Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMIIURtYETDERGİ 17 Kasım'a kadar Boğaz Köprüsü'nde on iki ışık, o an Zeynep Kâmil Hastanesi'nde doğan bebeği, dünyaya müjdeleyecek... Bu, bir, 7. Istanbul Bienali etkinliği... Yaratıcısı Italyan sanatçı Alberto Garutti. Çok yaşa, iyi SAKİNE ÇİL "Çocuk ile bütün ihtimal hesapları allak bullak olur ve en kötü cins olan kadının kişisel anarşıstliği ile kral olan erkeğin geçiş yoluna bırakılmış bır bombanın fitilidir çocuk." Andre Breton ile Paul Eluard'm "Gerçeküstücülüğün Kısa Sözlüğü"nde dile getirdikleri bu kaskatı benmerkezci yorum yineBreton'unikincıbildirgedebelirttiği: "Her şey hayatın ve ölümün, gerçeğin ve hayalin, geçmişin ve geleceğin, söylenebilen ve söylenemeyenin, alçağın ve yükseğin, zıt olarak görülebileceği manevi bır noktanın varlığinı göstermektedir. Gerçeküstü etkınliğin amacı, yalnız bu noktayı saptamak umududur; bunun dışında bir amaç arayanlar, boşuna çaba harcamış olurlar." sözleriyle yumuşatılabilirbelki... 7. Uluslararası Istanbul Bienali kapsamında yer alan Italyan sanatçı Alberto Garutti'nin, Pirelli'nın desteği ile Boğaziçi Köprüsü'nde gerçekleştirdiği "Bugün Doğanlara Adanmış" isimli projesine katkıda bulunmak ıçin elektrik düğmesine basan babaların yukandaki sözlerden haberleri yoktu kuşkusuz. Yaptıklan ey lemin "HappeningOluşum" diye adlandınldığından da. Belki de elektrik düğmesine basarak, köprü üzenndekı on ikı adet lambanın parlaklıklarında değişiklikler yaratarak; çocuklannın doğuşunu dünyaya müjdelediklerı ana kadar yaşadıkları şehirde, adına "bienal" denilen sanat etkinliğinin varlığindan bile habersizdiler. Olayın farkına sonra varacaklardı. Yaşamın gerçekleri denilen dahabaşka şeylerinde... ABD'de besteci John Cage, 1952'de "yaşamdan farklı olmayan, yaşamın içinde bir eylem olan" sanat arayışı içindeyken ilk temellen atılan "Happening", "sanat ve yaşam" arasında köprüler kurar. Bu sanat akımının öncülerinden Allan Kaprovv'un dediği gibi: "Happening 'de sanat, y aşama ya da en azından onun doğrulamasına dönüşür"... Alberto Garutti 'nin, "Bugün Doğanlara Adanmış" isimli projesi, hem Happening'inamacıylahemdebienalintemasıyla örtüşen, yaşamla sanatı yüzleştiren bır çalışma. A. Garutti, 2000 yılında Belçika'nın Ghent şehrinde gerçekleştirdiği "Sokak Lambası" isimli projesıni, 7. Uluslararası Istanbul Sanat Bienalı'ninküratörü olan Yuko Hasegavva'nın daveti üzerine bienal teması olan "EGO KAÇGelecek Oluşum tçin Egodan Kaçış" için yeniden yorumlamış. Geçmiş yüzyıldan devralman sorunlarla baş edebılmemiz için; "kolektifbilınç"i, "kolektif zekâ"yı, "birlikte varoluş"u öneren, Yuko Hasegavva, "benmerkezciliğin yol açtığı aşırı maddecılik, hırs, rekabet ve etnik çatışma gibi çeşitli sorunlardan" esenliğe, ancak "kendimize verdiğimiz değerden vazgeçmeden egomuzdan kurtularak" çıkacağımızı belirtiyor. Ancak bu yolla "başkalarıyla ortak bir bilinç alanı paylaşabileceğımizi" ileri sürüyor. Bu ilişkiyi takımadalarla benzerlik kurarak örneklendiren Yuko Hasegavva, "egokaç" kavramını ise şöyle tanımlıyor: "Takımadalar, bağımsız adalarolmakla birlikte, onlan birgrupyapan ortak bir alanı paylaşırlar. Egokaç kavramınin dinsel örgütlenmeler, küçük yerel cemaatlerde görülen grup zihniyetleri ve Asya türü kitle zihniyetiyle bir ilgisi yoktur. Egokaç, daha yüksek entelektüel düzeylerde karşılıklı alışverişin farkında olmayı ve özbilinci beraberinde getirmelidir..." "Biçimsel veruhsalembriyolar. Her sanat bunların büyütülmesinden doğar." Her çocuk da öyle. Böyle özlü sözlerle olmasa daebeveynlerde böyle düşünür. Çocukları her şey leridir. Hayatlan onlara endekslenir. Karınca karannca büyütmek isterler çocuklarını. Gönüllerince... AmaÖzdemır Asaf'ın dediği gibi, sonunda hikâye şöyle özetlenir: "Doğdusevinçtenağladılar . Öldüacıdanağladılar O, Buaradayaşadı, Hiçdüşünmediler." Kimdi düşünmeyenler? Ebeveynler mi? Yoksa ebeveynler adına kararlar alanlar mı? Eğitime, sağlığa aynlan bütçeleri kısıtlayıp, silahlanmaya ayrılan bütçeleri onaylayanlarmı? Kuşkusuz ikinciler, hiç düşünmediler... "lçinde sanatın güçlü'cenin'ini taşıyan yaşamı" sorgulayan bıriyseniz, bu sorulan kendinize ve herkese sorarsınız: "Erişkin bir kimse de bir dünya düşleyebilir ve sanat işte bu noktada başlar..." Siz de bir dünya düşleyın. Kendinız için, çocuklar için ve koromuza katılın lütfen! "Büyüme çocuk! Büyümesakın! Amayaşasen Çok yaşa! • Boğaz Köprüsü 'nün iki tarafınayerleştirilen on iki lamba Zeynep Kamil Hastanesi'nde doğan bebeği dünyaya müjdeliyor...