Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
8NİSAN2001.SAYI785 başkentli gazetecileıie buluştu. Her kuşaktan yazılar, habercilerle nostaljik saatler yaşandı. Meslek dalımızdaki olayların nostaljik boyutu da var doğrusu. örneğin benim kuşağım nelere tanık oldu yıllar boyunca. Yüzyılın yansına ulaşanlar da mesleksel amaca ulaşamadı hâlâ. Bulanık ortamda geçiyor yıllar. Açıklığa, seçikliğe kovuşamıyor. Çokseslilik özlemi nasıl soldu, tekseslilik eğilimi nerelere tırmanıyor? Kişiler de, kuruluşlar da nasıl yozlaşıyor, sıradanlaşıyor. Doğal haklar, özgürlükler özlem oluyor giderek. Nail Güreli'nin konuşması güzel bir uyan ve duyarı, yerine ulaşmasını diliyorum. özlemi güzel seslendirdi. Belli gerçekleri de yeniden aydınlattı. Herkes birbirini tanıyor artık. Doğru yol, doğru yöntem, doğru birliktelik daha iyi saptanabillr bu aydınlıkta. O toplantıda beni çok duygulandıran gözlemlerim de var. örneğin Zeynep Atlkkan, artık yazmıyor ama konuşarak mutlanıyor, umutlanıyor, kimle derseniz, kadınlaıia, izlenimlerini anlatıyor gözleri paıiayarak. örneğin Umur Talu, artık yazmıyor, derslere başlıyor üniversitede, gençlerden söz ediyor, onun gözleri de umutla parlıyor. Işıklar sönmüyor sözün kısası.^ diğim o büyük gün gelmişti. Artık yazmaya başlama yüreklıliğini gösterebilecektitn. Beyaz gömleğitn bir süredir askıda olduğundan zamansızl ığın ardına da sığınamadım. Seçkin bir ortam, usta yazarlar ve benzer duygulann bizi buluşturduğu yeni dostlar... Yazıya dökülen, paylaşılan yaşamlar...Seçerek okuma ve sağlam ifade alışkanlığı kazanmak için gösterilençabalar...Doğruzamanda,doğru mekânda, doğru insanlarla...Benim için büyük şanstı. um:ag'ınsanatkültüriklimini solumakbile başhbaşına mutluluk ve cesaret vericiydi. Saliha Yavuz (serbest): Heyecan ve umutla başladığım semincri tamamladığım için çok mutsuz oldum. Edebiyatla, şiirle ve değerli hocalarla beraber olmak ve güzel Türkçemizin inceliklerini öğrenmek muhteşem bir duyguydu. Celal tlhan (Işçi emeklisi): Semıner boyunca, sık sık olmasa bi le, gerçekte bir yoksunluk sayılabilecck yaşlılığımı kendime bir ayncalık sağlamak için kullandığımı söyleyebilirim. Arkadaşlanmın bu eğilimimi fark ettiklerini, ancak yadırgamadıklannı, her yaştan edebiyat severi aralannda görmekten mutlu olduklannı belli etmeleri çok güzeldi. Kendini yazma serüvenine kaptırmış, yaşlan 2040 arasında (benim dışımda) değişen bu insanların gönül ve görüş zenginliği daha ilk günden beni sanp kendimi olduğumdan genç hissetmeme neden oldu. Ankaralı Cumhuriyet okurlanna, bu eşsiz olanaktan yararlanmalan için zaman yitirmemelerini, yazmaya tutkun olup da yazamamak gibi bir sorunlan varsa düşünebildiklerinin çok üstünde kazanç elde edebileceklerini anımsatmak isterim. ölürnünden sonra da, kesintisiz olarak bizi aydınlatmayı sürdüren sevgili Uğur Mumcu'yu, vakıfyöneticilerini ve değerli öğretmenlerimi içtenlikle kutluyorum. Emin Çetin (Yayıncı): Denize tutkunsanız şayet; gönlünüzden hep kaptan olmak geçer. Oncadenizi sevenlerarasındançok azı, kaptanlığı öğrenmeyi dener. Bunlann çok azı kaptan olur. Ancak kaptan olanlann da çok azı kaptanlık yapar. Gerçek deniz tutkunu, kaptanlık yapan kaptanlardır. Yazmaya tutkunsaruz şayet; yazmayı öğrenmelisinizîöğrenincede yazmaya devamediyorsanız; gerçekten yazma tutkunusunuz. Kimbilir, belki bir gün yazar da olursunuz. Şule Tttzül (Sistem analizci): tki buçuk ay lık bir semineri bitirererek yazar olmak elbette mümkün değil. Bu seminere "yazma "ya dair çeşitli amaçlarla gelen herkes bunun bilincinde. Maalesef yaşadığımız ülke ve dünyada bize sunulan sığ bir yaşam;sınırlandırılmış,zorladayatılmışbir yaşam. um:ag yazma seminerlerinde, yaşamlannı derinleştirme çabasını okuma ve yazma aşkı ile gerçekleştiren, edebiyatı varhklannın birparçası olarak gören insanlarbirarayageliyor. Bu seminerde bize yıllann birikimini, deneyimlerini aktaran ve paylaşan şair ve yazarlarla, iki buçuk aylık yoğun bir edebiyat yolculuğu yaptık. Burada bize verilen akademik bir eğitım değil. Eğitmenlerimizden Emin özdemir' in dediği gibi, edebiyatın her konusuna değinen tadımlık bir eğitim aldık, doyumluk kısmı bize bırakıldı. Bu doyum için öğrencinin seminerden sonra,sürekli ve yoğun bir çahşmaya, zorlu ama keyifli bir okuma ve yazma serüvenine başlaması gerekiyor. Bu seminerle okuma ve yazma konusunda nerede olduğumuzu gördük, nereye gitmek istediğimize karar verdik. Okumanın ve yazmanın yaşamlarının birparçası olduğuna inanan ve öyle yaşayan herkesin bu seminere katılarak kendilerine çok şey katabileceklerini düşünüyorum.^ BAŞKENT GUNLERİ Işıklarsönmüyor... MÜŞERREF HEKİMOĞLU G eçen hafta konsere gittim. Aylardan beri ilk kez. CSO'da değişiklik var. Seçimi gençler kazandı, Yönetim kurulu yenilendi. Onlan kutlamak istiyorum. Salonda hiç yer yok, ön sırada bakanlar oturuyor. Kültür, Milli Eğitim ve Devlet Bakanları. Aynca kimi CHP'liler, örneğin Murat Karayalçın. Dışişleri Müsteşan Büyükelçi Faruk Loğoğlu, ressam diplomatlanmızdan Ismet Birsel de var Çoksesliliğe özlemi yansıtıyor başkentliler. Siyasal orkestralann uyumsuzluğundan söz edenler de var. Yönetim değişikliği konserlere yansımadı henüz. Eski yönetimin yaptığı program sürüyor. Son konserindeki düş kınklığı bu nedenle. Mozart'ın yapıtlanndan oluşan bir demet, ama Avusturyalı yönetici Thels'in değneği bestecinin gizemine ulaşamadı. Çalanlar da, dinleyenler de çok mutlu değildi sanınm. Bir de Mozart'ın gizemi var kuşkusuz. Müziğin ötesine götürüyor insanı. Ben de nerelere gittim? Yanımda Handan Selçuk! yolunda. Yaşamı bu seçimle biçimleniyor. Soluğu bu seçimle uzuyor. Hızını öz esintisinden alıyor. uz şarkısını söylemekten mutluluk duyuyor. Elbet belli güçlükleri, acı faturalan var ama ödemekten geri kalmıyor, yüreklice üstleniyor, omuzluyor her şeyi. Yiğit bir savaşçı olarak yol alıyor uzun uzun yıllar. Seslni yitirmiyor, öz şarkısını söylemekten geri kalmıyor hiç. ölüme karşın o şarkı sürüyor bence. öz şarkılann uzun soluğu var. Meslek dalımızda sonbahan yaşıyoruz bahar öncesinde. Yaprak dökümü sona ermiyor, sonsuz yolculuğunda kaç kişi uğurluyoruz! Kim daha mutlu acaba, gidenler mi, kalanlar mı? Eski Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nail Gürell ve yönetim kurulu üyeleri Ankara'ya geldi geçen hafta. Devlet Konukevi'nde uzatmalı bir kokteylde Kapıdan çıkarken Mustafa Balbay telefon etti. Yalnız bir sözcük: Handan ablayı yitirdik! Şimdi daha rahat uyuyor diye düşünüyorum, acımı Mozart ile paylaşmaya gidiyorum, müziğiyle güçlenmeyi umuyorum. Uzun süredir görmedim Handan'ı, uzaktan izledim yaşam savaşını. Ancak belleğimde hasta değil, sağlıklı, mutlu bir Handan var. ölüm duyurusundaki fotoğrafı gibi. llhan Selçuk'tan önce tanıyorum onu. Başkentin en güzel kadınlanndan biri, zarifliğiyle, şıklığıyla çarpıcı kişiliği, esintisi var. Yaşamında değişimler, dönüşümleıie çizgileri derinleşiyor, rüzgâra karşı yürüyen bir kadın olarak ileıiiyor Handan Selçuk: Güzel bir insan, güzel bir abla...