23 Kasım 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

14 PAZARIN PENCERESİNDEN CUMHURİYET DERC.I îyi yüzen güzel SELÇUK EREZ * engeç", yurttaşlanmtzın bir bölümünün "böcek" dediği, yanpiri yanpiri giden bir su eklembacaklısının adı olmasaydı pekâlâ, "vural" gibi 'hınçal" gibi bir erkek çocuk ismi olabilirdi. Ecdadımız, Orta Asya'dan Acemistan üzerinden gelip te Ege, Akdeniz ve Karadeniz kıyılanna vannca gördükleri deniz balıklannı, Bizanslılardan öğrendikleri, "kefal", "orfoz", "istavrit" gibi adlarla anmaya başladıkları halde deniz kabuklularını, baştan öztürkçe vaftiz etmeyi, bunları, "şeytan minaresi", "deniz kestanesi", "yengeci" vb. gibi adlarla anmayı yeğlemişler. Bu, rivayetlerin biri; başka bir söylentiye göre ise, atalarımız, yedikleri yetmezmiş gibi bir de denizden çıkan bu örümcek azmanı böcekleri de yerlerdi. Bu yaratığı böyle belleyen onu inceler mi? Aslında yengeci, bizde daha çok yıldız falına bakanlar ve bu (ala inananlar ince eleyip sık dokumuşlardır: 22 Haziran ile 22 Temmuz arasında doğanlar, yanı "Yengeç burçlular" mesela bugünkü gazetenin ilgili köşesine bakarsanız nihayet suskunluklannı bozup kabuklannı kıracaklarını, içlerindeki kıpırtı da, olumlu başlangıçlar için onlara yol gösterecekmiş... Üç beş yıldızı ya da yıldız kümesini biıieştiren sanal çizgiyl kumsalda gezen eklembacaklılardan birine benzeten eski Yunanlılar, yengecin, saydıklan ve sevdikleri birTann olan Herkül'ün kötülüğünü isteyen Juno'nun tetikçisi olduğuna inanırlardı: Juno, yengeci Hidra denen canavaria savaşmakta olan Herkül'ün topuğunu ısırması için göndermişti. Sonuçta Herkül'ün topuğunun altında kalıp ezilen yengeç, gösterdiği cesaretin karşılığında Juno tarafından cennete alınmıştı. Leo ile Gemini yani Arslanla Ikizlerin arasında yer alan Yengeç burcunun gökyüzündeki egemenliği ve yeryüzüne bu egemenliğin var kuvvetiyle yansıdığı günlerde doganlar, bulutlardan nem kapar, alıngan ve sulugöz olurlar. Kadınları iyi anne olurlar; erkekler arasında geç evlenenler çoktur. Yengeçler, kişiliklerine yönelik eleştirilere kolay alınır, kabuklanna çekilirler ve o zaman bunları yeniden açmak güçleşirmiş. Bu haftaki kadın dergilerinden biri böyle diyor. Bizim, yengeçlere zayıf ilgımiz, yavaş yavaş, bu yaratığın damak zevkine katkısını iyi bilen Avrupalılardan ve Amerikalılardan çevirme yoluyla aktardığımız yengeçli yemek tarifleriyle değişmektedir: Üç santim su içeren bir tefton tavaya dörde bölünmüş patatesleri koy ve kaynatmayacak ısıda 15 dakika sürüyle yavaşça haşla. Yeşil fasulye ve kırmızı biberleri de aynı şekilde haşla. Sonra bunlan ve patatesleri az kurutup karıştır. Içıne sarmısak, hardal, ançuez kat ve zeytinyağına yatırıp azıcık ısıt. Sonra limon suyu, tuz ve biber kat. Üzerine haşlanmış yengeç eti, andiv ve radika ya da Giritotu katıp zeytinyağı serpiştir ve ye. Mevsim başından beri yemeyiiçmeyi konu edinen dergilerimizde buna benzer ikiüç tarife rastladım. Sınırlanmızın ötesinde yengecin başka neyi ile uğraşıyorlar? Amerikalılar Atlantik sahillerinde yaşayan mavi yengeçlerle hem tatlan, hem de ekolojik önlemleri nedeniyle ilgileniyorlar. Bu yengece verilen Yunanca, Latince kanşımı ad bunu yansıtıyor: "Callinectus sapidus" yani "güzel yüzen lezzetli" anlamını taşıyan bir ad vermişler. Avrupa'dan gemilerin balast sulanyla buraya taşınmış yeşil yengecin yurttaşlan mavi yengeci yediğini fark eden ABD'liler bunu engellemek için tüzükler yasalar yayınlamaktalar. Yengeçler konusunda gelişmiş ülkelerde olup brtenlerle ilgili bilgilere ulaştıkça yaratıklan, efsane, mitoloji ve eski kitap söylencelerine göre değil, akla ve bilime göre değerlendirmenin gerektığini bir kez daha kavnyoruz.^ H. SERTAÇ DALKIRAN rem üzerine , eçen hafta Marmara Bölgesı'nde | meydana gelen deprem hepimızi çok I üzdü. Milletimizebaşımızsağolsunve geçmiş olsun diyoruz. Deprem bölgesinde kalan aktif satranççılanmızın büyük çoğunluğundan sağ ve iyi olduklarına dair haberleri aldık. Bu konuda temaslarımızı Kocaeli ıl temsilcimiz Hasan Tahsin Aydınlar'dan alıyoruz. Temas kuramadığımız Türkiye Gençler şampiyonlarımızdan Tarkan Küçümenler'in de umarım iyi olduğu haberlerini de alırız. Depreminverdiğiacıyanlarıbirtarafakoyarsak.bizleregöstermiş olduğu gerçekleri kabul ederek, yeniden yapılanmamız ve düşünce sıstemimızi değiştirmemiz halinde bu doğal afetten bundan sonrası için milletçe doğru kararlar almamıza neden olacak sonuçlar çıkartabiliriz. öncelikle siyasi olarak Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktur ırkçı edebiyatını bırakıpTürk'ün de netıcede insan olduğunu unutmayıp insanlar ailedır sloganı İle21. yy'abu şekilde bakarak, dığertoplumlarla daha uzlaşmacı, yapıcı düşünce tarzı ile hareket edıp örnek oluşturmalıyız. Türk toplumu bundan böyle başta kan bağı bulunan diğer uluslarla bırhkte insanlık ve barış için coğrafyasında liderliğe soyunmalıdır. Siyasi özeleştirilerini yapabilmeli ve yüksek sesle tartışabilmelidir. Ölay gösterdi ki doğa karşısında insanoğlu çaresizdir. Birbirine muhtaçtır. Olayın bir başka yüzü de sivil savunma teşkilâtının iflas ettiğidir. Olayın sürecı içinde oluşan sivil komiteler, askerin yol göstermesi ve toplumun dayanışması neticesinde ancak felâketın beşincı gününden sonra yavaş yavaş düzene gırebildığımızı gördük. Bu olayın vermiş olduğu en büyük ders devletin ıdaresinde ne sadece resmi ne de sadece sivil kesim tek başlarınaolayların üstesinden gelemediğidir. Bu kesimler işbirliği yapıp, birbirlerini denetleyecek yasal mekanızmalar oluşturabilmelidir. Dirbirlerine hesap verebilmelıdir. Hesap verecek merci olmadığı takdirde suıistimallerkendiliğindendoğacaktır. Bufelaketın esas nedeni suiistimaller, vurdumduymazlıklar, siyasi nedenlerden kaynaklanan adam kayırmalar ve torpıller nedeni ile yetersiz kişilerin belli görevlere getirilmesidir. Mahallelerden başlanarak gönüllü sivil kesimi içine alacak örgütlenmeler gerekmektedir. Bu tür örgutlenme ve denetim anarşiye de bellı bir derecede engel olabilecek otokontrol sistemi doğuracaktır. Deprem, savaş, yangın vs. gibi olaylarda halk çok çabuk ve kısa süre içinde neyapacağını bilecek, örgütlenecek ve insan ve maddi kaybı asgariye indirebilecektir. Esas olarak satranç camiasının yönetim ve seçim sistemi de bu felaketin aynısıdır. Iki yıKomblnezon Çepukajtıs M. Cejtlin, SSCB, 1969 Beyaz oynar kazanır » b c d e f g h la yakın zamandır deprem geçiriyoruz, milletin çoğunluğu uykuda olduğu için farkında bile değil. Farkında olanların bazıları ise yüzsüz müteahhitler gibi davranmaktadır. llkeli davrananların sayısı da azımsanmayacak kadar çok olduğu halde butünlük oluşamadığı için neticeye vanlması zaman almaktadır. Birsüredirçeşitli gazetelerın köşelerinde seçimlerden, hodri meydanlardan bahsedilmekte, palavralarsıkılmakta. Bu sistem içinde hodri meydan desen ne olur demesen ne olur. Satranç oyuncusunun oy hakkı var mı kı meydan okuyorsun. Oyu kim veriyor. Satranç camiasının dışındaki kesim; yani II Müdürlerı, atanarak gelmiş il temsilcileri vs. Satranç oyuncularına göstermelık oy hakkı verilmesi de son derece kandırmaca bir olay. Gerçek şudur: Şu andaki sistemde kaç kişi ve kimler oy veriyorsa derhal o kadar sayıda öncelikle ELO'lu ve sonra UKD sıralamasına göre çıkacak sayıda oyunculara oy hakkı verilsın. Böylece denge sağlansın, sonra tüm bu kişıler bir araya gelerek genel kurul oluştursun yönetim ve denetim mekanizmalarını seçsinü Türk satrancı ancak bu yapı içinde dünya sıralamasında üst dereceleretırmanabilir. Netek başına satranç camiası ne de şu andaki ıf las etmiş devletin resmi sistemi bızlerı ulaşmamız gereken noktalara taşıyamaz.. Tek yol bu kesimlerin işbirliği, dayanışması ve birbirini gerçek anlamda denetleyebilmesidir. PandlkTurnuvası ertolendl Deprem dolayısıyla812 Eylül 1999 tarıhlerinde yapılması gereken turnuva 2931 Ekim 1999tarihineCumhuriyet Bayramı kutlamaları içinde yapılacak şekilde ertelendi. Buna göre turnuva Isviçre sistemi 9 turlu, 1 saat giyotin olacak şekilde günde üç turlu oynanacak. Turnuva UKD hesaplarına dahil edilecek. Turnuva 1 MilyarTL nakdi ödülün yanında aynıödüllerlezenginleştirildi. (05323623033) . M. Erdoğdu A. Taşan • . . . Sicilya Savunması 1.e4c52.Af3d63.d4cxd44.Axd4Af65. Ac3 a6 6. Fg5 e5 7. Fxf6 Vxf6 8. Ad5 Vd8 9. Af5 Ac610. Afe3 Fe611. Fc4 Kc812. Fb3 g6 13. 00 h5 14. Vf3 Fg7 15. c3 00 16. Kad1 Aa517. Kd3 Vg518. Vg3 Vxg319. Ae7+ Şh7 20. hxg3 Axb3 21. axb3 Kc7 22. A7d5 Kc6 23. Ac4 Kd8 24. Aa5 Kd7 25. Axc6 bxc6 26. Ae3f527.f3d528.Ka1Fh629.Kxa6d4 30. Ac4 fxe4 31. fxe4 Fxc4 32. bxc4 Fe3+ 33. Şh2 Kf7 34. Ka1 Kf2 35. Kb1 Kc2 36. cxd4 Fxd4 37. b3 c5 38. Kdd1 Kc3 39. K d d Kd3 40.b4cxb441.Kxb4Ff242.Kbb1 Fxg3+43. Şh1 Ff4 44. Kc2 Fe3 45. c5 Kd4 46. c6 Kxe4 47. g3 h4 48. c7 hxg3 49. c8(v) Kh4+ 50. Şg2 aslında "ikinci sınıftan" saydıkları bu deniz yaratıklarıyla öyle pek çok ilgilenmemişler de bu isimler, Cumhuriyetin ilk biyoloji öğretmenlerinin uygun buldukları adlarmış. Bu söylenti doğru olabilir; zira en görkemlı amiralini bileTunus'lu korsanlardan transfer etmiş Osmanlının, dedemin kuşağındaki temsilcileri bile denizi sevmezlerdi: Babamın küçüklüğünde Kadıköy tarafında ev yaptıran, bahçe edinen Müslüman ahali, "deniz, romatizma yapar!", "samyeli, deride leke yapar!" gibi "mülahazat" ile denize uzak Içerenköy, Şaşkınbakkal gibi semtleri tercih ederlerdi. Bu kimseler, Rum balıkçıların "pavurya" diye sattıkları, yengeçleri, sadece imanı eksik gavurlann yedikleri bir nesne olarak algılarlardı: Gavuıiar, domuz gibi "Kerih" kara yaratıkları Etüd A. Troitzky, 1924 Beyaz oynar kazanır a b c d e f g h MADDI VE MANEVİ KATKILARINDAN DOLAYI YÜCE TÜRK MİLIETİNE ŞÜKRAN VE SAYGILARINI SUNAR. VAKFIN BANKA BAĞ1Ş HESAP NUMARALARI ALMAN MARKI T. tş Bankası Frankfiırt Şubesi 23767007 no'lu hesap Vakıflar Bankası Kavaklıderc / Ankara Şubesi 4028489 no'lu hesap AMERİKAN DOLARI T. C. Ziraat Bankası Yenişehır / Ankara Şubesi 64826 no'lu hesap TÜRK SlLAHLI KUVVETLERlNİ CÜÇLENDİRME VAKFI JIUBZB>| ©A e e»A 9PV z 8qS ı*>v • ı. '9 Z 9P§ 91' \
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear