Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURİYETDERGİ Pop, arabeskin önüne geçti dersek, çok muiddialıolur? Bence, benim görebildiğim kadany la değil. Neden değil? Çünkü pop müziği yapanlar da, iletenler de arabeski kullanıyorlar. Bugün arabeskten göbek bağını koparmış ya da bağı giderek incelen bir pop var diyebilirmiyiz? Tabii, bu artık bir sosyal vakadır. Nedir? Daha çok şehirleşip, daha çok modernleşip Batı'ya daha çok yaklaşan bir jenerasyon var. Varoşlardan çıkrruş, kentin merkezinde oturan, birinci sıruf lokantada yemek yiyen ya da yemek isteyen birjenerasyon. Bujenerasyon arabeski de reddediyor. Kendi müziğini mi yaratmak istiyor ? Tabii, onun birinci sınıf müziğinin de olması lazım. Bu globalleşen dünyada, dışandan dayatma. Onlara hitabedebilen oturacaklan, müzik dinleyecekJeri yerleri kimler yapıyor? Vallahi onlar yapmıyor. O mekanlan onlar oluşturmuyor Ve müzik bu hayattan uzağa düşmüyor, düşemiyor... Insanlann sosyal yaşantılan, müziğe bakışlarını, müziği üretirken ki felsefelerini oluşturuyor. iyi mi kötü mü, o müzik bilimcilerinişi.Popülermüzikkalıcı bir şey değil, bu yüzden geleceğinin ne olacağını söylemek aptalca olur... Siz çizdiğimiz bu resmin neresindesiniz? Şöy le bir şey söy lersem herhalde ukalalık olmaz, ben aşağı yukan 65 'ten bu yana müziğin içinde yoğruldum. Batı müziklerini çok dinledim, hatta kopyalarını yaptım. Gençliğimde davul çahyordum amabu Batı'nınpop müziğinin yansunasıydı. O yıllarda pop müzik, Amerikalılann radar üssü kurdukları şehirlerdeki gençlerin dışında çok fazla bilinmiyordu. Trabzon'da Amerikalılann kurduğu bir üs vardı. Bu nedenle biz daha Beatles ilk piyasaya çıktığında, dinJeyebiliyorduk. Yani, Amerikalılarla müzik ilişkimiz vardı. Üs, müzik dinleme alışkanlığınızla birlikte yaşama bakışınızı da değiştirdi mi? Gayet labii, orada birilişki var. Meselagitar gördüğüm, dinlediğim zaman çok heyecanlandım, ben onu almalı ve çalmahydım... Aynı şeyleri davul gördüğüm zaman da düşündüm... Daha sonra türkülerle, klasik şarkılarla da yoğruldum. Babam yaylı tamburçalardı. Gitarınızla babanızın tamburu çatışmadı mı? Asla. Sonra? Daha sonra Ruhi S u 'nun müziğiyle tanıştım, 60'lann sonuydu galiba. Yanlış algılamıyorsam, Karadeniz'den, Trabzon'dansöz ederken gözlerinizin içi ışıldıyor. Öyle mi? Hiç farketmedim. Karadenizlilik, baskın kimliğiniz mi? Hayır, ben hiçbir zaman şovenolmadım, amaolanlarvar. Şovenlikanlamındasöylemedim; hissediş, algılayış, güven veren bir aidiyet alanı olarak tammlayabilirim... Karadenizli olmak benim için çok önemli. Neden önemli? Karadeniz dedim mi,aklıma eski evimiz, karayel geliyor. Şehrin üstünübirdendumanlarbasardı. Şehrin arkasında oturanlar onu göremezdi, biz deniz kıyısındaoturanlargörürdük. Denize açık yaşamak... Bu insanın yaşamını, beklentilerini nasıl etkiler? Karşıya bakıyorsunuz, hep uzak... Merak ediyorsunuz, orada ne var? Oraya gitmeniz Bir kez daha Lazutlar BERAT GÜNÇIKAN Fuat Saka, şimdilerde üçüncü ve son Lazutlar albümünü hazırlıyor. Göçler sırasında doğallığını yitiren ve arabeskin içinde kaybolan Karadeniz türkülerine ve kemençeye soluk aldırıyor. Karadenizli olmanın kendisi için önemini vurgulayan Saka, bugün artık kent müziğinin üretildiğine de dikkatçekiyor. Saka ile Karadeniz müziği ve bugünün müzik pazan üzerine konuştuk. nunda, Kamil Sönmez'in ağzından dökülenlcrdi ama bugiin, bir dili, kültürü anlatan türküler dinliyoruz... Hvet, Temel fıkraları gibi düşünülüyordu ama öyle değildi tabiı ki... Bu farkındalık neyi değiştirdi? Örneğin, Karadenizli gençler kemençeyi sevmeye başladı. Kemençe eskiden köy kültürüydü, köyde çalırur, oynanırdı... Köyden kente göçedenlerin enstrümanı olarak yaşadı, ama yaygınlaşamadı... Neden? Üçüncü kuşak kentlilerin sizi sevişinde, kemençeyi yeniden dinley iş ve çalışında doyurulan ne? Bırkimlikarayışıvar tabii. Bubütündünyada var, özellikle globalleşmeye çalıştınlan düny ada... Amerika 'da herhangi bir kasaba ya da köyde neler giyiliyorsa, nasıl davranılıyorsa, Karadeniz'de herhangi bir kasaba ya da köyde de insanlar aynı şeyleri giyip, aynı davramş biçimleri göstermeye başlamak üzereydi. Bu çok hoşlarına giden şey değil tabii ki, dışardan, kendi külrürleri "Perçem Perçem" albümü Fuat Saka'nın dinleyici ile buluşan son şarkılan. O şimdi Lazutlar 3'ü hazırlıyor. Müziğinin rotasını, 19 yıl sonra döndüğü kente, Istanbul'a çeviriyor. Lazutların müzisyeni olarak tanındınız ama son çalışmanız Karadeniz'den bir haylı uzak ve bağımsız... Beni lazutlarla tanıyan insanlar sanki geçmişte hiç müzik yapmamışım gibi algılıyorlar. Halbuki benim 15 çalışmamın içinde Karadeniz sadece iki kez, iki albüm olarak yeraldı. Son yıllarda kimlikler ön plana çıkmaya başladı, en etkili vurgulandığı alan da mü/ik oldu... Çoğunluk için Karadeniz türküleri, TRT radyosu ya da televizyoÇünkü çok kötii örnekler verildi. Şimdi iyi kemençe çalanlar var. Şimdi külrürleri var, fakat bu, iyi şeyleryapılıyoranlamına gelmiyor Sizi dinleyen kim? Ben istediğim biçimiyle onları yorumlamayaçalıştım ve sevildi Kimtarafından sevildi? Belki köyden kente göç edenlerin bir kısmı çok sevmedi, ama şehirde yaşayan Karadenizliler sevdi. Dıyarbakır'da, Mardin'de, Adana'da, yani ülkenin birçokyerinde çok sevildi. ni tanımadan dayatılan bir kültür... İnsanlar aptal değil, kendi kültürlerinin enteresan biçimlerini yakaladıklan zaman alıyor ve ceplerine koyuyorlar. Bence olan bu. Türküler kentte yerini arabeske bıraktı, şimdi de pop var... Göriiyorum, lstanbul'da gençler kendi aralannda gruplar kuruyorlar. Onlar, 3040 sene önce göç etmiş insanların çocukları; yani ikinci belki de üçüncü jenerasyon.Bu, lstanbul için yeni bir şey. Çünkü, artık şehir müzikleri yapılıyor.