Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
19 MART 2000. SAY1 730 C ate Blanchett' in öğrencisi olduğu Melbourne'deki okulun yakınlannda bir kule vardı. Kule, perili olduğu gerekçesiyle kapatılmış, öğrencilerin oraya girmeleri yasaklanmıştı. Söylentilere bakıhrsa kulede, orada ölen bir genç kızın hayaleti dolaşmaktaydı. Blanchett, "Sanınm adı Nelly idi," diyor ve "Kendisini astı mı, yoksa pencereden mi atladı, tam olarak bılemiyorum," diye ekliyor. Blanchettfirsatbuldukça "oraya gizlice sızıp hortlağı görmeye" çalışır, amabunubirtürlü başaramazdı. Bu, 29 yaşındaki oyuncunun hayaletlerin büyüsüne tek kapıhşı değildi; daha sonra da çok kez bu büyüye kapılacakta. Blanchett' in doğaüstü güçlere duyduğu ilginin ardında henüz on yaşındayken babasını yitirmesi yatıyordu. Büyük bir içtenlikle, "Oldum olası perili bir evde yaşamak istedim. Babamın hayaletinin her an karşıma çıkabileceği düşüncesi bende bir saplantıya dönüşmüştü," diyor. Blanchett beş yıl öncesine dek babasıyla sokakta ansızın göz göze geldiklerini, ancak arkasını döner dönmez yok olduğunu dile getiriyor. Bir süre reklam dalında çal ışmasına ve casuslukla hiçbir ilgisi olmamasına karşm şöyle diyordu: "Onu CIA'nın ahp götürdüğünden adım gibi emindim. Bana kalırsa, her şey onun Amerikalı olmasından kaynaklanıyordu. Bu yüzden çocukluğum da sıradışıydı. CIA'dan birilerini tanıyorsanız, onlara babamı geri vermelerini söyleyin." Blanchett Sydney'de tiyatro eğitimi gördüğu sırada arkadaşlanyla ortaklaşa paylaştıkları bir evde yaşıyordu. Bir gün bir genç kızın onun kaldığı odada öldürüldüğünü keşfetti. O gece televizyonda "Avustralya'nın En Çok Arananlan" dizisini izliyordu. Dizide cinayet yeniden canlandmhyordurYatağıbenimkinin olduğu yerdeydi.Bunun uzerine diziyi izlemekten vazgeçtim. Bir arkadaşım kızın hayaletiy le konuşmay ı deneyeceğini söyledi. Gecenin ortasında korkunç bir görüntü oluşturacağını sanıyordu. Ama bunu hiç başaramadı. Derken bir gün evde tek başınayken birisinin adını fısıldadığını duydu: "Hüzünlü bir sesti." Cate Blanchett "Elizabeth" filmiyleyaşamında yeni bir çığır açacak rolü üstlendiğinde hayaletlerin peşinde koşmak zorundaydı. 16. yüzyılda yaşayan ünlü tngılız kralıçesıni kendisinden önce Bette Davıs ve Glenda Jackson' ın yanı sıra daha başka yeteneklı sanatçılar da canlandırmışlardı. Ancak adını ilk kez "Paradise Roald" ve "Oscar and Lucinda" gibi pek yankı uyandırmayan filmlerleduyuran Blanchett cınselliklekınlganlık ve gücü harmanladığı, Oscar heykelciğine aday gösterildiği olağanüstü oyunuyla bu role damgasını vurmayı başardı. Senaryo yazan kocası Andrew Upton ile birlikte Londra'da geçıci olarak tuttukları evin içinde dolanıp dururken bu pürüzsüz tenli zarif sanşın kadınla "Oscar and Lucinda" filmindeki o dik kafalı kadının, ya da "Elizabeth" filmindeki kızıl saçlı ateşli kadının aynı insan olduğuna insanın inanası gelmiyor. "tşin gizi peruklarda," diyerek, tıpkı bir bukalemun gibi, her kalıba girebilen ve sıklıkla