26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

CUMHURlYETDERGt *+ Evrenlebütünleşiyorsunuzbiranlamda. Bu da sanatın çekırdeğı zaten. Sizi çok etkileyen bir anınız... Yıllarcaönce,Çaykovksi'nın"Balanchine'e Armağan" adlı eseri Devlet Balesi'nde Tod Bollender tarafından sahnelenmiş ve 810 yaşlarında onbeş çocuğumuz büyüklerle birlikte dansetmeye davetedılmışti. Izlerken ağlamıştım. Benı ağlatan bir anım daha var. Festival kapsamında Istanbul'a gelen San Fransisco Northwest Balesi 'ne de 25 çoğumuz davet edilmış; Shakespeare'nin Bir Yaz Gecesi Rüyası adlı eserinde San Fransisco'lubalerinlerle birlikte dansetmişlerdı. Okulunuzun bir özelliği de eğitmen kadronuzun kendi öğrencilerinizden oluşması. Örneğin Oya Barbara Karanis'ineğitimsürecinianlatırmısınız? Oya Barbara Karanis bize ilkokul öğrencisıykengeldi. Annesi 'onusizebırakıyorum' dedı ve o günden beri birlikte çahştık. Sadece Yıldız Alparbaleokulu mezunu yapmadım onu, Royal Academy'nın de sınavlarına girdi ve Türkiye'nin ilk diplomasıni getırdı bu okuldan. Okulunuz hcrhangi bir destek alıyor mu? Bugiine kadar sponsorluk konusuna bir girişiminiz oldu mu? Eşım Yalçınbmıroğlubanaçokbüyük katkıda bulundu. Öğretmenlik yaşamımda, bu ışı sevmemde ve bu işten zevk almamda her an ıtıci gücüm oldu benım. Benim moral ve parasal sponsorum hep o olmuştur. AyrıcabırdeSiemensevvelki y ıl çok büyük bir zarafet göstererek sokağa bakan şu uzun duvarı yaptırdı. Sonra bize müthiş bir kokteyl düzenlediler. O kokteylde hocam Lidya Krassa Arzumanova'nın anısına bir plaket yapmışlar, onu verdiler. Şükranlaanıyorum. Sık sık dans ve yaşam ritmi arasındaki ilişkiden söz edersiniz... Ritim insanın doğasında vardır. Çocuk yürümeye başlayınca, ebeveynleri iki elini masaya tutturur ve dizlerini haf if kırmasınagayretederler. Anneler kendi evlerine ait şarkıları söy leyerek, çünkü her evin ritim coşkusu ayndır, hemen bizimkileri örnek vereyim, "tin tin tini mini hanım" diye çocuklarının ritimlerini geliştirirler. Sonra bu gözden ırak olur, çocuğun ne yemesi gerektiğine, ne ilaç alması gerektiğine düşerler ve çocuklann yaşam ritimlerini unuturlar. Haklı olarakbaşka telaşlar başlar ailede. Biz çocuğu elimize aldığımızda bir kere müzik ölçüsüyle yürütmeye başlarız. 3/4'Iük, 2/4'lük, 4/4'lük adımları yürür ve müziğe geçer. Bu ritim duygusu çocuğun yaşamında, beyninde, insan seçiminde, dostluğunda, havayı altşında, doğayı görüşünde çok önemlidir. Çünkü doğanın da kendisine göre bir ritmi var. Müthiş savaşlarverilir doğada ve ritim duygusu gelişen çocuk doğaya gayet güzel uyum sağlar, o da savaş verir. Hep söy lüyorum, ben doktor olsam reçeteye ev vela bale y azanm. Yıldız AlparBaleOkulu'nun 40 yıllık merdivenlerinden aşağı inerken Strauss'unmüziğiyankılanıyorhâlâkulaklanmda, bir de öğrencilerini çalıştıran hocanın sesi: "Dönerken gözlerın hep bir noktaya baksın. Glısadlardan sonra arabesk yapınca sisonda kalıyorsunuz zaten. ^Bir, iki, üç, bir, ki, üç. Dikkatet, develope, glisad, bir, ki, üç, dön, evet, güzel, aferin çocuğum..."^ İbrahim Çayır, Hereke'de yaşıyor ve hep maketler yapıyor. Takalan, kalyonlan, kadırgalan, küçültüp yeniden yaratıyor. Maketçi büyükbaba HALUK HULKt AKMAN ^ ^ ^ tatürkvapuruışılışılbırbuzMrBk dağı aklığında, gün doğuşu flU^k rüzgânnınçılgınitişinekarşı mmvm Beyaz köşke doğru, süzülülerek, Marmara'nın çıpıntılı sularını köpük,köpükyardı. Ulupınar Deresı'nin ağzından dönerek iskeleye borda ermekiçin, tornistan ettı, atılan halatlar babalara sanldı ve tek yanı demir telden tutamaklı tahta ıskele ilerisürüldü. Beyaz şeritl i denizci kasketli, gözlüklü bırbeyefendi cüzdanının üzerine koyduğu temizbirkâğıtparçasına,pürdikkat geminin detay lannı çizıyordu. Bir fotoğraf makinesi bu görüntüye odaklandı ve tarih düştü. lö.Haziran.2001 Insanlar rengârenk karaya akmaya başladılar. Kırmızı parkeler üzerinde yerden havalanmak ısteyen ancak başaramayan, uçurtmalargibi çırpınarak koşuştular. Püfur püfür rüzgâr altında tam karşıdakı karakolun yanından dönerek ve dere üzerındekı köprüden geçerek çoluk çocuk telaşlı bir uğultuyla ortadan kayboldular. Vapurun düdüğü dere ağzında çığlıklarla denize dalıp çıkan martılar korosuna karıştı. İbrahim Çayır, not aldığı kâğıdı özenle katladı, kızının armağanı beyaz şeritli şapkasını düzeltti. Artık Kamhane, dar sokaktano:13A yazılı kapıdan sağ du vardalI.VVilhelm'ingezigemisınınplanı asılı koridordan hemen dönünce girilen, kendi müzesıni kurduğu atelyesındekı odanın ortasındakı sehpa üzerinde yenı başladığı yolcu vapuru maketının detaylarınıalmıştı. tbrahim Çayır, seksen iki yaşında bir maketçi büyükbaba, hasta, ancak verdıği zorlu yaşam uğraşında kendince en değerliılacı.kendisıniyaşamabağlıyan, maketyapmasevdasını kullanıyor. ÖnceHereke'nınpalmıyeliiskelegazinosuna girdi. Masamıza konuk oldu. II.Wilhelm'inYatıLoraIey'inplanlarını Almanya'dannasılbulupgetirdiğinianlattı, anlatırken onun mavi gözlerınden sizin gözlerinize serpilen mutluluk konfetilerini duyumsuyorsunuz. Hereke'nin seyrine doyum olmayan renkli kırlangıç yuvalanylasüslüköşkününmaketi.gemilerdışındakıtek yapıtıydı. (Alman imparatoru onu belkıde yıkılanI.Kostantin'inhanı"çınarlar altında birderenin"yanındadenileneskısarayı yenne inşaettirmişti.) Çayır'ınçalışkanhünerliellerıM.Kemal Atatürk'ünyatıSavarona'yıolağanüstü birıncelikle işlemış, tüm eserlerıni parmak çocuk kadar gerçek büyülü bir boyutagetirmışti. Hereke granıtınden, planını kendi çizdiğı yuvarlak kaptan köşkünü anımsatan evının balkonundan denizı seyredıp çay içiyor ya da ince uzun parmaklarıy la eseriyle uğraşmayı sürdürüyor. Küçücükodasındacamdan kutularda (bir eşi Çanakkale müzesinde yer alan) Nusrat mayın gemisi, bir kadırga, bir kalyon, bir Laz takası ve bir yelkenli ve de Türk bayrakları ile sayısız ödül yer alıyor..^ Beyaz şeritli, denizci kasketli bir beyefendi, temiz bir kâğıt parçasına pür dikkat fpminin detaylarını çiziyordu.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear