26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

16 PAZARIN PENCERESINDEN CUMHURİYET DERGİ Sevda dolu bir yaz SELÇUK EREZ ; iltiyadi Gazinosu'na ilk | girdiğimizde gördüğümüz toprak rengı kalın bir örtünün kapadığı sahnenin arka duvarındaki perde çekilmiş, orayı silme süsleyen yağlıboya bir resim çıkmıştı açığa. Üç katlı sayısız pencereli ak bir konağın ortasını kesen balkondan, altın rengl saçlarını salmış, omuzları açık bir kadın aşağıda bir derenin resmedildiği noktaya bakıyordu. Derenin içindeki iki ördek yandan görünümleriyle sıralanmışlardı. Çevreyi süsleyen ağaçlar karaya yakın koyu bir yeşille boyanmışlardı. Ağaçların bıtimi sona doğru bir üçgen oluşturuyordu. Bu üçgenın yukarısında mor iki dağın doruğunda ipince bir yarım ay, içindeki kendinden büyük çizilmiş yıldızıyla apak öne taşıyordu. Onların üstlerinde de bir kuyrukluyıldız yatağan yayvanlığındaki kuyruğu ile dolduruyordu kalan açıklığı. Balkondaki kadının ... yüzündeki tek belirgin nokta olan dudakları kan kırmızısıydı.. Kadının uzun çingenepembesi giyiminin dibinde boynu kurdeleli kara bir kedi vardı..." Füruzan'ın bu ay çıkan "Sevda Dolu Bir Yaz" kıtabında (*) ılk öyküdeki Miltiyadi Gazınosu'nu ben Bakırköylü ecdadımdan defalarca dinlemişimdir. Bu gazinonun adının anılması, babaannem Ihsan ötüyoıiardı. Yaz öğlelerinin ısıttığı toprağın içinden fışkıran o çiçek esintili hava. yerıni güz temizliğine kalkışan kadınların bahçeler arası yayılan sabun kokulanna bırakmıştı." (İkinci öykü) Kış, bu öykünün sonuna doğru tanımlanır: "Ilk kışımı öğreniyordum. Kışların tüm ışıkları külleyen bir yerlerden sızan güçsüz aydınlıkların soğuk günleriyle dolu olduğunu öğreniyordum. Büyüklerin söylediği gibi günlerin kısa değil, ağır, koyulmuş, uzun saatlerle dolu, bitmez gecelere dönüştüğünü düşünüyordum." llkbahar da üçüncü öyküde "Iskele parkında, sulanmış koca çanaklı yıldız çiçeklerinın, bodur akasyaların, harelı taflanların üstlerinde su damlacıklarının renk renk ışıldığı" zamandır. Mevsimler zaten Füruzan'ın yapıtlarında sıradışı gözlemlerle, düşünülmesi güç ama okunması mutlandırıcı tanımlanmalarla yansıtılmaz mı? Mesela, "Gecenin öteki Yüzü"ndeki(") ilk öyküdeki kış tarifi kolay unutulmaz: "Kış tek uzun bir gündü. Aydınlıkların değip geçiverdiğı, yeterınce gece olamayan alacakaranlık bir bulanıklığın evlerın duvarlanna, sokaklara aylarca asılı kaldığı bir mevsimdi kış. Tüm mevsimlerden uzundu. Çocukların yığıntı gibi büründükleri, derilerini dalayan kumaşlar içinde zor soludukları, soğuk odalarda büyüklerin iyiden gülmezlendiği, dışarlardan gelen anlaşılmaz seslerin bir yanlara çarparak kırılıp donduğu bir mevsimdi." "Büyüklerin gülmezlendiği" alıştıklarımızın, günaşırı kullandıklarımızın dışında ama Füruzan'dan duyduğumuzda, kendi kendimıze, "Ya, böyle de denılemez mi?" dıye düşündüren, dilımize renk katan, Türkçeyi zenginleştıren buluşlardandır. İkinci öykünün bir yerinde iki kız kardeş, "Aa n'okjyor canım, saati kaçlamışız?" deyiverirler. Sonra "durmadeğişen" der, oğlunun "durma beklediği" konuşmasından ve çiçek öbeklerinin "durma bakımda tutulanından" söz açar Füruzan. Geçmişten söz ederken, Taksim'deki Cumhuriyet Bayramı şenlıklerini ızlemeye gidildiğinden, panayır yerlerinde duvardan akan demırden çubukların ucundakı tenekeden yapılma kuşlara ateş eden, vurduğunda bebek kazanan askerlerden, sokaklarda "Apoyematini, Vima" diye bağırarak Rumca gazeteler satan çocuklardan, Beyoğlu'nda Lion, Hacı Resui ve diğer kumaş mağazalarından, sonra "dışardan geçen yoğurtçunun sesiyle havanın adamakıllı karardığının" ayrımsandığından bahsaçıyor Füruzan. Ayrıntıları lyi kaydeden, gördüklerinin resmını lyı çeken, iyı saklayan, kolay unutmayan güçlü bir belleğin, bu dil zengınligine, bu üslup virtüozluğuna nasıl katkıda bulunduğunu da fark ediyoruz. Zaman akıp gidiyor. Birkaç mevsim sonrası bile öncekilerden öyle farklı ki.. Füruzan bunu Miltiyadi Gazinosu'ndaki resimle hoş yansrtmış: "Yazın gördüğüm sahnedeki resim tümüyle akmış. Üç katlı konak belirsiz, onun balkonundan altın rengi saçlarıyla sarkan kadının yüzünden bir dudakları kalmış. Ne dere, ne köprü belirgin. Salt derenin içindeki ördeklerle, geniş yatağan kuyrukluyıldız seçilebiliyor. Tüm boyaların ıç içe sıvandığı resimde, bu ikisinin ortasındaki duruşu görene, onların gökte bir yerde kaldıklarını sandırıyor.." Füruzan, bu yeni kitabı konusunda kendisiyle söylemiş olan Emel Armutçu'ya "Türkiye'de çok az olan iyi şeyler beni sevindiriyor, çok olan kötü şeyler üzüyor.." demiş. özellikle politik düzeysızliklerın ve ekonomık beceriksızliklerin en dehşetengiz boyutta sergılendığı şu günlerde "Sevda Dolu Bir Yaz" ışte Türkıyemızde çok az olan iyi şeylerden biri daha: Yazana da, basana da, yayana da teşekkür ederizl..^ Troya Festivali H. SERTAÇ DALKIRAN anakkale Satranç Derneği'ninveÇanakkale Belediye Başkanı ismail Özay'ın katkıları ile düzenlenecek turnuva 0715 Ağustos 1999 tarihleri arasındaScrdarPansiyonsalonlarındagerçeklcştirilecektir. Çanakkale Belediyesi ücretsizöğleyemeği ve şehiriçi ücretsiz ulaşım sağlamıştır. Bunun dışında iki yıldızlı Otel Anafartalar'da iki kişilik odalarda bir kiiji 5 milyonTl..konaklama yapılabilecektir. Serdar Pansiyon'dabirgünlükkonaklamabirbuçukmilyon TL'dir. Turnuva Isviçre Sistemi 9 turlu yapılacaktır. Düşünme süresi I saat20hamleve 1 saatgiyotinşeklindeolacakttr. Turnuva neticeleri UKD ve ELO listelerine gönderilecektir. Turnuva 170kişiilesınırlandırılmıştır. Turnuvaya son kayit 5 Ağustos mesai saati bitimine kadardır. Katılim ücreti 5 milyon TL'dir. Kayıtiçin: Çanakkale Satranç Derneği: 0286 213 54 86 Turgut Tunca: 02K6 217 44 54 0286 217 4457 Tevfik Saynıın: 0542 216 99 22 Kombinezon Lienickij Schulz, Berlin 1945 Beyaz oynar berabere a b c d e f g h z g a § jgeA • \ Etüd M. Lıburkin, 1934 Beyaz oynar kazanır a b c d e f g h Macit Iskenderoğlu Anı Turnuvası Macit Iskenderoğlu Anı Turnuvası'nda 5'inci turdailginçbirdurumortayaçıktı. 1. masada Umut Atakişi Hakan Krdoğan SicilyaDragon varyantını oynuyorlar. 2. masada Turhan Yılmaz tzak Romi partisinde genc Dragon oynanıyor. 4. masada Scrkan Yeke Selim Gürcan partisinde, Gürcan'ın (g6)'sınakar!jilıkdragonadönÜ!>ebilecekbir parti Yeke'nin(g3)oynamasıylabaşkavaryanta dönüştü. Açılış teorisinin en kanlı ve girifl varyantlarından biri olan dragonda Türkiye'nin dragon uzmanlanndan olan I lakan Erdoğan Umut'la berabere kaldı. 99 TürkiyeŞampiyonası'nıniIkikiderecesini alan genç ustalann oyunu oldukça sert geçti. GelelimTurhanYılmazlzakRomipartisine; önce mcraklısı için birkaç not. Sicilya formasyonunda(L.e4c5)ilkdefa(g6) 1880 VViesbaden'de SchallopPaulsen partisinde görülmüij, ancak kapalı Sicilya şckli ile 1895 Hastingste LaskerSchlechter partisinde bugünkü anlamda dragon oynanmış, fakat bcyazların küçük rok yaptıgı partidc siyahlar ezilmiş. Varyanta dragon ismi eski Rus satranççısı Fedor Duschotimirsky tarafından konulmuş.. Kendisi astronomiyc meraklı siyahpiyojılarıntahtadayeralışşeklinibirtakım yıldızlara (ve dolayısıyla ejderhaya) bcnzetcrck 1901 'de Kicv'de ilk dcfa bu ismi kullanmış. Bugün dünyada ilerı gelen birçok satranççı zaman zaman bu savunmay ı oynamaktadır. Bunlararasındaherikisi de Dünya (iençler Şampiyonu olmuş, Tivjakov, Kril Georgiev eskierden Korchnoi, Dragon, üstüne kitap yazan Eduard Gufcld ve öğrcncisi Bayanlar Dünya Şampiyonu Maya C'iburdanitze, Ingiliz Miles, Macar Sax, Vilimirovic, Sosonko, Kudrin (biitün bu oyuncuların isimlerinin önüne (Büyük Usta) unvanını koymak la/.ım. Türkiye'de de Hakan Erdoğan vc Scrtaç Dalkıran'ı dragoncu olarak anabiliriz. Yorum: Hayri özhilen (EskiTSFBaşkam) 'V Füruzan Hanım'ın, Bakırköyü'nde yatan büyükbabamın, babamın, sonra Hasan Amcam'ın, gelip belleğimin odağında alabildiğine netleşmeleri için yeterlidir. Bu benim için pek hoş bir çagrışımdır. Ancak "Sevda Dolu Bir Yaz"ı, bambaşka nedenlerle sevdim: Ilk öyküde ve birbinnin devamı gıbı olan son iki öyküde bir ömrün ve bu ömürle kesişen binbir insanın ve olayın akıp gidişi Miltiyadi'nin lokantasındaki duvar resmi gibi, bu lokantanın öyküde anlatılan müdavimleri ve çalışanları gibi müziği ağır basan bir dille anlatılmış. Ikincı ve uçüncu öykülerin adlarının birınci ve ikinci "Yaz Şarkıları" olarak anılması öykü kahramanlarının çeşitlı duygularını bazen zamanın şarkılarından bırıni söyleyerek belirlemelerinden çok belki de bundandır. Yaşarken yıtip gıden bir baba, aileden birinin akıl hastalığına tepkiler, yabancıyla evlenen, uzaklara göç eden yakınlar, 67 Eylül olaylarının dramatik izdüşümleri vb.. zaman içinde soluklaşıp uzaklaşan ortamlarda olmuş bitmiş olaylar... Zamanın geçişi, sıradışı mevsım tanımlamalarıyla anlatılıyor: "Yaz pazarları böyledır karşı yakada. Tenhadır. Otomobıller seyrelır, yeşıllıkler çoğalır, güneş ağaçların arasından süzülür..." Güz? "Bahçenin kokuları değişiyordu yaz biterken. Her yandan boy veren başıboş otlar sararıyor, ivecen saka kuşları kesintisiz i'urhan Yılmaz izakRomi Macit Iskenderoğlu Anı Turnuvası Sicilya Sav. l.e4c52.A(3d63.d4exd44.Axd4Af65. Ac3 g66. Fe3 Fg7 7. D 00 8. Fc4 Fd7 9. Vd2 Ac6 10.000 Kc8 11. Fb3 Ae5 12. h4 Ac4 13. Vd3 Axe3 14. Vxe3 Vbd 15. Vd3 Vc5 16. Şbl Kb8 17. g4 Kfc8 18. h5 Şl"8 29. hxg6 hxg620. Vd2 b5 21. g5 Ah5 22. Kxh5 gxh5 23. Vf4 fb 24. gxf6 exf6 25. Ad5 Kd8 26. Axf6Şe727.Ad5+l0^ Yaşam, kalbin iki vuruşu arasındaki zamandır. Kalbinizi koruyun. TÜRK KALP VAKFI 19 Mayıs Cd. No: 8 Şişlı/ISTANBUL Tel: (0212)2120707 (pbx)10Hat Faks:(0212)2126835 (*) Yapı Kredi Yayınları, Istanbul, 1999 (**) Adam Yayınları, Istanbul, 1982
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear