Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
31 FKİM 1999. SAY1 710 15 Birinci olgu: Birkaç gündür saat 19'da iş çıkışında Taksim'de Vakıflar Bankası'nın önünde ilkokul ünıformalı, yere yatmış kaldırımda ev ödevi yapan bir çocuğa rastlıyorum: 78 yaşlarındaki bu kız çocuğu, önünde açık duran bir okul kitabından bir şeyler okuyup duruyor. Ama her geçışımde kitabın hep o kocaman Atatürk resmi olan sayfasını okuduğunu görüyorum. Bazen yerini, aynı üniformayı giyen başka bir çocuk alıyor; ne tesadüf o da hep aynı sayfayı okuyor. Kaldırımda yatmış ev ödevı yapan çocuklara acımamak elde değil; gelen geçen para veriyor. Ikinci olgu: Ikinci olgu, Nişantaşı'ndan Amerikan Hastanesi'nin önünde orta yaşlı, esmer bir vatandaş, pijamasının üstüne gecelik giymiş, bir elınde reçete, diğerınde pijamasının kenarından dışarı uzanmış idrar sondasının torbası dileniyor. "Böbreklerim hasta; diyaliz makinesinden çıktım. Eve gidecek param yok" dıyor. Elindeki sondanın ucunun mesanesinde olduğunu sananlar bu ara birkaç doktor ve hemşireona para veriyorlar. Yere yatıp ders çalışma numarası yapmak da, çakşırına sıkıştırdığı sondayla "diyaliz"den çıktığını söyleyip dilenmek de belli bir düzeyde zekâ gerektirir. İki gözlemle genelleme yapılmaz ama dilencilerimizin, zekâ düzeyi açısından Avrupalıları yakaladıkları kesin... Ancak, yine de Avrupalı meslektaşlarından farklılar. Oradakiler insanı buluşlarıyla etkiliyorlar; bızimkiler ise, bizı akıllıca sergilenmiş gösterilerle kandırıyorlar. Orada zekâ kıvraklığı sergileyerek alkış topluyor; burada yalanını iyi örten, üçkâğıdını iyi çevıren, vatandaşının parasını kapıyor... Sadece dilencilikte mı?^ PAZARIN PENCERESINDEN Yaratıcı dilencilik SELÇLK EREZ L ondra. Portobello kalabalık. Bir dilenci, kaldırıma oturmuş, Isviçrelilerin ' dağlarında öttürdüklerini andıran upuzun bir ağacın kütüğünden yapılmış bir Afrika borusunu üflüyor: Boğuk ve uzaktan gelen, daha çok Jurasik bir ormanda kaybolmuş bir brontosaurus yavrusunun ulumalarını andıran bu ses, gelenin geçenin dikkatini çekiyor: önce, dar sokağı kaplayan, karşı kaldırıma kadar uzanan bu boruya basmamak için yol değiştiriyorlar, sonra sesi de, boruyu da üfleyeni de ilginç bulup tenekesine para atıyor ve gidiyorlar: Dilencilikte bile "yaratıcı" olmak yararlı oluyor: Farika borusu öttüren saçı uzun hippi aynı zamanda çok para topluyor. Adamın biri alabildiğine kerliferli giyinmiş Londra'da "Hyde Park"ın köşesinde dileniyor: Elınde bir yafta tutmakta; üstünde şu yazıyor: Çok yakın bir zamanda fakır düştüm; ama buna rağmen oğlumun Eaton'da (Ingiltere'deki en pahalı okullardan biri) okumaya devam etmesini istiyorum. Bu, gördüğüm en etkileyici "yaratıcı dilencilik" örneği değil. Yıllarca önce Prag'da Karlut köprüsüne giden yolda çömelmiş, yağmur sularının akması ıçın yapılmış mazgallara uzattığı olta ile balık tutmaya çalışan Çek dilencisini yağmurlu havada on dakıka durup seyretmiştım. Yanındaki sepette iki balık vardı. Turistler ve yerliler, bu yağmur kanalı balıkçısına gülüyor, sonra bendiline para atıp gidiyorlardı. Böyle "yaratıcriarın yanında, asla yaratıcı sayılmamaları gereken, ama yaptıklarının insanları güldürdüğünü, kendilerine bu yüzden para verildiğini fark edip üsluplarını sürdürenler de var: Ercan Arıklı dostum, yıllar önce Hindıstan'da "No Papa, No Mama!" .r (Yani "Anam Yok, Babam Yok!" diye dılenen uzun beyaz saçları sakalına karışmış ihtiyarlardan bahsaçmıştı. Batı'dan ve Doğu'dan böyle "yaratıcı dilenci" olguları aktardıktan sonra, ulusal meydanlarımızda ve sokaklarımızda sadece seslerinı tıtreterek "Bir ekmek parası ver ablaa!" diye dılenen, bundan ötesini tasarlayamayan dilencilerimizden söz açmak belki de ulusal onurumu ırgaladığından gelmiyordu içimden. Yazımı bu nedenle, ulaştığı noktada bırakıp en görkemli meydanlardan en kuytu varoşlara kadar dolaşmaya, dilencilerimizi gözlemeye başladım. Birkaç gün süren bu "tetkık seyahati", sıra dışı, zekâ ürünü görüntüler sergileyerek dilenenlerın yollarımızda belirmeye başladığını ortaya koydu. Sadece iki olgu aktaracağım: 3 . DR. NEJAT F.ECZACIBAŞI ULUSAL BESTE YARIŞMASI 1996 yılında birincısı, 1996 yılında ikincisi gerçekleştirilen *Dr. Nejat F.Eczacıbaşı Ulusal Beste Yarışmasrnın üçünciisü 2000 yılında... Önceki yıllarda olduğu gibi yarışmanın amacı, çağdaş Türk bestecilenni yeni yapıtlar yazmaya teşvik etmek, seslendirilmeleri yoluyla ülkemızde ve yurt dışında tanıtmak, izmir'in övünç kaynağı, İKSEV'ın ılk başkanı, büyük sanatsever, ünlü işadamı Dr. Nejat F. Eczacıbaşfnın anısını yaşatmak, onun yaşamı boyunca mücadelesini vermış olduğu sanat olaylarını topluma sunuş çabalarına katkıda bulunmaktır. 3. Dr. "Nejat F.Eczacıbaşı Ulusal Beste Yarışmasf yalnız Türk bestecilenne açık olup, iki kategorıde gerçekleştirilecektir. 1. Kategori Birinciye: 2 milyar TL. Ikinciye: 1,5 milyar TL. Üçüncüye: 1 milyar TL. Yarışmanın bırınci kategorısı önceki yıllarda olduğu gibı orkestra yapıtları arasındadır. ikinci kategorisi ise piyano eşlikli çocuk şarkılarıdır. 2000 yılı, T.B.M.M.'nin 80. kuruluş yıldönümüdür. Ulu Önder Atatürk, 23 Nisan 1920'de T.B.M.M.'ni açarken.bu anlamlı günü Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak ilan etmiştir. Bu nedenle İKSEV, yarışmanın ıkinci kategorisini çocuklara ayırmıştır. Yapıtlar en geç, 1. kategori için 11 Şubat 2000, ikinci kategori için 7 Ocak 2000de saat 17.00'ye kadar Vakıt adresinde olacak şekilde postalanmış ya da imza karşılığı elden teslim edilmiş olmalıdır. Postadaki gecikmeler dikkate alınmayacaktır. 2. Kategori • Beş şarkı ödüllendirilecektir. Her bir şarkı için: 400 milyon TL. ODULLER • • • Ödül kazanan yapıtlar ve şarkılar İKSEV tarafından yazdmlacak ve 2000 yılında seslendırılerek Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı haftasında T.B.M.M. Başkam'nın da katılımıyla sanatseverlerin beğenislne sunulacaktır. SEÇİCİ KURUL 1 . Kategori GÜrer Aykal Orkestra Şefl, Erol Erdinç Orkestra Şefı, Rengim GÖkmen Orkestra Şefi, Çetin IŞlkÖZİÜ Bestecı, Hikmet Şİmşek Orkestra Şefi, Istemihan TavilOğlU Bestecı, llhan Usmanbaş Bestecı. 2. Kategori Cenan Akın eesteci, Muzafter Arkan Bestecı, Müfit Bayraşa Bestecı, Kumru Canku Çocuk Korosu Şefi, Süleyman Kıvrak çocuk Komsu şetı (Seçtci Kurul uyelerı, soyadlarına göre alfabetik olarak sıralanmıştır) HER TÜRLÜ BİLGİ VE ŞARTNAME İÇİN: İKSEV Şair Eşref Bulvarı No: 58 Park Apt D.4 Alsancak/ İZMİR Tel. 0 2324630300 Fax: 0.232.4630077 T.B.M.M. Başkam'nın Himayelerinde İZMİR KÜLTÜR SANAT VE EĞİTİM VAKFI