26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

22 TEMMU2 2001. SAYI 800 cığımdan, bu sevgi bana aılemden hem verildi, hem öğretildi, hem de manı olunmaya çahşıldı, çünkü zor, acısı çok olan bir meslek... Aslındamüziğinyanisıraboya kokularıyla da büyüdüm ben, çünkü babam yağlıboya resim yapardı. Savaş zamanıydı, storlar vardı, mavi storlar. Böyle mavi veya siyah perdeler inerdi dışarıya ışık sızmasın diye, çünkü karartma geceleri olurdu. O karartma gecelerinde babamm yağlıboya resimlerinin kokuları sinerdi her yana, bugün anılara daldığımda o kokuyu hâlâ garip bir hazla i.çime çekerim sanki. Ama bende önceden bir bale tutkusu var mıydı yok muydu doğrusunu istersen bilmiyorum, baleye başlarken ya iki ya da üç film görmüştüm, çünkü bizden önce sahne yoktu, bizden önce bale yoktu. Madam Arzumanova'dan önce tiyatrolarda kantolar ve küçük küçük yabancı grupların gelip sergilediği danslar vardı. Bale bende sonradan büyük bir tutku haline geldi, çünkü çok da aferin alıyordum, piyanoda o kadar aferin alamıyordum; bir de piyanoyu evde çalışmak gerekiyordu, tembeldim ben. Balenin evde çalışması yok, yasaktır da zaten, onun için baleyi tercih ettim. Hocamadahayrandım. Fransa'dan dönflnce sanınm ilk Türk bale okulunu açıyorsunuz. Biraz bu dönemi anlatır mısınız? Aslında Paris'te kalabilirdim. Başdansçı olarak değil, ama dans eden biri oiarak kalabilirdim. Fakat Fransa'dan çok Türkiye'nin bana ihtiyacı varmış gibi göründü. Yani Türkiye 'de bir şey yaparken daha çok heyecanlanacağımı anladım. Zaten çocukluğumdan beri de aklımda en iyi hoca nasıl olurum düşüncesi vardı benim. En iyi bale hocası olmak, en iyi öğretmen olmak, çocuklara bunu öğretmek... Geldim, Halk Partisi tam Taksim'de bir binada kiracı, o binanınüstkatınıdabanakiraladılar. Meğer onları çıkartıyormuş ev sahibi, bana söylemedilerbir şey. Ben orada bale okulunu açtım, ne kadar zorluklarla, ne kadar hevesle... Onları çıkartınca beni de çıkarttılartabii. CemilSaitBarlasrahmetli,hep saygıylaanarımadını, Milli Reasürans'ın başındaydı. Yerleri Tünel'deki Haşet'in üstündeydi, bana dapradan birdaire verebilir mi diye ona gittim. Söz verdi, sana buradaki yeri veriyorum, şimdi Ankara'ya gidiyorum, döndükten sonra kontratoyu getir imzalayalım dedi. Ve ben bir hafta boyunca okulumun Tünel 'de çok heveslendiğim, beni çok heyecanlandıranzaten çok sık heyecanlanınmbir yerde olacağını düşlerken, Cemil Sait Barlas' ı yolda geçirdiği trafik kazasında kaybettik. Benim kontratom da kaldı, bana verilecek yer de kaldı, çünkü Milli Reasürans'ın başına yeni bir müdür gelmesi uzun sürdü. O arada Kadıköy'de okul sahibi olanbazı arkadaşlarım, gel burada ders ver, bir bina var yanımızda dediler. Ve buradanasipmiş, Kadıköy'ün ilk bale okulunu açtık. Ondan sonra çok içli dışlı olduk tabii Kadıköy 'le. Kadıköy'ün hemen her sokağında, her mahallesinde mutlaka bir klasik müzik sesi, ya da klasik bir anlayış ortaya çıkıyorsa bizim okulumuzun yaydığı eğitimin de bunda önemli bir payı vardır. Bu açıdan çok sevinçliyim, Kadıköy'ü de çok seviyorum elbette, zaten ben de Moda'lıyım. Bazenturistlergeliyor, Kadıköy'ün ilk bale okulu diye buray ı geziyorlar. Çok güzel değil mi? Bir lngiliz geldi geçen gün, bu merdivenleri 40 yıldır mı çıkıyorsunuz? diye sordu. Döndüm baktım, aa, doğru, tam 40 yıldır bu merdivenlerden çıkıyorum gerçekten. Kendi kendime sordum, yorulmadın mı dedim, yanıtım hayır oldu. O gün de o merdivenlerden ilk defa çıkıyormuşum gibi vereceğim dersi, yapacağım konuşmayı düşünüyordum. Çünkü sadece ders vermiyorum çocuklara, yaşamlan hakkında konuşuyoruz,ritmi,balenin felsefesini, yaşamlannda bu sanattan nasıl pay alacaklarını konuşuyoruz, bu payı ceplerine koyup yağmurlu günlerde nasıl kullanacaklarını öğretiyorum onlara. Ben onların bir anlamda arkadaşıyım da. Başında bazen küsüyorlar, istemiyorlar, ama sonra yavaş yavaş bakıyorum, "ah o günler" demeyebaşlıyorlar. Düşün, otuz yıl önce dörtyaşında bir çocuk burayagelmiş, sonra ayrılmış, otuz altı yaşına gelmiş, ikinci çocuğunu alıyor, geliyor. Yani birinci kuşak gitti, ikinci kuşak geliyor. Allah gerekli enerjiyi verirse belki üçüncü kuşağı da karşılayacağım. Anadolu'nun dans konusundaki kültür birikimi hakkında ne düşünüyorsunuz? Taksim'deki okulun kapanışıyla Kadıköy 'deki okulun açılışı arasına giren 1,5 yıllık sürede ben de yedeksubaylığını yapan eşimle birlikte Erzurum'a gittim. Orada saz dersi aldım ve Erzurum halk danslannı çalıştım. Anadolu'nun dansa ne kadar yakın olduğunu görme ve bizim danslarımızın nereden çıktığını araştırma olanağını buldum. Bana göre bizim danslarımız pek çok ülkeninkinden daha önce başlamıştır. Mevlevilerimiz var, halk danslanmız var. Öyle bir doku oluşmuş ki neresine dokunsanızharikuladeşeylerçıkarabilirsiniz. Ege danslarının güzelliği, Karadeniz'in danslan, Iç Anadolu... Peki Türk balesinin bugünkü durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? tmkan verseler, sahne yapsalar fevkalede büyük potansiyeli olan, sevgisi olan bir ülkenin çocuklarıyız. Bu çocuklar dans eden ailelerin, dans eden bir ülkenin çocukları. Bunlann arkasında Erzurum barlan, Karadenizhoronları, Ege'ninzeybekleri, Mevlevilerindansları var. Harikulade neticeler çıkarabilirler. Fakat hiçbir hükümet tarafından sanata gereken sevgi ve saygı gösterilmedi. Olmadı tsmet lnönü'den sonra bu iş bitti. Bunu neye bağlıyorsunuz? Bunu ben de anlamıyorum. Neden olduğunu çok fazla deşifre edemiyorum. Sanatı, dansı görmezlikten geliyorlar. lstirham ediyorum, bütün propaganda bildirgelerine, parti programlanna bakılsın, içlennde birtane sanat lafı geçiyormu? Ama şurası bir gerçek ki kendimizi asıl spor ve sanat dallarıyla tanıtabiliriz. Bakın çok beylik bir laf olacak ama, işte Galatasaray ve sporcularımız bireysel de olsa Türk adını duyuruyorlar. Folklorculanmızgittiği vakit bütün ülkelerin danslannı geride bırakıp birinci olarak dönüyorlar. Bizim dansçılarımızdaöyle. Biryıl dans ettirilip sonra oturtulan dansçılarımız var. Oturuyor çocuk, çıldırıyor, morali bozuluyor. Bunlara oyun gerekli, koreografi gerekli, sahne gerekli. AKM'nindışında dans edecek yer yok. Yoksa dansçılarımız olanak bulduklarında tüm dünya ülkelerinde kapışılıyor. Bir Mehmet Balkan gitti, Münih sanat yılını onunla açtı. Daha niceleri var tıldım. Paris'egitmektenvazgeçtim,hem burada tiyatroyu öğrenirim, hem de yeni okuluma yer aranm dedim. Gerçekten de Haldun Dormen'dedört yıl kadar çalıştım. Nasıl oynadım bilmiyorum, ama çok yararlandım Haldun Dormen'den. Danstiyatrolarıkonusundanedüşünüyorsunuz? Çokbeğeniyorum. Helesonyıllardaülkemize gelen Pina Bausch'un "Çam Temizleyicisi"ndeki anlatım dili mükemmeldi. Çok beğendim. Dans adına iyi çalışılmış, emek verilmiş olması çok önemli. Koreografın, dansçının, müzisyenin emeğini gördüğünüz her şey çok güzel oluyor. Okulunuzda eğitim kaç yıl sürüyor, hangi dersler nasıl veriliyor? Milli Eğitim Bakanlığı'nabağlı olarak 9 "Biz okulda lngiliz sistemini uyguluyoruj," yıl sürer. Fakat çocuk 3 yaşında okulumuza geldiğinde, bu demek değlidir ki 3+9: 12 yaşında mezun olacak. Lisey i de buraböyle. da bitirmesini ve buradan üniversiteye gitDünyadaki bale ekoUeri arasında bir farklılık var mı? Bu bale eğitimine yan mesini isteriz. Derslerin içinde klasik balenin yani sıra solfej, mim, karakter danslan sıyor mu? Aslında ekoller arasında öyle çok belir gibi y an dersler de var. özel bir soru. Profesyonel bir dansçıleyici farklaryok. Her ülke bale tekniklerinın özel yaşamı olabilir mu? ni kendi taban yapısına, belkemiğine ve boyuna posuna göre yorumlamak zorunÇok az tabii. Ama profesyonel herkesin da. Biz Royal Academy 'nin sistemini, ya özel yaşamı çok az. Rafine bir spor olan ni tngiliz sistemini uyguluyoruz. tngiliz balede özel yaşam daha da azdır. Bale, yatekniği daha yumuşaktır, dansçının vücuşamınızda, gezmenizde, yemenizde, içdunu fazla zora koşmaz, daha rahat bırakır. menizde çok büyük bir disiplini gerektirir. Rus tekniği biraz daha vücudu toparlay ıcıBen bir çocuğun büyüyüp genç kız olduğu dır; başında sıkar vücudunu dansçının. vakit, tırnaklarını uzatıp oje sürmesini Ama eninde sonunda Ruslann bale pozisokulumda istemem. Makyaj yapmasını isyonlan Ingilizlerinkinden ayn değil. temem. Gördün o kadar talebem var, bir tanesinde makyaj yok. Çünkü balenin özüySiz tiyatro da oynadınız sanıyorum. le bütünleşebilmesi, özdeşleşebilmesi Uk açtığım bale okulu kiracıev sahibi için, tanrısallaşması için mutlaka kendimeselesinden dolayı kapanınca moralim bozuldu, Paris'e döneyim dedim, fakat bu siyle mutlu olması gerek. Bir camiye ya da arada Haldun Dormen'in Çep Tiyatro bir ibadethaneye nasıl gidilirse, buraya da su'nda denemeleryapılıyordu, ben de ka öyle her şey ınızden annıp geleceksiniz.«* "Folklorculanmız gittikleri ülkelerden hep birinci olarak dönüyor." Alpar'ın albümünden.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear