsini değil bu ülkede yaşayan bütün azınlıklan şaşırttı. Yanşmacı gençlerden biri hemen her fırsatta lıaçını çıkarıyor ve bıldiği kadarıyla Ermenice duanın, "I layr Mer"in kelimelerini sessizce mırıldanıyordu. Yanşmacının adı Bdı'ydı ve artık kendisini tanıyorduk. O Türkiyeli bir Ermeni'ydi. lşte o andan ıtibaren konu magazin boyutunu korusa da tünı ccmaatin ilgisini üzerinde toplayaıı bırhale dönüştü. Edlylgözetlomek... lyi de kiındi bu Edi, orada ne yapıyordıı öyle.. Haçıyla, duasıyla?('emaatene kadar yakındı, ne yapardı, kimlerdendi?.. Nihayet şunun şurasında bız kırk kışıydik ve de birbirimizi iyi kötü bilirdik! Tüm bu soruların ötesınde yanşmayı ka zanması yönünde hepimizde ortak bir temenni oluşmuştu. Acaba o kazanırsa biz de nıi kazanmış olacaktık. Ya da onun kendisini bu denlı rahat, cesurca ifade etmesı bizim de kendimizi ifade şeklimize mi dönüşüyordu? Yoksa kendimizi boş yere mi onunla özdeşleştiriyorduk? VebaşladıkhepbırlıkteEdi'yıgözetlemeye. Niçin Edi'nin birinci gelmesını ıstedığımiz, sosyolojik olarak incclcnmcsi gereken ayrı bir konu. Ajıcak burada değınılmesı gereken en şaşırtıcı noktalardan bin de Edi'nin Hıristiy an kimliğinin giderek kamuoyunda daha net bılinır hale gelmesıne rağmen her hafta oybirliğiyle birinci sıraya oturmasıydı. lyi de Edi bu oylan kimlerden alıyordu'' Y üzde 99 'u M üslüman olduğu vurgulanan bir ülkede üstelik de ramazan dönemınde o evde herkes oruç tutarken ve de Edi tutmazken, nasıl oluyordu da bu başany ı yakalayabilıyordu? Farklıydı Edi, farklılığını da ortaya koyu yordu. Fakat hoşumuza ve birazdatuhafımıza giden bu yüzde 99 çoğunluğun Edi'ye oy vernıesiydı Neolmuştu.f'arklılarabakışını iyi bildiğimizi sandığımız ve her zaman da ürkek davrandığımız çoğunluğun aniden bakış açısı mı değışmişti? Beynimızde sorular ve onların olası cevaplanuğulduyordu. Hayırcanımhayırtüm bunlarbirkurguolmalıydı.Herhalde,Avrııpa Bırlığf ne gınş sürecini yaşadığımız şu günlerde izlenıne rekorları kıran bir program aracılığıyla bu ülkede azınlıklara bakışa ılışkiııpropagandayapılıyorolmalıydı,muhtemelen azınlıklar vıtnne taşınıyordu. Nıtekım Ermeni sorununa ilişkin en sert yazıları kaleme alan yazarlardan, emekli diplomat C'oşkun K.ırca da bir köşe yazısında "Hrmenistan'la ve Ermeni diasporasıylabilinen anlaşnıazlıklanmıza rağmen, Türk kamuoyu bir Ermeni kökenli gence, sık sık Haç çıkarmasına rağmen, tam bir hoşgörüyle bakmaktan da ötede, coşkulu sempati gösterilerinde bulunabılıyor" diyerek, bu öngörüyü taşıyanla