Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURİYET DERGİ Insan, bedeninin başına açacağı belalardan korkmaya ne zaman başladı? Can Yayınlan tarafından yayımlanan "Cinsellik ve Korku" kitabının, aşağıda okuyacağınız son bölümünde Pascal Quignard, bu soruyu şöyle yanıtlıyor: Romalılar ulusal geleneklerini, tannlannı bir yana bırakıp tektannya tapan küskünler, insanbiçimciler olmuşlardı ve.. Cinsel zevkin getirdikleri K ylikia'daki Tarsos'ta (Tarsus), Cydnus Çayı hâlâ akıyor. Sardanapal, ayaklığında Epiİcouros'un şu öğüdünün bulunduğu heykeli Tarsos'ta yaptırtmıştı:"Yaşadığınsürecezevkten nasibini al. Geriye kalan her şey yalan." Roma vatandaşı Paulus Tarsos'ta doğdu. Benjamin kabilesinden bir Yahudiydi. Sinagogda, 1. yüzyılınenbüyükrabbilerininyanında eğitim gördü. Kudüs'e gitti, Gamaliel' in yanında eğitimini sürdürdü. Rabbi oldu. Tarsoslu Paulus, 32 yılında, Şam'a doğru yol alırken attan düştü ve birden Hıristiyanlığı kabul etti. 32 yılında Pompei, Herculanum ve Stabiae'nin çevresinde yer alan villalarhenüzayaktaydı. 57 yılında Paulus, Romalılar'a şunlan yazdı: "Tenin isteklerine göre yaşayanlar, tenlennin istediklerini isterler; ruhun isteklerine göre yaşayanlar da ruhun isteklerini isterler. Oysa, tenin istcği ölümdür; ruhun istekleri de yaşam ve banştır. Bu yüzden, tenin istekleri tannnın isteklerine karşıttır." Aziz Paulus'unbukısadeyişiçarpıcıdır:Roma'nın bcslediği korku, karşıtlığa, düşmanlığa dönüşmüştür, Hıristiyanlık işte budur. Alay cdilerek çarmıha gerilmiş Tann' nın ölü bedenine tapınmadır. Tanrı artık çıplak tann değildir. Tanrı artık giyinmiştir, bununla birliktc de insanlığın üremesi gözlerden gizlenmiştir. Paulus, iki örtü olduğunu söyler, insan için' ikinci bir giysi 'nin var olduğunu ileri sürer: birzırh ve birkask. Paulus, soyunmaktankaçınmamızgerektiğini ileri sürer; ölümlü olanın yaşam taranndan soğurulabümesi için, üzerimize öteki giysiyi, o 'ikinci giysi'yi de giymemiz gerektiğini söyler: Şeytanın oyunlanna direnebilmek için, üzerinize Tann'nın zırhını geçiriniz. /Tenin ne ürettiğıni biliriz: zina, iffetsizlik, oğlancılık, fuhuş, putataparhk, büyü, kın, anlaşmazlık, kıskançlık, öfke, çekişme, geçimsizlik, bölünme, haset, cinayet, içki âlemi, yiyip içip eğlenme ve bunlara benzer şeyler. /Cinsel ilişkiye giren kişi, kendi bedenine karşı günah işlemiş olur. /Erkek için iyi olan, kadından uzak durmaktır. • •• likte söyleşerekhacetgideriprahatladıklan forica'larayabancıdır;ayrıcinstenınsanlann her birinin, ötekinin cinsel organını düşleyerek onun varlığının bir kenara itilip çoğalmasını, gclişmcsini sağlaması için heykelinin sergilendiği gizemli törenlere yabancıdır. ... Paul Veync'in, aile içincinsel ilişkilerin başkalaşmasını, bunun giderek Hıristiyanlığa özgü evlilik ahlakını oluşturmasını inceleyen bir kitabı vardır. Hıristiyan ahlakı, devlet memurlannın tmparatorluğa özgü çoktannlı, edilgin, statükocu, eşit yanlı, daha sonra eşitlikçi, kendini baskı altında tutan, gizli kapaklı, özel, sadık, iffctli, perhizci, yani âşık, kadın yandaşı, eşcinsellik karşıtı, duygusal, örtülü ahlakını sahiplendi. Elisabeth Blackwell, 1888'de Londra'da şu düşünceyi ileri sürdü: "Cinsel ilişkinin kadınların çıkarına ıyileştirme getirecck biçimdcdüzenlenmesi.Hıristiyanlığınbilinmeyen gerçeği işte budur." Hıristiyanhğın gclişiyle insanJar dört zorunluluğa boyun eğmek zorunda kaldı: "Cinsel ilişkinin ateşliliği de, zamanı da, biçimi de, babalık da artık onun kendi keyfine bağlı olmaktan çıktı." CensorCaton'agörc, insanın özüne ilişkin şeylerin en içteni, en dennı olan bu niteliğiyle de aşk sannsıyla zedelenemeyecek ölçüde yüce olan, ego'nun domus'u olan beden, insanı en çok baştan çıkaran, onun en büyük düşmanı olan tuhaf bir varlık haline geldi. Doğa ile tarih arasında, hayvan ile dil arasında, cinsel istek ile bilimsel merak ya da kitap merakı arasında köprü oluşturan şey, uçurumadönüştü. *•* K.adın, korkuya boyun eğdi. En azından, "büyülenme"yi ve kin uyandıran asalaklık duygusunu korku içinde de olsa üzerinden attı.Bunakarşın.eldeğiştirmekurallarıkurumsallaştınlmış bir mal, tasarrufu gizli, gözlerden uzak yapısal bir özel mülk haline geldi. Bu olgular, Roma'nın yaşamına yabancıdır; kadınerkek birlikte girilen banyolarına, yüznumaralarına ya da daha doğru deyişlc Romalıların, görkemli 'geniş^apraklı dallannın' altındayan yana oturup bir Hıristiyanlık, 200 yılı dolaylannda Roma tmparatorluğu'ndaçoğunluğundıni haline geldiğinde, ortaya evlilik sözleşmesı çıktı ve köle y ığınlarım (Hıristiyanlık, köle say ısını azaltmaktan uzaktı), hızlı biçimdc formülc edilmiş bu uygulamanın içine çekti. Hıristiyanların din adamı hiyerarşisi, imparatorluğun tavandan tabana yönetim hiyerarşisini benimseyerek bunu daha da güçlendirdi. Ahlak, tüm status'lann ahlakı haline gelerek içsellcşti ve kuralcı özellik kazandı (bu kurallar herkes için, hatta imparator için geçerliydi; Yunanca'daki katholike, sözcüğü sözcüğüne, 'herkesinbakışaçısından' anlamına gelir). HıristiyanlarBalık mezhebi tmparatorluğu satın alıp pckıştirdiler. 321 yılında çıkanlan ferman, bağış yapılmasına izin verdi, çarmıha gerilme cezasını kaldırdı, Güneş Günü'nü haftalık dinlcnme günü ilan etti, piskoposlan Imparatorluk memunı statüsüne aldı. Dördüncü yüzyılın hemen başından başlayarak Pontifex Maximus'un, Pctrus'tan