Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
5 TEMMUZ 1999. SAYI 696 i sık sık aklından geçirdiği de artık çok iyi pilinen Wagner... Nasyonal Sosyalizm'in ;örkemini, kafalan uyuşturan düşlerini ve ıl^m arzusunu müziğiyle temsil cden Wagter. Yapıtlan Nazi Almanyası döneminde lerköşebaşında çalınan Wagner. Wagner'inyüzyılımızınbaşlanndaViyala'da neler yaptığını en ince ayrıntılanyla oraya koyan bclgeler var. Hitler adında bir ;enç onun müziğinden nasıl ctkilendiğini ler fırsatta dile getiriyor ve bu müziğin yaşanına nasıl yön verdiğine dikkat çekiyor. Kimbilir, Hitler belki de NVagnertutkunu o akallı genç gazeteciyle aynı bilet kuyruğunla beklemişti. Gazeteci gözlcrini kapatıp ;endisini\Vagner'inprelüdününbüyüsüne taptırdığını ve o anda yaşamındaki hedefi »elirlediğini söylüyordu. Gazetecinin adı Theodor Herzl idi, hedefi ise, lsrail devletini curmakti. Belki de marşta ve teknik açıdan kusuriuzluğubirandaaynmsanan.yaylılanntrenelosundabirbirlerinden farklı, dahası, kariit siyasal düşleri çağnştıran bir esneklik varlı. lnsan zaman zaman VVagner'in yaratıcılı*ına kimsenin gölge düşüremediği duygusuıakapılır. Amaburada lütfen bırazduralım. Jünkü Wagner'in yaptığı tek şey, müziğin tendi içindeki ikilemi vurgulamak ve anla;ı Iması güç garipliğin altını çizmektir. Ölüm kamplarında can vcrcnlerin anısına ICudüs'te yapılan Yad Vashem tapınağına giiersenizoradaateşeatılanlannyanındaçaan bir Yahudi orkestrasının resmini görürsülüz. Nazilerkurbanlarının dansedercesine sirdevinimle ateşe atılmaları için orkestraya tangolar çaldinyorlardi. Peki neden müzik buna karşı çıkmıyordu? tşte bu sorunun yarutını bir türlü bulamadım. Bugün sahip ulduklanmız, kaçınılmaz olarakmüzikleilgiligeçmişimizinderinliklerine uzanıyor. Yirminci yüzyılın en üretken ve înetkileyici müzik düşünürü Adorno'yudevinime geçiren ve tamamlayamadığı başyapıtını kaleme almasına neden olan işte bu zorunlu geçmişe bakıştır. Adorno yaşamı boyuncaBeethovenileilgilibirkitapüzerinde çalıştı.ancak kitabı bitirmeycömrüyetmedi. Söz konusu kitapta Beethoven^in Dokuzuncu Senfonisi ile ilgili birçözümleme dikkatimiziçeker. Korobölümündeki "Sizmilyonlar birbirinize kcnetlenmiş, kollar dolanmış, tek bir beden olmuş" sözcüklerinin yanına "Adolf Hitler" adının eklenmiş olduğunu görürüz. • • v»:/ Beethoven 'in müziği yüreğe işliyordu... müziğin rolü tartışmayaaçıldığında son derece inceliksiz, neredeyse öc alıcı bir tavır sergileniyor. Siyasal yaşamımızayön verenler ve onlara dalkavukluk edenler büyük opera yapı tlarının, senfoni orkestralannın ve bunlann gerektirdiği salonların bir lüks olduğuna inanıyorlar. Bizlere bunlann seçkinlerin oyuncağı olduğu, yığınlann basit ve sıradanbeğenileriylebağdaşmadığı söyleniyor. Evet, Haydn'ın bir sonatı, Bartok'un bir kuarteti, bir Wozzeck insanoğlunun erişebilcceği en uç noktalar sayılıyor. Bunlara ulaşmak hiç dc kolay olmadığı gibi, asla böyle bir amaç da taşımıyorlar. Bu yapıtlar aslında günümüzün pop ve rock müziğinden çok daha kayda değer bir önem taşıyorlar. Bununlabclli bir siyasal çatı altında toplanan halkın olgunluğu ve insancıllığı arasındaki ilişkinin ortaya konması ve demokratik açıdan kanıtlanması bir hayli güç olmakla birlikte, builişkikonununtamdaözünü oluşturuyor. Bu da, özellikle müzik eğitiminin çok erken yaşlardan başlay ıp verilmesine ve insanların bu konuda yüreklendirilmelerine bağlı. Okul orkestra ve korolannın oluşturulnıası, bunlann çalışmalan için gerekli salonlar ve nitelikli müzik çalgılarının sağlanması, doğuştan müziğe yetenekli olanlara bu yetcneklerini geliştirmeleri için burs verilmesi gibi girişimlerin tümü de şimdi baskı altında tutuluyor. üünümüzde sporabile çok daha fazlayatınmyapılıyor. Buda Elizabeth ve Karolin dönemlerinden bu yana eşsız yeteneklerın en çok yetiştiği günümüzde Ingiliz müziği ve Ingiliz bestecilennı önplanaçıkarıyor. 16ve 17.yüzyıllardanbuyana olduğundan çok daha fazla sayıda ve çok daha iyi bestecilcre sahip olduğumuz günümüzde kitlecilik rüzgârlan çok daha rezilcesinc estiriliyor. Çağdaş müzikte birgüçlük sorunu var. Resım PİCASSO Richard Wagner Hitler'i etkilemişti... Mallarmc, Rimbaud ve Joyce'tan sonraki kimi 20. yüzy ıl yazınının belirli dallannda bile, bu yapıtlan kavrama ve onlara ulaşmada kimigüçlükleryaşanıyor. Bugüçlükleröylesine yoğun ki, kimi zaman çağdaş sanat çoğumuzdabirşaşkınlıkvealdatılmışlıkduygusu yaratıyor. Çağdaş müzik yapıtlarının kimi bizlere "dinleme" dercesine anlaşılması güç. Bu yapıtlan kavrayabilmek için onlara daha çok zaman ayırmak ve usanmadan dinlemek, öğrencileri bu tür müziklerin provalanna çağırmak gerekiyor. Çağdaş müzik, bir olasihkla, günümüzdekinden çok daha farklı bir sunuşu gerektiriyor. Tıpkı çağdaş ozanların şiir okuma günleri düzenleyip okuru yeni ve anlaşılması güç bir şiirc adım adım yaklaştırmaları gibi, daha çok zaman ve yardımı gerektiriyor. tçinde bulunduğumuz dönemin müzik açısından çok verimli bir dönem olduğunu kavrayabilmemiz için daha epey bir eğitimden geçmcmiz gerekiyor. Bu hem biraz ürkütücü, hem de son dercce coşku verici bir durum. Eflatun'un müziğin müzisyenlerebırakılamayacak denli ciddi bir konu olduğu görüşüy le başladığım bu yazıy ı basit bir tümceyle noktalıyorum: Müzik öylesine ciddi bir konudur ki, bunun politikacılann ellerine bırakılması düşünülemez.^ Çeviren: RİTA URGAN Eflatun'un nefretl... Adorno'nun bu noktaya nasıl geldiğini sanınm biliyorum: Beethoven' in yüreğe işleyen müziği ve Schiller'in çocuksu ve kimi zaman enayiliğe varan saf metni. Ve ardından milyonlann biraraya gelerek ortalığı çınlatan tek bir ses oluşturmaları. Haydn'dan tutun da Mahlcr, Bruckner, Stravinski ve Beethoven'e uzanan bestecilerdc orkestranın giderek sesini yükselttiği görülür. Her biri farklı ilgi alanlarına seslenmesinc, farklı bir akustiğe ve gerek müzik gerek toplumsal açıdan farklı bakış açılarına sahip olmakla birlikte, neden tümünün de sesi giderek yükseldi? Beethoven'in koro için bestelediği scnfonide, belki de, insanlık dışı ve acımasız olan bir şey var. Belki de soruyu başka bir biçimde yeniden sormak gerekiyor: "Müziğin, gcrçekte, iyi vc kötünün, doğruyla yanlışın dışında dile getirdiği yaşamsal duyular da mı varV" Eflatun 'un yanlış bulup nefret ettiği, Schopenhauer' in ümit edıp beklentısini oluşturan buydu. Schopenhauer müziğin o beş para etmeyenşcyleriaşıpdahakalıcıolmasıgerektiğini savunuyordu. Ama artık ayağımızı denk almanın zamanı geldi. Günümüz toplumunda polıtıkanın müzik üzerindeki baskısı alabildiğine belirgin ve huzur bozucu. Ciddi