Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
20 Jessica Lange bir bakuna kendi kuşağının Amerikan düşünü gerçeğe dönüştüren bir kişi. Son beş yıldır kocası Sam Shepard ve üç çocuğuyla birlikte Minnesota'da yaşıyor. Shakespeare'den beyazperdeye aktanlan Titus Andronicus'ta oynuyor. Colette'in bir romanından sinemaya aktanlan bir fîlm için hazırlanıyor. Ateşli bir liberal J essica Lange' in Shakespeare' in "Titus Andronicus" adlı yapıtından sinemaya uyarlanan fılmde Tamorarolünü oynayacak olması kimilerini şaşırttı. Senaryo özünde ilginç olmasına ilginçti, ama genç eıkeklerin pişirilip annelerine ikram edilmelerini anlatan, yozlaşmanın toplumsal sınırlannı aşnğı konusu alabildiğine hastalıklıydı. "Tootsie" ve "Everybody's AU American" gibi filmlerin Oscar ödullü yıldızının böylesi bir fılmde rol alması gerçekten de şaşırtıcıydı. Ama her şeye sahip olan bir kadın kendisıne şaşırtıcı bir şeyin dışında ne verebilir ki? Lange 'in özel yaşamı oldum olası üstlendiği rol lerin büyük bir çoğunluğunugölgedebırakrruştır. Lange meslek yaşamından arta kalan zamanının büyük bir bölümünü kendisinden iki çocuğu da olan, oyun yazan ve oyuncu Sam Shepard ile birlikte geçirdi. Shepard'dan önce Rus balet Barysnikov 'un sevgilisi olan ve ondanbir kız çocuğu doğuran yıldız, daha önce de yönetmen ve koreograf Bob Fosse ile birlikteydi. lyice geçmişine geri dönüldüğünde, Lange üniversiteyi terk ederek Minnesota'dan New York'a gidiyor, tspanyol film yapımcısı Paco Grande'ye âşık olup onunla Avrupa'yı dolaşıyor, evlenip aynhyor ve Paris'te pandomim eğitimi görmeye başlıyor Lange ' in yaşamında bir de fotomodellik yaptığı, ardından Dino De Laurentis' in ikınci kez çevirdiği "King Kong" filminde rol aldığı, şimdi geri dönüp tartışılmasından hiç hoşlanmadığı, karanlık bir dönem var. O dönemden sonra yıldızın yaşamı genelde basandan başanya tırmanan bir yol izliyor. Jessica Lange' in birçok oyunculuk dene A m mesi gerçek anlamda hatın sayılır türden. Bunlararasında 1982'deSamShepard'aeşlik ettiği ve oruzlu yıllann bahtsız yıldızlanndan Frances Farmer'i canlandırdığı "Frances", 1994 'te en iyi kadın oyuncu Oscar' ını kazandığı "Blue Sky" sayılabilir. Jessica Lange doğuştan sınıfının en güzel kızı. Ama kadınlar kendilerini onunla özdeşleştiriyor, erkekler ise, bir yandan kafalannda onunla ilgili düşler kurabiliyorlar. Bu durum Jessica Lange şimdi 50 yaşını devirdiği için değişmedi. özellikle, genç erkekler ona karşı daha duyarl ı lar; bırçoğunun "Titus" filminde Tamora'nın kocasını canlandıranotuzyaşlanndaki Saturninus'unyerinde olmak isteyeceği kesin. öyleyse bunalıma şükredelim. Insan en kötü düşmanımn bile bunalıma girmesini istemez, ama Lange'deki o hafif melankolik havanın ona, yeteneğinden vc güzelliğinden çok daha insancıl içtenlikli birboyutkazandırdığı bir gerçek. Lange'inbabasıciddibiralkolbağımlısıydı. Yaşamı boyunca birçiftlik sahıbi olmayı düşlemiş, ancak bu düşü hiç gerçekleşememişti. Lange, anababası, iki kızvebirerkek kardeşiyle birlikte sürekli oradan oraya taşınmak zorunda kalmıştı. Kuzeye özgü o kusursuz hatlan (Polonya ve Fin kökenli) gerçek kimliğini saklayacak denli donuk. Lange, Londra'da Eugene O' Neil' in bir oyununda sahneye çıkıyor, Colette' in "Ch6ri" romanından sinemaya uyarlanan filmin de hazırhklannı sürdürüyor. Mesleğe atıldığından bu y ana olup bitenlerden hiç de hoşnut olmadığından yakmıyor. "Son 1015 yıldır ABD sinemasında gelişmelerbeni gerçekten öfkelendiriyor. 70'li yıllarda Scorsese, Coppola gibi genç yetenekler vardı. Bunlar hem yazıyor, hem yönetiyor, hem de her tür sorunun üstesinden geliyorlardı. O zamanlar bir film yapmak, belli sayıda izleyiciye sunmak ve bunun bir etki yaratmasını beklemek olasıydı. Filmin bacaklan olabilir deyimi bugünlerde artık hiç duyulmuyor. Bir film ılk göstenmde gişe rekorlan kırmak zorunda, yoksa sonu kötü demektir. Kimi fılmler özünde böylesi birniteliğe sahip değil. Kimsenin bu tür ilklere destek verecek ne sabn, ne de pazarlama yeteneği var. Stüdyolann büyük bir bölümü avukatlarvemuhasebecilertarafindanyürütülüyor. Bukişilertutkudanyoksunlar. Dahası,sinemalann ipleri de stüdyolann elinde." Son beş yıldır Lange ve Shepard üç çocuklanylabirlikte Minnesota'da yaşıyorlar. Lange bir bakıma kendi kuşağının Amerikan düşünü gerçeğe dönüştüren bir kişi. Kent yaşamı, şan şöhret, sinema, erkekler. Bir zamanlar peşinde koştuğu ünün insanın b'aşmabela olabileceğiniçoktananlamışolacakki, yıldız kalabalıktan uzak kalmayı yeğliyor. 1995 yılınadekVirginia'dabirçiftlikteyaşamını sürdüren Lange dul annesinin sağlığı bozulunca oradan taşınıyor. En büyük kızı Alexandra sanat eğitimi görüyor. Shepard'agelince, Lange ondan çok fazla söz etmiyor. Yalnızca onun yetmişli yıllann başlannda Londra'da oyun yazarlığı yaptığını ve oyunlannm olumlueleştirileraldığını belirtiyor. Lange' in yaşamı insanın sahip olmaya can atacağı türde biryaşam. Ekonomik güce sahip her ailenin yaptığı gibi çocuklanna kendisinin bir zamanlar arzu ettiği türde bir yaşam sağlamaya çalışıyor. "O zamanlar yaşananlann temelinde çok önemli bir toplumsal eylem yatıyordu. Ancak bu ey lem öylesine çılgın boyutlardaydı ki, sonunda tıpkı havai fişekler gibi sönüp gitti." Eylem kuşkusuzkurbanlannı daverdi. Kurbanlar yalnızca Vietnam 'dan gelmedi. "Her şeyin uç noktalarda yaşandığı bir dönemdı. ABD 'de her şeyi aşınya vardırma eğilimi egemen. Bu yüzden, başında doğru ve iyi olan bir girişim hüsranla sonuçlanıyor. Şu anda ülkede yaşananlar ise insanı çok daha fazla ürkütüyor. Kendi başlanna ele alındığında hiçbir olumsuz yönü olmayan aile değerleri şimdi Hıristiyan sağın hedeflerine alet edildiğinden itici bir boyut kazandı." Çocuklarevi terk ettiklerinde Shepard ile Ncw York'a taşınmayı düşünen Lange'eorada geçen gençlik döncminin gerçekten de o sıralar düşündüğü gibi olağanüstü bir dönem olup olmadığı sorulduğunda ise, "O dönemde her şeyaçığaçıkmıştı. Özellikle siyasette bir özgürlük duygusu egemendi. Bu duygu dönemın kuşağını devinime geçirdi. Toplumun dışında yaşamak müthiş bir şeydi ve bunu 18 yaşımda yaşamam büyük bir şanstı. Şimdi çocuklar öylesine baslcıaltındalarki, onlara acıyorum" diyor. Tehlikeli bir dönemeçte olduğumuzu, solun giderek merkeze kaydınldığını, artık gerçek anlamda bir soldan söz edilemeyeceğini düşünüyor. "Sorun, sağ ile sol partiler arasında artık bir aynm yapılamamasından kaynaklanıyor. Ekonomi altüst. Bolluk ve servet en önemli şey olmayabilir, ama insanlann yaşamlannı kolaylaştırdığı kesin. Bugün de ateşli bir liberalim. Bugün ülkenin koşullan altmışh yı 1lardan çok farklı. Kötü bir dönem yaşıyoruz."^