26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

İran sinemasının genç yaraücısı T ahran doğumlu Samira Makhmalbaf ın çocukluğu sinemayla iç içe bir ortamda geçti. Küçüklüğünde anncsiyle İran' ın önde gclen sinemacı lanndan biri olan babası Mohscn Makhmalbaf'ın sabahlara dck sinema sohbetleri ettiklerinı anımsayan Samira, babasının çalışmalarını yakından izledi vc kimi filmlerinde rol aldı. Durum böylc olunca, her anını sınemaya adamış bu genç kızın babasının yolundan gıderek uluslararası yankı uyandıran f ilmlere imza atmasına hiç şaşmamak gerck. Makhmalbaf en az filmieri denli çarpıcı bir kişiliğe sahip. Bu ufak tefek, esmer kadın alabildiğine güçlü, dircngen ve yırtıcı biri. Sürmeli gözleri insanın içine işliyor, minik elleri sürekli kıpır kıpır ve etkileyici. Yaptığı şcyi kavramanız için çırpınıyor; çalışmalarını uzun uzun anlatırken sözcükleriyle sizi büyülüyor. Yanm yamalak Ingilizcesiylc boğuşurken yeniyetme bir delikanhnınkini andıran sesi giderek yükscliyor. Makhmalbaf "Blackboards"un (Karatahta) tanıtımı amacıy la Londra'da. Bunun olağanüstü bir genç yönetmen tarafından kotanlmış, olağanüstü bjr film olduğu hemen hemen herkes tarafından kabul ediliyor. Film yönetmenin ikinci filmi olmasına karşın Makhmalbaf'ın akıl almaz olgunlukta genç bir film ökcsi olduğunu şimdidcn kanıtlıyor. Henüz 20 yaşında olan, çocuksu gülüşlü bu genç kadın kayak yapmak, yüzmek ve bisiklcte binmekten hoşlanıyor. Makhmalbaf, ilk filmi "The Apple" (Elma) gibi, son filminin senaryosunu da babasıy la ortaklaşa kaleme aldı. Kaçınılmaz olarak filmin babasının elınden çıktığı yönünde söylentiler olsa da Makhmalbafbunlara hiç kulak asmıyor. Ancak, bir sonraki filminde dc babasıyla birl iktc çalışıp çalışmayacağını bilmiyor. "Babam senaryoya katkıda bulunmak istcdi, ben de kabul ettim. Babam olduğu için bu isteğini geri çeviremezdim ya. Insan gençken bağımsız olmak istiyor. Ama ben o kadar da genç sayılmam. Şu anda kendimi 40 yaşındakı babamdan bile yaşlı hissediyorum. 90 yaşında gibiyim," diyor. "Blackboards" insanın soluğunu kcsen, belleğinde derin izler bırakan türdc bir film. Filmin öyküsü tran ve Irak arasındaki olağanüstü güzelliktcvebirokadartehlikelidağlarda,sırtlarında kara tahtalarıy la öğrencilerini arayan bir grup öğretmenle başlıyor. Konunun babasına ait olduğunu belirten Makhmalbaf, öyküyükendisiningeliştirdığıncdikkatçekiyor. Öykü iki öğretmenin gruptan ayrılmasıyla sürüyor. Reeboirgeçim kaynaklarını, tıpkı kcndisi gibi, sırtlannda taşıyan vc kcndilerine "katır" adı vcrilcn bir öbek dclikanlıyla karşılaşıyor. Bugcnçlersınırdankaçakmal taşıyorlar. Reeboironlaraboğaztokluğukarşılığındabirşeyleröğrctmeyıönerıyor. tkinci öğretmen Said ise yaşlı erkekler, bir kadın vc küçük bir çocuktan oluşan ve doğduklan topraklarda ölmek amacıyla Irak'a dönüş yapmakta olan bır grup Kürt mülteciyekatılıyor. Grup Said'in öğretmenlıkönerisinı geri çeviriyor, ancak smıra dek kılavuzluk etmesikarşılığındacevizveriyor. Filmin alabildiğine sevecen ve alışılmadık kimi sahneleri insanın belleğinde ycrediyor: İki gündür su dökmcdiğinden telaşa kapılan bir adamı işemesi için ikna ctmeyc çalışan iki yaşlı adam; aynı şeyi yapması için oğlunun üzcrine su püskürtcn anne; Irak 'ta savaş tutuklusu oğlundan gelen mektubu okuyamadığı için, samanları amaçsızca havaya fırlatan yaşlı adam. rt$ Makhmalbaf'ın filmi tranIrak sınınnda yeralan ve savaş sırasında Iraklılann Kürtleri sınırdışı ettiklcri Halaheh'de dört ayda çekildi. Hcr gün mayın tarlalarıyla burun buruna gelen ve filmde başrolü üstlencn iki profesyonel oyuncunun dışında, köy halkından oluşan 200 kişilik bir oyuncu kadrosundan yararlanmış. Çelişkiler içinde insanlann yaşamlarını konu alan film bir bclgeselden çok, simgeler, eğretilemelcr ve gerçeküstü öğelerlcbczenmiş. Şiddetinhiçeksikolmadığı filmin hemen hemen her anında patlayan silah ve helikoptcr sesleri yankılanıyor. Bir sahnesinde, sınıra yakuı bir yerde, Kürt mültecilerkimyasal silahlann saldınsınauğradıklan kanısına kapılıp kcndilcrinı yerden yere atıyorlar. Omuz hizasında tutulan kamera dağlarda dolaşan, acı ve sevinçleri ka yıtsızlıkla yaşayan bu insanlar arasmda gezi nerek izlcyiciye alabildiğine güzel, ancak bir o denli tehlikcli bu dünyayı bir mültccinın gözündcn aktarmaya çalışıyor. Makhmalbaf kalın pamukludan dokunmuş kara çarşaflanna sımsıkı sannmış. Başka gazetecilerle yaptığı söyleşilerde blucin giyen genç kadın, Tahran sokaklannda hiç de yadırganmayan, çok daha geleneksel giysilere bürünmüş. Bunun nedeni belki de uça
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear