Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
S8KASIM 1999. SAYI 714 /atlanndan, ailelerden, Ermeni evlerinden, /aşam tarzlanndan... Annemin babası, 1915 Tchciriyle birlikte »ötürülüyor ve yok oluyor. Annem, dedcm 'ötürüldüğünde çok küçükmüş ve yalnızca Mibasının şarkılar söyleyerek gittiğini hatırıyordu. Bu beni çok etkilemişti. Annem, )anaTurk komşulannın kcndilcrine yardım sttiklerini anlatırdı. Ben annemin çocukluk ınılarıylabüyüdüm. Belki debuyüzdendaıa lise yıllanmda bir Fransız sömürgesi olan Zezayir'in özgürlüğü için mücadele etmeye jaşladım. Okuduğum lisedeki ilk antifaşist comiteyi 1960yılındabenkurdum. Bildirier kaleme alıp dağıttım. 1968 olaylannda bir sol gazetenin redakörluğünü yaptım. Herzaman editörlük ve ı'ayıncıhkyapmakistedim. Bu benim hayaimdir. 1970'de Ermeni kimliğim ortaya çıknayabaşladı. Bukimliğiminortayaçıkması liçbirzamanmilliyetçilikbiçimindeolmalı. Bu benim daha çok evrensel liğimin zenpnlcşmesi anlamında bir uyanıştı. Belle*imde geçmişin anılan ortaya çıkmay a başamıştı. Biryayınevi kurmaya karar verdim. Birlikte yayıncıhk yaptığım arkadaşımla biriktcsorduk: Neden Ermeni Diasporası hakcında araştırma yapmıyoruz? örneğin, •ençlcrikikültiirlülükdurumununasılgörü/orlar? Ermenilernasılyaşıyorlar? Böyle /olaçıktık. Astrid Yayınevi'ni kurduk. Astrid, Ermcnice "Yıldızcık' demek. 1900'lüyıllardaErmeniler'in yaşamıhakcında birkitaphazırlamaya karar vcrdik.Kiap 'Ermeniler 1900' adını taşıyordu. "Erncni Tabusu" kitabınınyazarı YvesTernon •>ukitabıntekstiniya/dı. Fransa'dayaşayan jirküçükçocukbüyükbabasından geçmişin jyküsünü ve nasıl yaşadıklarını anlatmasını stiyor. Kitap, dcdcnin dilinden geçmişe bir /olculuk yapıyordu. Y ves Ternon' un teksti iiirselbirdillegeçmişteyaşananbirmutlulu|u dile getiriyordu. Bu kitap annemin bana ;ocukluğumdaanlattığıöykülerinbirdevanı gibiydi. Bu kitabın Türkçe olarak basılnası için hazırlık yapıyoruz. Ermeni Diasporası Araştırma Merked'nde pek çok doküman ve eski fotoğraflar oplamaya başladık. Başkakitaplarımdaoliu. Örneğin Yahudi Diasporası... Fransa'da<i Çingenelerin yaşamı üzerınc çalışmalar yapıpbelgetopluyorum.SadeceErmeniIerledeğil Fransızlarla Muscvilerlepekçokkijiyle çalıştım. Hatta Diaspora Merkezi'ni kurduğumda birlikte çalıştığım kişi de Fransız'dı. Benimdünyayabakışaçım,milliyet;i değil evrenscicidir. Milliyetçibirtutumum yoktur. Ermcniler'invarolankuruluşlarından belki debizi ayıran Ermeni milliyctçisi olmamamızdı. Merakım sayesinde belge toplamayı sürdürdüm. Ortaçağ'da yaşamış Ermeni şair KrikorNaregatsi ile Yunus Emre arasında bir karşılaştırma yaptık ve bunu öğrencilerin karşısında sunduk. Türklerin gccclerinesıksıkgiderdim,birçokTürkarkadaşımoldu. Kuzenim Yelda Yosmayan da Istanbul'da güzelsanatlareğitimialmıştı. Istanbul rııhu olanbirşehir. !lkkezTiirkiye'ye40yılönce, 1959yılında 18 yaşındayken gelmiştim. Çok fazlalstanbul'u gezmefırsatımolmadı. Ancak oatmosfer, o canlılık, o kalabalık, minareler, ezan sesleri, şehrin üzerindeki o sis, güncşin batışı, sanki kendimi küçük Yozgat'taymışım gibi hisscttim. Yozgat'a hiç gitmedım.Bu40yılsonraikincıgeliş,im. 18 yaş.ındaykenisyankarbirgençlıkruhuna sahiptim. Şimdi biliyorum ki.cn büyük isyankarlıkbirş,eylcrüretebilmck,bir!,cylerkurmaktır. Bırşeylcryaratmaktır. Istanbul'un cbedibirşehirolduğunudüşiinüyorum. Aslındabu40yıl içindclstanbul'unruhundan çok fa/la bir şey kaybcttiğini /annetmiyorum. Kaybolansadece belki ocski insanlar, azınlıklar, tabii 40 yıl önce azınlıklar daha çoktu. Azınlıklann sosyal ve kültürel yaşamdaki katkı ları daha etki 1 iydi. Bence bugun bunlar azalsa da hâlâ devam ediyor. Geçenlerde Ermeni toplumuna seslenen Agos gazetesini ziyaret ettiın, Ermeni yazarlann kitaplannı Türkçe yayımlayan Arasyayınevini ziyaret ettim, bir şekilde bu kültürün buralarda devam ertiğine tanık oldum. Fakat insan kay naklarının ve insan potansiyelinin azaldığı dabir gerçek. Amao Istanbul ruhu hâlâ yaşıyor. Dekor hâlâ var. Bence bellek resimlere ve ımaj lara dayanır ve bu da geleceğe doğru devam eder. Beni çeken nostalji değil. Ben hcryerin eski canlılığını kazanabileceğini düşünüyorum. Istanbul için de aynı düşünceleriçindeyim. 1986 yılında Armenia gazetesinin redaktörlüğünü yaptığım sırada bir yazımda şu soruyu sordum: "Türklerle acaba diyalog kurmak gerekir mi?" Bu soruya "Evef cevabı verdim. Bu yuzden beni gazetenin kapısına koydular. Charles Aznavour'la bir Ermeni gazetesi için göriişen ilk Ermeni gazeteci de ben oldum. Bu görüşme 1985 yılında gerçekleşti ve her ikimiz de diyaloğun gerekliliğinoktasındabirlcştik. 1992 yılında JacquesChirac'ındesteğiyle Ermeni Diasporası Araştırma Merkezi kuruldu. Bu Merkezi desteklemek amacıyla Parıs Belediyesi 'nde büyük bir toplantı düzenlendi ve bu toplantıya 1500 Ermeni katıldı. Bu arada Ani dergisini yayımladım. Anı dergisindeki ilk yazımdadaAnişehrinin bir buluşma merkezi olabileceği fikrini ortaya attım. Paris Belediyesi, bu fikir ilk ortaya atıldığı zaman bütün Ermenileri bıraraya getirmek hedefini önüne koymuştu. Ben bu konuda Ani'nin korunmasının çok önemli olduğunu savundum. Bu konuda da bir kitap yayımladım. Ortaçağ konusunda uzman ProfesörGeorgeDebusy ileberaberbirçalışma grubu kurduk. Şu anda FransızTürk ortak komisyonu Ani 'nin kurtanlması konusundaçalışıyorsanırım. Çünküyıllargeçtikçe bu zenginlik yavaş yavaş yokoluyor. Siz Ani 'yi görmüşsünüz çok şanslısınız, ben henüzuğruna büyük çabalarsarfettiğimAni'yi göremeditn. Ani'nin korunması Diaspora Ermenileri için bir güven vesilesi olabilir. Konuştuğunuzda, karşınızdabirisi olduğu zaman, sorduğunuz sorunun cevabını aldığınız zamanbu belki geçmişin acılannı silmez amageleceğe umutla bakmak için bir neden olabilir. Böyle bir diyalog olumluya doğru, iyiye doğru bir gidiş sayılabilir. Tabii ki ortak çalışmalar, diyaloglarbuaçıdançok önemli. Türkçe bir atasözü var: "Söz gümüşse suküt altındır." Ancak bugün susmak değil konuşmak gerekir. Sessizlikle hiç bir şey çözümlenemez. Tabii ki her aklımıza geleni söylememek şartıyla. Konuşurken özenli olmak, dikkatli olmak şartıyla. Resmi sessizliğin içinde Yves Ternon tarafından yazılan "Ermeni Tabusu" önemli bir çığlık oldu. Bizim için diyalog açısından önemli birsinyaloldu. Ermenilerarasındagünümüzdediyaloğa karsji olanların pckbulunduğu inancındadeğılim. Iki yıl önce Fransa'da, Paris'te ve Lyon'da Ragıp Zarakolu'nun da katıldığı söyleşilereherikinesilden ınsanlarkatıldı. Butoplantılardahiçkimsenindıyaloğakarşı olduğunu gözlemlemcdim. Biz de buna şaşırdık. Ne Hrmenistan'da, nede Diaspora'da diyaloga karşı çıkan hiç kımseyc rastlamadını. 1986 yılında Armenıa'daçahşırkcndurumfarklıydı, bugün daha farklı.Ogünden bugüneçok şeylcr deği^ti. Ermenistandevletinin olumluyaklaşımı, Diaspora F.rnıenilerinideetkıledi.Şöyledc düşüncbilıri/:O yıllardadainsanlardiyalogkurmanıngerekliolduğunainanıyorlardı, fakat cesaretedemiyorlardı. Şımdi Armenia gazetesi yok, Istanhul 1920 //. Izmirliyan ailesL. ama o dönemde belki gazete yönetimi de böyle bir diyalogdan yanaydı, ama cesaret edemiyordu. Bu konuda aynı fikirdeolmayan gazeteler bile günümüzde sayfalannı diyalog önerilerine açtılar. Bukonuyuelealdılar. Türkiye'nin resmi tutumunda ne yazık ki henüz bir değişiklik yok. Şu ana kadar kuvvetli bir işaret kuvvetli bir gösterge ortaya çıkmadı. Aydınlann bu konuda olumlu çabaları olduğunu söyleyebiliriz. Fakatneyazık kionlarınazınhktakaldıklarını düşünüyoruz. öte yandan azınlıkta olmasalar dahi devletin, sivil toplumun bu hareketini izlemediği bir gerçek. Insanlarbu yaptıklanmızı doğru buluyorlar, takdir de ediyorlar, fakat bizi sanki kahramanmışız, yadaDiyojen'in Lambasrymışızgibideğerlendiriyorlar. Bizirahatsızedenbutabu.Tarihinbirparçası, bu ülkenin tarihinin bir parçası. Bunu konuşmak hâlâ bir tabukonumunda. Bizi çok rahatsız eden bu. Bazı önemli köşe yazarları, sözdedeyiminikullanmanınyanlış olduğunu yazdılar, konuştular, ancak bu tutum bizi çok rahatsız ediyor. Bütün ülkelerin karanlık sayfaları oldu. Bunu yırtıp atmak mümkün değil, ya da bunu kapatmak ve üzerini örtmek. Ya da anlamını değiştirmek. Fakat bu sayfayı çevirebiliriz. Belki de tarihin bize sunduğu tek çözüm bu sayfayı çevirmek. Ben bu konuda iyimserim. Şosyalizm Sovyetler Birliği'nin olduğu dönemde dünya ikiye bölünmüştü. Ona karşı olanlar ve** 1X90 yılında 12 hin nüfuslu Mersin 'de 2500 Ermeniyaştyordu.