Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Çernobü sonrasında pek çok hastalık çıktı, özellikle de çocuklarda Akkuyulular, nükleer santralyapümasına karşuar, çünkü ÇernobU'i biliyorlar... Türkiye Çernobü olmasın « 1. Sayfanın devamı • bir iki yıl içinde üç santralı kapatmıştır. Bizde halkın eleştirisine ve Elektrik Mühendisleri Odalan ve çokça kuruluşun eleştirmesine rağmen neden ısrar edilmektedir, kimin işine yarayacaktır?.. Bu konulara girmeden, kısaca nükleer enerjinin tarihçesıne bakalım. 1950'lerin sonuna doğru, Sıhhiye'de bir parkta oldukça etkili ve modern bir şekilde, Amerikan hükümeti tarafından hazırlanmış Atom Çağı adlı bir sergiyı gezmiştim. Artık atomçağınagirmiştik, nükleer enerjiinsanlığa hizmet edecekti. Sorulduğunda her çocuk, hemen, atom mühendısi olacağım diyordu. O zaman gençtik, ufkumuz, lisanımız, bilgimiz, kaynağımızazdı, yeni devirc heyecanla bakıyorduk. Amerikalılann tanıtımı da kusursuzdu, zaten halkla ilişkilerde onlannüstüneyoktu. Esasmdasoğuksavaş bütün gücüyle başlamıştı. Yine Amerika'da nükleer bilimin öncüleri, atom bombasının yaratıcıları insanlığı ciddi bir şekilde uyarmıştı. Oppenheımer, Hindistantannlanndan alıntı yaparak insanlığı saracak alev parçası konusunda uyanyor, eleştirileri yüzünden atom bombasının babasının güvenilirlik lisansı FBI tarafından kaldınlıyordu. Einstein ise politikacılann bu yeni bilim urününü yönlendirmedeki zihinsel yeteneklerini şüpheyle karşıhyordu. Bu, elli sene sonra, bugünün Türkiyesi için bile çok geçerli bir şüphedir. Nükleer silahlanma ve atomun barışçıl kullanımı çokayn konular olmasına rağmen önemli göbek bağı vardı, o da plutonyumdu. Askeri ve sivil reaktörlerde plutonyum üretiliyordu ve ürün, nükleer bomba yapımında kullanılıyordu. Plutonyum gram başına dünyanın en zehirlı ve tehlikeli maddesıydi. Bence bu, sivil nükleer santrallarıçin talihsizlik olmuştur. Çünkü nükleer güçte geri kalmak istemeyen eskı demokratik ülkeler ve onlann nükleer enerjiyı düzenleyen devlet organlan, çeşitli şekillerde sübvansiyon ile destekledikleri reaktörlerdeki hatalan gözden kaçırmışlardı. Hatalargöze iyice batar hale gelip çok ciddi tehlıkeye döndüğünde ise iş işten geçmişoluyordu. Amerika'daki askeri reaktörlerin hali hıç iyi değildi. Ciddi hatalar Time, Newsweek ve yerel gazetelerde yayımlanıyordu. Atıklar doğru dürüst ışaretlenmemış, elli sene dayanır denilen atık taşıyıcılar beş sene sonra akıntı yapmaya, çevredeki su, hava ve canlılan tehditetmeye başlamıştı. Hanford askeri santralınm etrafinda rüzgârla yuvarlanan dikenlerin hatta kaplumbağaların aşın derecede radyoaktıf madde ile kirli olduğu yazılıyordu. Amerika'da çok örgütlü olup demokrasinin en önemli parçası kabul edilen sivil toplum çevre örgütleri de bağımsız ö 1çümlerini yapıp bulduklan sonuçlarla yetkilileri şaşırtıyorlardı. Saat ve kadınlar... Esasında, çok öncelerden gelen ciddi sorunlar da vardı. Bugün Şikago'nun en kirli arazisi, etrafi tel örgü ile çevrilmiş olup değeri, merkezı yer olmasına rağmen neredeyse sıfırdır. Bunun nedeni, burada bulunan büyükçe bir saat şirketınde gizliy di. O zamanlar saatlerin fosforlu rakamlan ağırlıkla kadınişçiler tarafından ellc ve ince fırçalar ile ekleniyordu. Bu zavallı kadınlar, ucunu sivri tutmak içınfirçayı,farkında olmadan dudaklan ile ıslatıyorlardı. Birçoğu dudak ve dil kanserinden ölünce hükümet kapatmak zorunda kaldı. Alanda dikkatsizce kullamlmış bırçok atık bulundu, temizlenmesi çok pahalı, neredeyse imkânsızdı. Bugünlerde Clinton'ın Enerji Bakanı, askeri santrallarda gerekli önlemlerin alınma sında ve işçilerin uyanlmasında devletin yetersiz kaldığmı kabul etti ve 'soğuk savaşı kazanmış işçilerin!' zararlannın gerekli şekilde tazmin edileceğıni belirttı. Soğuk savaşın en şahin ve tutucu Cumhurbaşkanı RonaldReagan'ın Maliye Bakanı Stockman'ın sözleri ise hıç aklımdan çıkmaz: " Soğuk savaşta nükleer silahlanma yolunda iflasa giden yanşmayı Sovyetler kıl payı ilekazandı..." Halkınızın ve çevrenin sağlığına önem vermezsenız, işçinizi tehlikeye atarsanız nükleer sanayide... Sovyetler'in deneme yaptığı Kazakistan'dan gelen görüntüleri lngiliz BBC televizyonu yayımladı, gelişme anomalisiiledoğançocuklarveradyasyonla ilıntili lösemı ve benzeri çocuk hastalıklarının oranı korkunçtu. Şu anda Rusya Kuzey Fılosu nükleer denizaltılan ve gemilerinin bakım durumlan çok düşük derecede ve tehlikeli bir durumdalar. Bazıları da bizim Boğazlar'dangeçiyor. Denizdekibırkaza,besin zincirinde katmanlı birikir ve binlerce sene sofranıza balık, midye tava, ton konservesi olarak gelir. Durumu Batı basınına ihbar eden çevreci hakkında Rus mahkemelerinde dava açıldı ve beraatla sonuçlandı. Bugüne kadar bilinen üç nükleer denizaltı