26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

25ŞUBAT2001.SAYI779 netmenlenmizin sayısı her geçen gün artmış olmakla birlikte, erkek yönetmenlerle karşılaştınldığında sayılannın ne kadar az olduğu ortada. Oysaki özcl alandan kamusal alana geçen kadınlann sincma aracıhğı ile anlatacak çok sayıda hikâyeleri var ve bunların kuşaktan kuşağa aktarılması için sincma mükemmel bir araç. Bu az sayıdaki kadın yönetmenlerimizden Nisan Akman ve Bilge Olgaç'ın yönettikleri dört filmle, farklı kadın öykülerini ve kültürlerini, farklı bir yaklaşımlanasılişlediklerinebakmayaçalışacağızder. Bu söz kadırun gerçeklen anlamasına ve tekrar işine dönmesine nedcn olur. Adam ise bu durumu kabul edemez vc evi terk eder, asistanıyla yaşamaya başlar. Filmde karşımıza çıkan diğcr bir durum ise, evc gclen gündelikçi kadının yaşadığı sorunlardır. Ailesinin geçimini sağlamak için her gün tcmizliğe gidcn bu kadın, kazandığı parayla hem çalışmayan kocasına hcnı dc ailesine bakmaktadır. Tüm bunlara rağmen de işsiz kocanın dayağına maruz kahnaktadır. Tekrar televizyonaprogram yapmaya başlayan kadının işlediği ilk konu da varoşlarda yaşayan kadınlann, kocaları tarafından maruz kaldıkları şiddet vc cmckierinin sömürülmesi olur. Filmde erkeğin kendisini kamusal alanda nc kadar önemsediğini, kadın için en uygun bulduğu alanınsa özcl alan olduğunu görürüz. Erkek için kamusal alanda var olmak bir haktır, kadınsa scssizcc bu alanın kıyısında durmalıdır. Filmaileiçi sorunları, eşlerarasındaki iletişimsizlik vc uyumsuzluklan da göstcrirken, Akman, çağdaş toplumumuzun yeterincc önemscnmeyen bir sorununa parmak basıyor, bunıı yaparken de olay lara kadın gözü ve duyarlılığıyla cğiliyor. 15 mayan bir adam, kendisinden çocuk yapabileceği yeni bir kadın bulabilmek için bir dağ köyüne gider, ancak aradığını bulamaz. Tam cvinc dönerken, kuzusuy la oynayan çok güzel bir genç kızın kendisine baktığını ve gülümsediğini fark eder. Ne var ki; kız aslında kördürveadamabilerekbakmamıştır. Kızın bakışlanndan, gülümscmesindcn ve güzelhğinden çok etk i lenen adam, kızı kaçınr vc kendi köyüne, iki kansıyla birlikte yaşadığı evine götürür. Kızın gözlerinin kör oluşu adamın kendi bedeninden vc çıplakhğından utanmasını yok eder, böylece adam ycpyeni bir cinselliği vc erotizmi yaşamaya başlar. Ancak evde üçüncü bir kadının olması ve kocalarının bu kadına gösterdiği aşın ilgi, yıllardırkadınlıklannınfarkınabilcvarmadan bu adama kan 1 ık etmiş iki kadında büyük bir tepkiyc ve kıskançlığa neden olur. Bu kıskançlık kadının sonunu hazırlar. Film, Anadolu 'da kadınlar açısından öncmli bir sorıın olan kumaiık konusunu, kıskançlık ve kısırlık sorunlanyla beraber işlemiştır. Türk sinemasında kadın yönetmenlcrın sayısı henüzçok az. Ancak yaptıklan çalışmalarabaktığımızda farklı kcsımlereait kadınlann sorunlarını, kadın gözü ve yeni bir bakış ile işlediklenni görüyoruz. Kadınlann; gcrek geleneklcr, törelcr vc y aşadıklan loplumsal baskılarla ügılı, gerckse özel alandan kamusal alana geçerkcn yaşadıkları sorunlarla ilgili anlatacak çok sayıda oyküleri var... İş kameranın arkasına geçebilmektc ..<4 Dünden Sonra Yarından Önce Genç kuşak kadın yönetmenlerimizden Nisan Akman, sinemaya film setlerinde çalışarak başladı, görüntü yönetmenliği, yönetmen yardımcılığı, rcklam filmleri yaptı ve 1986 yılında çektiği "Beyaz Bisiklet" filmiyle yönetmenliğe geçti. Akman' ın filmlerinde kadının ayn bir önemi olduğu, çalışan, çağdaş kadının sorunlannın, çelişkilerinin işlcndiği görülür. 1987 yılında yöncttiği "Bir Kırık Bebek" adlı film yıne bir kadın cdebiyatçı olan Ayşe Kulin'ın "Güneşe Dön Yüzünü" kitabındaki "Gülızar" adlı öyküsünden uyarlanmıştı. Yes. ılçam kalıplannın dışına çıkan, yeni duyarlılıklargctiren, özenle yapılmış, ınsancıl, sıcak bir filmdi. Büyük şchırdc yaşayan orta sınıf göçmcn birailcnin, kcndi halindc, saf, iyikalpli kızınm öyküsüanlaiılıyordu (,'alışmavan,yaşamınıevkızı olarak süıdürcn Gülızar, fılm setlerinde ışıkçılık yapan babasını zıyarcte gıttıği bir gün tesadüien aldığı bir reklam filmı teklifiyle birdenbırc kendisinı o renkli ama duygulara yer olmayan dünyanın ıçindc bulur. Bu noktadan sonra, ismi, tüm yaşamı, hayat standardı, çevresi hızla değişir. O, bunlara uyum sağlayamazken, mahallelerındcki, onu en iyi anlayan ve en sevdığı dostu Artin Usta da artık onun sorunlarına çözüm getircmez ve kız bunal ıma sürüklenir. Film, Türkazınlık ilıjjkilerıne, şovcnistliğe karşı çıkan tavrıyla, dostluğu, sevgiyi ön plana çıkararak, toplumsal değişmeye paralcl olarak sosyal yaşamda, iş yaşamında yer almaya başlayan, ancak buna hazır olmayan bir kadının sorunlarını işlemiştir. Akman' ın, "Dünden Sonra Yanndan Önce" (1988)adlı filmi batıdan bir kadının, iş kadını, çalışan kadın, annclik üçgcnindc yaşadığı sorunları anlatan bir fılmdir. Kadın bir televizyonda program yapımcısı, eşi ise reklamcıdır. Birbirlcrini çok seven ancak yoğun iş yaşamlan nedeniyle fazla beraber olamayanbirçifttirler. Budurum zaman içindekocayı rahatsız ve mutsuz etmeye başlar. Adam birgün kansından televizyondaki işini bırakmasını, daha az yorulacağı vc daha az zaman ayıracağı hobi niteliğinde bir iş yapmasını, hatta mutlu ve gerçek bir aile olabilmeleri için bir de çocuklarının olmasını ister. llk aşamada bu teklife kesinlikle karşı çıkan kadın, bir süre düşünür ve kocasını çok sevdiği için zor da olsa kabul eder. tşinden aynlır ve ev kadını olur. Kocası da akşamları eve geldiğindc karısıru evde bulmaktadır, beraber geçirdikleri zaman artmıştır. Ancak kadın tanımadığı bu hayattan her geçen gün daha çok sıkılır, bunalıma girmeye başlar, kocasını n önerdiği gibi, hobi gibi çalışabileceği bir antikacı dükkânı açar. Artık tek eksikleri çocuktur. Kadın yeni yaşamına bir türlü alışamamakta, kocası ise yoğun iş yaşamına devam etmektedir ve her geçen gün aralanndaki gerginl ik artmaya başlar. Adamın asistanı ile olan yakınlığı ise araya kıskançhğın da girmesinc nedcn olur. Bir gün adam karısına "Herhangi bir işi