Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
28OCAK2001.SAYI775 bazı geceler duvardan kara yılanlann âşağıya doğru indiğini, ancak kendisinin bunlan kovalayacak gücü olmadığını, sonra da sağ tarafının hareketsiz ve felçli olduğunu duyumsamıştı. Başka bir seferinde, babasının altını temizlerken onun yüzünün etlerinin döküldüğünü ve kurukafaya dönüştüğunü, sonra kendi parmaklannın da kurukafa bıçimini aldığını sanmıştı... Aynada kendi yüzünün babasının yüzüy le iç içe girdiğini ve sonra bu üst üste gelmiş yüzlerin yeniden kurukafaya dönüştüğunü görmüş, bayılmış ve ardından da yürüyemez olmuştu. Breuer, genç kızın ağır suçluluk duygulan içinde olduğunu saptadı. Babasına karşı olağanüstü içten duygulan olan kız, babası öldükten sonra bir süre yemek yiyemez olmuştu.. Sonra su içememe belirtıleri ortaya çıktı. Breuer, son kerte sabırla "konuşma kürü" (kendi tanımıyla "talking cure") uyguladı. 18 ay kadar süren hipnoz ve konuşma kürü sonucunda görece bir iyıleşme başladı, hastalık belirtileri kısmen de olsa ortadan kalktı. "AnnaO" görece düzeldi. Breuerartık tedavinin bittiğini söy lcdi... Anna, evine döndü ve normal yaşamını sürdürmeye başladı. "Viyana Çetesi" olarak da ünlenen, psikanalızin harckctinin ilk öncü çekirdek grubu tarafından "Anna O" üzerine veri len resmi bilgiler burada son buluyor. Bundan sonrası yakın yıllann verileri... Bunlara göre, o gece, Dr. Breuer'e gelen bir haberde, hastasının yeniden ağır bir kriz içinde olduğu ve kendisini acilen çağırdığı söylendi. Breuer hastanın evine gıttiğınde, genç kızın yatakta karnından gelen ağnlarla kıvrandığını ve sancılar içinde, "ve şimdi de Dr. Breuer'den bir çocuk doğurmak üzereyim" dediğini duydu... Bu yeni gelişme Breuer'i korkuttu. "Anna O"yu başka bir meslektaşına emanct edip bir daha kendisini görmemeye karar verdi. Kuşkusuz burada Breuer1 ın genç kıza karşı duyduğu ilgi, Peter Gay' in vurguladığı gibi, aynı adı taşıyan annesine karşı duyduğu Odipal duygulan da yeniden gündeme getirmiş, yaşadığı huzursuzluğu daha da arttırmış olabilir. Olasüıkia Breuer' in "Anna CTyauyguladığı tedavi ancakkısmen basanlı oldu. Fakat, resmi psikanaliz yazınında söylendiğinin aksine "Anna O" yeterınce iyileşmemiştı. Breuer, "Anna O"ya tedavi süresinde salt choral değil morfın de vermiş... Tedavinin kesilmesinden bir ay kadar sonra da "Anna O", 12 Temmuz'dan 29 Ekim 1882 tarihine kadar, Isviçre'de, ünlü psıkıyatr Ludwig Biswanger'in babası Robert Biswanger'in yönettiği Inzersdorf'daki Bellevue sanatoryumuna kaldınlmış; burada da kendisine bir süre morfin kürü uygulanmış... Morfın uygulanmasının ardındaki neden gizlenmek için, eski bir diş çekme olayından arta kalan "Trigeminus nevraljf'si tanısı konmuştu. Anna, 1883 'ten 1887 yılına kadar aynı klinikte en az üç kez daha yatınlarak tedavi edildi. kürü uyguladı. Sonra da Breuer'in önerisi üzerine "Anna O" olayını da anlatan kitabı bırlikte yayımladılar. Burada, Freud, histerinin temel nedenleri arasında cınsel sorunlan görmesine karşın Breuer, "Anna O"da cinsel nedenlerin önemli rol oynadığından kuşku duydu. Bu ilkçahşmanın tıp çevrelennde pek de ılgi görmemiş olması, ıkı arkadaşın birbirlennden aynlmalannda öncmlı bir neden oldu... Freud'un sonraki yıllarda Stefan Zweig'a yazdığı mektupta açıkladığı kanısına göre, "Anna O", "şimdı doğum yapıyorum, Dr. Breuer'den çocuk doğuruyorum" dediği zaman, histerinin anahtannı Breuer'in eline vermiş, ama Breuer bundan korkmuş ve anahtan clinden düşürmüş. Anna O' yu başka bir meslektaşına havale ederek,kaçmıştır." Breuer'in notlannda, yazışmalarda ve Histeri Ozerine Çalışmalar kitabında "Anna O" takma adıyla literatüre geçen hastanın gerçek kımlığinın anlaşılması ve bu kişının Bertha Pappenheim olduğu ilk kez Ernest Jones'un Freud yaşamöyküsünü,Sigmund Freud Yaşamı ve Yapıtı, (1959) yazmasından sonra kamuoyunca öğrenildi. Onun, kadın haklan savunucusu ünlü Bertha Pappenheim (17 Şubat 185928 Mayıs 1936) olduğu anlaşıldıktan sonra, zaten efsaneleşmiş kişiliği bu kez ayn bir boyut kazandı. 12 Kasım 1985 tarihli New York Times gazetesinde Dr. Frank Hartman, Freud'u en yakın dostlanndan biri olan Prenses Maria Bonapart' ın o güne değin bilinmeyen, günlüklerine dayanarak Breuer'in "Anna O"nun tedavisini yanda kesmesinin ncdenini, kansı Mathılde Breuer' in kıskançlık nedeniyle intihar girişiminde bulunmasına bağladı. Bu sava göre, Prenses Maria Bonapart günlüklennde olaydan şöyle bahsediyordu: AnnaBertha tedavisinin sonuna doğru, Breuer'den gebe kaldığını söylemiş ve bunun üzerine Breuer' in kansı Mathilde Breuer, kıskançlık nedeniyle intihar girişiminde bulunmuş. Bertha Pappenheim, hem psikanaliz hem deyaztn dünyasuu etkUedi... Martha, Bmrtha'ytaariıadaftı... Freud, 1909 yılı eylül aymda, Amerika Birleşik Devletleri 'ne yaptığı gezide, Clark Oniversıtesi'nde vcrdiği konferanslardan birini "Anna O" olayına adamış; burada psikanalizin ilk buluşunun gerçekleştiğini ve bunun onurunun da Dr. Breuer'e ait olduğunu söylemişti. Freud, yaşamı boyu psikanaliz kurammı geliştirmeye çalıştı. Ve sistematik düşünmeye her seferinde "Arma O" ile başladı. Onun kişiliği, zengin fantezileri, zckâsı, 45 dcğişik dille konuşabilme ve en özel duygulannı anlatabilme özelliği, içtenliği, kendisini tanıyan tanımayan herkesı çok etkilemişti. Amerikau ruhbilimci Walter A. Stewart, Bertha Pappenheim'in "psikiyatrinın Rosetta taşı olduğunu, onun sayesinde bilinçdışının okunabıldiğini" söylemişti. Freud, Bertha Pappenheim'i hiç tanımadı. Güvenilmesi pek de kolay olmayan başka bir sava göre de Freud, 1909 yılında ABD'de bulunduğu sıralarda bir çocuk yuvasını gezerken gene aynı tarihlerdc AmerU ka Birleşik Devletleri'ndebulunan Bertha Pappenheim ile karşılaşmış ve tanışmıştı. Nışanlısı Martha'ya 13 Temmuz 1883 günü sabahın üçünde yazdığı mektupta, "Anna O"'dan "Sehin arkadaşm Bertha Pappenheim" diye söz etmışti. Gerçekte, Martha Bernays/Freud ile Bertha Pappenheim, Viyana'da zengin Yahudi çocuİdannın gittikleri birtopluluk içinde birbirlerinı tanımışlardı. Hatta bir olasıhk Bertha Pappenheim'in babası, Martha Freud' un babası öldükten sonra bir süre yasal vesayetini üstlenmiş ya da üstlenmek zorunda kalmıştı. Bertha Pappenheim, varsıl ve otoriter * " Breuet, Anna O 'dan vazgeçmek zorunda kaldı, çünkü kansı onu kıskanmışn... Breuer, "Anna O" olayını 1882 yılımn ilkbahar aylannda tamamladıktan sonra, bir süre bu konu üzerinde kimsey le konuşmadı. 18 Kasım 1882 tarihinde Freud, nişanlısına yazdığı bir mektupta, Breuer' in kendisine 'Anna O' olayını anlattığını yazmıştı. Freud'un kanısına göre, Breuer devrimsel niteliktebirçahşmayapmıştı. Breuer iseyaşam boyu bir daha histeri tedavi etmeyeceğini söyledi. Freud, sonradan Paris'e gittiğinde buolaydanCharcot'asözetti. Ancak, Charcot bu "konuşma kürü" ile pek ilgilenmedi. Freud, Viyana'ya döndükten sonra kendi hastalannda da hipnoz tedavısı ve konuşma