Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
28 MAYIS 2000. SAYI 740 rakıp kendini radyoya verdi. O yülarda dünyanın hiçbir yerinde gelişmiş bir radyo istasyonu yoktu. 1926 yılında dünya çapındaki radyo istasyonlannın toplam gücü 116 kw idi. Bu girişimin sonunda Ankara ve tstanbul 'da güçlü vericilerle kurulan iki radyo istasyonu Avrupa'nın her yerinden dinlcncbilecekti. tstanbul'da Hasdal'a, Ankara 'da Telsizler'e kurultnası kararlaştınlan istasyonlann yapımı iki yıl sürdü. Rasih Nuri 1leri o günlerde nasıl radyo dinlendiğini anlatırken tellerden, oda dolusu aletten, adamakıllı tertibat ve çanak şeklinde hoparlörden sözediyor... "Kulakhkla dinlenen şekliyle îstanbul radyosunun ilk yayınını hatırhyorum. Büyuk bir heyecanla ilk yayını dinlemeye uğraştık. Birtakım cızırtılar gelmeye başladığı vakit, havalara uçtuk sevincimizden, ses geliyordiye..." Türk Telsiz A. Ş. Adıyla kurulan şirket radyo yaymı yapma tekelini eline almıştı. Fikirbabası Sedat Nuri tleri de şirketin ortağı ve murahhas azasıydı. Şirketin en büyük payı î ş Bankası adına umum müdür Celal Bayar adınaydı. Yayıncıhğın zarar etmemesi için abone sayısını artırmak ve radyo satışını özendirmek gerekiyordu. Hatta bu dönem çıkartılan telsiz dergisinde beş kupon getirene bir radyo vaat edilmişti. PTT, şirkete Sirkeci 'deki Büyük Postane 'nin üst katında yer gösterdi. Gösterilen mekan han odası gibi bir yerdi. Akustiği sağlamak için duvarlar kat kat kumaşla kaplandı, yere halılar serildi, ortaya ayaklı bir mikrofon, çevresine de sandalyeler dizildi. Ama dınleyicinin de eğitilmesigerekliydi. HayrettinHayredenbunada bir çözüm düşünmüştü. tstanbul'da radyo makinesi kullanabilecek, komşusunun antenini çekecek elemanlar yetiştırmek için dersler vermeye başladı. Bu derslere katılım büyüktü. Birbuçukaylıkkurslarlakadınerkek çok sayıda insan eği tildi. GenelkabulgörmüşbirtarihleTürkiye'de radyo yayıncılığı (deneme yayınlan dışında) 6 Mayıs 1927'de başladı. Radyo ile Amerika da yakından ilgileniyordu. ABD'nin Îstanbul Başkonsolosu tarafından hazırlanmış ve 27 Mayıs 1927'de postalanmış bir raporda şöyledeniyordu: "Yayın stüdyosu Amerika'da kurulan stüdyo ile aynı çizgideydi. Şöyle ki, içinde mikrofon bulunan ve ses geçirmeyen bir oda ile ona bağlı yayını güçlendiren ve Osmaniye 'deki (Hasdal) başka bir oda." Raporda yer alan bilgilere göre, programlar istenen düzeyde değil, taklide yönelikti; basmın radyo yayınına pek ilgi göstermediği, okuma yaz //* radyonun ilk spikeri S. G. Evrenoz... Spiker Altın Soylu radyo naklen yayın arabasımn önünde. Dünyada radyoculuk 1920'de başladı. O yıllarda dünyanın hiçbir yerinde gelişmiş radyo istasyonlan yoktu. îstanbul'da Hasdal'a, Ankara'da Telsizler'e kurulan vericiler oldukça kuvvetliydi. Yayınlar ise müzik ağırlıklıydı. ma oranı düşük rutucu kesiminde radyoyu gâvuricadısaydığı belirtilmişti. Türk Telsiz Telefon Şirketi radyo yayınlannı dinletmek için büyük çaba harcadı. Büyük Postane 'nin kapılarının üzerine hoparİörler konuyor, yayın böy lece dışanya veriliyordu. Yayınlar müzik ağırlıklıydı. Arada borsa ve ajans haberlerine de yer veriliyordu. Radyo sanatçıları bir arada: Sevim Tuna, Zeki Müren, Mediha Şen, Emel Sayın... Yayın üç günle sınırlıydı. İlk spiker Sadullah Gazi Evrenoz Bey'di. Radyonun ilk sanatçılarından Mesut Cemil Almanya'da tahsilini tamamlayıp Türkiye'ye döndüğünde, 1920'li yıllar Almanyasında dikkatini çeken radyonun tstanbul'da da kurulduğunu öğrenmişti: "Birgün bestekâr Giriftzen Asım Bey' in oğlu Musa Sürey ya Bey'le karşılaştım. Yeni kurulan radyonun müzik işleri ile meşgul oluyormuş. Beni radyoda çalmaya davet etti. Böylece postane üzerindeki stüdyoya ilk adımımı attım. lşte o gün bugündür stüdyodan çıkamadım ve bir günüm bile mikrofondan ayn geçmedi. Hele bir ara spiker Sadullah Evrenoz Bey aynlınca tam 11 yıl, Pazar, bayram dahil, tek spi» arkadaşların katıldığı geniş bir yayın komitesi oluşturduk. Ancak her kafadan değişik sesler çıkmağa başladı. Toplantılarda "havanda su dövmekten öte" gidilemiyordu. En iyisi bir yürütme komitesi oluşturmak ve yapılacak işler hakkında görevlendirmelerde bulunmaktı. Içınde benim de bulunduğum, Müdür Yardımcısı Nail Ekici ve Profesör Özden Cankaya'dan oluşan üç kişilik bir yayın komitesi kurduk Bu komitenin resmi bir yanı yoktu. Tamamen amatör bir komiteydi. 1998 yılında îstanbul Radyosu olarak Cumhuriyetimizin 75. yıl kutlamalarına kendi sanatçı kaynağımızla katılmış ve halkın ayağına giderek konseıier vermiştik. Bu konserleri naklen yayın arabamızla kaydetmiş ve daha sonra Tatil Sabahı uzel Eğlence Programı'nda yayımlamıştık. Bu kitap işinin de 1999 yılı etkinliği olmasını planlamıştık. Çünkü îstanbul Radyosu'nun Harbiye'deki Radyoevi binasından düzenli radyo yayınlarına başlamasının 50. yılı idi. Çalışmalara başladığımızda kitabın adı bile yoktu. Kısaca "Anı Kitap" demiştik. Anı kitap aşağı, anı kitap yukarı..Anılan ve anı resimleri toplamaya başladık ama, bu iş göründüğü kadar kolay olmuyordu. Hele yazma konusundaki tembelliğimiz dikkate ahnacak olursa, işimiz oldukça "yokuş"tu. Hiç kimseye bir ayrıcalık tanımadık. Radyoda görev yapmış, yayıncılığa hizmeti dokunmuş ulaşabildiğimiz herkese mektup yazdık. Onlardan birer vesikalık fotoğraf, özgeçmiş, anılar ve anı fotoğraflar istedik. Kısa süre sonra istediğimiz belgeler gelmeye başladı. Kimisi özgeçmişini ve bir anısını, kimisi birkaç anısını, içine resimlerini de koyarak bize göndermeye başlamıştı. Kimisi de aile albümlerini getirerek bize yardımcı olmaya çalıştı. Bunu yapanlar daha çok eski yayıncılar, eski sanatçılardı. Bu tamamen amatörce ve güvene dayanan bir kampanya olmuştu. Hiç kimseyi zorlamadık. Hatta aralannda anılarını yazamayacaklarını, ancak anlatabileceklerıni söyleyenler çıktı. Biz onları stüdyomuza çağırdık ve seslerini <•" Istanbul Radyosu Müdürü Ayhan Dinç, yaşayan ilk spikerlerden Selahattin Küçük ile...