Meryl Streep'in oyunuyla kıyaslanan oyunculuk yeteneğini hiçe sayıyor. Ülkedaşı ve "Elizabeth" filminde oyun arkadaşı Geofrrey Rush onun bu kendisini hiçe sayan alçakgönüllülüğünün Avustralya'ya özgübirhuy olduğunu belırtiyorve "Kültürümüzbizekibirli olmamayı öğrctir. Helebir alçakgönüllü olmayagörelim, bizi mahvederler," diyor. "Elizabeth" fılmınin çekimi Blanchett için son derece zorlu bir deney ım oldu. Güç olan yalnızca rol gereğı gündc ıkı üç saatın makyaja ayrılması değıldı; Blanchett yenı evliydi ve filmin Ingiltere'de çekilmesi demek kocasından yaklaşık dört ay ayn kalması demekti: Savaşa gider gibi, buruk bir şeydi... Sette gerek daha önce birlikte çahştığı Rush, gerekse yönetmen Shekhar Kapur ona destek oldular. Blanchett, Kapur'dan söz ederken, "Oyuncu olarak birlikte çalışırken çok verimli olabildiğim biri. Yönetmenin benden çok şey istemesi hoşuma gider. Ama bana tam tamına ne yapacağım söylendiğinde de biraz bozulduğumu söylemeliyim. Bir rolü tümden benimseyebilmem için o karakterin derisini gerip içine girmeliyım," diyor. Bir kadın oyuncunun başansının onun fiziksel varlığına dayandınlması Blanchett'i korkunç öfkelendiriyor. "Bir kadın olağanüstü bir oyun sergilediğinde bunun' göz kamaştıncı' sözcüğüne indirgenmesi beni çileden çıkanyor. Kate Winslet' in' Hideous Kinky' filmindeki oyunuyla ilgili bir eleştiri okumuştum. Yazıda onun büyüleyici olduğu belirtiliyor, ama oyunculuğundan tek bir söz büeedilmiyordu." Blanchett önümüzdeki ilkyaz gösterime girecek olan "Pushing Tin" filminde bir kez daha değişimden geçti. John Cusack ve Billy Bob Thornton'un da oynadıklan, Mike Newell tarafından yönetilen (Dört Düğün Bir Cenaze) güldürü türündeki filmde Blanchett canlandırdığı alışveriş düşkünükadınla Elizabeth'in soylu görkeminden çok uzak bir kişiliğiyansıtıyor. "Çokkeyifliydi. Bedenimı sımsıkı saran pantolonlar giyiyor, altın takılar takıp takıştınyordum." Newell onu DollyParton'abenzetirkentepedentırnağa haklı. Blanchett de, "Kocaman göğüslü olmak harika bir şeydi. Şu göğüsleri büyük gösteren sutyenlerden takıyordum," diyor. Blanchett oyunculuk mesleğine atümadan önce, Melbourne Üniversitesi' nde güzel sanatlar ve ekonomi eğitimi gördü. Bir öğrenci tiyatro grubuna katıldığında ekonomi notlan da düşüşe geçti. Kafasını toparlamak üzere on sekızindeyken her şeye ara verip yolculuğa çıktı. "O zamanlar oyunculuğun bir kız için pek de mantıklı bir meslek olmayacağını düşünüyordum. Bu yüzden oyunculuktan uzaklaştım" diyor. Kahire'de aynı ucuz otelde kalan biri Blanchctt'e bir filmde figüran olmak isteyip istemediğini sordu. Ertesı gün genç kadın kendisini Mısırhbirboksöreyenılen Amerikalı bir boksörü alkışlayan kalabalık bir sahnenın ortasında buldu. "Sankı 20'lcnn sessiz fılmlerinde gıbıydi. Yönetmenin elinde, üzerinde îngilızce 'Yönetmen' yazan bir megafon vardı." Neresınden bakarsanız, sınemayla pek de iç açıcı olmayan bir tanışmaydı. "Ücret çok düşüktü ve yaptıklanm çoksıkıcıydı.ÜstelikalkıştutmadaMısırlılar bizden o kadar iyiydilerki, sonunda oradançekipgittim." Cate, J. Fiennes'le "Elizabeth"filminde... kestirerek 1997 yılında çektiği "Paradise Road" filminde Glenn Close ve Frances McDormand ile birlikte oynattı. "O zaman arenanın genişlemekte olduğunun ayırdına vardım." Rush şimdilerde Blanchett'in içinde bulunduğu konumu çok iyi biliyor. Ne var ki, birkaç yıl önce "Shine" filmiyle en iyi erkek oyuncu Oscar'ını alan yıldız Blanchett'e "Keyfini çıkart," demekten başka bir öğütte bulunmaktan kaçınıyor. En azından şımdilik Blanchett bu konumunun keyfıni çıkarmakta bile zorluk çekiyor. Oç aydır kendisinden söz eden yıldız bundan artık sıkılmış görünüyor. Şimdi yeniden işe dönmeyi dört gözle bekliyor. Blanchett önümüzdeki ilkyaz David Hare'in "Plenty" adlı oyunundan uyarlanan bir filmde oynayacak. Son çevirdiği iki filmden biri, Oscar Wilde'ın bir yapıtından uyarlanan ve Minney Driver ile Rupert Everett' in de oynadıklan "An Ideal Husband". tkincisi ise, senaryosunuçok ödüllü "Ingiliz Hasta" filminden tanıdığımız Anthony M ınghella' nın kaleme aldığı "The Talented Mr. Ripley". Blanchett, "Bu yıl doyurucu senaryolar ve iyi yönetmenlerle çalışmaya kararlıydım. Üstlendiğim roller ahım şahım roller değildi, ama benim ilgimi çeken türdeydiler. Bu işte her zaman alabıldiğinsürece al ilkesi egemen, ama her şeyi yemek istemiyorsunuz. Bence işler oldukçayolunda gitti," diyor. Gerçekten de, öylesine yolundaki, Blanchett başannın gözkamaştıncılığını tıpkı geçmişte peşinde koştuğu hayaletler gibi doğaüstü bir şeymiş gibi algıhyor. Şimdi yalnızca ünlü tasanmcıların elinden çıkan giysilere sahip olmakla kalmayıp, kendisine çeşit çeşit armağanlar da yağıyor. Örneğin, birisi onaNoel içinbirçiftPradakayaktakımıarmağan etmiş. Blanchett, "Avustralya'nın kızgın sıcağında onlarla ne yapacağımı pek bilemiyorum. Dolaba atıp saklanacaklar," diyor. Dahası, eskiden Los Angeles'a gittiğinde taksi makbuzlannı saklamak zorunda olan yıldızın artık kapısında bir araba bekliyor. Blanchett Hollywood'unbuiyiliksever mafya ailesi yönünü çok gülünç bulduğunu belirtiyor. ^ ÇevirenıRİTA URGAN Ben o kişi değllim... Yıne de, Blanchett ülkesıne dönünce üniversiteyi terk ederek Sydney Ulusal Tiyatro Enstitüsü' ne yazıldı. 1992 'de mezun olunca iyiden iyiye tiyatroya odaklandı; Mamet ve Shakespeare gibi yazarlann oyunlannda rol alarak çok sayıda ödül kazandı. Mamet'in "Oleanna" adlı yapıtında Blanchett ile birlikte cinsel tacızle suçlanan öğretmcn rolünde oynayan Rush, onu oyundan sonra gözü dönmüş izleyicilerden korumaya çalıştığını hiç unutmuyor. "Blanchett gözlerinı oymak isteyen izleyici lere masum bir bakış atarak, ' Ben yalnızca bir oyuncuyum, o gördüğünüz kişi değilim,' derdi," diyerek o günlen anımsıyor. Bu da onun oyun yeteneğı konusunda bırazfıkırveriyor. Blanchett bırara televizyona daelattı. Kısabırtelcvızyonfılmininçekımlcnsırasında yönetmen Bruce Beresford onu gözüne Blanchett. tı/ıliı ohııuıtm keyfini çıkarmakta zorlanıyor...