değil, sevdiğim işi yapmalıyım, yoksa var olamam, kimse var olamaz" Bilgc Olgaç, Kaşık Düşmanı 'nı yönettL. töresınden dolay ı bir mal gibi alınıp satılabilir oluşunu gündemc getiriyordu. Tüm kadınları ölcn köydc işlerin sekteye uğraması vc kadınsı/ kalan erkeklerin aralarında başlık parası toplamaya çalışarak bir kadınalabılmck ıçm u£ras. vcrmcsi bırgüldürüatmosferınde elc alınıp taşlanıyordu. Bilge 01gaç'ııı dıger bir filmı "Gülüşan" ise tcmel olarak kumaiık sorununu işlıyordu. Köydc dcğınnencilık yapan, hem birinci hem dc ıkıncı kansından çocuk sahibi ola Kaşık Düşmanı ve Gülüşan • Yaklaşık otuzyıllık yönetmenlik yaşamında, bir o kadar da filme imza atan Bilgc 01gaç, Türk sinemasına en uzun sürc hizmet etmiş bir kadm yönetmen olarak ayncalıklı bir ycrc sahıp. Sinemaya 1962 yılında Memduh Ün'ün asistanı olarak başladı. llk filmi, "Üçünüzü dc Mıhlarım"ı, 1964'te çckti. Anadolu'dakikandavasısonınunuelealan filmin başrol oyuncusu Yılmaz Güney'di. Olgaç sınemadaki ilk dönemi olan 19641975 yıllan arasındahepkendi senaryolannı filme aldı. Bu yıllan ile ilgili olarak şunlansöylüyordu: "Genç birkadındım, üstclik bu işi bir kadın olarak ilk kez yapan bir ınsandım, ilk öncc bir kadın ne yapabilir diye bakıyorlardı, kuşkulubırbakıştı,bendekameranınarkasına geçıncc hayatımın rolünü oynadım. Çok sert, bağırıp çağıran bir role gırdim. Fakat sonra bu rolden vazgeçtım, çünkü artık insanlar bana inanıyorlar ve güveniyorlardı." Olgaç, sinemaya 19751982 yıllan arasında, seks filmleri furyası nedeniyle ara vermiş, bu süre ıçinde reklam filmleri çekmişti, 1984 yılında sinemaya geri döndüktcn sonra bir anlamda olgunluk dönemi çalışmalan diye nitelendirebileceğimiz, Kaşık Düşmanı (1984), Gülüşan (1985), Yavrulanm (1985), Üç Halka Yirmibeş (1986) Ipekçe (1987), Kızın Adı Fatma (1988) gibi filmlerde özelliklc kırsal kcsim kadınlannın sonuılannı işledi. Olgaç, kadm yonetmenler ile erkek yönctmcnlerin sinemaya farklı yaklaştıklarını şu sözlcriy lc dilc getiriyordu: "Kadın gözü aynntılan görüyor, bclki de anne olma özelliği taşıdığından, yani hayat üreten bir yapısı var ve kadın bence doğal olarak erkeklerden daha ilerici bir yapıya sahip, kısaca kadın hayatın aynntılannı görebiliyor, erkek ise yüzeyde kalıyor." Bilge Olgaç'ın Kaşık Düşmanı adlı filmi, ulusal ve uluslararası birçok festivalde ödüle layık görülmüştü. Gerçek bir olaydan sinemaya aktanlan film, 1980 yılında Ankara'nın bir köyündc yapılan bir köy düğünü esnasında meydana gclcn tüp patlaması sonucunda hayatını kaybeden çok sayıda çocuk ve kadının ardından, kadınsız kalan crkeklerinyaşadıklanyla ilgiliydi. Filmin ağırlık noktasım, kadınsız kalan erkeklerin ne kadar çaresizleştikleri oluşturuyordu. Film, kadının toplum gözündcki değerini, bedeniyle cinsel birmeta, cmcğiyle üretim aracı olarak görülmesini, bir yandan da kaşık düşmanı olarak nitelendirilmesini, başlık parası Bilge Olgaç / Gülüşan... Bilge Olgaç/Kaşık Düşmaıu.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear