26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

önce kocusıydı, sonra sevgilisi oldu... Nisa için kocasım sevmek, etinin acıya alışmasıya da unuı !rnuMJIIi£f Kung kadını Nisa anlaüyor. isa, Guney Afrika'da, Kalahari Çölü'nün kuzey sınırlannda yaşayan yaklaşık 13 bin Kung'dan biri. Bir kız çocuğu, kardeş, eş, anne ve bir âşık olarak, yaşamının büyük bir bölümünü kurak savanlarda yiyecek ve §u aramakla geçirmiş. Pek çok Kung gibi, Nisa da bir öykü anlatıcısı. Kung San'lann deneyimlerini kaydcdebilecekleri yazıh bir dilleri yok. Ateşin etrafında saatlerce oturuyor, yaşadıkları olaylan ve uzun geçmişlerini dillendiriyorlar. Ellerini dramatik jestlerlehareket ettirerek karakterleri ve olaylan adeta yaşama geçiriyorlar. Taklit edilen kuş ve hayvan sesleriyle birlikte abartılı bir şekilde defalarcaanlatılanöykülerböyleliklenesilden nesile aktanlabiliyor. Botsvvana'da, 19691971 yıllan arasında Kung San Kabilesi üyeleriyle birlikte yaşayarak araştırmalar y apan y azar ve fotoğrafçı Marjori Shostak, birkaç Kungkadınınyaşamöyküsunü kendilerine özgü dilleriyle kaydetmeyi başarabılmiş. Bu kadınlardan biri olan Nisa' nın, kendi diliyle anlattığı yaşamöyküsünü kısaltarak sunuyoruz: • • • N Kumsa'ya ne yaptın? Annemin Kumsa'ya hamile olduğu zamanı hatırhyorum. Ben daha o zaman küçükrüm (4 yaşında) ve ona şunu sormuştum: "Anneciğim, içindeki bu bebek..ne zaman doğacak, o göbek deliğinden mi gelccek?" O, "Hayır, doğum yaparken bebek buradan gelir"diyerekgenitaliniişaretetmişti. Annem Kumsa'yı doğurduğunda göğüslerindeki sütü istedim. Onu emzirirken dışan taşan sütü görüyordum. Bütün gece ağladım, ağladım ve ağladım. Bir başka gün Kumsa'yı aldım ve... Sabah annem bağınyordu: "Sen deli misin? NisaBüyük genital, derdin ne senin? Hangi çılgınhkla bebeği aldın ve bir yere fırlatıp attin ve sonra da gelip yanıma yattm ve emdin." Babam eve döndüğünde, annem ona "Kızının hangi akla hizmet ettiğini görüyor musun? Vur ona şimdi!" dedi. Ben de "Yalan söylüyorsun! Babacağım, ben süt emmedim, gerçekten. Hem artık ondan bir daha süt istemiyorum!" dedim. Babam, "Eğerbunu bir daha yaptığını duyarsam seni döverim. Bir daha aslabunuyapma!"dedi. Işte böyle, yaşadık ve ben büyümeye devamettim. Kalbimmutluyduveonusevmeyebaşladım.Onuheryeretaşıdım. Bazende oynadım. Ne zaman ağlamaya başlasa emzirmesi için onu hemen anneme götürdüm. Tabi i tüm bunlar olurken Kumsa daha küçücüktü. Amabirazbüyüyüncekonuşmaya ve etrafta koşuşturmaya başladı. tşte bu, bizim bırbirimize karşı hep kötü olduğumuz zamandı. Bazen birbirimize vururduk. Diğer zamanlarda ise onu yakalar ve ısınrdım. Ona derdim ki "Üüüf, bu ne çirkin yüzlü, be yinsiz, kötü bir yaratık? Ben ona hiçbir şey yapmazken, niye o böylesine kötü?" O ise şöyle derdi: "Şimdi sana indireceğim!" Ve ben de ona "Sen daha bir bebeksin! Asıl ben seni döverim!" Ben onu aşağılardım ve o beni aşağılardı, sonra ben onu tekrar aşağılardım. Böyle oynardık. Yiyecekleri almayabaşladığım zamandı. Her çeşıt yiyecek, tatlı nin çileği ya da klaru soğanları... Diğer zamanlarda mongongo fıstığı... Annem yiyecek aramaya gitmeden önce deri birkesenin içinebir şcyler koyar ve onu yükseğe, kulübenin içindeki dallardan birine asardı. Ama o gider gitmez, torbanın içinde ne varsa al ırdım. Eğer bu klaru ise en büyüklerini seçerdim. Sonra torbayı tekrar yerine asar ve bir yere çökerek onlan yemeyekoyulurdum. Birkeresinde, annem ve babam yakınımda bir yerlerde yiyecek toplarken ben bir ağacın gölgesindc oturdum. Uzaklaştıklan anda klaru ile dolu keseyi astıklan ağaca tırmandım ve onlan aldım. Babamın benim için yaptığı küçük bir kesem vardı. Klarulanonuniçinekoydum. Sonra aşağı indimve annemle babamın dönmelcrini beklemek üzere oturdum. Geldiklerinde, "Nisa, klaruyu sen mi yedin" diye sordular. Ben, "Iıh, yemedim" dedim ve ağlamaya başladım. Annem bana vurdu ve "Bunlan alamazsın! Sana söylüyorum ama dinlcmiyorsun" dedi. Ben de ona dedim ki: "Iıh. Annem beni üzüyor, kendimi kötü hissediyorum. Hep yiyecek çaldığımı söylüyor ve bana vurunca derim acıyor. Ben büyükannemle kalmaya gidiyorum!" Ama oraya gittiğimde büyükannem bana, "Hayır, sana bakamam. Eğer bunu yaparsan aç kahrsın. Ben yaşlıyım ve günde yalnızca bir kere yiyecek toplamaya gidiyorum. Sabahlan dinleniyorum. Birlikte oturabiliriz ama açlık seni öldürebilir. Şimdi git ve annenle babanın yanında otur" dedi. Ben ise "Hayır, babacığım beni dövecek, anneciğim beni dövecek. Seninle kalmakistiyorum" dedim. Böylece onunla kaldım. Sonra bir gün bana "Seni anne ve babana götüreceğim" dedi ve beni aldı. Onlara, "Bugün, Nisa'yı size geri veriyorum ama bunun gibi bir çocuğa vuramazsınız. Yiyecekleri seviyor, yemeyi seviyor. Hepiniztembelsiniz. Onubıraktınız, onun için iyi büyüyememiş. Bu çocuğu açlıktan öldüreceksiniz. Şuna bakın, ne kadardaufacık!" Oh, kalbim mutluydu! Büyükannem annemi azarlıyordu! Kalbimde öylesine büyük bir mutluluk vardı ki, güldüm, güldüm... Ama sonra, büyükannem dönünce ve beni orada bırakınca, ağladım, ağladım... Babam bana bağırmayabaşladı. Amavurmadı. Onun kızgınlığı genelde yalnızca ağzmdan çıkardı. "Sen çok duygusuzsun! Anlamıyor musun, sen gittikten sonra her şe>
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear