Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURÎYET DERGİ Otuzyıl öııceki Arnavutköy sahillerL. Fotoğraf İSTANBUL KİTABINDAN Önce çilekler bozuldu Ö BURCU KARAÇAM | ğer tabiat bilinçli olarak yeryüzünde insanlann yaşaması için elverişli köşeleryaratmışI sa; dünyada Arnavutköy kadar üstün nitelikleri olan bir yere çok az rastlanır. Boğaz'ın diğer yerlerinde bile Arnavutköy'un eşsiz konumu ve manzarasım görmek mümkün değildir." Orhan Türker, "Bir Boğaziçi Hikâyesi/Mega Revma'dan Arnavutköy'e" adlı kitabında Arnavutköy'ü Yunanlı yazar SkarlatosVizantios'danyaptığıbirahntıylaböyle anlatıyor. 1500 yıl öncesinin tarihinden izler taşıyan Arnavutköy, Avrupa yakasında bulunan en güzel köylerden biri olarak tanmırmış. Rum halkı, lezzetli küçük midyeleri, ahşap evleri, yalılan, ayazma ve kiliseleri, camisi, sahil gazinolan, meyhane ve tavernalan, kokulu çileğiy le ünlüyrnüş. Geçen zaman içinde farklı isimlerle anılmış. Estie, Anaplo, Mihalion, Mega Revma ve şimdilerde Arnavutköy. Kuruçeşme ve Akıntı Burnu arasında yer alan bu sahil köyü, Estie'den Arnavutköy'e uzanan yolda pek çok hikâyeye tanık olmuş. Yuzlerce Rum, Ermeni, Musevi ve Yahudi'ye ev sahipliği yapmış. Yörenin ilk halkını Megara ve Argos'tan gelen Yunanhlar oluşturmuş. Fatih Sultan Mehmet Arnavutluk'a egemen olduktan sonra oradan getirilen birçok aile eski Arnavutköy'e yerleştirilmiş. 17. yy'da Yahudileri, 18. yy'dan sonra da Ermenileri banndırmış. Köyün Arnavutköy adını ne zaman ve neden aldığı bilinmiyor. Rivayetlerden biri Arnavutlann köye yerleşmiş olması. özellikle Mega Revma olarak anıldığı dönemde Arnavutköy halkmın çoğunluğunu Rumlar oluşturuyormuş (Mega Revma, Rumca "Büyük Akıntı" anlamına geliyor). Onlar balıkçılık ve kayıkçılıkla uğraşırlarmış. Tutulanbalıklar"PazarKayığı" adı verilen kayıklarla taşınır ve Istanbul'a satıhrmış. Çoğunluğu Rumlara ait olan meyhanelerde yanıbaşlanndakı denizden çıkanlarak satılan taze balıklara; midye dolması ve mezeler eşlik edermiş. Bugün ne pazar kayıklan ne de Rum balıkçıları ve meyhaneleri var. Sahildeki meyhanelerin yerini çok sayıdacafebaralmış. Rum balıkçılann mesleğini ise Estie, Mihalion ve Mega Revma... Bugünün Arnavutköy'ü eskiden bu isimlerle anılırmış. Yangın ve 67 Eylül olaylannın ardından hem insanlan hem de görünümü değişmiş Arnavutköy'ün. Bugün Rum ilkokulunda topu topu 6 çocuk okuyor. Bir de tabii çilek konusu var... Son yülardtt semte bir de kazıklı yol ektendL Arnavutköylügençleryapıyorartık. Budeğişimc rağmen Boğaz'ın canlı bir eğlence merkezi olmay ı sürdürüyor. Boğaz' ın mavi sularını kucaklayan yalılar yıllar sonra tüm ihtişamıyla ayakta. Arka sokaklann tarih kokan ahşap evleri, Mega Revma dönemindeki yaşamın son kahntılan. Rumlann yaşadığı dönemden bugüne, Arnavutköy 'deki yaşama tanıklık edenlerle konuşmak istiyoruz. Taksiarhis Kilisesi'nin hemen karşısındaki muhtarlık binası gözümüze çarpıyor. lki kath, pembe boyalı, küçük bir bina. Içeriye giriyoruz. Muhtaryardımcısı Sedef trteş gülümseyerek karşıhyor bizi.YanındaeskimuhtarYılmazGüven'in eşi olduğunu sonradan öğrendiğimiz Semiya Hanım oturuyor. Duvarda asılı olan büyük fotoğraf dikkatimizi çekiyor. Altında ö. Yılmaz Güven yazısı var. Merakımızı fark eden Sedef Hanım anlatıyor: "Yılmaz Bey 1990 yılından beri mahallemizin muhtanydı. Onu bir süre önce kaybettik. Kendısıni semte adamıştı." Semiya Hanım biraz hüzün biraz gururla dinliyor anlatılanları. 30 yıldır Arnavutköy'de oturuyormuş. Semtte yaşayan Rum nüfusuyla ilgili bilgi istiyoruz. Sedef Hanım"Eskiden Arnavutköy'ün Rumlann köyü olduğu ve senelerce buradayaşadıklanbılıniyor. Şimdiisesayılançokaz.BuradaRumyaşıyordenilemez." Bir dönem semtte yaşayan 6 binden fazla Rum; 67 Eylül Olaylan, 1964 Kararnamesi, 1974 Kıbns Olaylan nedcniyle Yunanistan'a ve Istanbul 'un diğer semtlerine göç etmiş. Evliya Çelebi 'nin "Ekmeğinin ve peksimedininbeyaz, Yahudilerinin sahibi zevk ve ehli saz, Rum Hıristiyanlannın kavmii laz, cemaati müslimin gayet az" diye söz ettiği Arnavutköy'de 5060 Rum kalmış. Arnavutköy'ün evleri, sokaklan Mega Revma dönemini anımsatır gibi. Değişmiş olan sadece kimlikler. Rumlann yoğun olarakyaşadığı günlerçok gerilerde kalmış. Bugünü yaşatan, bugüne anlam katan; Arnavutköy halkınınbirbiriyle olan sıcakilişkisi. Bu sıcaklık semtin her köşesinde hissettiriyor kendini. Bazen ihtiyar bir Rum 'da hayat buluyor, bazen sahildeki balıkçıda, bazen de sokakta oynayan küçük bir çocukta. "45 yaşındayım ve 40 yıldır Arnavutköy'de yaşıyoruz. Çocukluğum, gençliğim insanlann birbiriyle çok iyi ilişkiler içinde olduğu sıcak bir ortamdageçti. Rumnüfusunun yoğun olduğu dönemlerdi. Çok güzel bir kültür vardı burada. Dostluklar, ahbaplıklar içtendi. Bugün olduğu gibi insanlann çoğu birbirini tanırdı. Arnavutköy bazı eksiklerle buhavayı bugün dekorumayaçalışıyor." Semiya Hanım söze giriyor: "Rumlar dost insanlardı. Bir acın olduğu zaman ilk onlar paylaşırdı.Sabahkahveleri,çaylanmeşhurdu. Nefis hakkına çok önem verirlerdi. Çilek zamanı, incir zamanı tatlılar yapıldığında bütün komşulara gönderilirdi." Küçük çarşısı, esnafı, sahili, balıkçılan, samimi insanlanyla köy havasında olan semtin Mega Revma dönemindeki en önemli özelliklerindenbirideancak 1960'larakadaryetiştirilebilen ünlü çileği. Arnavutköy'ün bütün lstanbul 'da sevilen bu hoş kokulu çileği ilk kez 19. yy'da Ipsilanti ailesi tarafından üretilmiş. Zamanla baglar ortadan kalkmış. ve onlann yerini çilek tarlalan almış. Osman• lı çileği adı da verilen çileğin özclliği küçük, açık pembe renkli ve kokulu olmasıymış. çilek zamanı gelince tarlalardan toplanan çilekler küçük sepetlere konulur ve Arnavutköy Meydam'nda toplanırmış. Tarlalardan ve meydandan bütün Arnavutköy'e çilek kokulan yayıhrmış. Betonlaşmanedeniyleyok olmuş ama lezzeti unutulmamış. Muhtarlıktan aynldıktan sonra îstanbul'un değişik semtlerinden gelen müşteri