Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURlYET DERGİ birçok örnek var. Yalancı şahit Marino, "arabayı sokağın sağınapark etmiştim derken ", hukim, "Hayır oğlum bak iyi düşün sen onu solapark etmişsindir." diyebiliyor ve bu böylece unutulup gidiyor. Nurettin Şen: Marino aslında birhukuki keşif oyunudur. Savcı keşfe gider. Olay yerine gidilir ve olay tüm ayrıntısıyla tespit edilir. Kim nereden geldi, nerede durdu, nereden ateş etti, ne tarafa kaçtı, hepsi aynen tatbik edilir. Dario bunuyapmış aslında. Dario bu oyununu tamamen mahkeme tutanaklanndan alıyor, kayda geçiriyor. Diyelim ki bir fail ismi verilmiş. Bir kadın. Bukadın, olayın olduğu anda kilometrelerce uzaktaki bir hastanede doğum yapıyor. Hastanede kayıt var. Bu da devlet kayıtlannda. Ama bu devlet kayıtları hasıraltı ediliyor. Füsun Demirel: Yaa...Susurluk nedir ki işte, aynı. Nurettin Şen: Tıpkı Doğan ö z davasında olduğu gibi, tıpkı lpekçi cinayetinde yaşandığı gibi.. .Bunlar oyunlaştınlabilmeli. Doğan öz 'ün, Cevat Yurdakul'un, tpekçi'nin cinayetlerinin oyunlaştmlması, anma tb'renleriyapmaktan daha anlamlu.. Nurettin Şen: Yani Sayın Elkatmış'ın, Avundukluoğlu'nun, Sayın Fikri Sağlar'ın bulunduklan komisyonlan alıp getirsinler, bunlann hepsi birer Dario Fo oyunudur. Yazar, çekilmez, taşınmaz olan hayatı, o noktaTürkiye 'de Dario Fo oyunları çok sevildL Seyirci Ayşe ile Ahmet 7 izler gibi izledi Franca Rame ile birlikte yarattığı karakterleri.. lannda sanatsal dokunuşla, taşınabilir, yaşanabilir, nefes aldınrhale getiriyor. Yani yaşa. "A mın değişebilirliğini anlatıyor. Füsun Demirel: Bu yaşanan durumlar Marino'yu Ahmet, Mehmet yap, Allah Alş+ sanki Türkiye'degeçiyormuşçasına ya örnek olarak sunmak istedik. öylesine grotesk, öylesine absürd ki, yaşamkıngeldi. Türkiye 'deAkdeniz kanı, kültürlerinya lah, evet, bu gerçekten bizim ülkemizde geda böyle şeylerin gerçek olabileceğine inaçıyor galiba diyebilirsin. Nurettin Şen: 10 yıl, 20 yıl geriye gittiği kmlığıgibi unsurların yani sıra, Dario Fo nası gelmiyor. Bu grotesk durumu iftıde etMarino'da anlatüanlar bana I979'da mizde ülkemizde yüzlerce "Marino" hikâye oyunları gerçekten çok sevildL Bu, birazda si var. Marino işte buna bir örnekti. Türki siyasigeçmişimizle onlarınkiarasında bir Adana 'da öldürülen Emniyet Müdürü Ce meye çalışan sanatçının durumu öyle zorki. vat Yurdakul 'u ammsattu Fo, sistemin için Hangi noktadayken müdahale eidlecek? ye'deki yazarlar, tiyatro adamları, Türki paralellik kurulduğu için belkide... ye 'de olmuş, kendilerine sıcak gelen, yaşaFüsun Demirel: Tabii, tekstlerine salt ti dekisıradanmışgibigö'rünenabsürdlükle Çünkü sanatçı bu ülkede yaşananlara yetişedıklan öylesi hikâyeleri yazar, onu oynarlar. yatro oyunu gibi bakamıyoruz. Çünkü söyle riortaya çıkarıp onlaraparmak basıyor. Se mez oldu. Dario Fo da bu grotesk durumlan diği şeyler Türkiye gerçeği ile o kadar örtü yirciye bu gibi olaylara ahşmamasıgerekti ironik bir dille sunuyor. Hep bellek tazeleFüsun Demirel: Bu oyun yargının nasıl şüyorki! Oyundaki isimleri değiştir, mesela, ğini anımsatıyor. Aslında Marino 'da öyle meye çalışıyor. Hatırlatma. Hep hatırlatma... istismar edildiğini anlatıyor. Biz de bunu bir 50 YILDIR BERABERLER... Dario Fo (d. 1926) 1945 yılında mimarlık eğitimini yarıda bırakıp tiyatrolann dekor yapımı işlerinde hayatını kazanmaya başlar. Küçük yaştan beri gezginci öykü anlatıcısı (meddah) dedesinden çok etkilenir. Onun hikâyeleriyle büyür. 1951 yılında varyete tiyatrolarında işe başlar. Gezginci oyuncu topluluklarıyla gittiği yeıierde revülere çıkar, skeçlerde oynar. Fo, arkadaşlarının evinde Franca'nın fotoğrafını görür görmez âşık olur. Franca, Rame'lerin iki yüz yıllık gezginci topluluk geleneğinden gelen, peşinde erkeklerin eksik olmadığı, güzelliğinin namı bütün Italya'yı dolaşmış bir oyuncudur. 1950'de Franca, ailesinin tiyatrosundan aynlır dram ve varyete tiyatrolarında çalışmaya başlar. 19511952 yıllarında ikisi aynı toplulukta buluşur. Dario umutsuzdur. "Kaç buradan, arkana bakmadan kaç!" der kendi kendine. Kadınların ilgisini çekmek için taklalar, parendeler atar. Ve Franca'nın gönlünü çalmayı başarır. Soytarılık yaptığı tiyatronun primadonnası Franca, bir gün Dario'yu kuliste yakalar ve gizlice öpüverir. Dario havada taklalar atar. Bir süre sonra da evlenirler. 1954'te çift kendi tiyatrosunu kurar. Artan baskılar ve sansürler nedeniyle 1967'de Franca'nın da üyesi olduğu Italyan Komünist Partisi ile bağları olan Nuova Seena adlı topluluğu kurarlar. Partinin her zaman destekçisi olurlar. Dario hiçbir zaman parti üyesi olmaz. 1967'de Sovyetler Biıiiği'nin Çekoslovakya'yı işgalini protesto eder, Sovyetler'deki tüm oyunlarını ve yazaıiık haklannı geri çeker. Sosyalist bloku ülkeleri de Fo oyunlarını sahneden kaldınrlar. 1970'te La Commune tiyatrosunu kurup geniş işçi kesimlerine seslenen oyunlar oynarlar. Güncel olaylardan yola çıkarak, Italyan işçi hareketi, Şili Devrimi, Filistin, siyasal terör, resmi işkence gibi konuları ele alırlar. Fo, sadece yazar, oyuncu, yönetmen değil aynı zamanda bir tiyatro eylemcisidir. Oyunlanna krtleler gelir. Çok büyük alanlarda, spor salonlannda, hangarlarda, meydanlarda oynarlar. Her oyunda seyircisi binleri aşar. Artan toplumsal hareketlilik içinde "halkın soytansı" olmayı seçerler.. "Dünyadaki haksızlıklar surdükçe soytanlara, meddahlara çok iş düşecektir. Oyunlanmdaki krallan, karşıma çıkan sözde demokratlara tercih ederim. Çünkü krallann kim olduğunu, ne olduğunu ve nerede olduğunu bilirsin. Ya sözde demokratlann? Kendilerini yaratıcı sanan yanm akıllılar, seçkin görgüsüzler tarih boyunca paranın, şöhmtin soytansı olmuşlardır. Ben halkın soytansı olmayı seçtim..." Insanlığa karşı işlenmiş suçları gülmece yoluyla halka sunan, gündemi sürekli yakalayıp halk tiyatrosu geleneğini bu günlere taşırken baskılara, işkencelere, yasaklanmalara göğüs gererler. 1997'de "Ortaçağ soytanlarına özgü bir şekilde egemen güçleri iğnelemesinden ve sokaktaki insanın onurunu yüceltmesinden ötürü..." Nobel Edebiyat ödülü'nü alır. Konuşmasında insan hakları ihlallerinden söz ederken Sıvas katliamını da hatıriatır. Şu sıralarda Dario FoFranca Rame'nin 4 oyunu oynanıyor. Son olarak Pendik'te sergilenecek olan Kadın Oyunları ise Pendik llçe Kaymakamlığı'nca yasaklandı. <•• Ankara Devlet Tiyatrosu "Kadın Oyunları Hepimizin Öyküsü Aynı" <•• Istanbul Devlet Tiyatrosu "Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü" <•" Tiyatro Fora "Klakson, Borazan ve Bırtlar" « Sadri Alışık Tiyatrosu "Stradan Bir Franca Rame, Nobel Edebiyat Ödülü 'nü alan Dario Fo'yu kucakhyor. (1997) Gün". 4