26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

14 P»bul'u ise incc minareleriyle ihtişamın başka bir yüzü olan "büyülü Doğu'nun" kapısinı açıyordu. bugün belgelenemeden yok edilmiş olsa bileMeryem'inKudüs'tengetirilmişkuşağının saklanıldığı bu kilise ve mescid de unutulmadı. yük birsırrı"çözmüştü. Yıllardan beri, restorasyon adı altında, korumakurulundanizinli,izinsiz,yadakaçak olarak otel, motel, halıcı vc çeşitli zerzevat dükkânlarına kurban edilen tarihi yapılar için mücadele veren bölge sakinleri, arkcolog ve uzmanlarşaşkındılar. Yıllardırdillerinde tüy bitmişti bu bölgede yaşanan sorunlan anlatmaktan. Kültür Bakanlığı'nın ilgili kurumlarına, medyaya koşuşturmuş, ihbar etmiş, suç duyurusundabulunmuş hatta biraz"ileri giderek"davalaraçmışlardı. Yasa ve koruma ilkeleri gereğince yapılan kurtarma kazıları "bozyap" temel kazılanna, yani yatırımcının ya da arsa sahibinin yatırdığı parayı kurtarmaya dönüşüyordu. înşaat sahibi, bodrum katına inince, Bizans ya da Osmanlı galerilerine, sarnıçlanna düşüveriyordu. Hemencecik müze denetiminde, gece gündüz demeden büyük özvcriyle yapılan birtemel kurtarma kazısı, ardından rölöve ve nihayet hiç vazgeçilemeyen şu kutsal ruhsat!.. CUMHURİYET DERC temel kurtarma kazısı dışında durdurmay yetmemişti. Ya da aynı sokak 42 numarac saray kompleksine ait yer döşemesi ve diğt buluntularda da arkeolojik kazı yapılma için yeterli derccede değerli bulunmamıştı İşler aslındayatırınıcıların istcdiğigibi yi rüse de, kuruldan izin almak, projeyi ona} latmak, müzeye, belediyeye bildirmek gil zahmetlerekatlanmayanhızlıgirişimcilerı vardı. Örneğin, Arasta'nın köşesindeki il katlı tarihi binayı"kimscyi yormadan" keı di kendine yıkıveriyor, daha ait katmandal Horasan harçlı saray a ait kalıntıyı daattıkta sonracephesicicilibicilibirbinaçıkanver yordu. Insanlarbu işe de çok şaşırıyorlan çünkü raporedilmesinekarşınbubinahale dimdikayaktaydı. Üstelik müteahhit"cnay liklerine doymasınlar" diyerek ne kad; "çağdaş zihniyetli" olduğunu da gösterebil yordu. öte yanda çok garip yanıtlarla savuşturı lan kaçak inşaatlara da rastlanıyordu. lzi konusu sorulduğunda, "Evet, biz Boğaziı Kurulu'ndan izin aldık" diyebilecek den "saf" girişimciler de vardı.Bazıları ise, il bardan sonra izin alıyordu. Örneğin, Ayaso yaMüzesi'ninatriumunda(avlusu)yapıla binaya, ihbaryapıldıktansonra kurtarmak; zısı karan vermişti kurul. Aslındaaradagi rip olaylara da rastlanmıyor değildi. örnt ğin, Gedikpaşa otoparkı. Uzmanlara gön kesinliklcyapılaşmayasağıgetirilmesigen ken yere kurul izin vermişti. Ancak karard lstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürü Dr. A pay Pasinli'nin ımzası olmasına karşın h( nasılsa bundan müzenin haberi olmamıştı v otopark inşaatı bir süre müze denetiminde yoksunkalmıştı. Birde"aşırıişlev"kazandınlanrestora.' yon projeleri vardı. Örneğin, Binbirdirel Aralan2.20metresıklıktakiçiftga!erili22 sütunlu bu sarnıç, hangi açıdan bakılırsa b< kılsın muhteşem bir perspektif veriyordı Uzmanlara göre sağlamlaştırılmasıdışınd hiç dokunulmaması gerckcn yere dükkâ yapılmak istenmesi inanılmazdı. Nefes alan heykeller... Sürek 1 i deviralınan mirasla harmanlaşmış bu karmaşa kent, tüm zamanların tüm gezginleri için ortak birduyguyu yaratıyordu: Acı, hüzün ve tutku. Bu, Herodotos, Strabon, Ksenophon'un anlattığı antik çağ, ya da Konstantinos Porphyrogenetos, Şair Pavlos Silentiarius, Ruy Gonzales de Clavjo'nun aktardığı Bizans ve nihayetinde 20. yüzyıl insanına artik pek uzak ama açik olmayan Osmanlılstanbulu'nunizlerininpeşinedüşüp de çok f azla şey bulamayanlann hüznüydü. Yitip gidenin harabclerinin yanıbaşında keşfedilmeyi bekleyenyenininçekiciliği ise tekrardan tutkuylabağlıyordu insanı tstanbul'a. Veanlatılanlar.yazılanlarbirhayal gibi çok gcri lerde kalsa da hiç unutulmuyordu. Homeros'un yüzyirmi ayak uzunluğundakiyılanbağırsağınayaldızlıharflerleyazılı Ilias veOdysseia'sınınaltıyüzbinciltkitabı banndıran Basi lica'yla birlikte yanışı; bir zamanlarSultanahmetparkındayeraldığıdüşünülen Zeuksippos Hamamrnın mermer ve tunçtan yapılrruş heykellerinin ünü de unutulmayacaktı. Yetmişe yakın heykcl ncredeyscnefesalıyorgibiydi ve Homeros'un, sakalı kayıtsızca uzamış, yaşlılıktan ve derin düşüncelerinden dolay ı sarkmış yüzü Kedneros'unanlatımıylabinlerceyılyaşayacaktıbelleklerde.MagnauraSarayrndatavana yükselirken iki yanındaki altın kaplamalı aslan heykellerinin kükrediğişu pek ünlütaht da. Yadasekizaynyöneaçılansekizkapılı, sekiz köşeli salonunda altından bir ağaç vc onun üzerinde cı vıldayan altından kuşların olduğu Khrysotriklinos Sarayı, yine heykelleri vc mozaikleriyle ünlü KJıalke Sarayı, kutsal emanetlerin saklandığı NeaKilisesi... Gülhane Parkı karşısındaki Khalkoprateia Kilisesivedahasonrabirbölümüneyapılan Acemağa Mescidi de unutulamayan pek çok eserin arasındaydı. Yakıt deposu, otcl dcrkcn Ayrıcalıklı otel... Geçen ay, eski Sultanahmet Cezaevi, şimdiki Four Seasons Oteli'nin avlusunda ortaya çıkan çıkanlan Büyüksaray'a ait bölümler, bu 2500 yıllık tarihi ve onun ardında bıraktığı kültürel değerleri yeniden canlandırdı. Uzmanlann, Khalke, Daphnc, Magnaura sarayları ve benzeri yapı gruplarının olduğu bölge olarak gösterdikleri yerde çıkan bu kalıntılar, Büyüksaray'ın günyüzüne çıkan ufakbirucuyalnızca. Hernekadarbölgede sürdürülen herinşaatböylesiuçlarvermesine karsın medya nedense Four Seasons Oteli 'nin avlusunda çıkanı sevdi. örneğin, aynı otelin hemen karşısında, Kutlugün Sokak, 33 numaradaki inşaatın temel kazısında ortaya çıkan çcşitli yapı birimlerinden oluşmuş Büyüksaray'a ait tonozkemer sistemli galeri ya da 65 numaradaki toprak üstünc tck kalıntı veren Magnaura (Merdi vcn Kule) Sarayı'na ait bölümlere de daha önce gümşığı girmiş olsa da, lstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürü Dr. Alpay Pasinli'nin kazdığıbu yere "ayrıcılıklı"birışık girmiş olmalıydı. Ayrıca, bu birimlerin hemen hemen tümü birbiriyle bağlantılı ya da devamıniteliğindebiryayılmagöstersede bu yerin bambaşka bir anlamı olmalıydı. Hangi saray olduğu kesin olarak doğrulanamasa da Büyüksaray 'ınkontürleri üzerinde 19. yüzyıldan bu yana araştırmalaryapılıyordu. Planlarçıkarılmıştı,birçokrestitüsyon denemeleri vardı. Hatta sınırlar konusunda daha kesin bilgilereulaşmakamacıyla Eugenia Bolognesi başkanlığında 1992'den beri sürdürülen çalışmalar, 1990'da Yeraltı Aramacılık Bilimseli Araştırma Kuruluşu'nun yaptığı jeofizik çalışmalarlasaptanan yeraltı kahntılarıylailgili 100 sayfalık rapor müzeye verilmiş olsa da Pasinli'nin "kcşfi" hepsini geçmiş ve "bü Klmseyi yormadan yıktı... Korumacılar çok şaşınyorlardı, çünkü, 2863 sayılı Kültür veTabiat Varlıklan Koruma Yasası 'nin 5. maddesine göre korunması gerekli toprakaltı ve üstü arkeolojik buluntular devlet malı niteliğindeydi ve sonuçta kamuya aitti. Aitti ait olmasına ama yatırımcı tarafından "işlcvsclleştirilen" tarihi mekânIann49yillığınakirayaverilmesindebirsakıncagörülmüyordu. Ama, koruma kurulu, 1995 yılındabirkararalarak burasını 1. derece arkeolojik sitalanıilanetmişti. Demekki burada kesin olarak korunması gerekli arkeolojik kalıntı vardı! Bu durumda, bölgcyc yapılacak müdahale, ancak bilimsel arkeolojik kazıçerçevesindeolabilirdi. Ama işler, ne arkeoloj ik kazı ne de hukuk çerçevesinde yürüyordu. örneğin Küçükayasofya Caddesi'ne girişte, yinc bir otelin yapımı sırasında çok nadir bulunan Helenistik mezartaşları, mozaik, geç antik özellikli devşirme sütun başlıklannınçıkması, inşaatı Görgü ve sevgl işi! Ama asıl hayret verici olan 20. yüzyıl ba: larında lstanbul'a gclen ünlü araştırmacıla Corbousier, Ebcrsolt vc daha sonra 1930'laı da lstanbul Nazım lmar Planı'nı yapa Prost'un önerileriydi. Onlar büyük cüretl Ayasofya ve çevrcsinin yapılaşmaya kapa arkeolojik park olmasını teklif etmişlerd Bu teklife bir yanıt Prof. Dr. Scmavi Ey ce'dengelmiş, parkkonusundagörüşüisU nilen üç üyeden biri olarak 19.2.1965 tarihi Gayrimenkul Eski Eserler vc Anıtlar Yükse Kurulu'na yazdığı raporda şu saptamalar yer vermişti: "..RomantikbirarzuileçokileridekiFrar sızarkeologlannabiraraştırmasahasıhazıı lamak üzere, arkeolojik park olarak boşbıre kılması istcncn bu çok geniş sahada, hakıkt ten mimari bir önemi olan kalıntılar zannc dildiğindendeazdırveya toprak kalıntılan nı büyük birhassaslık ile korumak gerckı yorsa, bu hassaslığı şimdiye kadar başkaycı lerde göstermişolmakgerekirdi... Istanbul'u mcscla bir Roma gibı harabe lerlc birlikte yaşayan bir şehir haline getiı mek çok zordur. Bu bir görgü ve sevgi işidir. Günümüzgerçeklerinindayattığıfaktöı ler daha önemliydi elbettc. Tarihi, kaynak lardan okumak daha tatlıydı vc istenildig kadar süslenipabartılabilirdi. Kalıntılarage linceokadarelzem değildi. Zaten çok eskiy diler (!) vc bunlardan eli yüzü düzgün olan lar, ancak cilalamp, betonlarla sakıştırıldık tan sonra prestiji yüksek şık bircafe, restoraı ya da depo, otcl çamaşırhancsi vb., halin^ dönüştürülcbiliyorsabırişeyararlardı.^ Sultanahmet'teki Four Seasons Oteli'nin avlusunda sürdürülen kazı çaltsmaları... (Fotoğraf: MURATÖZTÜRK)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear